Şampiy10
Magazin
Gündem

İstanbullu Gelin’le Prag turu yaptık

İstanbullu Gelin yeni sezonuna öyle bir başladı ki, televizyon karşısına kurulup izlememek imkansızdı. Çünkü bize adeta bir görsel şölen sundular ve sevdiğim Prag’ı bir de yönetmen Zeynep Günay Tan’ın objektifinden izledim. O3 Medya-Onur Güvenatam’ın yapımcılığını, Teşrik-i Mesai’nin senaristliğini, Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş’un yönetmenliğini üstlendiği İstanbullu Gelin sezon finalini heyecanlı bir noktada bırakmıştı. Özcan Deniz, Aslı Enver, İpek Bilgin, Salih Bademci, Fırat Tanış, Özge Borak, Dilara Aksüyek, Güven Murat Akpınar, Berkay Hardal, Neslihan Yeldan, Nergis Çorakçı Başak, Pelinsu Pir, Semra Dinçer, Hakan Altıner, Eren Balkan, Sabri Özmener, Muharrem Türkseven, Hira Koyuncuoğlu, Fatih Koyuncuoğlu, Neslihan Arslan, İdil Sivritepe’nin rol aldığı dizi, yeni sezonunda Tüm Kişiler’de 4.79 reytingle 4’üncü, AB’de 7.10’la 1’inci, ABC’de 6.25’le 1’inci oldu. Dizi Süreyya’nın insanın içini acıtan monoloğuyla başladı ve iki ayda Süreyya ve Faruk’un ne hale geldiğini gördük. Süreyya güzelleşmiş, Prag’da oradan oraya savruluyordu. Acısını o kadar ertelemişti ki, sadece koşoşturuyordu. Faruk ise kendisini salmış, bir odaya kapatmış, saçlar beyazlamış ve kelimenin tam anlamıyla bitmişti. Yani başta Süreyya’dan ise Faruk’un acısı daha gerçekti. Ama sonra her şey birbirine karıştı. Acının ve tutkunun birbirine karıştığı bir bölüm izledik.

Akif’in hikayesi artsın

Bölümün yüzde 80’lik bir bölümü Süreyya ve Faruk üzerine kurulmuştu. Prag’ın her köşesini izlemenin keyfi başkaydı. Yeri gelmişken söylemek de fayda var. Bugüne kadar yurt dışında çekilen onlarca Türk dizisi izledik. İlk defa harika bir prodüksiyon ekrana geldi. Yapımcı gerçekten para harcamış. Bu da ekrana fazlasıyla yansımıştı. İzleyici oturduğu yerden bir Prag seyahatine çıktı. Yani İstanbullu Gelin’le Prag turu yaptık. Bu kadar emek verilmiş prodüksiyonlar görmeyi daha çok arzu ediyoruz. Bu bölümün en çok öne çıkan karakteri Akif’ti. Fatih Koyuncuoğlu’nun dizi dışında Tiyatro Adam’da yaptıklarıyla yıllardır takip ederim. Şahane bir oyuncudur. Rol yazıldığında da ne kadar iyi performans sergilediğini hepimize göstermiş oldu. Akif’in hikayesinin artması dileğiyle... Aslı Enver kadar güzel gülen başka kadın tanımadım galiba... Ekrana o kadar yakışıyor, kendisini o kadar zorluyor ki Süreyya’nın her şeyine inanıyorsunuz. Özcan Deniz ve Aslı Enver öyle bir çift oldular ki, ekranın genç çiftleri arasından sıyrılıp hepimizi başka bir yolculuğa çıkarıyorlar. İstanbullu Gelin, yeni sezonuna senaryosu, rejisi, prodüksiyonu, müzikleri ve oyunculuklarıyla iyi hazırlanılmış ve seyirciye saygı gösteren bir bölümle başladı. Herkesin emeğine sağlık!

