Şampiy10
Magazin
Gündem

Seni Kimler Aldı O Hayat Benim’e benzeyebilir

Pastel Film-Yaşar İrvül-Efe İrvül’ün yapımcılığını, Esin Gök’ün senaryo süpervizörlüğünü, Pınar Uysal’ın senaryosunu, Ayşe Önder, Mayki Murat Başaran, Ümit Önder’in müziklerini, Sadullah Şentürk’ün yönetmenliğini üstlendiği Seni Kimler Aldı pazar akşamı atv’de başladı. Fulya Zenginer, Duygu Yetiş, Serhan Yavaş, Yiğit Kirazcı, Ülkü Duru, Ahmet Saraçoğlu, Funda İlhan, Rozet Hubeş, İpek Tenolcay, Haldun Boysan, Osman Wöber, Ayşe Tunaboylu, Nalan Okçuoğlu, Evren Erler, Edip Tepeli, Erdem Yılmaz, Sibel Ergün, Yiğit Koçak, Su Dura ve Yıldız Kültür’ün rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 2.46 reytingle 10’uncu, AB’de 1.79’la 21’inci, ABC1’de 2.03’le 15’inci oldu. Dizide entrikanın her türü vardı. Tüm klişeler kullanılmıştı. Damarı sağlam bir iş. Bana O Hayat Benim’i hatırlattı. Benzerlikleri olduğunu da düşünüyorum. Ayrıca o da başladığında yüksek reyting almamıştı, daha sonra yavaş yavaş yükselişe geçti. Dördüncü sezonunda final yapıyor. Seni Kimler Aldı eğer O Hayat Benim’in yerini doldurursa yükselişe geçecektir. İlk bölüm 2 saat 53 dakika yayınlandı. Başrol oyuncusu değişikliği yaşandı. Buna rağmen oldukça uzun bir bölümle başladılar. Ancak sorunlu bir ilk bölüm izledik. Hikayenin başladığı yer ve olayların gelişimi karışıktı. Sonuç; herkes herkesi kandırmış. Kandırılanların dizisi olmuş Seni Kimler Aldı. Fulya Zenginer şimdilik en masum karakter gibi görünüyor. Bakalım ilerleyen bölümlerde o da kötülüğe kayacak mı?

Tekindor, Yücel, Uğurlu şovu

Pazartesi akşamı İçerde’nin açılış sahnesi gerçekten çok iyiydi. Delirmiş Mert Kudret’in karşısına çıktı. Kudret tam onun ağına düşmüşken Sarp Kudret’i köşeye sıkıştırdı ve içeri Celal girdi. Sahnenin başlığı tartışmasız “Öldür beni” ydi. Çetin Tekindor ve Uğur Yücel’i karşılıklı izlemek gerçekten çok keyif verici. Çağatay Ulusoy ve Aras Bulut İynemli’yle sahne büyüdükçe büyüdü. Keşke şimdi Yusuf da olsa demiştim ki, bir sonraki sahnede Mustafa Uğurlu geldi. Yücel, Tekindor ve Uğurlu şov yaptılar. İçerde’de oyun yeniden başlıyor, iş kendisini tekrar ediyor ama bazı sahneler tadından yenmiyor.

Yazının devamı...

10 ayda 35 dizi bitti

Öncelikle bugün 1 Mayıs. İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun!

Gelelim 10 ayın değerlendirmesine... Geçtiğimiz sezonu ağustos ayında Bodrum Masalı’yla açtık. Onlarca dizi yayına girdi, bazıları ses getirdi, kimisinin ise ne zaman yayına girip çıktığını anlamadık bile! Ağustos 2016-1 Mayıs 2017 arasında TRT1, Show TV, Kanal D, atv, Fox TV, Star TV’de ekrana gelen 35 dizi yayından kaldırıldı. En çok dizi yayından kaldıran kanal Fox TV, onun hemen ensesinde Star TV duruyor. Bu sezon başlayıp reyting listesinde zirveye oturan ve aylarca birinciliğini koruyan dizi sayısı az. İçerde, Aşk ve Mavi, Anne, Kalbimdeki Deniz. Ancak Anne, Aşk ve Mavi ve Kalbimdeki Deniz zaman zaman yerini başka dizilere bırakıyor. İçerde sadece ilk bölümünde ve 17 Nisan’da zirveyi bıraktı. En istikrarlı yeni dizi o nedenle İçerde...

