Şampiy10
Magazin
Gündem

Hayırsever Borsa

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) geçtiğimiz yıl kurul tarihinin en yüksek bağışını aldı. SPK 2013 Faaliyet Raporu’nda yer alan bilgilere göre, SPK’ya geçen yıl 34 milyon 117 bin 448 liralık bağış ve yardım yapıldı. VATAN’ın görüşlerine başvurduğu SPK yöneticileri bu paranın Borsa İstanbul’dan geldiğini açıkladı. SPK’dan yapılan açıklamada “34 milyon 117 bin 448 TL tutarındaki Kurum ve Kişilerden Alınan Bağış ve Yardımlar Gelir kaleminin yüzde 99 kısmı, İMKB mülkiyetinde iken 6362 sayılı Kanun gereğince Kurulumuza devredilen Ankara’daki Kurul hizmet binasının Kurul kayıtlarına alınmasından kaynaklanmıştır” denildi.

SPK’nın 2013 yılında gelir beklentisi 95 milyon 510 bin lira idi. Ancak Sermaye Piyasası kayda alma ücretlerinin beklentilerin yüzde 40 üzerinde gerçekleşmesi ve bu beklenmeyen bağışla Üst Kurul, geçtiğimiz yıl gelirlerini yüzde 70 oranında artırdı ve 162 milyon lira gelir elde edildi. Buna karşın kurumun giderleri de 80 milyon TL ile beklentilerin altında gerçekleşti.

6 milyon TL ceza kesildi

2013 yılında 121 kişi ve kuruma uyarı cezası veren SPK, 97 defa suç duyurusu ve işlem cezası yasağı uyguladı. 91 gerçek ve tüzel kişi hakkında da idari para cezası uygulandı. Üst Kurul, idari para cezalarından 2013 yılınd 6 milyon 135 bin lira gelir elde etti.

Manipülasyonda büyük rekor

2011’de 21 suç duyurusunda bulunan SPK, 2012’de ise 29 defa mahkemenin yolunu tuttu. SPK, 2013’te 50 defa suç duyurusunda bulunurken, en fazla hassasiyet gösterdiği konu manipülasyon konusu oldu. Daha önce yılda 12 olan manipülasyon soruşturmaları 2013’te 35 ile tüm zamanların rekorunu kırdı.

Foreks piyasası işlem hacmi uçtu

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) çok tartışılan Foreks piyasalarında yaşanan gelişmeleri de net bir şekilde ortaya koydu. Halen 34 şirketin faaliyet gösterdiği foreks piyasasında toplam 43 bin 194 müşteri hesabı bulunuyor. Günlük ortalama 11.3 milyar lira işlem hacmi olan foreks piyasasında yıllık hacim 3 trilyon liraya ulaştı.

Yazının devamı...

Borcuna sadık aboneye 100 milyon TL gaz cezası

1 milyon doğalgaz abonesi faturasını gecikmeli ödüyor. Bu abonelere ayda 8 TL’ye ihbarname gidiyor. Gaz şirketleri yılda 96 milyon TL’ye ulaşan gecikme faturasını vaktinde ödeyene yansıtıyor.

10 milyon doğalgaz abonesi faturasını geç ödeyen aboneler yüzünden her yıl 9.6 lira fazla ödeme yapıyor. Gaz Dağıtım Şirketleri Birliği (GAZBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aslan, “Her ay 10 milyon doğalgaz abonesinin 1 milyonuna tebligat gönderiyoruz. PTT kanalıyla yapılan bu tebligatların maliyeti 8 TL’ye ulaşıyor.” dedi ve ekledi: “Geç ödeyenlerin parasını doğalgaz faturasını zamanında ödeyenler finanse ediyor. Vatandaşın cebinden her yıl 96 milyon lira gecikme bedeli çıkıyor.”

Türkiye’deki 10 milyon doğalgaz abonesinin büyük bir bölümünün faturasını zamanında ödediğini anlatan Arslan, “Geriye kalan abonelere her ay ihbarname gönderiyoruz. ‘10 gün içinde ödeme yapmazsanız gazınızı keseriz’ diyoruz. 1 milyon abone ihbarnameden sonra gecikme faiziyle ödeme yapıyor. Geriye kalanlarda -ki bunların büyük büyük çoğunluğu esnaf- ‘kesme emri’ geldikten sonra ödemesini yapıyor. Esnaf bu sayede 25 gün kazandığını düşünüyor ve ilk faturadan. 55 gün sonra faturasını yatırıyor. Dolayısıyla doğalgaz sektöründe kaçak oranı neredeyse sıfır..”

