Şampiy10
Magazin
Gündem

Sadece 5 diziyi herkes izliyor

Bu sezonun en büyük problemi Tüm Kişiler ve AB’de izlenebilir olmak. Pekçok dizi varlığını Tüm Kişiler’de gösterebilirken, AB’de yok oluyor. Ya da tam tersi bir durum yaşanıyor. Her iki kategoride de var olan dizi sayısı ise bir elin parmaklarını geçmiyor. Öyleyse en ciddi sorun hem Tüm Kişiler’i, hem de AB’yi ekran karşısına oturtacak proje bulmak. Tablolara baktığımızda her iki kategoride de yüksek reytinglere imza atan Diriliş Ertuğrul, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, İçerde, Anne ve Kalbimdeki Deniz dışında bunu diğer projelerin gerçekleştiremediğini görüyoruz. Sadece 5 diziyi herkes izliyor. Düşünün bu yılın en iddialı iki dizisi Vatanım Sensin ve Cesur ve Güzel haftanın en çok izlenen 10 dizisi arasına iki kategoride de adını yazdıramıyor. Çoban Yıldızı ise Tüm Kişiler’de 5 reytingin üzerine çıkarken AB’de 3 reytinge bile ulaşamıyor. İstanbullu Gelin AB’de 5 reytingi geçerken, Tüm Kişiler’de bu sonucu görmüyor. Diğer dizilerin ise ne yazık ki varlığını görmüyoruz.

Kahramanlar kadın

Her iki kategoride de ilk 3’te yer alan dizilere bakınca farklı hikayeler anlatsalar da, ortak bir noktaları olduğu görünüyor. Diriliş, İçerde ve Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın kesişim noktası kahramanlık hikayesi anlatması... Üç dizinin de kahramanları kendi hikayelerinin peşinden koşarken, ülke içinde mücadele ediyorlar. Her iki kategoride de yer alan Anne ve Kalbimdeki Deniz’e baktığımızda ikisinin de ortak noktasının kadının gücü olduğu görülüyor. Aileyi toplayan, onun için savaşan kadınların mücadelesini izliyoruz. Burada kahramanlarımız çocuklar için savaşan kadınlar... Geçtiğimiz hafta ilk bölümüyle ekrana gelen Yeni Gelin, şu anda ekranın komedi ihtiyacına hizmet eden tek dizi. O nedenle başlar başlamaz tüm rakiplerini geride bırakarak her iki kategoriye de girdi. Bu tabloya kanallar açısından baktığımızda; kaybeden Kanal D gibi görünüyor. Çünkü her iki kategoride de aynı anda yer alan tek bir dizisi bile yok. Arka Sokaklar sadece Tüm Kişiler’de, Vatanım Sensin yalnız AB’de yüksek reyting alıyor. Ezcümle; projelerin kurtuluşu izleyiciyi ekrana bağlayacak evrensel duyguları işlemekten, konjonktürü takip etmekten ve izleyiciye yaklaşmaktan geçiyor. Herkese iyi pazarlar...

Yazının devamı...

3 terör eylemi ekranda dizi oldu

Nisan ayında ekranda üç asker dizisi olacak. Kanal D’de İsimsizler, Fox’ta Savaşçı, Star TV’de Söz! Üçünün de ortak noktası Türkiye’de 2016 yılında gerçekleşen üç büyük olaydan açılacak olması... Üç terör eylemi bu defa ekranda reyting için yarışacak. Kanal D bu yarışa İsimsizler Timi’yle katılacak. Mustafa Burak Doğu, Serkan Birlik, Ayça Mutlugil ve Hale Çalap’ın senaryosunu kaleme aldığı, Osman Kaya’nın yönetmen koltuğuna oturduğu dizide; Uğur Güneş, Bülent Alkış, Sedat Mert, Taner Ertürkler, Volkan Keskin, Çağkan Çulha, Musab Ekici, Sera Kutlubey ve Algı Eke rol alıyor. Dizi; Fatih’in şehit olan Viranşehir kaymakamının yerine atanıp kurduğu İsimsizler Timi’yle teröre karşı mücadelesini anlatıyor. Çok değil, Kasım 2016’da Mardin’in Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk şehit olmuştu. İsimsizler’de aynı Derik’te olduğu gibi PKK’lı teröristler tarafından el yapımı bombayla şehit olan bir kaymakamın intikamının peşine düşen İsimsizler Timi’nin hikayesini anlatıyor.