Cesur ve Güzel’in hikayesi tükendi

Reyting listesinin üst sıralarında yer alan dizileri geçen sezondan devam edenler oluşturuyor. Kırgın Çiçekler, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Kara Sevda, Diriliş Ertuğrul, Arka Sokaklar, O Hayat Benim. Yeni başlayan pek çok dizi ne yazık ki, eski sezonlarda olduğu gibi zirveye oturup yerini garanti edemiyor. Vatanım Sensin, Cesur ve Güzel, Çoban Yıldızı bu sezonun en çok ses getiren projeleri... Özellikle Cesur ve Güzel hikayesini tüketme noktasına gelmiş durumda! Gelecek sezona devam eder mi bilinmez ama yeni bir hikaye açılımı yapmazlarsa çok zor görünüyor. Aslında aynı durum Vatanım Sensin içinde geçerli! Şimdi hikaye Leon ve Hilal aşkından gidiyor ama bu yola çıkış amacından sapmaya başladı dizi... Biz Vatanım Sensin’i vatan kurtarma hikayesi olduğu için izlemeye başlamıştık. İmkansız aşk temasını zaten onlarca dizide izliyorduk. Kara Sevda tartışmasız en istikrarlı dizilerden biri... Hem hikaye, hem de oyunculuklar açısından izleyiciyi en tatmin eden iş olduğunu düşünüyorum. Sezon sonunda final yapacak. İçerde de bitiyor.

Aşk ve Mavi gelecek sezona devam eder

Diriliş Ertuğrul bir fenomen. Sezon sonunda Ertuğrul dönemi bitiyor. Umarım iyi bir cast yaparlar ve dokuyu bozmazlar. Muhteşem Yüzyıl’ın başına gelenleri yaşamazlar. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz seneye de devam eder. Hikaye sürekli doğuruyor ve besleniyor. Anne’nin hikayesi biteli çok oldu. O nedenle sezon sonunda biteceği belli. Asker dizilerinin akıbetini haziran sonunda göreceğiz. Bir furya olarak başladılar ve iyi durumdalar. Ama biraz zamana ihtiyaçları var. No:309 tartışmasız yaz dizileri arasında bayrağı tek üstlenen dizi oldu. Hala yüksek reytinglere imza atıyor. Kanalın yapacağı en mantıklı hamle yazın No:309’a devam etmek olacaktır. Aşk ve Mavi gelecek sezona taşınacak bir diğer dizi... Aslında bir drama izliyoruz. Ancak dizinin komedi ayağı çok sağlam. Ayşegül Ünsal dramedi türündeki başarısıyla diziyi başka bir yere taşıyor. Bu sezon tüm starlar ekrandaydı. Ama hikayeler uzun süreler nedeniyle uzun süreli star olmayı başaramadı. Umarım herkes yeni sezona iyi hazırlanır ve uzun soluklu, iyi planlanmış, hikayesi doğurabilen işler izleriz.

Yazının devamı...

Survivor reytingini artırır

Havalar iyice ısınmaya, hayallerde denize girme planları yapılmaya başlandı. Psikolojiler yaza girdiğine göre artık karanlık hikayelerin kaybetme dönemine de gelindi. Bugünden itibaren hayaller Çeşme, gerçekler Survivor! Bu yıl ocak ayında başlamıştı Survivor. Çok yüksek bir açılış yapmadı. Zaten Survivor’ın en yüksek reytinglere imza attığı dönem havaların ısındığı dönemdi. Hem insanlara hayallerini veriyor, hem de rekabetin arttığı döneme denk geliyor. O nedenle yarından itibaren ekranlarda Survivor’ın reytinglerinin artıracağını düşünüyorum. Dizilere gelirsek, bu yıl başlayıp fenomene dönüşmüş tek iş İçerde. O da 8 bölüm sonra sona eriyor. Yazın fenome dönüşecek bir proje olur mu bilinmez. Ancak mayıs ve haziran aylarında komedi, romantik komedi, gençlik ve aile hikayesi anlatan kazanır. Demedi demeyin!