Gazbir Başkanı Arslan, doğalgaz abonelerinin bir bölümünün adres değişikliği nedeniyle borcunu ödemediğini anlattı. Arslan, şunları söyledi: “Sorunun çözümü için doğalgaz dağıtım şirketlerine adrese dayalı nüfus bilgi sistemine erişim verilmesini istedi. Arslan, “Fatura tahsilatında öne çıkan bir diğer sorunda kaçak sorunu. Evde oturanların bilinmemesi nedeniyle fatura edilmeyen kullanımı kaçak olarak tanımlıyoruz. Yani dağıtım şirketlerine bildirim yapmadan kullanım yapanlar... Dağıtım Şirketleri adrese dayalı nüfus kayıt sistemine, kimlik paylaşım sistemine ve tapu sistemleri ile harita bilgi bankalarına bağlanarak çift taraflı veri sağlayabilecek yetkinlikte sistemlere sahiptir.Bu bağlantılar online olarak sağlanırsa, hangi evin boşaldığı ve boş evlerde yeni oturanların sözleşmesiz tüketim yapıp yapmadıkları kolaylıkla tespit edilebilir hale gelecektir. Dolayısıyla, sayaç okuma dönemlerinde otomatik olarak kaçak faturası oluşturulması ile kaçak oranları düşecektir.”

Türkiye’nin gündeminde olan ve akıllı sistemler ile çözülecek sorunlarda dağıtım şirketlerinin adrese dayalı nüfus kayıt sistemine bağlanması için 2 yıldır uğraştıklarını belirten Arslan, bunun bir türlü gerçekleştirilemediğini de sözlerine ekledi.

Doğalgazı 6 saat kullanıyoruz

Türkiye’de ortalama gaz tüketimi hane başına 1000 metreküp. Kış mevsiminde aylık tüketim ortalama 150 ila 300 metreküp arasında değişiyor. Pik zamanlarda yani Ocak- Şubat’ta tüketim normal aylara göre yüzde 40 artıyor. Evlerde gaz tüketimi sabahları 07.00-10.00 arasında ve akşamları 19.00-22.00 arasında yüksek. Yani günde aslında 6 saat gazı açıyoruz. Sanayi tesisleri ise ortalama 10 saat kullanıyor. 09.00- 1900 arasında tüketim çok yüksek. Türkiye’deki doğalgazın yüzde 20’sini konutlarda tüketiliyor, yüzde 47’si elektrik üretimi, sanayi yüzde 22 oranında tüketiyor, rafineri yüzde 3 oranına sahip. Geri kalan da işletmelere gidiyor.

Yazının devamı...

Türk mucitleri yabancı ‘melek’lerle buluşturacak

TEB, ‘zenginleri’ ikna edip, fikirlerini hayata geçirmekte zorlanan mucitlere para vermeye ikna veriyordu. Banka, girişimcinin önünü açan bu uygulamayı şimdi yurtdışına taşımaya ve oradan kaynak sağlamaya hazırlanıyor.

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Türk mucitleri dünya zenginleriyle buluşturmaya hazırlanıyor. Daha önce Türk milyonerlerle fikri olan girişimcileri ‘Melek Yatırımcı Platformu’nda buluşturan TEB, şimdi çıtayı bir ‘tık’ daha yükseltiyor ve dünyadaki melek yatırımcıları sermaye bekleyen Türk girişimcilerle buluşturuyor. ‘Özel Melek Yatırım Platformu’ ile BNP çatısı altındaki diğer ülkelere de örnek olan TEB’in kapısını çalanların sayısı ise her geçen gün daha çok artıyor. TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, “Dünyadaki melek yatırımcıları sermaye bekleyen girişimciler ile buluşturacağız. TEB Özel Melek Yatırım Platformu’nun know how’ını ihraç etmenin altyapısını hazırlıyoruz” dedi.

Paralar mevduatta

Mendi’nin verdiği bilgilere göre ‘özel bankacılık’ hizmeti alan zenginler varlıklarını daha çok mevduatta tutuyor. Ancak son yıllarda faizlerde yaşanan hızlı düşüş zengin yatırımcıları daha cesur davranmaya itti. Portföylerde yüzde 70’lere kadar gerileyen mevduat belirsizliklerin artmasıyla yeniden yüzde 80’lere kadar yükseldi. Parası olan yatırımcılarla fikri olan girişimcileri buluşturan ‘Özel Melek Yatırım Platformu’nun bu noktada çok önemli bir aracılık rolü üstlendiğini anlatan Gökhan Mendi, “Özel bankacılık müşterilerinin aslında kendileri de birer girişimci. Hem yeni girişimcilere mentorluk, danışmanlık yapıyor onlara yol gösteriyorlar hem de teknolojiyi ve yeni gelişmeleri yakından izliyorlar. Bazı şirketlerin Ar-Ge bölümleri de start-up yatırımlarla ilgileniyor” değerlendirmesini de yaptı.

