Nereden çıktı bu kredi tahsis ücreti?
.
Bankalar, dosya masrafı ve sigortanın dışında ticari kredi kullanan müşterilerinden “kredi tahsis ve değerlendirme” adı altında yeni bir masraf kesmeye başladı. 6 ayda bir kesilen kredi tahsis ücreti bankadan bankaya farklılık gösteriyor ve 250 TL-2.500 TL arasında değişiyor. Ticari krediler ardından konut ve ihtiyaç gibi bireysel kredilerde de tüketiciler sürpriz masraflarla karşılaşabilir.
Tüketicilere “Bankaların hangi uygulamalarından şikayetçiniz?” diye sorsak büyük ihtimalle ilk iki yanıt şu olur: Kredi kartı aidatı ve hesap işletim ücreti. Bu iki konuda çok sayıda müşteri bankalarıyla davalık olmuş durumda. Açılan davaların çoğu müşteri lehine sonuçlansa da bankalar “Hayır kurumu değil, ticari bir kuruluşuz. Bedava hizmet veremeyiz” görüşünü savunuyor. Bankaların son zamanlarda başlattıkları yeni bir uygulama, yine müşteriler ile bankaları karşı karşıya getirmeye aday. Geçtiğimiz yıllarda sadece birkaç bankanın uyguladığı ve ticari kredilerden aldığı “kredi tahsis ücretini” şimdi çok sayıda banka hayata geçirdi. Kesinti hem de öyle tek sefere mahsus değil. 3 ayda bir örneği de olsa genellikle 6 ayda bir kesiliyor. Kesinti yapılan tutar kart aidatı ya da hesap işletim ücretlerinden çok yüksek.
2.500 TL alan banka var
Örneğin 50 bin TL tutarında alınan bir ticari kredi için, 6 ayda bir 250 TL kesen banka da var 500 TL kesen de. Bu tutar 2 bin 500 TL’ye kadar çıkıyor. Şirketi için 120 bin TL kredi kullanan bir işadamı “kredi tahsis ve değerlendirme” adıyla kendisinden 3 ayda bir 250 TL alındığından şikayetçi. Yani 18 ay vadeyle alınan bu kredi için işadamı vade sonunda toplam 1.500 TL + BSMV ödeyecek.
Bu kesintiler müşteriler için tam bir sürpriz oluyor. Çünkü kredi alındığı esnada hiçbir bilgi verilmiyor. Kredi için en başta dosya masrafı da ödeyen müşteri bu ücretten kesinti yapıldığı anda haberdar oluyor. Peki bankalar ticari kredilerden neden bu kesintiyi yapmaya başladı? Düşen faiz ortamı ve azalan gelirler bankaları yeni arayışlara itti. Faiz dışı gelirlere yönelen bankalar da kredi verirken izledikleri iş akış sürecinin her aşamasını ücretlendirme çabasına girdi.
Vereceğim örnek belki konunun daha rahat anlaşılmasına neden olabilir: Kredi vermeden önce bankacılar müşteri ziyaretine gidiyor. Sonra alınan başvuru mali tahlil bölümüne gönderiliyor. Ardından kredi tahsis bölümünün onayı alınıyor ve pazarlama departmanında kredi kullandırılıyor. İşte bu akış içerisinde bankalar “her hizmet” için masraf alma eğiliminde. “Kredi tahsis ve değerlendirme” ücretinin 6 ayda bir alınmasının nedenine gelirsek; bankalar verdikleri kredileri 6 ayda bir revize ediyor. Yani ilk defa veriyormuş gibi dosyaları yeniden inceliyor. Dolayısıyla yeniden çalıştırılan mekanizma için tekrar ücret alınıyor. Başlatılan bu uygulamayla ilgili olarak konuştuğum bankacı arkadaşım, kredi tahsis ücretinin alınmasını savunuyor. Gerekçe olarak da şunları söylüyor: “Yüksek faiz ortamında bazı hizmetlerden ücret alınmıyordu. Faiz inişiyle gelir yaratmak önem kazandı. Yani bankalar verdikleri hizmetler karşılığında bir ücret almalı. Bu normal. Ancak yeni masraflar müşteri için sürpriz olmamalı. En baştan ödeme takvimi boyunca ne zaman ne ödeyeceğini bilmeli.”
Bankaların aynı tutardaki bir kredi için farklı miktarlarda kredi tahsis ücreti alması da tartışma yaratan bir diğer konu. Bireysel kredilerde her müşteri için tek bir faiz oranı veren bankalar, ticari kredilerde farklı bir yöntem uyguluyor. Çünkü şirketlerin kredibiliteleri biribirlerinden farklı. Fakat kredi tahsis ücretleri arasında tam bir uçurum var. Bir banka 250 TL diğeri 2.500 TL alabiliyor.
Rekabet tüketiciyi üzdü
Son yaşanan uygulama bankacılıkta rekabetin her zaman tüketici lehine sonuçlanmadığını gösteriyor. “O banka alıyor, ben de alayım” anlayışı, faizlerin daha da düştüğü bir ortamda konut ve ihtiyaç kredisi kullananlar da önümüzdeki günlerde yeni yüklerle tanışabilir.
Neyse kredi tahsis ücreti konusuna geri dönersek, geçen hafta “Bankalarla ilgili tüketici mağduriyetlerine el atacağız” diyen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) çiçeği burnunda başkanı Mukim Öztekin’in bu konuyu da bir düzene sokacağını düşünüyorum.
Kredide eş rızası aranmayacak
ANKARA - Borçlar Kanunu’nda yapılan ve ticari kredilerde eş rızasını gerektiren madde, iş dünyasından gelen tepkiler üzerine değiştiriliyor. Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemeyle “Eş olmadan kredi kullanılmaması” düzenlemesinde iş dünyasından gelen şikayetler üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı devreye girdi. Bakan Yazıcı, bazı bankaların uygulamayı son derece katılaştırmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek iş hayatında sorun yaratan bu maddenin yeniden düzenlenmesi talimatı verdi. Bakan Yazıcı, bakanlık bünyesinde bir komisyon oluşturulduğunu açıkladı. Eş rızası konusunda yeni bir düzenlemenin yapılacağı müjdesini de veren Bakan Yazıcı, niyetlerinin iş dünyasını sıkıntıya sokmak değil kolaylaştırmak olduğunun altını çizdi.
Sıra kendi bankanızın ATM’sinden komisyonla para çekmeye gelebilir
Bankalar, tüketici kredilerinden almaya başladıkları “kredi tahsis ve değerlendirme” ücreti gibi taşıt, konut ve ihtiyaç gibi bireysel kredilerde de yeni masraflar çıkarabilir. Ancak faiz dışı gelir yaratma eğiliminin nereye varacağına ilişkin bankacıların verdiği şu örnek çok çarpıcı: “Bankalar düşük faiz ortamına uyum sağlamaya çalışıyorlar. Faiz dışı gelirlerini artırmak istiyorlar. Faizler daha da düşür ve o seviyelerde kalıcı hale gelirse Avrupa’daki bankalar gibi kendi bankanızın ATM’sinden para çektiğinizde de komisyon ödeyebilirsiniz.”
Ortak ATM kullanımına geçişten sonra yüksek komisyondan şikayet eden tüketicileri daha zorlu günlerin beklediği kesin...