Kırgın Çiçekler’de Zehra kahkaha attırıyor

Pazartesi akşamı yeni sezonunun ilk bölümünü açan Kırgın Çiçekler’i izledim. Önce Kayıt Dışı, sonra Söz izledikten sonra açıkçası biraz mızmızlanarak başladım Kırgın Çiçekler’i izlemeye... Çünkü fazla drama boğulacağıma emindim ve iki diziden sonra bana fazla gelecekti. Ancak önyargının kötü bir şey olduğunu o gece bir kez daha öğrendim. Kızları liseden üniversiteye taşıyan, mekanlarını değiştiren, hikayeye polisiye katan, yeni oyuncularla yoluna devam eden Kırgın Çiçekler o kadar kasvetten sonra beni epey güldürdü. Esra Dermancıoğlu’nun canlandırdığı Zehra karakteri hikayeye öyle çok şey katmış ki, her sahnesinde nefes alıyor, hatta kahkaha atıyorsunuz. Tabii ki namının hakkını veren acının dibine battığınız anlar da oluyor ama Zehra gelip sizi oradan çıkarıyor. Yeni sezonun ilk bölümü reytinglerde de oldukça yüksek çıktı. Üçüncü sezonuna başlayan bir dizinin başarısını alkışlamak gerek. Emeklerine sağlık, hepsinin yolu açık olsun.

Yazının devamı...

Tutsak nasıl başladı?

Bu tüm kanalların yeni yayın dönemi tanıtım filmi yayınlandığında hiçbirini beğenmememe rağmen Kanal D’nin filmi içindeki oyuncular nedeniyle oldukça dikkat çekici görünüyordu. Zira; Kenan İmirzalıoğlu, Halit Ergenç, Engin Akyürek, İbrahim Çelikkol, Bergüzar Korel, Birce Akalay, Elçin Sangu gibi iddialı isimleri izledik. Ancak Kanal D elinde bu kadar star isim varken bu yıl değişik bir strateji izliyor. Eylülde tüm kanallar en iddialı isimlerle olan projelerini görücüye çıkarırken, Kanal D eylül ayında Ver Elini Aşk, Tutsak gibi projelerle yayın hayatına başladı. Fazla iddia iyi bir şey değildir. Seyircide çok büyük beklenti yaratır ve karşılayamazsa tepetaklak yok olur. Bunun daha önce yüzlerce örneğini izledik. Ancak bir proje “Ben geliyorum” diye bas bas bağırmadığında farklı bir etki yaratıyor. Bu kadar lafı Tutsak dizisine giriş yapabilmek için ettim. 1441 Productions-İrfan Şahin’in yapımcılığını, Gürkan Tanyas’ın senaristliğini, Yıldıray Gürgen ve Kerem Türkaydın’ın müziklerini, Serhan Şahin’in yönetmenliğini üstlendiği Tutsak, salı akşamı Kanal D’de ilk bölümüyle görücüye çıktı. Yalan yok, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yeni sezona başlayacağı gün, Dolunay geçen hafta reytinglerde alıp başını gitmişken zirveye yerleşmesini zaten kimse beklemiyordu. Üstelik tanıtımlarında yüksek bir iddiası yoktu. Ama yarattığı beklentiyi karşıladı. Pamir Pekin, Gülper Özdemir, Caner Şahin, Ayda Aksel, Seray Gözler, Murat Balcı, Yağmur Özbasmacı Mermer, Çağdaş Tekin, Güneş Emir, Özcan Varaylı, Ceyda Kasabalı ve Mehmet Gürhan’ın rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 3.27 reytingle 5’inci, AB’de 4.07’yle 4’üncü, ABC1’de 4.00’şe 4’üncü oldu.