15 Temmuz Savaşçı’da işlenecek

FOX ise yarışa Savaşçı’yla katılıyor. Süleyman Çobanoğlu’nun senaryosunu kaleme aldığı, Volkan Kocatürk’ün yönettiği Savaşçı; Bordo Bereliler’e mensup bir timin hikayesini anlatıyor. Berk Oktay, Yıldız Çağrı Atıksoy, Murat Serezli, Fırat Albayram, Burç Kümbetlioğlu, Hakan Dinçkol, Alican Albayrak ve Uğur Biçer’in rol aldığı dizi; bir dönem Bordo Bereliler’in seçkin birliklerinden olan ünlü Kılıç Timi, komutanları Albay Halil İbrahim Kopuz (Murat Serezli) ve Yüzbaşı Kağan Bozok’un (Berk Oktay) hapisten çıkıp tekrar timi toplamaları ve göreve dönüşleriyle başlıyor. Savaşçı hikayesine 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle başlıyor.

Söz havalimanı saldırısıyla başlayacak

STAR TV, bu yarışa Söz dizisiyle katılıyor. Ethem Özışık’ın senaryosunu yazdığı, Yağız Alp Akaydın’ın yönetmen koltuğuna oturduğu dizi; Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı korkunç saldırı sonrası, vatanın dört bir yanından özel yeteneklere sahip on iki kahraman Özel Kuvvet Askeri’nin hikayesini anlatıyor. Tolga Sarıtaş, Mustafa Yıldıran, Burak Sevinç, Görkem Sevindik, Eren Vurdem, Aytaç Şaşmaz, Atakan Arslan, Mehmet Ali Karakuş, Doğukan Polat, Oktay Samurkaş, Volkan Uygun’un rol aldığı dizi ise 28 Haziran 2016’da Atatürk Havalimanı’ndaki saldırılarla başlıyor. Korkunç zor bir 2016 yaşadık. Bombaların, kanın, terörün durmadığı bir yıldı. Şimdi ekranda üç büyük acının insanları ve askerleri nasıl etkilediğini izleyeceğiz. İnşallah böyle olaylar sadece dizilerde kalır.

Bu belgeseli izleyin!

KİŞİSEL gelişim meselelerine zaman zaman ilgi gösteririm ama bağımlılarından değilimdir. Ancak geçtiğimiz günlerde Netflix’te öyle bir belgesel izledim ki, birkaç gündür buna takılmış vaziyette geziyorum. Belgeselin adı Tony Robbins-I am not your Guru. Yani sizin yol göstericiniz değilim. Anthony Robbins’i hiç tanımam, hatta adını hayatımda ilk kez duydum. Meğer oldukça ünlü bir yaşam stratejistiymiş. Kitapları 100 ülkede 50 milyon kişi tarafından okunmuş. Bugüne kadar dünyanın birçok ülkesinde 4 milyon kişiye seminer vermiş. Binlerce politikacı, şarkıcı, oyuncu, yazar, futbolcu ve işadamı danışanı da var. Bu belgeselde 6 günlük seminerinin perde arkası anlatılıyor. 2500 kişinin katıldığı bu seminerde öyle hikayeler ve değişimler izleyeceksiniz ki, ağlamaktan içiniz çıkacak. Fakat sonunda içinize bir umut dolacak. Bana iyi geldi, hepinizin izlemesini tavsiye ediyorum. Çünkü hayatta yaşadığımız her şeyin nedeni sevgi açlığımızdan kaynaklanıyor. Karşılıksız sevgi nasıl yaratılır izlediğinizde yaşamaya dair umudunuz artıyor.

Yazının devamı...

