En kritik soru: Neden Ergenekon’a bağlanmadı?
İki gündür dile getiriyorum ama bu kez daha vurgulu bir şekilde tekrarlamak istiyorum: Hrant Dink olayında en kritik soru “Dava neden Ergenekon’a bağlanmadı?” olmalıdır.
Bu soru son derece meşrudur çünkü ölümünden önce Hrant’ı alenen ve küstahça hedef gösteren popüler faşistlerin nerdeyse tümü Ergenekon Davası’nın ilk ve önde gelen sanıkları olarak uzun süredir tutuklu yargılanıyorlar. Cinayetle doğrudan ilgileri olsun ya da olmasın, bu alçakça suikastın siyasal,kültürel ve psikolojik zeminini onların hazırlamış olduğu açıktır.
Bu soru son derece meşrudur çünkü ilk anda doğrudan ilişkisi yokmuş gibi gözüken Danıştay Baskını Davası bir aşamadan sonra Ergenekon’a dahil edildi. Buna karşılık namlı Ergenekoncuların bir numaralı düşman ilan etmiş olduğu Hrant Dink’in öldürülmesinin davası, “yeterli delil yok” gibi bahanelerle ayrı görüldü.
İlgi yeniden uyanırdı
Şöyle bir ikinci soru soralım: Dink Davası Ergenekon’a bağlanmış olsa, kim ne diye itiraz edecek, bu itirazlar kamuoyunda ne derece etkili olacaktı? Şahsen böyle bir birleştirmenin ciddi bir muhalefetle karşılaşacağını hiç düşünmüyorum. Tam tersine Dink olayının da dahil edilmesiyle Ergenekon Davası, buna giderek mesafeli yaklaşmaya başlamış olan bazı toplumsal kesimler için yeniden ilgi odağı haline gelecek,onu sulandırmaya çalışanların elleri iyice zayıflayacaktı. Buna paralel olarak uluslararası platformda da Ergenekon davasının prestiji yeniden artacaktı.
Ama olmadı. Çünkü Dink suikastının Ergenekon’a bağlanması yolundaki cılız taleplere karşı etkili ve yetkili çevreler anlaşılmaz bir ilgisizlik, duymazdan gelme tavrı sergilediler. Bugün, kararın ardından “Bu Ergenekon’un zaferi” diye kazan kaldıranların önemli bir bölümünün de,dün bu davanın Ergenekon’a bağlanması konusunda ciddiye alınacak herhangi bir gayret göstermemiş olmaları ayrıca manidardır.
Peki bundan sonra gösterirler mi? Bakın Başsavcı Vekili Fikret Seçen dün Hürtiyet’ten Taha Akyol’a ne demiş: “Ergenekon’a bağlanabilir veya bağlanmayabilir ama örgütlü suçtur.” Aktif olarak görev yapan isimler arasında Ergenekon dosyasına en hakim isimlerden biri olan Seçen bile açık açık “Tabii ki Ergenekon’a bağlanmalı” demiyorsa, diyemiyorsa bu konuda umutlu olmak pek mümkün değil.
Başlıktaki soruya benim kişisel cevabımı merak edenler için söyleyeyim, inanın bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu sorunun son derece kritik olduğudur ve makul bir cevabını duyana kadar arada sırada bu soruyu sormaya devam etmek istiyorum.