Seni Kimler Aldı bu akşam başlıyor

Atv’nin yeni dizisi Seni Kimler Aldı bu akşam başlıyor. Pastel Film-Yaşar İrvül-Efe İrvül’ün yapımcılığını, Esin Gök’ün proje tasarımını, Pınar Uysal’ın senaryosunu, Sadullah Şentürk’ün yönetmenliğini üstlendiği dizide; Fulya Zenginer, Duygu Yetiş, Serhan Yavaş, Yiğit Kirazcı, Ülkü Duru, Yıldız Kültür, Funda İlhan, Ahmet Saraçoğlu, Rozet Hubeş, Haldun Boysan, İpek Tenolcay, Nalan Yavuz, Osman Wöber, Ayşe Tunaboylu, Evren Erler, Edip Tepeli, Sibel Ergün, Yiğit Koçak, Su Dura, Erdem Yılmaz, Meltem Ören ve Funda Giray rol alıyor. Seni Kimler Aldı’nın konusuna gelince; Zehra (Fulya Zenginer), annesi Aynur’la (Ülkü Duru) birlikte, İstanbul’un sayılı zenginlerinden sayılan Çamay ailesinin yanında çalışıp, yaşamaktadır. Zehra, birlikte büyüdüğü Çamay ailesinin tek veliahtı Barış’a (Yiğit Kirazcı) aşıktır. Barış da Zehra’ya karşı duygularını fark eder. Fakat bu aşkın önünde çok sayıda engel vardır. Aynur’un evlatlık verdiği ama herkesin öldü bildiği Zehra’nın ablası Ceren (Duygu Yetiş) intikam için geri gelir ve oklarını önce kendi ailesine sonra ilgisi olan herkese yöneltir. Konak tarafında ise, bu ilişkiyi kesinlikle onaylamayan annesi Cahide (Funda İlhan), Barış’ı sadece Zehra’dan değil, amcası bildiği ama aslında babası olan Talat’tan da (Serhan Yavaş) uzak tutmak için bıçakları bilemektedir. Aşklarını korumak isteyen Barış ve Zehra, büyük sırların içinde ve satılmış olduğunu öğrenmiş olan Ceren’in intikamının gölgesinde savrulup duracaklardır. Dizi bu akşam 20.00’de atv’de ekrana gelecek.

Designated Survivor heyecanı artırdı

Daha önce ‘komplo teorisi sevenler mutlaka izlemeli’ diye bahsetmiştim Designated Survivor’dan... Dizinin başrolünde 24 dizisinden tanıdığımız Kiefer Sutherland var. Natascha McElhone, Adan Canto, İtalia Ricci, LaMonica Garrett, Kal Penn, Maggi Q rol alıyor. Sezon finali merakta bırakmıştı. Yeni sezon bölümleri Netflix’e yüklendi. Üstelik her çarşamba yeni bölüm geliyor. Gitgide heyecan dozu artıyor. Politik drama türünde bu yılın en iyi dizilerinden biri Designated Survivor. O nedenle izlemeyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.

Yazının devamı...

İçerde’de son 8 bölüm

Geçen hafta zirveyi Söz’e bırakan İçerde’nin bu haftaki hamlesi herkesi şaşırttı. Zira başrol karakterlerinden Melek diziye ölerek veda etti. Sarp ve Mert’e kardeş olduklarını söyleyeceği sırada Kudret’in adamı Serkan tarafından vurulan Melek gerçeği de açıklayamadı. Sarp’ın kucağında hastaneye gelen Melek öldü. Mert delirdi. Sarp’ın yanında Celal’i arayıp olanları anlattı. Böylece Celal’in adamı olduğu da ortaya çıktı. Sarp onu koruyormuş gibi yaptı ama Yusuf Komisere her şeyi anlattı. Melek’in ölümü, Mert’in açığa alınışı ve cenazeyle geçen bölüm hem dramı, hem de aksiyonu yüksek bir bölümdü. Zaten reytinglerde de tahtını geri aldı. Bölümün tartışmasız en iyi sahnesi Celal’in yani Çetin Tekindor’un Melek’in ölümünü öğrendiği andı. Öyle gerçek, öyle yaralı, öyle tokat atar gibi oynamış ki Çetin Tekindor kısacık sahnede gözümüzü doldurdu. Bensu Soral, 31 bölüm boyunca önce avukat, sonra sokak çocuğu, sonra Celal’in kızı, Mert’in kardeşi, Sarp’ın sevgilisi oldu. Son bölümde de bir kahraman olarak diziye veda etti. Emeğine sağlık. Sarp ve Mert Melek’in öldüğü anda oyunculuklarıyla fark yarattı. Çağatay Ulusoy sevgilisinin ölümüne ağlarken, Aras Bulut İynemli kardeşinin ölümüyle delirdi. Sarp ağlarken, Mert gülüyordu. Bu tezatlığı da sevdiğimi itiraf etmeliyim. Bundan sonra finale kadar büyük bir intikam yolculuğu başlıyor. Bu defa Celal, Sarp ve Mert aynı tarafta olduğunu bilerek yola çıkıyor. Kudret bu savaşta ne yapacak hep birlikte izleyeceğiz. Önümüzde sadece 8 hafta var. Çünkü İçerde 39’uncu bölümde final yapacağını açıkladı. Helal olsun! 140 dakikalık bir dizi yaptığınızda ancak 39 bölüm devam edebilirsiniz. Yoksa hikaye kendini tekrar etmeye, kısacası yok etmeye başlar. İçerde bunu hesaplayarak ilerliyor. O nedenle son 8 bölümün tadını çıkarmaya bakın.