Caner Şahin’in hastasıyız

Dizi İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanan Elif’in mutluluğuyla başladı. Ancak her güzel anın kısa sürdüğünü hatırlatan bir yatak odası sahnesiyle gerçek hayata döndük. Küçücük bir genç kız yanında kendisinden 30 yaş büyük bir adamın yanında uyandı. Üstelik bu adam onun perdeleri açmasına bile izin vermiyordu, onu eve kilitliyordu. Biz ara ara kızın hayatına geri dönerek başına neler geldiğini gördük. Tüm bu olup bitenleri de gözetleyen bir komşu vardı karşıda, Bahadır... Üstelik Elif’in kocası Sadullah’la aynı işyerinde çalışıyordu. Sonunda Kenan Sadullah’la kapıştı, Sadullah kaçtı, Elif tek başına kaldı. Bir tutsaklıktan başka bir tutsaklığa atıldı. Bahadır’ın yardımıyla kocasının dolandırdığı ailenin yanına hizmetçi olarak girdi. Herkes onu arıyordu. Yine ilk bölümde Sadullah’ın karısı olduğu da ortaya çıktı. Kenan’ın yanına gelişiyle ilk bölüm finali oldu. Hikaye klişe, yer yer ağır melodram, müzikler fazla eski olmasına rağmen Gülper Özdemir ve Caner Şahin arasındaki uyum harikaydı. Dizi hızlı başladı ve 50 dakika akıp gitti, ondan sonraki 30 dakika duraksadı. Ancak sona doğru tekrar toparladı. Benim için klasik bir Türk dizisiydi. Beklentim bu kadardı ve bunu fazlasıyla karşıladı. Gülper Özdemir’i ilk kez başrolde izledik. Performansı görülmeye değerdi. Almancı olduğu telaffuzundan biraz belli oluyor. Zamanla onu da toplayacaktır. Caner Şahin’in zaten hastasıyım. Onu yıllarca ekranda izleyebilirim. Çok doğal, çok gerçek bir yerden oynuyor. Pamir Pekin’i son yıllarda daha durağan ama içinde volkanlar patlayan karakterlerde izlemeye başladık. Fakat sanırım en zoru Kenan olsa gerek... Zira, adam hep düz ve hiçbir şekilde kim olduğunun rengini belli etmiyor. Gizemini koruyor. İçindeki karanlığın neler yapacağını da ilerleyen bölümlerde göreceğiz.

Durağan bir ilk bölümdü

Ezcümle; Tutsak ilk bölümüyle klasik bir melodram olarak karşımıza çıktı. Ancak bu reytinglerle yoluna uzun süre devam etmesi çok zor. O nedenle hikayeye büyük hareket, dizinin gününe müdahale lazım. Çünkü her ne kadar ilk bölümden bize derdini anlatsa da; her an bir olay olmasına alışmış izleyici için durağan bir ilk bölüm izledik. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Görüntü var anlam yoktu

Daha öncede yazmıştım “Off The Record-Kayıt Dışı” gazetecilerin çok iyi bildiği bir tabirdir. Meslek hayatımın çok önemli bir bölümünde bu cümleyi duymuşumdur. Bize bir şeyin perde arkası anlatılırken hep “Off the record” denilerek cümleye başlanır. O nedenle Erkan Petekkaya’nın başrolünü oynadığı Kayıt Dışı dizisinin önce adına vurulmuştum. Bakalım, görünenin değil, ardındakini biz izleyiciye nasıl anlatacak diye de hayli merak etmiştim. Di’li geçmiş zaman kullanıyorum, zira ilk bölümü izledikten sonra beklentimi karşılamadığını en başta söylemeliyim. Gelelim, bu sezonun hem oyuncu kadrosu, hem yapım şirketi, hem reji, hem de kanal olarak büyük ses getiren dizisi Kayıt Dışı’nın detaylarına... Karga Seven Pictures-Tamer Üner, Özer Sata, Kelly Mcpherson, Tracy Bacal, Emre Şahin, Sarah Wetherbee’nin yapımcılığını, Şahin Altuğ ve Caner Güler’in senaryosunu, Todd Cohen ve Tomris Giritlioğlu’nun senaryo danışmanlığını, Ender Gündüzlü ve Metin Arıgül’ün müziklerini Cevdet Mercan’ın tasarım ve yönetmenliğini üstlendiği Kayıt Dışı pazartesi akşamı Fox TV’de başladı. Sezon; Kayıt Dışı, Söz, Kırgın Çiçekler, İsimsizler’le hayli iddialı açıldı. Tanıtımlarına bakınca Kayıt Dışı reytingleri silip süpürecek gibi görünüyordu. Fakat Erkan Petekkaya, Songül Öden, Dolunay Soysert, İsmail Hacıoğlu, Burak Yamantürk, Müge Boz, Tugay Mercan, Ali Düşenkalkar, Kadim Yaşar, Serdar Orçin, Dilşad Şimşek, Kübra Kip, Cemil Büyükdöğerli, Bahar Şahin, İpek Filiz Yazıcı, Çınar Güler ve Nur Sürer ve Uğur Polat’ın rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 3.35 reytingle 6’ncı, AB’de 4.92’yle 2’nci, ABC1’de 4.37’yle 4’üncü oldu. Çünkü ne yazık ki, dizinin tanıtımlarında vaat ettiği dünya kendisinde yoktu.