Fi geliyor

Azra Kohen’in çok satan romanı Fi’den dijitale uyarlanan, PuHu internet platformunda yayınlanacak, Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsür, Ozan Güven, Berrak Tüzünataç ve Büşra Develi’nin başrolleri paylaştığı “Fi” 31 Mart’ta başlıyor. Dizinin ilk tanıtımı yayınlandı. Can Manay (Ozan Güven) karakterinin “İnsan olmanın maliyeti çok düşüktür. Yumurta, sperm ve kafi miktarda şehvet” sözleriyle başlıyor tanıtım. Deniz (Mehmet Günsür) ve Duru (Serenay Sarıkaya) ilişkisini, dans eden Duru’yu ve onları gözetleyen Can Manay’ı görüyoruz. Ozan Güven’in hayat verdiği Can Manay karakterinin takıntısı tanıtımdan bile bize geçiyor. Özge (Berrak Tüzünataç) ve Bilge (Büşra Develi) ise gizemli kalmış ilk tanıtımda... Neredeyse Türkiye’nin en popüler oyuncularının yer aldığı Fi’nin tanıtımı öyle doğal olmuş ki, tam dijitale uygun bir dili var. Heyecanla 31 Mart’ı bekliyorum. Romanı severek okumuştum, her karaktere bir oyuncu koymuş ve filmi çekilse nasıl olur diye düşünmüştüm. O nedenle Mert Baykal’ın rejisini ve oyuncuların karakterlerin ne kadar içine girdiğini merakla bekliyorum.

Yastık Adam’ı mutlaka izleyin!

MARTIN McDonagy’nin kaleme aldığı Yastık Adam’ı daha önce Ankara Devlet Tiyatrosu’nda izlemiştim. İlham Yazar’ın yönettiği oyunda Tolga Tekin, Mesut Turan, Murat Çidamlı, Emre Erçil rol alıyordu. Gerçekten çok beğenerek ayrılmıştım oyundan... Geçtiğimiz sezon Entropi Sahne Yastık Adam’ı sahneye koydu ama ben bir türlü gidememiştim. Geçen hafta Maçka’da açılan Toy İstanbul Sahnesi’ndeydiler. Üstelik Yurdaer Okur rol alıyordu. İşi gücü bırakıp oyunu izlemeye gittim. Benim gibi bir hiperaktifi üç saat boyunca orada oturtmayı başardılar. Çünkü şiddetin hayatımıza nasıl sirayet ettiğini öyle iyi anlatmışlar ki, gülerken rahatsız oluyorsunuz. Yastık Adam; totaliter bir ülkede sorguya çekilen bir yazar, karanlık masallar, işlenen çocuk cinayetleri ve soruşturma boyunca beklenmedik şekilde geçmişlerine yolculuk ettiğimiz kişiliklerin sıra dışı komedisini konu ediniyor. Çocukluk döneminde ailede başlayan şiddet sarmalının kurbanı olan oyun kişilerinin çıkmazdan kurtulmak için izledikleri yolun saçmalığı ise insanı rahatsız ediyor. Oyunda; Yurdaer Okur, Deniz Hamzaoğlu, Fatih Topçuoğlu, Mehmet Tekatlı, Deniz Demir rol alıyor. Yurdaer Okur’un ilk perdede öyle bir performansı var ki, oyunculuğun ne olduğuyla bir kez daha yüzleşiyorsunuz. Bırakın hayatın koşturmasını, dizilerinizi ve bu akşam 20.30’da Entropi Sahne’de Yastık Adam’ı izleyin. Rahatsız olun, kafanız karışsın! Pişman olmayacaksınız.

Şekerpare Müzikali çok güncel!