Girlboss dizi oldu

Geçen sene yurtdışındayken Girlboss kitabını görmüş ve bir solukta okumuştum. Sophia Amoruso’nun kendi otobiyografisini yazdığı kitap tüm genç girişimcilerin ilham kaynağı olmuştu. Çünkü Amoruso şu anda çok genç ve bir milyarder. Dizide de 22 yaşına kadar hiçbir işte dikiş tutturamayan, babasıyla arası bozuk, hırsızlık yaparak çaldığı eşyaları internet üzerinden satışa sunan Sophia’yı izliyoruz. Sophia bir gün 9 dolara bir ceket satın alıyor ve onu internette e-bay üzerinden satışa çıkarıyor. Gelen tekliflerin yükselmesiyle yeni işini buluyor. Kendisine Nasty Gal adında bir e-ticaret şirketi kuran Sophia, milyar dolarlık bir imparatorluk kurduğunun farkında olmadan maceralara atılıyor. Dramedi türündeki dizide Britt Robertson, Johnny Simmons, Ellie Reed, Alphonso McAuley rol alıyor. Dizinin yapımcıları arasında Charlize Theron var. Yazar ve yönetmenliğini ise Kay Cannon üstleniyor. Netflix 21 Nisan’da dizinin ilk sezonu olan 13 bölümü paylaştı. Tabii ki hepsini izledim. Hiçbir işte dikiş tutturamayan bir gencin tutkusunun peşinden gitmesi hem umudunuzu artırıyor, hem de kafanızı dağıtıyorsunuz.

Yazının devamı...

Dijitale iş yapmak meşakkatli bir yol

Blu TV’nin Masum’u ve Puhu TV’nin Fi’si arasında büyük çekişme var. Dijital ortamda dizi izleyenler ikiye ayrılmış durumda! Bir kesim Masum’un doğru proje olduğuna ve Fi’nin çok abartıldığına inanıyor. Diğer kesim ise Fi’nin dijital dünya için en doğru proje olduğunu söylüyor. Bana kalırsa iki tarafta sonuna kadar haklı! Çünkü dünyada izlediğimiz dijital dizilere baktığımızda Masum bu durumu en çok karşılayan proje! Ancak Türkiye’de olmayan bir dijital sektörü canlandırmak için yapılabilecek en doğru dizinin de Fi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir üretimi analiz ederken bulunduğu ülke ve o ülkenin koşullarını değerlendirmek gerekiyor. Fi, ilk 3 bölümüyle 10 milyon izleyiciye ulaşarak bu ülkede dijital yayıncılığın önünü açtı. İzlediğimiz şeyin sanatsal karşılığına bakıyoruz ama sonuçta bu bir ekonomi. Fi, dijital yayıncılıkta bir ekonomi yarattığı için kıymetli bir proje! O nedenle son zamanlarda karşıma çıkan her oyuncu, senarist ve yönetmen aynı cümleyi kuruyor: “Dijitale iş yapmak istiyorum.” Umarım Fi ve Masum’un açtığı yolun ardından çok daha fazla dizi gelir. Bu çok uzun ve meşakkatli bir yol. Sektörün duruma adapte olması, ekonomi yaratılması, içeriğin zenginleşmesi zaman alacak. O nedenle herkesin sabredip dijital dünyaya yatırım yapması gerekiyor.