Ali Kemal’in motivasyonu ne?

Dizi silahına susturucu takan Ali Kemal’le başladı. Oradan Afganistan’a, golf sahasına, saz atölyesine, okula, sokağa, otele, terziye, kahveye, yetimhaneye öyle bir bağlandı ki, mekanlar ve karakterler arasında bağlantı kurmak için dört gözümü açtım. Her sahne oya gibi işlenmişti, geçişler fark yaratılıyordu. Her birine tek tek övgü yazabilirim. Ancak ortada bir bütünlük yoktu. Artık 47’inci dakikaya geldiğimizde hala dizinin ne anlattığını anlamamıştım. Fakat karakter zehirlenmesi yaşıyordum. İnat ettim anlayacaktım, bir kere dizinin adı Kayıt Dışı’ydı, mutlaka izleyiciye kimsenin bilmediği bir şey söyleyecekti. Bu arada telefonum durmuyordu. Herkesin dilinde aynı cümle vardı: “Bu dizinin konusu ne? Biz anlamadık, sen anlamışsındır.” Acı cevabı verdim. Çünkü dizi sona erdiğinde ben de hala dizinin ne anlattığını anlamamıştım. Galiba Ali Kemal’in babasını öldüren kişi Ekrem diye düşündüm. Bize o sahnede sadece katilin dövmesini göstermişlerdi. Oradan belki yakalarım diye açıp Ekrem’in kollarına bakmaya başladım. Ama dövme yoktu. Demek ki düşman o da değildi. Peki, Ali Kemal’in motivasyonu neydi? Bu adam neyin peşinde koşuyordu? Daha doğrusu biz neden Ali Kemal’in hikayesini takip edecektik? Kafamda sorular vardı ama cevapları kendim bulamadım. Bu yazıdan sonra da ekipten birinin beni aydınlatmasını rica ediyorum. Çünkü gerçekten ilk defa bir dizinin ne anlattığını anlamıyorum.

İyi bir hikaye yoksa yarı yolda kalırsınız

Yazacak çok şey, eleştirecek çok malzeme verdi bize Kayıt Dışı. Eleştirmeye başladığımızda durmayız ama en önemli sorun hikayeydi. O nedenle sözü fazla uzatmaya gerek yok. İstediğiniz kadar çok para harcayın, inanılmaz kameralarla çekin, color, müzik şahane olsun, geçişlerinizle olay yaratın. Ama anlatacak bir hikayeniz yoksa yarı yolda kalmaya mahkumsunuz. Çünkü parayı akıttığınızda Hollywood’a rakip olmuyorsunuz. Stilize çekimlerde durumu kurtarmıyor. İyi bir hikayeyi, sürükleyici bir rejiyle anlattığınızda ve karakterlerinizi tasarladığınızda dünya karşısına çıkabiliyorsunuz. Bunun yüzlerce örneği var Hollywood’da. Narcos’u stilize çekimleri için mi izledik? Ezcümle; Kayıt Dışı oyuncu kadrosu, yapım şirketi, yönetmeni ve kanalıyla bu sezonun en iyi işini yaratabilecek bir güce sahip. O nedenle en kısa zamanda hikaye anlatma derdine düşerse şansını artıracaktır. O zaman görüntü var anlam yok demek yerine başka cümleler kuracağız. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Yanlış üstüne kurulmuş ilk bölümdü