CUMARTESİ akşamı Şehir Tiyatrosu’nun Şekerpare oyununu izledim Kağıthane Sadabad Sahne’de… Hava buz gibiydi ama 700 kişilik salon tıklım tıklımdı. Yavuz Turgul’un kaleme aldığı, Engin Alkan’ın hem yönettiği, hem de başrolünü üstlendiği oyunda; Aslı Menaz, Aybar Taştekin, Berfu Aydoğan, Buğra Can Ildırışık, Cafer Alpsolay, Dolunay Pircioğlu, Emre Çağrı Akbaba, Ercan Demirhan, Nurdan Gür, Onur Demircan, Tarık Köksal, Uğur Dilbaz, Volkan Öztürk, Yağmur Damcıoğlu Namak, Yeşim Mazıcıoğlu, Zeynep Çelik Küreş, Zeynep Göktay Dilbaz rol alıyor. 3 saatlik müzikalde çok aşina olduğumuz bir hikayeyi bir de Engin Alkan rejisinden izliyoruz. Hikaye; 19’uncu yüzyılda geçiyor ama siz oyunu 21. yüzyılın tam göbeğindeymiş gibi izliyorsunuz. Reji, dekor, oyunculuklar, müzikler gerçekten izlenmeye değer ve güncel! Ziver ve Hurşit karakterleriyse yani Engin Alkan ve Aybar Taştekin muhteşemler! Gülerken düşündüren bir oyunla daha karşı karşıyayız. Şekerpare müzikali; 23-24-25 Mart’ta Ümraniye Sahnesi’nde

Yazının devamı...

Ekranı acı sinemayı kahkaha sardı

Ünlü bir atasözümüz var. “Mart ayı, dert ayı” denir. Ondan sebep galiba ekranı derdi büyük diziler sardı. Bir çocuk değiştirme modasıdır gidiyor. Sadece bu hafta Aşk ve Gurur, Kırlangıç Fırtınası, Evlat Kokusu dizilerinde aynı konuyu gördük. Önümüzdeki haftalarda bu kez terör, asker dizileri gelecek. Birkaç melodram daha geleceğini duydum. Bir tane bile komedi, romantik komedi, dramedi başlayacağını henüz duymadım. Oysa eskiden mart ayı yaz geliyor demekti. İnsanların artık kafasını dağıtmak istediği ve karanlık işler izlemek istemediği zamandı. Zaten sinema gişesine bakınca bunu çok net görebiliyoruz. Bu gelenek devam ediyor. Komedi filmleri gişede karşılığını alıyor. Çalgı Çengi İkimiz 2 milyon 784 bin 632 kişi tarafından izlendi. Recep İvedik 5 ise daha üçüncü haftasında 5 milyon 748 bin 802 kişi tarafından izlendi. Sadece bu sonuca bakınca bile insanların gülmek, rahatlamak istediği ortada... Buna karşın ekran acıyla doldu. Geçtiğimiz günlerde Gani Müjde bir twit atmıştı: “Recep İvedik’in 3 günde 2 milyon yaptığı ülkemdeki bir kanalın yöneticisi ‘Bu sene komedi istemiyoruz. Sadece dram alacağız Gani Bey’ dedi.” Neredeyse tüm kanalların duruşu bu! Çünkü komedi yurt dışına satılamıyor. Ancak ekranda çeşitlilik olması gerekiyor. Bugün reklam gelirleriyle kanalların para kazanamadığı ve yurt dışı satışıyla dizilere bel bağlandığını artık herkes biliyor. Ancak bu dizilerin çoğunun yurt dışına satışı da imkansız. O nedenle yaz yaklaşırken içimizi karartmaktan vazgeçip, daha kısa süreli komedi dizilerine de lütfen şans verin!

Gülünce gözlerinin içi gülüyor

Önümüzdeki günlerde İstanbullu Gelin dizisiyle ilgili uzun bir yazı yazacağım. Fakat dizide Aslı Enver’in şahane performansını görüp de tek kelime yazmamak ayıp olur. Kayıp’tan beri Aslı her defasında şaşırtmaya devam ediyor. İstanbullu Gelin’de Süreyya rolüne öyle asılmış ki, bir dakika sizi şüpheye düşürmüyor. Ekranın en çok gülümsemeyi sevdiğine inanıyorum. Sanırım bir insana gülmek ancak Aslı Enver kadar yakışır. Gülünce gözlerinin içi de gülüyor. Özcan Deniz, İpek Bilgin, Neslihan Yeldan karşısında da büyüdükçe büyüyor. Helal olsun!