Herkes Altan’ın peşinde

Diriliş Ertuğrul dizisinde Ertuğrul dönemi sezon sonunda bitiyor. Engin Altan Düzyatan’ın diziden ayrılmasıyla yerine kim geleceği merak konusu! Osman Gazi için şimdiden oyuncu arayışlarına başlandığını duyuyorum. Eminim yine çok konuşacağımız bir dizi olacaktır. Engin Altan Düzyatan’ın diziden ayrılacağı duyulduğundan beri herkes Engin Altan Düzyatan’ın peşine düştü. Tüm kanallar, yapımcılar oyuncuyu kendi markasına bağlamaya çalışıyor. Bakalım, bu yarışın kazananı kim olacak?

Bayramınız kutlu olsun çocuklar

Çocukken 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ne güzel hazırlanırdık. Okulda yapacağımız gösteriler için özel kıyafetler dikilirdi. Şiirler ezberlenir, gösteriler hazırlanırdı. Bir gece önce kıyafetlerimiz başucumuza konulurdu. Heyecandan uyuyamazdık. Sabah titreyerek ama kalbimiz pır pır atarak okula giderdik. O yılları atlatalı çok zaman oldu. Biz büyüdük ve kirlendi dünyamız... Oysa çocukken her şey tertemizdi. O nedenle bugün eğlencenin tadını çıkarın çocuklar... Etrafına iyi bakın, heyecanınıza şükredin. Gülün, eğlenin ve Atatürk’e teşekkür edin. Bayramınız kutlu olsun çocuklar ve ruhu çocuk kalanlar...

Yazının devamı...

Betü hala kayıp!

13 gün önce Gupse Özay ve Barış Arduç Instagram hesaplarından bir kedi fotoğrafı ve bu notu paylaştı: “Kedimiz, Levazım (Zorlu Center yakını) bölgesinde kayboldu. Görenler haber verirse çok seviniriz. Tasmasında ismi ve irtibat tel numarası yazıyor.” Hemen bulunacağına inanmıştım. Ancak birkaç gün sonra Gupse Özay, “Belli ki biri sahipsiz sanıp eve aldı. Eşiniz, dostunuz kedi bulduk derse bir bakın ne olur. 12 yaşında, ismi Betü, İran kedisi. Kısır erkek, sarı, yeşil gözlü. Ne olur!” diye bir paylaşımda bulundu. Fakat Betü hala bulunamadı. Ödül vereceklerini de paylaştılar. Az önce Gupse Özay’la konuştum. Çok üzgündü. Gupse’yle tanıştığımda kedisini 10 dakika anlatmıştı. Betü’ye inanılmaz düşkün ve her sabah bulunması ümidiyle uyanıyor. Fotoğrafa iyi bakın, tasması düşmüş olabilir. Eğer Betü’yü bulursanız benimle de irtibata geçebilirsiniz.

Milo’nun maceralarını geldi

Tunç Atalay, çocuk kitaplarında yeni bir seri çıkardı. Daha önce yazdığı Siyah Beyaz Hikaye’ye bayılmıştım. Mandolin Yayınları’ndan çıkan yeni serisi Milo’nun Maceraları’nı bir solukta okudum. 5 kitaptan oluşan serinin ilki, Uykusu Kaçan Minik Fare Milo, masal kahramanları arasında gezip uykusunu arıyor. İkinci kitap Milo’nun Kahvaltısı’nda arkadaşlık kavramını anlatıyor. Üçüncü kitap Mutlu Doğum Günü’nde fedakarlığı öğretiyor. Milo’nun Fotoğraf Makinası adlı dördüncü kitabında çocukları keşif ve deneyimlemeye yönlendiriyor. Serinin son ve beşinci kitabı Milo’nun Yıldıztozu Kumbarası’nda yaratıcılıkla tanıştırıyor çocukları... Tunç Atalay hem yazmış, hem de çizmiş. Milo serisi en saf haliyle duyguları öğretiyor, mutlaka 2 yaş üstü çocuklarınıza okuyun.

Her Şeyin Başı Merkür mü?