Sinegraf-Osman Sınav’ın yapımcılığını ve proje tasarımını, Hasan Kaçan’ın konsept danışmanlığını, Hasan Kaçan’ın senaryosunu, Uğur Kaçan, Saadettin Tolan, Makbule Kosif ve Eda Tezcan’ın yazım ekibinde yer aldığı, Altuğ Yargıç’ın müziklerini, Osman Sınav, Mehmet Bahadır Er ve Yücel Hüdaverdi’in yönetmenliğini üstlendiği Yalaza, cumartesi akşamı TRT 1’de başladı. Didem Balçın, Sinan Taymin Albayrak, İpek Tuzcuoğlu, Erdal Cindoruk, Erol Aksoy, Gamze Karaduman, Ergül Miray Şahin, Merve Erdoğan, Lalizer Kemaloğlu, Zeynep Gülmez, Elif İnci, Ercü Turan, Kerem Muslugil, Mert Carim, Batuhan Aydar, Özkan Ayalp, Gizem Kaçar, Ömer Gecü, Tibet Turgut, Hasan Kaçan ve Kadir Çöpdemir’in rol aldığı Yalaza; Tüm Kişiler’de 2.00 reytngle 11’inci, AB’de 2.86’yla 5’inci, ABC1’de 2.68’le 6’ncı oldu. Tüm köy ahalisinin sabah namazına gelişiyle başlayan dizi; Yalaz Baba’nın türbesinden insanları camiye çağırışıyla başladı. Daha doğrusu Settar ve Santral’in oyunuyla herkesin Yalaz Baba’nın onları camiye çağırdılar oyunuyla... Olay daha sonra Nalan’ın İbrahim’i 30 yıl bekleyip kendisine isteyişiyle sonuçlandı. Bu arada İbrahim’in çocukları da Nalan’dan kurtulmak için babalarının ilk aşkı Alev’e sosyal medyadan arkadaşlık isteği gönderdi. Hedef açıktı; babalarının Nalan’la evlenmemesi için hiç tanımadıkları Alev’e razılardı.

Rabarba çöpülüğüyle geçen ilk bölüm

Ancak ne olduysa ondan sonra oldu. Dizide her şey yerinden oynadı. Alev birinden kaçıyordu. Gelen arkadaşlık isteğiyle rotasını o köye doğru kırdı. Settar küçücük yaşında gitmiş bir kızı nasıl tanıdıysa onun Alev olduğunu hemen anladı. Alev İbrahim’e çarptı. İşte ondan sonra bir saatten uzun bir süre ne izlediğimizi ben de anlamadım. Çünkü tüm köy ahalisi İbrahim’in öldüğünü söylüyordu. Ama İbrahim ölmemişti. Bir Allah’ın kulu da adamın nabzına bakmıyordu. Sağlık ocağına gittiler, hemşireler bile öldüğünü söyledi. Adamı tabuta soktular, cenaze namazını kıldılar, hatta gömmeye bile gittiler. Tabutu düşürdüler. Sonunda da her şey yine tersine döndü. Dizi bitince kendi kendime sordum. Hayır, biz izleyici olarak bu kadar mı soru sormaktan aciziz. Yani bütün ekip bunu düşünmüş olmalı ki, kimse yaralanmış bir adamın nabzına bakmadı. Tüm bölümü de bu kaza üzerine kurmuşlar. Bunun da komik olduğuna inanmışlar. Bir hikayenin ilk bölümünü rabarba çöplüğüne kurban etmişler. Ekip sağlam ama acil bu senaryoya müdahale edilmesi gerekiyor. Aksi taktirde ilk bölümde meraktan bakan izleyici kendisiyle dalga geçildiğine inanıp rotasını başka kanala çevirecek?