Şu ana kadar TEB’in 11 özel bankacılık müşterisi ‘Melek Yatırımcı Sertifikası’nı alırken vitrinde 33 proje var. TEB’de nihai hedef ise 2 sene içinde 500 start-up girişimciyi özel bankacılık müşterileriyle buluşturmak .

Yurtdışından ev alıyor

TEB Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, özel bankacılık müşterilerinin ‘portföy’ hariç yatırımlarının sorulması üzerine “Yurtdışında otel, gayrimenkul ve şarap bağı almak istiyorlar. Ağırlıklı olarak İngiltere, Fransa ve ABD’ye gayrimenkul yatırımı yapmak istiyorlar. Bir de sanat yatırımı revaçta” dedi.

Üçüncü çeyrek zor geçer

Gökhan Mendi, bu yıl ilk çeyreğin beklenenden iyi geçtiğini, ikinci çeyreğinde fena gitmediğine işaret ederek “Yaz, Ramazan ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğu üçüncü çeyrek zor olabilir. Ama dördüncü çeyrekte toparlanırız. Negatif bir dalgalanma beklemiyoruz.” diye konuştu.

Yelken ve tenisi destekliyor

TEB Özel’in desteğiyle bu yıl on üçüncüsü düzenlenen Türkiye’nin en uzun Yelken Kış TrofesiThe Marmara BAYK KIŞ TROFESİ Bodrum Açık Deniz Yelken Kulübü tarafından gerçekleştiriliyor. TEB Özel, 2012 yılında, The Marmara BAYK Kış Trofesi sponsorluğuyla birlikte yelken alanındaki etkinliğini artırıyor.

En çok milyoner Anadolu’dan çıkıyor

Gökhan Mendi, son yıllarda en hızlı milyoner artışının Anadolu’dan geldiğini söyledi. TEB Özel’in 2 yıldır sektörden hızlı büyüdüğünü ve 10 bine yakın özel bankacılık müşterileri olduğunu kaydeden Mendi, “Geçen sene özel bankacılık müşteri adedimizi yüzde 20 büyüttük. Bu sene hedef yüzde 25. Varlık büyüklüğündeki büyüme hedefimiz ise yüzde 35-40. Gelirlerimizi de yüzde 54 büyütme hedefimiz var” bilgisini verdi.

Yazının devamı...

Dünya yansa 2 Mayıs’ta o petrolü akıtacağız

Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Barzani, Bağdat’taki merkezi hükümete rest çekti. “Bağdat izin versin ya da vermesin 2 Mayıs’ta Ceyhan’daki petrolü akıtacağız” dedi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Necirvan Barzani, “Bağdat izin versin ya da vermesin 2 Mayıs’ta Ceyhan’da depolarda bekleyen petrolü satacağız” dedi. Ceyhan’daki depolarda halen 1.5 milyon varil petrol bulunduğunu hatırlatan Barzani , “Türkiye almak isterse onlara satarız eğer istemezse başka ülkelere satarız. Bu bizim son kararımız” diye konuştu.

Irak merkezli Rudaw haber sitesine konuşan Barzani, Bağdat yönetiminin aylık ödemeleri yapmadığını ve bu nedenle memurların maaşlarını ödemekte ciddi sıkıntı yaşadıklarını anlattı. Barzani, “Her ay yaklaşık 730 milyon dolar ödeme yapılması gerekiyor. Biz sadece 430 milyon dolar alabildik. Ocak ve Şubat ayında ödemeler böyle geldi. Mart ve Nisan ayında ise hiç ödeme yapılmadı” dedi.



165 milyon $ gelecek

Mevcut fiyatlar üzerinden hesaplandığında 1.5 milyon varil petrolün piyasa değeri 165 milyon dolara ulaşıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız daha önce yaptığı açıklamada Ceyhan’daki depolama kapasitesinin 2.5 milyon varil olduğunu belirtmiş ve “Eğer Ceyhan’daki petrol miktarı depolama kapasitesini aşarsa buradaki petrolü satabiliriz” demişti. Yıldız, bu petrolün yurtiçi ve yurtdışından alıcısı olabileceğini söylerken, Tüpraş’ın potansiyel alıcılar arasında olduğunu ifade etmişti. Kürt Bölgesel Yönetimi 31 Aralık 2013’te tarihi bir adım atmış ve Türkiye üzerinden dünya piyasalarına doğrudan petrol ihraç etmeye başlamıştı.