Farkında mısınız? Son yıllarda başımız ağrısa sebebi Merkür, sevgilimiz terk etse nedeni Merkür, iş hayatında sorun yaşasak tek suçlusu Merkür. Yıllar önce bir astrolog arkadaşıma “Her şeyin suçlusu Merkür” diye bir kitap yazsana demiştim. Çünkü önümüz, arkamız, sağımız, solumuz Merkür! 5 yıl sonra Instagram’da bir arkadaşımın paylaştığı “Her şeyin Başı Merkür” kitabının kapağını gördüm. “Birileri yapmış işte” diyerek kitabı almaya gittim. Ayşe Balıbey Tanıl’ın yazdığı ve Doğan Novus’tan çıkan kitabı bir solukta okudum. Ayşe’nin öyle mizahi bir kalemi var ki, kitabı okurken kendi kendinize kahkahalar atmaya başlıyorsunuz. Ben uçaktan öyle kahkahalar attım ki, sonunda yanımdaki kişilerin tuhaf kadın galiba diye bakışına maruz kaldım. Gazetecilik okuyan, Ortadoğu muhabiri olmayı hayal eden Elif Akay’ın kendisini astroloji köşesi yazarken buluşunu ve olayları burç köşesinden çözmeye çalışmasını anlatan Her Şeyin Başı Merkür yakında film olursa hiç şaşırmam.

Yazının devamı...

Hayat Şarkısı kendi gününde!

Hayat Şarkısı geçen sezonun tartışmasız en farklı, en bizden dizilerinden biriydi. Cevher Ailesi, Hülya, Mahir bizi öyle bir maceranın içine aldı ki, her bölüm “Aşk için gidilen her yol mubahtır” diyerek Hülya’nın peşine takıldık. Bu sezon karşımıza her ne kadar geçmişe oranla daha çok ağlayan bir Hülya çıksa da, yine de ekranın en iyi işlerinden biri olmayı sürdürüyor Hayat Şarkısı. Aynı durum Bodrum Masalı’nda da yaşanıyor. Ağustos ayından beri ekranda belli bir reytingin üzerinde yoluna devam ediyor. Hikaye ara vermeden yoluna devam etse ve bazen tökezlese de ayağa kalmayı başarıyor. Her iki proje de kapı duvar kırdırmıyor, reyting listelerini alt üst etmiyor, ‘yurt dışında şu kadar ülkeye satıldı’ diye haber olmuyor. Fakat sessiz ve derinden giderek başarısını sürdürüyor. Daha doğrusu sürdürüyordu. Ta ki Kara Yazı dizisi için Kanal D prototipini değiştirene kadar! Hayat Şarkısı pazar gününe kaydırıldı. Pazar akşamları yayınlanan Bodrum Masalı 60 dakikaya düşürüldü. Bu arada Bodrum Masalı 60 dakika yayınlanmasına rağmen pek çok diziden daha yüksek reyting başarısına ulaştı. Bunu da dikkate almak lazım.

Seyirci kaybetmedi mi?

Bu iki haftalık deneme başarılı olmadı. Ne yazık ki, Kara Yazı reytinglerde beklenen etkiyi yaratamadı. O nedenle sistem yeniden değişti. Hayat Şarkısı kendi günü ve saatine döndürüldü. Bundan sonra salı akşamları ekranda olmaya devam edecek. Kara Yazı pazar akşamları yayınlanacak. Bodrum Masalı 120 dakika çekilip ikiye bölünerek 60 dakikası yayınlanacak. Peki, bu deneme-yanılma metodu Kanal D’ye seyirci kaybettirmedi mi? Hayat Şarkısı’nın izleyicileri salı akşamları Anne’ye kaymadı mı? Bu saatten sonra o izleyici geri dönebilecek mi? Bütün bunların cevabını reytingler çıkınca göreceğiz. Ancak son birkaç haftadır yaşanan bu durum bir dizinin tutması için en önemli formüllerden birinin iyi planlama yapmak olduğunu hepimize kanıtladı. Belki de Kara Yazı için Hayat Şarkısı’nın gününü değiştirmek yerine, Kara Yazı’yı izleyecek kitle için en doğru günün hangisi olduğuna odaklanmak en doğru yoldu. Böylece üç dizi de bir istikrar yakalardı. Şimdi durum mutedil dalgalı!

Yazının devamı...

