Miras sorunu
Dedesi 9 yıl önce vefat eden Batı Trakya Müslüman Türklerinden Hakan Salih şunları yazıyor: “Dedemin kardeşi, ‘şeriat kanunları gereği’ deyip Gümülcine Müftüsü’nden ‘miras bıraktığı malların yarısı ağabeyi olarak benimdir’ yazılı bir belge alıp Yunan mahkemesine başvurdu.” Hakan Salih, mirasın kendi annesi varken dedesinin ağabeyine düşmesi hakkındaki Gümülcine Müftüsü’nün fetvasının doğru olup olmadığını soruyor. Cevabım şudur: Yazdığınıza göre dedeniz geride bir kız çocuğuyla bir erkek kardeş bırakmış. Malın yarısı kızına yani annenize, öteki yarısı da Kur’ân’a göre dedenizin ağabeyine düşer.
Nisa Suresinin 11’inci ayeti şöyle buyurur: “Allah size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe kadının payının iki katını tavsiye eder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer (çocuk) yalnız bir kadınsa (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, bıraktığı mirasta ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir. Bu hükümler, ölenin yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah’ın belirlediği haklardır. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir.”
Şehitlik makamı
Okurum Hakan Makasoğlu soruyor: “Bir insan askere gidene kadar günah işlemiş ve kötü bir yaşam tarzı sürmüş olabilir. Bu kişi askerde şehit olursa cennete gider mi?” Cevabım şudur: Askerde cephede Allah, vatan ve namus için öldürülen şehit olur. Bir kişinin şehit olabilmesi için Allah’a ve İslâm’a inanmış olması gerekir. İnançsız insan askerde ölmekle veya öldürülmekle şehit olmaz. Çünkü şehitlik dini bir makamdır. Dinen inanmayanın dinde mertebesi olamaz. Peygamberimize bir gazasında bir müşrik gelip Müslüman olmuş. Henüz hiçbir İslâmi görevi yapamadan savaşa katılmış ve öldürülmüş. Peygamberimiz bu zatın şehit olduğunu söylemiş. Ebu Hüreyre’nin rivayetine göre namaz kılmadan, oruç tutmadan şehitlik mertebesine eren iki kişi vardır. Benzeri bir olay da Hayber Savaşı’nda olmuş. Yahudi bir çoban Müslüman olur olmaz savaşa katılmış. Atılan bir okla öldürülmüş. Bu kimse de hiçbir İslâmi amel yapmadan şehitlik mertebesine ermiştir.