Zamanı doğru kullanma uygulaması

Telefon bağımlılığı olan, işine odaklanamayan insanlar için şahane bir uygulama çıkmış. Geçtiğimiz günlerde Kemal Hamamcıoğlu telefonuma yükleterek beni de bu furyaya kattı. Uygulamanın adı Forest. 6.99 lira ödeyerek satın alıyorsunuz. Kendi ormanınızı kuruyorsunuz. Mesele şu; 10 dakikadan 120 dakikaya kadar bir sürede ağaç dikme talimatını veriyorsunuz. Bu süre boyunca telefonunuza dokunmanız yasak! İşinize konsantre oluyorsunuz. Eğer mesajlaşır, instagrama girerseniz ağacınız yanıyor. Başarılı olamıyorsunuz. Zamanı doğru kullanmanız ve fokuslanmanız için yapılmış bir uygulama. 2500 puana ulaştığınızda sizin adınıza Afrika’da gerçek bir ağaç dikiliyor. Telefonun ucundan ayrılamayanlara şiddetle tavsiye ediyorum.

Yazının devamı...

Deli Aşk vizyonda

CMYLMZ Fikir Sanat ve Nu Look’un yapımını, Cem Yılmaz ve Muzaffer Yıldırım’ın yapımcılığını, Emrah-Murat Kaman kardeşlerin senaristliğini, Murat Dündar ve Murat Kaman’ın yönetmenliğini üstlendiği Deli Aşk filmi dün vizyona girdi. Emrah Kaman, Pelin Akil Altan, Toygan Avanoğlu, Nilperi Şahinkaya, Şafak Pekdemir, Burak Çelik, Gülhan Tekin’ın rol aldığı filmde Cem Yılmaz, Hakan Altun ve Zafer Algöz konuk oyuncular ama üçü de filme çok şey katmış. Adana’da geçen filmin konusuna gelince; Maraş dondurmacısı olan Ekrem, 8 yıllık sevgilisi Neşe’ye dünyanın en büyük dondurmasını yaparak evlenme teklif eder. Mutluluğunu şova dönüştüren Ekrem, aldığı cevapla bambaşka bir maceraya sürüklenir. Bir yandan kendi karakteriyle yüzleşirken, diğer taraftan Neşe’yi kazanmak için verdiği mücadelede başına gelmeyen kalmaz. Son zamanlarda gülmeyi özledim diyenler için kaçırılmayacak bir film. İşin özü kahkaha garanti! Filmin sürprizleri ise Zafer Algöz, Hakan Altun ve Cem Yılmaz. Özellikle Zafer Algöz’e bayılacaksınız. Nilperi Şahinkaya ve Toygan Avanoğlu çok iyi ikili olmuşlar. Toygan’ın Güzel Köylü, Hanım Köylü dizileri ve Hayati Tehlike filminden sonra kat ettiği yol ise görülmeye değer! Filmde en çok güldüğüm karakterdi. Ezcümle; aşkın bambaşka bir haline tanıklık edip kahkaha atacağınız Deli Aşk filmini izlemenizi öneririm.

Yazma korkusuna son!

Garaj ve Kabin oyunlarıyla yeni bir söylem yaratan bir yazardır Kemal Hamamcıoğlu. Şimdi ise Kaplan Sarılması’yla yeni çağın mutluluk hastalığına bambaşka bir gözle bakıyor. Kalemiyle insanın kalbine işliyor, kendisiyle yüzleştiriyor. Kemal Hamamcıoğlu yepyeni bir atölyeye başlıyor. Bu atölyede “Yazmak istiyorum ama korkuyorum, kendime güvenmiyorum, nerden başlayacağımı bilmiyorum, bu hayatta benim de bir sözüm var” diyenlerle yazma korkusuyla baş etme yollarını keşfedilecek. 20 Mart’ta başlayacak ve 20 kişilik atölyede 12 hafta sürecek eğitimin ardından yazılan metinler, profesyonel oyuncularla okuma tiyatrosu olarak projelendirilecek, metinler sese dönüşecek ve Toy İstanbul’da sahnelenecek.

