Arabası hurdaya çıkan depremzedelere kasko uyarısı: Poliçede bu maddelere mutlaka bakın
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, yıkılan binaların altında kalan otomobillerde teker teker çıkartılmaya devam ediyor. Deprem nedeni ile binlerce otomobil hurdaya çıkarken vatandaşlar, kasko poliçeleri kapsamında zararlarını temin edebilmek için başvurulara başladı. Poliçe uyarısında bulunan uzmanlar ise hangi risklerin teminat dışında kaldığını açıkladı.
YASİN ARSLAN | gazetevatan.com
Binlerce kaskolu araç depremde hasar gördü ya da kullanılamaz hale geldi. Hak sahipleri sigorta şirketlerinden ödeme bekliyor. Uzmanlar, kasko poliçelerinde ‘deprem zararı teminatı’ ifadesine dikkati çekti. Evi hasar görenlerle ilgili Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından yapılan açıklamaya göre ise deprem bölgesinden gelen hasar başvuru sayısı 290 bin 558'e, ödenen tazminat 1 milyar 120 milyon 191 bin liraya ulaştı. Yaşanan felaket sonrası sigortacılık alanında bilgi kirliliği yaşandığını belirten TÜKONFED Bankacılık Komisyonu Başkanı Hüseyin Ölmez, “Mağduriyetin önemli nedenlerinden biri, vatandaşımız sigorta yaptırırken; ‘riskin doğmasını’ değil; yasal zorunluluktan ve sigorta bedelini düşünerek karar veriyor” dedi.
"VATANDAŞLAR POLİÇESİNİ ALMIYOR"
Konuyla ilgili gazetevatan.com’a değerlendirmede bulunan Ölmez, “Sözleşme kurulmadan makul bir süre önce sözleşmeye taraf olmak isteyen ve talep edilmesi hâlinde sigortadan faydalanacak diğer kişilere sigortacı tarafından verilen ve sigortanın kapsamı, işleyişi ve tazminat ödeme kurallarına ilişkin özet bilgileri içeren metni’, sigorta talep edene vermesi zorunlu olduğu halde, uygulamada, ‘yapılıyor’ gibi yapılması büyük bir etkendir. Bunun da ötesinde; çok sayıda sigortalı vatandaşımız, parasını ödediği sigorta poliçesini almıyor, alsa bile muhafaza etmiyor.
Risk doğduğunda, güncel olarak deprem sonucunda sigortalı vatandaşlarımızın aklına sigorta poliçeleri geliyor, gerek satın alırken poliçede yer alan klozlara bakmayan/bakmasına olanak verilmeyen sigortalı, poliçesini de muhafaza etmediği için bilgi kirliliğinin etkisinde kalmasında; hatta depremi fırsat bilen haksız kazanç peşinde olanların çirkin ağına düşüyor” ifadelerini kullandı.
Deprem sonrası tartışmaların odağında 2 sigorta türünün olduğunu söyleyen Ölmez, bunlardan birinin kasko diğerinin ise DASK olduğunu söyledi.
"BAZI RİSKLER TEMİNAT DIŞINDA YER ALIYOR"
Ölmez, depremde çok sayıda aracın ağır hasar gördüğünü ifade ederek, “Kasko sigortalarında, ‘sigorta bedeli’ saptamalarında, taşıtın piyasa fiyatı ile önemli farklılık olmasına karşın, sigorta poliçesinde yer alan ‘kolozlarda’ değişiklikler yapılarak, bazı riskler teminat dışında yer alıyor. Pek çok kasko sigortasında ‘ucuz’ olmasını sağlamak için, deprem, doğal afet vb. gibi riskler yer alıyor. Pek çoğu da olası bir trafik kazasına teminat sağlıyor. Bu nedenle; depremde zarar gören, hatta pert olan pek çok taşıtın sigorta kapsamı dışında kaldığını üzülerek görüyorum. Buna hukuki olarak da yapabileceğimiz bir şey ne yazık ki yok” dedi.
"BU FELAKET MİLAT OLMALIDIR"
Kasko sigortasının kredi bağlantılı olarak yapılması durumunda bankalar ve finans kurumlarının özel bir uygulama yapabileceğinin altını çizen Ölmez, “Söylediğim olumsuzlukları önemli bir nedeni ise, sigorta şirketlerinin özellikle hasar ödemelerinde, sigortalıya karşı olumsuz tavırları de neden oluyor. Yaşadığımız acı deprem deneyimin, pek çok konuda milat olarak kabul edilerek, olumsuzluklardan arınılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
"ARTAN PARA VARİSLERE ÖDENİR"
Zorunlu Deprem Sigortası’nın (DASK) çoğu kez yasal zorunluluk gereği yaptırıldığını belirten Ölmez, “Kredi bağlantılı yapılan sigortalarda; bankalar hem yasal zorunluluk hem de kredi teminatı olarak, konut kredisi verdiğinde DASK yapıyor. DASK’ta üst limit, 640.000 lira olduğundan; verdiği kredi ile bu miktar arasında fark varsa, ayrıca yine kredi bağlantılı sigorta olarak, ‘konut sigortası’ da yaptırılıyor. Bu iki sigorta türünde de poliçede ‘daini mürtehini’ eş deyişle ilk yararlanıcısı bankadır.
Risk doğduğunda; sigortalı taşınmazın yıkılmasında, hasar cinsine göre kredi bağlantılı sigortalarda, bankanın kredi alacağı için muhatabı belki de yitirdiğimiz vatandaşımız değil, sigorta şirketleridir. Banka, deprem bölgesine özgü olmak üzere, depremzede adına sigorta şirketine başvurmalı, alacağını aldıktan sonra, para artarsa sigortalıya veya varislerine artan parayı ödemesi gerekiyor. Burada ödenecek hasar miktarının saptanmasında, hasarın niteliği; poliçede yazan ‘sigorta bedeli’ ve DASK'lar için en fazla 640.000 liradır” dedi.
"EN FAZLA 640.000 LİRA ÖDENİYOR"
Diğer yasal zorunluluklardan veya gönüllü yapılan DASK ile ilgili de bilgi veren Ölmez, “Bu şekilde yapılan sigorta bedelleri maalesef, taşınmaz değerine oranla çok düşüktür. Ödenecek hasar bedeli; hasarın niteliği ve poliçede yer alan ‘sigorta bedeli’ ile sınırlı olup en fazla 640.000 lira ödeniyor” hatırlatmasında bulundu.
27.2.2023 tarihinde; Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanlığı, 2023/10 Sayılı Genelge ile; DASK ile ilgili olarak, Bakanlık saptamalarına uygun hasarlı binalarda, yıkılan binalar için yüzde 20; orta hasarlı binalarda yüzde 10 avans ödemesini kurala bağlamıştır.
Ölmez, poliçede yer alan risklerle ilgili hakkı ihlal edilen vatandaşların, 66.000 liraya kadar olan ihlallerde Tüketici Hakem Heyetlerine başvurmaları gerektiğini belirtti.