İş hayatı yeterince sıkıcı ve monoton... En azından hafta sonları elinize bir kitap alın. Bir sergiye, tiyatroya veya sinemaya giderek yaşadığınızın farkına varın...
Film:
Trendeki Kız: İngiliz yazar Paula Hawkins'in geçen yıl yayınlanan ve hala "en çok satanlar" listesindeki yerini koruyan polisiye-gerilim türündeki romanının merakla beklenen beyazperde uyarlaması vizyonda. Yönetmen Tate Taylor tarafından büyük başarıyla sinemaya aktarılan hikayede, alkolik bir kadın günlerini her gün aynı trenle seyahat ederek geçiriyor. Trenin camından eski oturduğu muhitteki evleri ve insanları gözlemler. Mükemmel bir çift, mutu bir aile... Hayatta sürekli kaybeden Rachel'ın sahip olamadığı her şey, tren camının dışındaki gerçek hayattadır. Onun payına düşen ise sadece gıpta ile gözlemek, hayaller kurmak ve kafasındakileri çaresizce bir defter sayfasına çiziktirmektir. Ta ki günün birinde, cinayet örgüsünün içinde kendini buluncaya kadar. Rachel parçalanmış yaşamını, dağılmış zihnindeki kaybolmuş parçaları bir araya getirerek bir puzzle gibi yeni baştan kurması gerekir. Alkolik ve patatik Rachel rolünde Emily Blunt, gerçekten muhteşem. Bu sene Oscar adaylığına kesin gözü ile bakıyorum. Hatta, işi daha ileri götürüp, "Emily, Oscar'ı alır" diyorum . Trendeki Kız, aldatan erkeklerin eşlerine yaptığı duygusal tacizi çok net ortaya koyan, kadına kendini değersiz hissettirerek üzerlerindeki suçu atma eğilimini cesurca masaya yatıran bir film. Emily Blunt, alkolik ve kaybeden kadın rolünde o kadar sahi ki, çok detaylı bir oyunculukla seyirciyi iyi oynadığına değil "o kadın" olduğuna inandırıyor. Filmi mutlaka izleyin...
Sergi:
Usta fotoğrafçı, tecrübeli foto muhabir ve şimdinin Instagram fenomeni Mustafa Seven'in fotoğraf sergisi "Faces of Earth" İstanbul Olympus Galeri- artloft-fototrek'te açıldı. 22 Kasım'a kadar süren sergide,Mustafa Seven'in objektifinden muhteşem portreler , dünyanın dört bir yanından insan manzaraları sizi bekliyor.
Tiyatro:
Ekim demek tiyatro mevsimi geldi demek. Haftanın oyun önerisi, "Akciğer". Mehmet Birkiye'nin yönettiği, "tiyatro.İn" çatısı altında Moda Sahnesi'nde izleyebileceğiniz, Engin Hepileri ve Nergis Öztürk'ün oynadığı, sezonun en yeni oyunu "Akciğer" ilk günden itibaren izleyicilerden aldığı övgüler ve sorguladığı "çocuk yapmalı mı yapmamalı mı" meselesi ile daha şimdiden sezonun en merak edilen oyunu olmayı başardı. Ajandaya not etmeli ve sezonda mutlaka izlemeli.
Kitap:
Dünyanın belki de en çok satan yazarı "Paulo Coelho"nun yeni kitabı, "Casus" bu hafta çıktı. Bir dönemin ünlü dansçısı, sosyetenin fanfatali Mata Hari'nin, kendi mektuplarıyla ve dönemin tanıklarının notlarıyla harmanlanmış yaşam öyküsünü, casusluk yaptığı iddiasıyla idamına neden olan kibirli yaşamını, yazarın akıcı kaleminden okuyabilirsiniz.
Evde dizi ve film keyfi
Eski bir filmden uyarlama, yeni bir dizi keşfettim, hemen paylaşmak ve bir taşla iki kuş vurmak istedim. Yul Brynner'ın oynadığı 1983 yılı filmi "West World" filmi, şu anda aynı isimle HBO yapımı dizi olarak karşımızda. Yazan ve yöneten Micheal Crichton, 33 yıl evvel, o zaman için fazla ileri sayılacak bir konuyu işlemiş. Anthony Hopkins ve Ed Harris gibi oyuncularla aslında bugünün moda konusu "Yapay Zeka" şimdi dizi olarak karşımızda. Henüz iki bölümü yayınlanan bu seriye hemen başlamanızı tavsiye ederim. Ayrıca Yull Brynner'ın oynadığı orjinal filmi de mutlaka hemen izlemelisiniz.
Yapay zeka olarak özel üretilmiş, insan formundaki robotlardan oluşan bir dünya "Westworld". Elbette, oradaki robotlar, kendilerini insan sanıyor. Gerçek insanlar da turistik olarak, tıpkı bir tatil köyüne gider gibi Westworld'e gidip, her tür günahı tadabiliyor. Tecavüz, cinayet her şey serbest. Sonuçta onlar robot ve ertesi günü, hiçbir şey olmamış gibi sıfırdan yeni müşterilerin maceraları için güne başlıyorlar. Ama günden güne "yaratıcı-Anthony Hopkins- tarafından geliştirilen yapay zekalar gittikçe insana daha çok yaklaşıyorlar. Hem film hem diziyi karşılaştırmalı izlemek harika olacak, emin olun. Şimdiden iyi izlemeler.