Fazilet Türkiye’nin resmi gibi

Fazilet Hanım ve Kızları’da cumartesi akşamı yeni sezonunu açtı. Fazilet her zaman ki gibi yine yırtmanın peşindeydi. Küçücük kızını kocaman bir adama satarken bile kızını düşündüğünü söylüyordu ama ne yazık ki onunla empati kurmak imkansızdı. O gözyaşları öyle sahteydi ki, zaten kızı da ona aynı cevabı verdi. Bir yandan da Fazilet Türkiye’nin resmi gibi... Çünkü bu devirde herkes Fazilet gibi kısa yoldan yırtmak ve zengin olmanın peşinde... Allah sonumuzu hayır etsin.

Yazının devamı...

Arka Sokaklar da konsepte uydu

Bir kuşak değiştiren dizimiz Arka Sokaklar Cuma akşamı 12’nci sezonunu açtı. Sezon finalinde Suat’a araba çarpmıştı ve yoğun bakımdaydı. Zaten her sezon finali birinin hastanede yoğun bakımda oluşuyla bitiriyordu. O nedenle Suat’ın son anda kurtulacağına inanmıştım. Ancak ne yazık ki, Arka Sokaklar bu defa sağ gösterip sol vurdu. 11 sezon boyunca ailemizin annesi olan Suat ölerek diziden ayrıldı. Figen Evren öyle bir Suat karakterine hayat verdi ki, kocasına çok aşık, çocuklarını her an düşünen ve hep bağıran şahane bir anneydi o. Ne yalan söyleyeyim, tüm bölüm gözüm onu aradı. Cenazesi de oldukça acıklıydı. Ancak benim en çok etkilendiğim sahne; Hüsnü’nün Mesut’a telefonda eşini kaybetmenin ne demek olduğunu anlattığı sahneydi.

Senaristlerin kalemine sağlık, gerçekten insanın diğer yarısını kaybetmesini kalbimizin tellerini titreterek anlatmışlar. Bu yıl Arka Sokaklar da konsept değişikliğine gitmişti. Malum, ekranda asker dizileri aldı başını gidiyor. Her zaman gündeme ayak uyduran dizi Arka Sokaklar bundan geri kalmadı. Mesut’un Gaziantep’e tayinin çıkmasıyla dizinin bir bölümü dağdaki

çatışmalara kaydı. Bir yanda İstanbul’daki operasyonlar, diğer tarafta Gaziantep’teki çatışmalarla yeni sezon ilk bölümü tamamlandı. Yine acı, ölüm, gözyaşı, kan, çatışma vardı Arka Sokaklar’da... Belli ki, bu sezon aksiyonu bol bir Arka Sokaklar izleyeceğiz. Yeni sezon ilk bölümü reytinglerde zirveye oturamadı. Şevkat Yerimdar ve Kalp atışı reytinglerini yükseltirken, Arka Sokaklar Tüm Kişiler’de 6.36 reytingle 2’nci, AB’de 4.02’yle 5’inci, ABC1’de 4.76’yla 3’üncü oldu. Haftaya yarışa Aşk ve Mavi’de katılıyor. Bakalım, cumanın zorlu yarışından Payitaht Abdülhamit de gelince kim karlı çıkacak?

Pazartesi kumandanın sahibi belli olacak

Bu sezon pazartesi akşamları yaşanacak yarışı heyecanla bekliyorum. Bir tarafta Star TV’nin Söz’ü, diğer tarafta Fox’un Kayıt Dışı dizisi, Show TV’de Aras, atv’de Kırgın Çiçekler, Kanal D’de İsimsizler... İsimsizler geçen hafta yeni sezon ilk bölümüyle ekrana geldi ve zirveye oturdu. Yarın Kayıt Dışı, Söz ve Kırgın Çiçekler yarışa katılıyor. Anlayacağınız büyük mücadele başlıyor. Yarın Kırgın Çiçekler üç erkek işine karşı yarışacak. Üstelik üçüncü sezonunda ve bu kez büyük bir acıyla açılıyor. Kadın izleyiciyi alacağı çok belli! Ancak bu yarışın şanslı dizisi Söz gibi görünüyor. Zira, sezonu zirvede kapatmıştı. Ancak Kayıt Dışı büyük merak yarattı. Tanıtımları gerçekten çok etkileyici. Askerler, özel kuvvetler, ajanlar, yetimhanede büyüyen kızlar arasında salı sabahı pazartesi akşamı kumandayı kimin ele geçirdiğini anlayacağız. Sonuçlar pazartesi akşamı erkeklerin mi yoksa kadınların mı kumandanın hakimi olduğunu gösterecek.