Ancak Bağdat ile Erbil arasında yaşanan politik gerilim yüzünden bu akış sadece 1 hafta sürdü. Barzani yönetiminin Bağdat’tan gerekli izinleri almadığını söyleyen Irak Başbakan Yardımcısı Hüseyin El Şehristani bir hafta sonra ‘yapılan petrol ticaretinin yasadışı’ olduğunu bildirdi.

1 milyar dolar kazandılar

Ocak ayında başlayan ihracatta ilk etapta 2 milyon varil petrolün taşınması planlanmıştı. Günlük 65 bin varil başlayan ihracatın Mart sonunda günde 130 bin varile kadar çıkması öngörülmüştü. Kürt Bölgesel Yönetimi yöneticilerinin hedefinde Aralık 2014’te bu rakamı günde 400 bin varile kadar çıkarmak vardı. Türkiye ile Kürt Bölgesel Yönetimi arasındaki ilişkiler 2012’den itibaren hızla gelişmeye başladı. Bağdat’ın da onanıyla Erbil tankerler vasıtasıyla Türkiye’ye petrol taşımaya başladı. Singapur merkezli Powertrans şirketinin aracılık ettiği petrol transferinde günde 20-30 bin varil hampetrol taşındı. ‘Tekerlekli Boru Hattı’ olarak tanımlanan hattan 1.5 sene içinde yaklaşık 1 milyar dolarlık petrol satışı gerçekleştirildi.

Yeraltında 5 trilyon dolar yatıyor

Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından hazırlanan sunumlara göre bölge sınırları içinde 45 milyar varil petrol ve 2 trilyon metreküp doğalgaz bulunuyor. ABD ve İngiltere’nin Irak’ı işgalinin ardından adeta yatırımcı akınına uğrayan Kürt bölgesinde çok sayıda petrol ve doğalgaz şirketi faaliyet gösteriyor. Bölgedeki doğal kaynakların piyasa değeri ise 5 trilyon dolara ulaşıyor. 2002 yılında sadece 3 şirketin arama-üretim yaptığı Kuzey Irak’ta 2012 sonunda 33 enerji şirketi faaliyet gösteriyordu. Bu şirketlerin bölgeye yaptıkları yatırımın toplam tutarı ise 10 milyar doları aşmış durumda. Bölgedeki en önemli enerji şirketi ise Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Genel Energy. Mehmet Sepil tarafından yönetilen ve hisseleri Londra Borsası’nda işlem gören şirket bölgedeki arama ve üretim faaliyetleri için milyonlarca dolar harcadı. Şirketin günlük petrolü üretimi 50 bin varili aşıyor. Chevron, Total, Gazprom Neft, Bu şirketlerin önde gelenleri.

Yazının devamı...

Yağmur yoksa cari açık var!

Kuraklık elektrik üreten barajları susuz bıraktı, elektrikte doğalgaz öne çıktı. Hava şartları bu şekilde devam ederse Türkiye’nin gaz faturası 1.4 milyar dolar kabaracak.

Türkiye’yi etkisi altına alan sıcak havalar enerji sektörünü de olumsuz etkiliyor. Kuraklık yüzünden elektrik üretiminde hidorelektrik santrallerinde üretilen elektrik miktarı azalırken, doğalgaz çevrim santralleri tam gaz çalışıyor. Elektrik üretiminde doğalgazın payı yüzde 44’ten yüzde 47’e yükselirken, beklenen yağışların gelmemesi halinde bu rakamın yüzde 50’ye kadar çıkmasından endişe ediliyor. Elektrik üretiminde doğalgazın payının artması Türkiye’nin daha fazla gaz ithal etmesi anlamına geliyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından hazırlanan projeksiyona göre doğalgaz tüketimi bu yıl 46.5 milyar metreküp olacaktı. Ancak Enerji yönetimi ve EPDK yaşanan son gelişmeler ışığında bu rakamı revize etti. Yeni projeksiyona göre bu yıl doğalgaz tüketimi 50 milyar metreküp olacak. Yani tüketim hedeften 3.5 milyar metreküp daha fazla olacak. Doğalgazın 1000 metreküp ortalama fiyatının 400 dolar olduğu düşünüldüğünde bu da 1.4 milyar dolarlık ilave bir yük demek.

