Anne olmak demek...

Bir mola verin, susun, kenara çekilin, bizimle ilgilenin! Bugün anneler günü. Bir gün olsun keyifle bugünü geçirmemize izin verin.

Memlekette seçim varmış, siyasi arena iyice kızışmış, dolar 4 buçuğa dayanmış, zamlar kapıdaymış, çarşambayı sel almış... Bugün değil... Bir mola verin, bir susun, bir kenara çekilin, bir bizimle ilgilenin! Bugün anneler günü... Bir gün olsun sevinip, derdi tasayı kenara bırakıp keyifle bugünü geçirmemize izin verin. Bir günü, hiç değilse bugünü bize verin. Şu anda bile tahtalara vurarak, olaysız, kazasız geçecek bir gün daha dileyerek bu satırları yazan bir anneyim. Anne olmak demek zaten bitmez bir endişe kuyusuna düşmek demek ama Türkiye’de anne olmak demek her an kalbi ağzında yaşamak demek. Biz bu memleketin tüm evlatları için gün be gün içten içe eridik. Yorulduk artık ama çok şey haketsek de hiçbir şey talep etmedik. Yine de kitap aralarında kurutulmuş güller gibi unutulup gitmek istemedik. Bugün anneler günü... Farkedin bizi... Sıkıntılarımızı, isteklerimizi, hayallerimizi, üzüntülerimizi, heyecanlarımızı, yürek yaralarımızı görün, dönüp bir bakın derinlerimize... Yarın önünüze dönüp, boşverip gitmemecesine...

Haberin Devamı

Anne olmak demek;

- Hiç bitmeyecek bir endişe hali...İlk kalp atışı duyulduğu andan , anne kalbinin son vuruşuna kadar her an endişe kuytularında yanmak demek.

- Sadece kendi çocuğun için değil, tüm evlatları yüreğine basmak demek.

- Memlekette yaşanan her olaydan, atılan her adımdan sonra, gelecekte çocukların yaşamının nasıl etkilendiğini sürekli hesap edip, için için erimek demek.

- Gün içinde binlerce veriyi işleyip, beynini lime lime edecek kadar çok ince detayla uğraşmak demek.

- Anlaşılamamak demek.

- Anlamamakla suçlanmak demek.

- Sınırsız ve eşitsiz sevmek demek.

- Gönüllü köle olmak demek.

- Karşılıksız sevip, sonra bir sevgi kırıntısı için delirmek demek.

- Çok yorulmak ama hiç durmamak demek.

- Çok üzülüp çok mutlu olmak demek.

- Sürekli atıp tutmak, asla yerine getirilmeyecekler tehditler savurmak demek.

- Asla gerçekleşmesi istenmeyen şeyleri haykıra haykıra dilemek, içinden sürekli “tövbe tövbe” demek.

Haberin Devamı

- Dinmeyen bir vicdan azabı ile yaşamak demek.

- Sürekli kendini suçlamak demek.

- Sürekli atıp tutmak, sonra tükürdüğünü yalamak demek.

- Kendini doldurup doldurup, sonra duvarlarla dostluk kurmak demek.

- Bir daha asla deliksiz bir uyku uyumamak demek.

- Hep korkmak demek.

- Sürekli senaryolar üretip, rüyalarda Hollywood sinemasına taş çıkartmak demek.

- Kendinden başka kimsenin kaale almadığı komplo teorileri uzmanı olmak demek.

- Kendin söyleyip kendin dinlemek ama yine de susmamak demek.

- Asla pes etmemek demek.

- Kapıdan kovsalar, söz konusu evlatsa Noel Baba olmaya razı gelmek demek.

- Sıkışınca Nasreddin Hoca latifelerinden medet ummak demek.

- Bir an dünyanın en başarısızı sonra ise süper kahraman gibi hissetmek demek.

- Bir gün değerinin anlaşılacağı umudunu hiç kaybetmemek demek.

- Görüp de görmemiş gibi yapmak demek.

- Görmediğini, görmüş gibi anlatmak demek.

- Kafası hep karışık olmak, kararlarından emin olmamak, hep bir pişmanlık arafında hareket etmek demek.

Haberin Devamı

- Ne yedireceğini ne giydireceğini şaşırmak demek.

- Vazoya bardak, saksıya tuzluk diyecek hale gelene kadar zihnini düşüncelere boğmak demek.

- Her şeye yetişmeye çalışıp, hiçbir şeye yetişememekten şikayetçi olmak demek.

- Tüm yukarıda saydıklarımı 24 saate sığdırıp, sadece 1 dakikalık bir gülümseyişten sonra unutuşa geçip, ertesi gün için anında sıfırlanmak demek.

- Her gün yine, yeniden aynı maddeleri tekrar ve tekrar yaşamak demek.

DİĞER YENİ YAZILAR