Yazının devamı...

Tertemiz bir ilk bölümdü!

Sonunda büyük gün geldi ve geçti. “Shameless’tan Bizim Hikaye olur mu?” tartışmaları da perşembe akşamı Fox TV’de ekrana gelen ilk bölümle sona erdi. Sonuçta izlediğimiz şeyin adındaki ironiyle birlikte Bizim Hikaye, yani bizden olduğunu da görmüş olduk. Dizi, ana çatısı ve karakter tasarımlarında Shameless’a fazlasıyla beslense de tamamen Türkiye’ye uyarlanmış bir iş olmuştu. O nedenle Bizim Hikaye’yi Shameless’la kıyaslamadan yepyeni bir iş gözüyle değerlendirmekte fayda var. MEDYAPIM-Fatih Aksoy’un yapımcılığını, Merve Girgin Aytekin’in süpervizörlüğünü, Hatice Meryem ve Banu Kiremitçi Bozkurt’un senaryo uyarlamasını, Cem Tuncer ve Kerem Türkaydın’ın müziklerini, Serdar Gözelekli’nin yönetmenliğini yaptığı Bizim Hikaye’de; Hazal Kaya, Burak Deniz, Reha Özcan, Nesrin Cavadzade, Yağız Can Konyalı, Nejat Uygur, Zeynep Selimoğlu, Alp Akar, Ömer Sevgi, Evrim Doğan, İsmail Karagöz, Serra Pirinç, Pınar Töre, Berkay Akın, Mehmetcan Mincinozlu, Korhan Fırat rol alıyor. Çok beğendiğim jenerik müziğinin sözleri Abdullah Özdağan’a, bestesi Volkan Sönmez’e ait. Çağatay Akman Bizim Hikaye şarkısını çok güzel yorumlamış. Dizi, Tüm Kişiler’de 4.40 reytingle 4’üncü, AB’de 4.49’la 3’üncü, ABC1’de 4.69’la 3’üncü oldu.

Hazal ve Burak’ın kimyası olmuş

Bizim Hikaye, ilk bölümüyle bize Filiz ve kardeşlerinin hayatının zorluğunu anlattı. Onlar kendi İstanbul’larında alkolik bir baba ve annesizlikleriyle birbirlerine hem anne, hem de baba olmuş kardeşlerdi. Üstelik işin güzel tarafı tüm zorluklara rağmen fakirliğe lanet etmiyor, yine de bir arada olmanın keyfini sürüyorlardı. Kendi adıma uyarlamada en çok buna sadık kalınmasını sevdim. Yönetmen Serdar Gözelekli sinematografik bir atmosfer yaratmış. Üstelik duygu sağmada çok yol kat etmiş. Önceki işlerinin üzerine koyarak ilerlemiş. Bizi Elibol Ailesi’nin çaresiz mutluluğuna inandırdı. Filiz’in kardeşlerinin annesi rolünü üstlenmesi ve son ana kadar küçücük bir genç kız olduğunu hatırlamaması da etkileyiciydi. Hazal Kaya genç kuşak oyuncular arasında çok beğendiğim bir oyuncudur. Sosyal hayatımda da en sevdiğim arkadaşlarımdan biridir. Fakat onu eleştirenlerin başında da ben gelirim. Bu dizinin tüm sürecine şahidim. Teklif geldiği günden beri nasıl hazırlandığını, daha iyi olması için harcadığı emeği gözlerimle gördüm. O nedenle ekran karşısında Filiz’i izlerken Hazal’ı unuttum, hikayeye kapılıp gittim. Babasının elini tutup kendisini onaylattığı sahnede gözlerim bile doldu. Burak Deniz hikayenin ortasına bomba gibi düştü. Barış beyaz atlı kahraman gibi geldi ama o beyaz at bazen griye hatta siyaha dönüşecek izlenimini de verdi. Hazal Kaya ve Burak Deniz’in arasındaki kimyada olmuştu. Bu ikili konuşulur.