Elektriğin %47’si gazdan

Enerji Bakanlığı verilerine göre geçtiğimiz yıl tüketilen 245 milyar kilovat saat elektriğin yüzde 44’ü yani 105 milyar kilovat saatlik bölümü doğalgaz ile çalışan santrallerden elde edildi. Kömür yüzde 25.4 ile ikinci sırada yer alırken, hidroelektrik yüzde 25 ile üçüncü sırada kaldı. Rüzgar ise yüzde 3.1 katkı sağladı. 2014 yılının ilk üç aylık verilerine göre tablo oldukça vahim. Ocak- Mart döneminde toplam toplam 61 milyar kilovat saat elektrik üretimi gerçekleştirildi. Bunun 28.8 milyar kilovatlık bölümü yani yüzde 47’si doğalgaz santrallerinden elde edildi. Aynı dönemde termik santrallerin payı da yüzde 28.5’a yükselirken, hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 18’e kadar geriledi. Rüzgâr da yüzde 3 olan payını korudu.

Zam baskısı artıyor

Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Önder Karaduman, “Türkiye büyüyor ve büyümeye de devam edecek. Artan elektrik talebini 2 yolla karşılamak mümkün. Ya doğalgaz santrallerinden karşılarsınız ya da ithal edersiniz. Enerji yönetimi her ikisini de gündemine almış durumda. Ancak doğalgaz santrallerinin bu dönemde biraz daha önce çıkacağını söyleyebiliriz” dedi. Karaduman, elektrik üretiminde doğalgazın payının artmasının fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağını belirterek, “Bu durumda elektriğe zam da gündeme gelebilir” yorumunu yaptı.

















Yazının devamı...

Dicle’nin kaçağı yüzünden abone başı 140 TL ‘çarpıldık’

Dicle Elektrik Dağıtım Bölgesi’nde 4.9 milyar liralık kaçak-elektrik kullanıldı. Ödenmeyen fatura 35 milyon elektrik abonesine bölüştürüldü. Elektrik faturamız abone başına 140 lira artmış oldu.

Türkiye’deki elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirmeleri geçen yıl tamamlandı. Özelleştirmeyle devletin kasasına 12.7 milyar dolar girerken, ihaleyi kazanan şirketleri de zorlu bir maraton bekliyordu.

Özelleştirme sürecinde tüm gözler Türkiye’nin kaçak-kayıp rekortmeni Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş’nin (DEDAŞ) üzerindeydi. Özelleştirme öncesi Sayıştay tarafından hazırlanan raporlara göre bölgedeki kaçak-kayıp oranı yüzde 71 seviyesindeydi. Ancak daha vahim olan bölgedeki elektrik tüketiminin her geçen yıl hızla artmasıydı. Enerji Bakanlığı verilerine göre 2009-2013 arasında elektrik tüketimi 15.5 milyardan 19.3 milyara yükseldi. Yani tüketim 5 yılda yüzde 24 arttı.

Kaçak her yıl %5 büyüdü

2009 yılında 15.5 milyar kwh olan elektrik tüketimi bir sonraki yıl yüzde 6 artışla 16 milyar 453 milyon kilovat saate ulaştı. 2011 de elektrik tüketimi 17.7 milyar kilovata çıktı. Artış hız kesmeden devam etti ve 2012’de 19.3 milyar kilovata çıktı. Mart 2013’te Dicle Elektrik özelleştirildi. Düzenlenen ihaleyi 387 milyon dolarlık teklifle İşkaya- Doğu Ortak Girişim Grubu kazandı. Özelleştirmenin üzerinden tam 1 sene geçti. Gelinen son noktayı Dicle Elektrik Sözcüsü Mehmet Gökay Üstün ile konuştuk. Üstün, 2013 sonu itibarıyla bölgedeki toplam elektrik tüketiminin 19.3 milyar kilovat olduğunu, ancak bunun sadece 4.6 milyarlık bölümünün tahakkuk edildiğini anlattı. Üstün, “Tüketilen elektriğin parasal değeri vergiler dahil 6.4 milyar liraya ulaşıyor. Ancak bunun sadece 1.5 milyar liralık bölümünü tahakkuk edildi. Geriye kalan 4.9 milyar lira elektrik abonelerinin cebinden çıkmış oldu.” dedi. Üstün’ün verdiği bilgilere göre özelleştirme sonrasında kaçak-kayıp oranı 1 puan düştü. Üstün, “Özelleştirmenin ardından hatalı tahahuklardan ötürü 1 milyar kilovat saatlik bölümü iptal edildi. Dolayısıyla devir aldığımız tarihte yüzde 75.86 olan kaçak-kayıp oranını ciddi bir çabayla 74.95’e düşürmüş olduk. Bu sayede vergiler dahil 40 milyon liralık bir kaybın önüne geçilmiş oldu.” bilgisini verdi.