Savaşçı rejisiyle hayran bıraktı

Limon Film-Hayri Aslan’ın yapımcılığını, Süleyman Çobanoğlu’nun senaristliğini, Volkan Kocatürk’ün yönetmenliğini, Mirsad Heroviç ve Özlem Koza’nın ikinci yönetmenliğini, Alpay Göltekin, Zeynep Alasya, Caner Özkan’ın müziklerini üstlendiği Savaşçı dizisi geçtiğimiz pazar akşamı ilk bölümüyle Fox TV’de ekrana geldi. Berk Oktay, Murat Serezli, Yıldız Çağrı Atiksoy, Fırat Albayram, Burç Kümbetlioğlu, Hakan Dinçkol, Uğur Biçer, Bahadır Vatanoğlu, Doğan Bayraktar, Nazan Diper, Serhat Nalbantoğlu, Yeliz Akkaya, Zeynep Elçin Yiğit, Onur Özaydın, Ali Tarık Fındık, Atakan Işıktutan, Berk Bulmuş, Necmettin Çobanoğlu, Münire Apaydın, Ercüment Fidan’ın rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 7.29, AB’de 6.80, ABC1’de 7.38 reytingle ikinciliğe oturdu. İlk bölümüyle yüksek açılış yapmak sonuna kadar hakkıymış. Zira ilk 20 dakikada bizi öyle bir içine aldı ki, hem hikayenin sürükleyiciliği, hem de rejinin kurduğu dünyanın peşinden gittik. Bireysel olarak bu tarz dizilerden hiç hoşlanmayan biri olmama rağmen, yönetmen Volkan Kocatürk’ün rejisinin önünde saygıyla eğiliyorum. Çünkü diziyi öyle detaylarla işlemişti ki heyecanlanmamak elde değildi.

15 Temmuz’u da, Balyoz’u da izledik

Hikaye tıpkı diğer asker dizileri gibi bize büyük bir terör olayının ardından olanları anlatıyor. Ancak en güzel kısmı gerçek bir yerden başlamasıydı. Diğer diziler bombaların patlamasıyla ve çatışmayla başlamıştı. Savaşçı’nın başlangıcında ise bir tabur askerin pasta tarifi, bebek fotoğrafı ve DM’le sosyal medyadan kız tavlama muhabbetini dinledik. Operasyona giderken bu günlük muhabbet devam etti. Vatan, millet söylemleri ise Serdar’ın kaybolmasıyla başladı. İşte tam bu sebeple samimi geldi. Dizi 15 Temmuz gecesine de girdi, Balyoz’a da! Özellikle 15 Temmuz gecesini izlediğimiz sahnelerde dip seste F-16 seslerinin olması ve sela okunması işin gerçekliğine çok katkı sağlamıştı. Bu tip işler ajitasyona çok meyillidir. Tabii ki bu dizide fazlaydı ama rahatsız edici değildi. Berk Oktay hem fiziksel, hem de oyunculuk performansı olarak işe çok iyi hazırlanmış. Kağan Bozok olduğuna inandık. Murat Serezli, Dağ 2’deki performansıyla zaten hepimizi kendisine hayran bırakmıştı. Burada da en doğru isim oymuş. Başkasını albay olarak düşünemiyorum.

Nazan Diper herkesin annesi oldu

Nazan Diper Aşk Laftan Anlamaz’dan sonra bambaşka bir karakterle karşımıza çıktı. Kağan Bozok’un annesi Selver Bozok olarak tüm asker annelerinin sesi oldu. Uğur Biçer, kardeşim kadar sevdiğim bir arkadaşımdır. Ancak onu en çok ben eleştiririm. Bu dizide Emre olmaya o kadar inanmış ki, hata bulmak için çaba harcadım ama sadece emeğine sağlık diyebiliyorum. Emre bu dizide nefes aldıracak, en gergin anlarda tebessüm etmememize sebep olacak karakter! Fırat Albayram’a açılış sahnesinde bayıldım. İlerleyen bölümlerde nasıl olacağını merak ediyorum. Aslında dizide en sevdiğim şeylerden biri; tüm askerlerin rolünün eşit dağılımıydı. Herkesin önceki hikayesini izlemek seyircinin onları sahiplenmesini sağladı. Ezcümle; rejisiyle, senaryosuyla, oyunculuk performansıyla, yapımıyla, sanatıyla Savaşçı ekibinin eline, emeğine sağlık! Yarın akşam referandum sonuçlarını izleyeceğimiz için dizinin yeni bölümü yok. Haftaya ikinci bölümüyle karşımızda olacak. Umarım devamında da ilk bölümdeki özeni görürüz.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.