Uğur Yücel İçerde

Uğur Yücel İçerde’ye ne kadar yakıştı değil mi? Nasıl özlemişim onu böyle bir karakterde izlemeyi… Alacakaranlık’ta muhteşemdi. Yine aynı tadı verdi. Özellikle Çetin Tekindor’la karşılıklı sahnelerinde mest oldum. İki usta oyuncunun ekranda adeta ders verdiği bir bölümdü. İçerde bundna sonra daha keyifli bir hale geldi. Uğur Yücel’i daha fazla izleyeceğimiz yeni bölümleri heyecanla bekliyorum.

Yazının devamı...

Çoban Yıldızı sürpriz yaptı

Most Production’ın yapımını, Gülizar Irmak’ın hikaye ve senaryosunu, Cem Yıldız’ın müziklerini, Gül Oğuz’un yönetmenliğini üstlendiği Çoban Yıldızı perşembe akşamı Fox TV’de başladı. Şükrü Özyıldız, Selin Şekerci, Menderes Samancılar, Selim Bayraktar, Serhat Özcan, Aysun Metiner, Feyza Işık, Elif Çakman, Taygun Sungar, Sahra Şaş, Canan Çamyurdu, Cihan Bıkmaz, Özlem Çakar Yalçınkaya, Neslihan Can, Gülru Pekdemir, Yüksel Ünal, İsmail Onat Ateş ve Arif Erkin’in rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 6.43 reytingle 2’nciliğe, AB’de 3.47’yle 9’unculuğa, ABC1’de 5.28’le 5’inciliğe oturdu. Sonuç sürpriz etkisi yarattı. Zira, Kanal D’de Halit Ergenç, Bergüzar Korel ve Onur Saylak’ın başrollerini oynadığı Vatanım Sensin, Star TV’de Kıvanç Tatlıtuğ ve Tuba Büyüksütün’ün rol aldığı Cesur ve Güzel gibi iki iddialı projeyi Tüm Kişiler’de geride bıraktı.

Olayla karakterleri tanıdık

Peki, Çoban Yıldızı bize ne anlattı? Zühre’nin babasının onu zorla dedesi yaşında bir adama satmasını ve evlenmek zorunda kalışını izledik ilk bölüm... Tüm kaçma planlarına, isyanlarına rağmen güç karşısında kaybedişine şahit olduk. Dayak yemesine, üç kez cinsel istismar girişimine, sevgisizliğine, kız çocuğa bakışa seyirci kaldık. Sonunda elini kana bulayışını gördük. Biz aslında yıllarca böyle hikayeler izledik. Konu eski kalmıştı izleyici için... Ama Çoban Yıldızı’nda fark atmosferdi, müzikti. Gül Oğuz öyle bir dünya kurmuştu ki, Zühre’nin kaçışının peşine bizi de taktı. Cem Yıldız müzikleriyle acıyı kalbimizden hissetmemizi sağladı. Oyuncular karakterlerini kafa karışıklığına mahal vermeyecek şekilde giymişti. İyi ve kötü arasındaki çizgi yoktu. İlk bölümde gri bir karakter izlemedik. Dizi, karakterleri tanıtma kaygısı taşımıyordu. Olayla hikayeye başladı ve her karakteri olaylara verdikleri tepkilerle tanıdık. En sevdiğim anlatım biçimi... Çoban Yıldızı’nın tasarımı 2006 yılında izlediğimiz ve reyting rekorları kıran Sıla’ya benziyordu. 11 sene sonra bile Türkiye’nin sorunları hiç geçmemişti ki, hala kız çocukları güçlü adamlara satılıyordu.