Türkiye’de yaklaşık 35 milyon elektrik abonesi var. Dicle Elektrik Bölgesi’nde yer alan Diyarbakır, Batman, Siirt, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak’ta faturalar ödenmediği için her bir abonenin cebinden geçen 140 lira fazla para çıktı. Yani milyonlarca abone her ay 12 lira fazla elektrik faturası ödedi.

Köylüler 1.7 milyarlık borcu hala ödemedi

Dicle Elektrik sınırları içinde 330 bin köy abonesi bulunuyor. Bu abonelerin yıllık elektrik tüketimi 1.1 milyar kilovat saat. Abonelerin her yıl ödemesi gereken elektrik faturası 330 milyon TL. Ancak bunun sadece 58 milyon lirası tahsil edilebiliyor. Ayrıca köylüler elektriği sadece ısınma-soğutma amaçlı kullanmıyor. Tarımsal sulama için tüketilen elektrik 4 milyar kilovat saat. Bunun parasal karşılığı ise 1.4 milyar lira. Tahsil edilen tutar ise oldukça dramatik: 29 milyon TL . Yani borcun yüzde 98’i tahsil edilemiyor. Derinlerde bulunan yeraltı sularını motorlar yardımıyla yüzeye çıkaran köylüler bu sayede fatura ödemeden tarımsal sulama yapıyor. Dicle Elektrik Sözcüsü Mehmet Gökay Üstün, “Tarımsal üretimde elektrik faturaları tam tahsil edilebilse belki bir kilo pamuğun 1 kot fiyatına üretildiği ortaya çıkacak” yorumunu yaptı.

Diyanet de çözemedi

Başbakan Erdoğan ve Enerji Bakanı Taner Yıldız, geçen yıl bölge halkını elektrik faturası ödeme konusunda hassas davranmaya davet etmiş hatta bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı da devreye sokulmuştu. Dini hassasiyeti yüksek olan Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şanlıurfa’da Cuma hutbelerinde bu konuya dikkat çekilmişti. Bu konuyu sorduğumuz Dicle Elektrik Sözcüsü Üstün, “Maalesef beklenen etki sağlanamadı” bilgisini verdi.

Yazının devamı...

Bankacılık işi bize uygun değil

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, “25 kuruş 25 kuruş para toplayıp daha sonra bunu nasıl kredi olarak kullandıracağım diye düşünmek mantık olarak ters geldi” dedi.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Türkiye Finans’taki yüzde 11.5’luk hisselerini satarak sektörden tamamen çıkmak istediklerini açıkladı. “Türkiye Finans’ta az bir hissemiz kaldı. Eğer ortaklarımız ilgilenirse onu satacağız” diyen Ülker, “Ben 25 kuruş 25 kuruş para toplamaya uğraşıyorum, bankada yönetim kurulu ‘Şu 100 milyon doları dağıtmamız lazım çünkü gece onlar kasada kalırsa banka bilançosuna eksi yazılıyor’ diyor. Yani mantık tamamen ters. Onun için sanayiciliğe devam edeceksem, perakendecilikte mal satacaksam bankacılık yapmamam lazım” dedi. Sanayici bir aileden geldiği için bankacılığa çok farklı baktığını anlatan Ülker, “Bankada kendi adıma hesap açıp yatırım da yapmam. Kendi paramı bankaya koymam. Özel bankacılık (Private Banking) hesabım yok” dedi.

Para bile batırdım

Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi de girişimci sayısının yetersiz olması. Yeni şirketler ortaya çıkmadıkça işsizliği yüzde 10’un altına indirmek mümkün değil. Murat Ülker, yeni girişimlere her zaman destek olduğunu belirterek, “Bu tür şeylerle ilgileniyorum, para da batırırım yani. Gözde Girişim’de bunu yapıyoruz” dedi ve ekledi: “Siz sadece ayakta kalanları görüyorsunuz. Yıllardan beri bunu yapıyorum.”

Yenilikçi projelere her zaman inandığını anlatan Ülker, “Kendim de böyle şeyler yaptım. Mesela çikolata üretim sürecine hammadde hazırlamada kullanılacak bir fikrim vardı. Bunu nerede test edebileceğimi araştırdım. Kyoto Üniversitesi’ne bir profesör buldum. Gittim, adamla konuştum. Bir kahve içtik, peçetenin üzerine fikrimi çizdim. O da kendi araştırmalarına göre ne yapılması gerektiğini çizdi. O makineyi yaptım. 30 yıl kullanıldı, arkadaşlar daha iyisini bulunca değiştirdiler” diye konuştu.

