Bugün Sevgililer Günü... Ve ben büyük ihtimalle şu an, hayatımda ilk kez 14 Şubat'ı, her yanı saran kırmızı kalpler ve toplu bir aşk histerisinden uzak geçiriyorum. Eğer büyük bir terslik olmadıysa sevgilim yanımda. Allah sağlık verirse, çok da mutluyuz. Ama "heeeey biz çiftiz" diye her yerde yapış yapış üzerimize gelen anlamını bir türlü çözemediğim zoraki kutlama havasının çok uzağındayız. Çevremizde, bugün yemeğe çıkacak bir flört bulamadığı için depresif insanlar yok. "Aşk" var havada hem de buram buram. Ama ispatı için her yerde uçuşan hediye paketleri yok. Sıcak bir iklim, sıcak insanlar ve insanın ruhunu ateşleyen bir müzik ve aşkı yaşatan dans var. Hayır hayâl aleminde değilim. Küba'dayım. Umarım ki hayal kırıklığına uğramıyorum. Dönünce, ömrüm boyu düşlerimi süsleyen bu ülkeyle ilgili izlenimlerimi paylaşmak için sabırsızlanıyor, bugün için değil ömrünüzün her günü için size büyük bir aşk diliyorum.
Bu satırları Küba'ya uçuş için hazırlanırken yazıyorum. Internet, Küba'da pek az bulunurmuş, o yüzden yazımı birkaç gün önceden editörüme yollamalıyım. Çok heyecanlıyım ve aynı zamanda biraz da korkuyorum. Çünkü tüm ailesi pilot olan ben, itiraf ediyorum ki uçaktan biraz korkuyorum. 3,5 saat Fransa ve ordan 10 saat Havana... Uzun bir uçak yolculuğu beni bekliyor yani. Ama hazırım. Yanıma aldığım çantamda; ince bir hırkam, fulâr, boyun yastığım, atıştırmalıklarım, uyku için göz bandım, patik çoraplarım, burun damlam, kulak tıkanmasına karşı antihistaminik hapım, nemlendiricim, kulaklığım, kolonyam, dudak kremim , dergilerim ve tabii ki kitaplarım var. Yani sanki havada 15 gün kalacak kadar hazırlıklıyım. Böyle zamanlarda kaplumbağaları çok kıskanıyorum, ben de onlar gibi evimi yanımda taşımak istiyorum. "Jet-lag" olmamak için, kaptan pilot olan eşimin küçük kardeşinin uyarısını dinledim ve saatimi Küba'ya göre ayarladım bile. O saatin düzenine göre uyumalıymışım. Böylece gecem gündüzüme karışmazmış. Meraklıyım, heyecanlıyım, korkuyorum yani çocuk gibi hissediyorum. Ve ben 56 model arabalarıyla film platosunu andıran Küba'ya, tarih kitabının ucu kıvrılmış bir sayfasına doğru yola çıkıyorum.
Hasta la vista!
Hafta sonu tavsiyeleri
Film:
Intersteller- Yıldızlar Arasında: Hala vizyondayken kaçırmayın. Bence evin konforunda değil, sinemada izlenmesi gereken bir film. Matthew McConaughey'in başrolünü oynadığı bu film bence gelecekle ilgili çok şey söylüyor.
Before I Go To Sleep- Uyuyana Kadar: Nicole Kidman ve Colin Firth'ün başrolünü oynadığı bir gerilim filmi. Her gece hafızası sıfırlanan bir kadının, hayatını ve geçmişine çözmeye çalışması üzerine akıllıca kurgulanmış bir senaryo ve başarılı oyunculuklar. Gerilim sevenler kaçırmasın.
Whiplash: En iyi film de dahil olmak üzere 5 dalda Oscar adayı, yılın en sürpriz filmi. 20 gün gibi kısa bir sürede çekilen film, tüm dünyadaki sinema ve müzik severleri kasıp kavuruyor. Sanatta başarı için çekilen acıları, alın teri ve gözyaşını anlatan filmde "müzik" başrolü oynuyor. JK Simmons, inanılmaz performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı'nı alır mı bilemeyiz ama sinema seyircisinin hafızasındaki "unutulmazlar" pâyesini çoktan aldı.
Oscar kabuğundan çıkıp bir sürpriz yapmadıkça En İyi Film Oscarı'nı alması zor da görünse bence En İyi Uyarlama Senaryo kategorisinin en güçlü adayı. Her şeyi bir kenara bırakın ve bu filmi sakın kaçırmayın!
How To Train Your Dragon- Ejderhanızı Nasıl Eğitirsiniz: İşte size "aile boyu" izlenecek harika bir film. Çocuklar bahane, bu film şahane. Oscar'da En İyi Animasyon Filmi ödülünün de en kuvvetli adayı.
Kitaplar:
"Bir Nefeste" serisini kesinlikle tavsiye ederim. Üç kitaptan oluşan bu serinin, "Bir Nefeste Dünya Tarihi" ve "Bir Nefeste Dünya Mitolojisi" kitapları, hem yetişkinler için derli toplu bir özet, hem de orta okul ve lise öğrencileri için derslerine yardımcı kaynak... Serinin üçüncü kitabı ise bence en ilginç olanı: "Bir Nefeste Cinsellik Tarihi". Özellikle, bizim gibi cinselliği tabu edinmiş ülkeler için tarih boyu cinsellik sürecinin izini sürmek, "günah ve doğal" arasındaki kavgayı sonlandırmak açısından önemli. Her kütüphanede bulunması gereken bu sade anlatımlı seriyi mutlaka tavsiye ederim.