Selin Şekerci ruhunu koymuştu

Selin Şekerci’yi bugüne kadar hiç dram dizisinde izlememiştik. Performansı alkışı hak ediyordu. Zühre’ye hayatının tüm acılarını yüklemiş, ruhunu koymuştu. Perşembe akşamları Tüm Kişiler’de ciddi bir reyting boşluğu vardı. Total’e hitap eden bir projenin gelip reytingleri alacağı çok belliydi. Çoban Yıldızı bize eskiyi ve kendi hikayelerimizi özlediğimizi gösterdi. Demek ki, mesele bize özgü hikayeyi, tanıdığımız bir tarzda anlatmakmış. Farklılık, kendimizden uzaklaşmak değilmiş. Türkiye’nin gerçeklerine aşağıdan ya da yukardan değil tam karşısından bakıp ayna olmayı bilebilmekmiş. Çoban Yıldızı ekibinin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Poyraz Karayel'e veda

7 Ocak 2015’te ilk bölümüyle görücüye çıkan ve kısa sürede en sevdiğim dizilerden birine dönüşen Poyraz Karayel 1 Mart 2017 Çarşamba akşamı ekrana veda etti. Tartışmasız son üç yılın en iyi dizilerinden biriydi. Çünkü kalite, iyi oyunculuk, iyi reji, sürprizli senaryo demekti. Poyraz Karayel’le bulmaca çözmeyi sevmiştik. En büyük takıntısı Ayşegül’dü Poyraz’ın. Dünya bir yana, Ayşegül her yanaydı. Deliydi Poyraz, deliliğe övgünün de sembolüydü. Bu sezon beklenen etkiyi gösteremedi. Reytinglerde düşüş yaşadı ve beklenen son oldu. Final kararı çıktı. Ancak final benim gibi sıkı Poyraz Karayel takipçisini mutsuz etti. Tabii ki bu hikayenin finalinde mutlu bir son beklemiyordum. Ama olur ya, bu sıkıntılı günlerde klişe bir mutlu sona bile razı olabilirdim. Fakat Ayşegül’ün ölmesi ve Poyraz’ın akıl hastanesinde yatması mutlu sondan bile daha klişe bir finaldi benim için... Hastanede bir sürpriz bekledim ama o da olmadı be albayım! Senarist Ethem Özışık’ın da dizinin son repliğinde bize “Her bitiş bir bitiştir ve tarih sadece mutsuzları yazar” dedi.

Karakter tasarımları şahaneydi

Peki, Poyraz Karayel neden farklıydı? Uzun süre sonra ilk defa karakter tasarımları şahane yapılmış bir işti Poyraz. Sadece Poyraz Karayel değildi izlediğimiz... Ayşegül, Baba, Sadrettin, Sefer, Zülfikar, Taş Kafa, Sema, Songül, Sinan, Mümtaz, Albay, Ümran, İsa, Meltem, Despina bir anda hayatımıza girdi ve yepyeni bir jargon oluşturdular. Aşkın Ayşegül hali, İsa’nın ödevleri, Sefer’in Sema’ya portakallı ilan-ı aşkı, Sinan’ın olgunluğu, Zülfikar’ın küresel sermayeyle derdi, Taş Kafa’nınkalbinin minik kuşluğu, Albay Cevher’in hepimizin dedesi oluşu, Meltem’in terk edilmiş sevgisizliği, Songül’ün hırsı, Sadrettin’in doğuştan kaybeden rolü, Baba’nın gaddarlıkla merhamet arasındaki çizgisi, Poyraz’ın deliliği, Ayşegül’ün aşkı ama hepsinin hikayeye sadakatiydi bizi onlara bağlayan... Çağrı VilaLostuvalı iki sezon dizinin yönetmeni olarak bu işe ruhunu koydu. Poyraz’ı Poyraz yapanların başında o da vardı. Ethem Özışık aklıyla kalbi arasındaki o ince çizgiyle bizi bir komaya soktu, bir hayat verdi cümleleriyle...