Murat Ülker, Ar-ge’ye özel bir önem verdiklerini anlattı. Ülker, “Bizde çalışan herkes aklına gelen güzelleştirme, iyileştirme projelerini yazar, başarılı olanlarla şahsen tanışıp yemek yerim. Yine bunu teşvik etmek için anında ödül sistemimiz vardır. Bunun için bir bütçe vardır, o bütçe harcanırsa o müdür iyi bir iş yapmış olur” bilgisini verdi.

Gayrimenkul benim işim değil

Murat Ülker’in 3. köprünün geçeceği güzergah üzerinde çok sayıda arsa aldığı iddia ediliyordu. Ülker, “Bunlar benim işim değil, ben böyle bir şey yapmam” dedi. Kurumsal olarak da böyle bir çabaları olmadığını anlatan Murat Ülker, “Örneğin bu alanda faaliyet gösteren şirketimiz Sağlam GYO’nun da böyle şey yapması söz konusu değil. Çünkü mevzuat gereği imarı çıkmış, planı sabitleşmiş yerler almak zorundalar. Gidip bir tarla alıp da sonradan arsaya dönüşüm olmaz olmaz GYO’da...” diye konuştu.

İhale iyi ki iptal oldu

Aralık 2012’de yapılan üçüncü köprü ve otoyol ihalesini Koç Holding, Ülker ve Malezyalı UEM Group’tan oluşan üçlü konsorsiyum 5.7 milyar dolarlık teklifle kazanmıştı. Ancak 3 ay sonra Başbakan Erdoğan, ihalenin iptal edildiğini açıkladı. Murat Ülker, “Biz köprü ve otoyollara teklif verdik, ihale de iptal oldu, şükür. Ben onu sonradan fark ettim. Akşam geliyorum köprü tıkalı, bakıyorum herkes sallıyor...” (gülüyor)

İnek dağıtıyor çiftçi kiralıyoruz

Gıda devi Ülker, arz güvenliğini güvence altına almak için Afrika’daki kakao üreticilerine destek veriyor. Şirket benzer bir uygulamaya Türkiye’de de imza attı. Detayları Murat Ülker şöyle anlattı: “Karaman’da kendi cebimden 200 inek aldım ve halka ücretsiz dağıttım. Şimdi oradaki fabrikamız günde 600 ton süt işliyor. Ayrıca Sabancı Üniversitesi ile demir açısından zengin buğday geliştiriyoruz. Dondurulmuş gıda şirketimiz Kerevitaş’ta satılan bezelyeler daha iyi olsun diye uğraşıyoruz. Ayrıca 25 bin sözleşmeli çiftçimiz var.”

Yazının devamı...

14 milyar dolar cebimizde kalacak!

Elektrik üretiminde kömürün payını artırmak isteyen enerji yönetimi yeni yatırımlar için düğmeye bastı. Yatırımlar bittiğinde doğalgaz faturası her yıl 14 milyar dolar azalacak.

Petrol ve doğalgazda dışa bağımlı olan Türkiye, enerji faturasını düşürmek için yerli kaynakları devreye sokmaya çalışıyor. Bu noktada öne çıkan kaynakların başında kömür geliyor. Uluslararası Enerji Ajansı (EIA) verilerine göre, Çin elektrik ihtiyacının yüzde 78’ini kömürden karşılıyor. Bu ülkeyi yüzde 45 ile ABD’de, yüzde 44 ile Güney Kore, Danimarka ve Almanya takip ediyor. Hatırı sayılır bir kömür rezervine sahip olan Türkiye’de ise bu oran yüzde 25’ler seviyesinde.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yeni yatırımlarla bu rakamı yüzde 42’lere çıkarmayı hedefliyor. Bakanlığın yol haritasına göre 2023’te Türkiye’deki elektrik üretim tesislerinin toplam gücü 100 bin megavat olacak. Bunun 30 bin megavatlık bölümünün kömür santrallerinden oluşması hedefleniyor.

Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürü Mustafa Aktaş, “Ülkemizdeki yerli termik santral kurulu gücü 8 bin 516 megavat civarında. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için 21 bin 500 megavatın üzerinde ek yatırıma ihtiyaç var” dedi. Aktaş’ın verdiği bilgilere göre yeni santral yatırımlarının 4 bin megavatlık bölümü TKİ kanalıyla gerçekleşecek. Geriye kalan 18 bin 500 megavatın 11 bin megavatı Elektrik Üretim A.Ş kanalıyla, 4 bin 500 megavatlık kısmı taş kömürü ile ve kalan 3 bin megavatlık kısmı da MTA’nın yeni bulduğu rezervlerle yapılacak.

42 milyar $’lık yatırım

Bahsedilen yatırımların hayata geçirilebilmesi için yaklaşık 42 milyar dolarlık yatırım gerekiyor. Bu rakam ilk bakışta insanın gözünü korkutsa da bu sayede Türkiye’nin doğalgaz faturasının her yıl 14 milyar dolar azalacağı tahmin ediliyor. TKİ Genel Müdürü Aktaş, “Kurumumuz rödövans yöntemi ile çeşitli bölgelerde termik santral kurma şartıyla ihaleler yaptı ve yapmaya devam edecekt” dedi. Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kömür sahalarına yerli yatırımcıların ilgisi olmakla beraber enerji yatırımlarındaki finans problemlerinden dolayı ihalelere katılan firma sayısı sınırlı kalıyor. Yabancı yatırımcılar da daha çok Elbistan ve Karapınar gibi büyük rezervli sahalara ilgi duymakta ve Milletler Arası Antlaşmalar (İGA) veya PPP (Public Private Partnership) yoluyla ülkemizdeki enerji yatırımlarına girmeyi planlıyor. Bu durumda yerli kömürden üretilecek enerji ile enerjide dışa bağımlılık önemli düzeyde azalacak. Yetim kızın kulağındaki elmas küpe niteliğindeki kömür, cari açığın düşmesinde çok önemli olacaktır.”

Kömür gazından elektrik üretmek için düğmeye bastı

Türkiye Kömür İşletmeleri, 2011 yılında 514 milyon, 2012 yılında da 1 milyar TL kâr elde etti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan ‘500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ sıralamasında karlılıkta 10’ncu sırada, istihdamda ise 4’ncü sırada yer aldı. Kurum son yıllarda Ar-Ge çalışmalarına özel bir önem veriyor. Kurum kömürün gazlaştırılarak kullanımı kapsamında 2 sene önce Kütahya Tunçbilek’te bir pilot tesisi devreye aldı. Elde edilen başarılı sonuçların ardından bu sefer Manisa-Soma’da büyük bir Gazlaştırma tesisi kurmak için kolları sıvadı. TKİ Genel Müdürü Aktaş, “Soma’da kurmayı planladığımız tesislerde etanol, üre gübresi ve SNG (doğalgaz) gazı olmak üzere toplamda yılda 1.5 milyar m3’lük sentez gazı üretmeyi planlıyoruz ve elde edilecek sentez gazı elektrik üreten kombine gaz çevrim santralinde kullanmayı planlıyoruz” dedi.

2 milyon ton bedava kömür

Seçim döneminde kömür yardımları çok konuşuldu, çok tartışıldı. TKİ Genel Müdürü Mustafa Aktaş, bu konuda şunları söyledi: “2003 yılından itibaren her yıl Bakanlar Kurulu Kararıyla çıkarılan kararnameler gereğince, Kurumumuz koordinatörlüğünde 2 milyon fakir aileye, 2 milyon ton kömür yardımı yapılıyor. Bu kömürler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu kriterlere göre seçiliyor. Hangi bölgelerde kömür yakıt olarak kullanılabilir hangi bölgelerde kullanılamaz bunu Çevre Bakanlığı belirliyor. Doğalgazın yakıt olarak kullanıldığı bölgelerde kömür kullanılmıyor.”

Ülkenin % 60’ı henüz aranmadı

Türkiye’nin toplam kömür rezervi 15.4 milyar ton civarında. Bunun 1.3 milyar tonu taşkömürü geriye kalan 14.1 milyar tonu ise linyit kömürü. 2005 yılından bu yana yapılan arama çalışmalarıyla rezervlerde yüzde 85’lik bir artış yaşandı. TKİ Genel Müdürü Mustafa Aktaş, “Türkiye’nin sadece yüzde 40’ı taranmış durumda. Kalan yüzde 60’ı arama ve detay çalışmalarını bekliyor. Zonguldak havzasındaki çalışmalar da sonuçlanmadı. Türkiye Taşkömürü Kurumu ve anlaşma imzaladığı şirketler, deniz dâhil olmak üzere arama faaliyetleri başlattı” bilgisini verdi.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.