Her bitiş yeni başlangıç olur

Her oyuncu karakteri kalbinden giymişti. O nedenle bu kadar inandık Poyraz Karayel’e... Oğuz Atay tekrar hayatımıza girdi. Tutunamayanlar’ın savaşıydı aslında Poyraz Karayel... Son sezonunu Osman Taşçı yönetti. Son yıllarda izlediğim en özel işti Poyraz. Hoşçakal Albayım, dedem, baba, Sinan... Hoşçakal Ayşegül, Poyraz, Sema, Sefer, Songül, Sadrettin... Hoşçakal güzel hikaye, iyi reji, iyi prodüksiyon, adanmış oyunculuk... 3 sezon boyunca bu işe emeği geçen herkesin gönlüne sağlık! Belki de sürpriz yaparlar ve Poyraz Karayel Blu TV’de devam eder. O zaman senarist Ethem Özışık belki kararını değiştirir. Her bitiş yeni bir başlangıç olur.

Yazının devamı...

İstanbullu Gelin 3 Mart’ta başlıyor

O3-Onur Güvenatam’ın yapımcılığını, Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş’un yönetmenliğini üstlendiği İstanbullu Gelin, tanıtımlarıyla dikkat çekmeyi başardı. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan ve başrollerinde Özcan Deniz, Aslı Enver, İpek Bilgin, Salih Bademci’nin rol aldığı dizi, 3 Mart Cuma akşamı ilk bölümüyle Star TV’de görücüye çıkacak. Bu sezonun en merak ettiğim dizilerinden biri İstanbullu Gelin. Çünkü sevdiğim oyuncular rol alıyor, Zeynep Günay Tan yönetmen koltuğunda ve tanıtımlarında bize aşk vaat ediyor. Uzun süredir gerçekten aşkı hissettiğimiz bir dizi çıkmadığını düşünüyorum. Umarım İstanbullu Gelin tanıtımlarında verdiği bu duyguyu tüm bölüme yaymıştır. Gelelim dizinin konusuna; ailesini küçük yaşta kaybeden Süreyya (Aslı Enver), konservatuar mezunu, güzel ve gururlu bir genç kızdır. Reklam seslendiren ve vokal yapan Süreyya’nın hayatı Faruk’a aşık olmasıyla tamamen değişir. Faruk’un müstakbel eşi olarak Bursa’daki aile konağından içeri girdiği anda Esma Sultan’ın şimşeklerini üzerine çeker. İstanbul’dan nefret eden, dört oğlunu dizinin dibinde büyüten Süreyya’ya gelin olmak o kadar kolay değildir. Süreyya ve Esma arasında yaşanan olaylardan bütün aile nasibini alırken, ailenin temelini de derinden sarsacaktır. İstanbullu Gelin'in yolu açık olsun.

Survivor kadınlar için futbol

Cumartesi gecesi Star TV’de Bir Hülya Avşar Sohbeti başladı. Hülya Avşar’ın konuğuyla bir masa karşısında dobra dobra ettiği sohbetleri özlemiştim. İlk konuğu Acun Ilıcalı’ydı. Hayatına dair pek çok bilgiyi de samimiyetle paylaştı. Ancak Hülya Avşar rahat değildi. Eskiden Daha sert bir tavrı olurdu. Bu kez Acun Ilıcalı’ya olan sevgisi ve saygısı nedeniyle daha çekingen bir Hülya Avşar vardı. İlk programın nazar boncuğudur inşallah! Acun, programda Survivor’a kadınlar için futbol olarak tanımladı. Futboldan sıkılan kadınların Survivor’da kuralları anladığını ve futbol maçı izler gibi olduklarını söyledi. Haklı! En yakın örneği annem... Takım tutar gibi o isimleri tutup her anlarını takip ediyor. Bir de hayalini açıkladı Acun. Survivor Yunanistan’da 49 share alıyor. Bu inanılmaz bir rakam. Böyle devam ederse Yunanistan’da da bir kanal alabilecekmiş. Dünyada dedikoduya dayalı olan formatı performansa dayalı hale getirdiklerini ve hayalinin Almanya, İngiltere’de de Survivor yapmak olduğunu söyledi. Çok yakın bir zamanda Almanların Survivor’ını Acun yaparsa şaşırmam. Çünkü bir formatı o ülkeye nasıl uyarlayacağını çok iyi biliyor. Bu da insanı ve toplumu iyi analiz etmekten geçiyor.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.