Bol tekrarlar 4 reyting barajını aşar

Reha Özcan, Nesrin Cavadzade tam olması gerektiği kadar ölçüde varlardı ilk bölümde... Yalnız kardeşleri oynayan oyuncular için cast direktörünü tebrik etmek lazım. Hepsi birbirinden iyiydi. Yağız Can Konyalı ve Nejat Uygur şahane kardeş olmuşlardı. Yağız Can Konyalı’nın kamera karşısında rahatlığı gözden kaçmadı. Büyüyünce onu çok konuşacağız. Demedi demeyin!

Ezcümle; Bizim Hikaye rejisinden senaryo uyarlamasına, oyunculuklarından müziklerine tertemiz bir ilk bölümdü. Üstüne emek harcandığı ve fire vermemek için uğraşıldığı çok belliydi. Shameless’ı unutup izlediğimizde ben Filiz ve Barış’ın aşk yaşama ihtimalini sevdim. Rahmet ve Hikmet’in kardeşliğini, Tülay’ın en yakın arkadaşlığını, İsmet’in o bonus kafasını izlemeye devam etmek isterim.

Ancak dizi 4 reyting barajını ilk bölümüyle geçemedi. Fox TV, ilk bölümü bol tekrarla yayınlarsa ikinci bölümde yükselme şansı yüksek. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Adını da içeriğini de Yeşilçam’dan almış

Dünkü yazımda bu senenin eylül ayı modasının şehirli erkek ve köylü kız aşkı olduğunu yazmıştım. Gelelim diğer aynı konseptli diziye... Çarşamba akşamı atv’de Seven Ne Yapmaz dizisi başladı. Dizinin adını duyduğumdan beri aklıma Orhan Aksoy’un yönetmenliğini üstlendiği, Kartal Tibet ve Hülya Koçyiğit’in başrollerini paylaştığı, 1970 yapımı Seven Ne Yapmaz filmi geliyor. Fikret ve Sevda’nın imkansız aşkını anlatırdı film. Ancak diziyi izleyince gördüm ki, Seven Ne Yapmaz adını başka bir filmden alsa bile içeriğini tamamen 1971 yapımı, Türkan Şoray, Ediz Hun, Hulusi Kentmen’in başrollerini paylaştığı ve Atıf Yılmaz’ın yönettiği Güllü filminden almış. Bilmeyenlere filmi hatırlatalım. Fikret bir trafik kazası geçirir ve Hamsi Köylü Güllü tarafından iyileştirilir. Daha sonra ikisi arasında bir yakınlaşma olur ve imam nikahıyla evlenirler. Fakat Fikret İstanbul’a kaçar ve Güllü’yü evliliğin geçerli olmadığını söyleyerek ortada bırakır. Artık Güllü için tek yol namusuna söz getiren Fikret’i bulup ondan intikam almaktır. Yeşilçam’ın en kült filmlerinden biridir Güllü. İşte çarşamba akşamı Güllü’nün 2017 versiyonunu izledik.

5 reyting alamadı

MF Yapım-Faruk Bayhan’ın yapımcılığını, Bazı Filmler’in senaryosunu, Rubato’nun müziklerini, Metin Balekoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği Seven Ne Yapmaz dizisinde; Yusuf Çim, Seren Şirince, Leyla Kader İlhan, Şeyla Halis, Sertan Erkaçan, Serhat Parıl, Ferzan Hekimoğlu, Aslıhan Malbora, Alper Baytekin, Emre Bulut, Deniz Gündoğdu, Ulaş Albayrak rol alıyor. İlk bölümün konuk oyuncusu ise Muhammet Uzuner’di. Dizi ilk bölümüyle Tüm Kişiler’de 4.32 reytibgle 2’nci, AB’de 3.03’le 5’inci, ABC1’de 3.53’le 2’nci oldu. Rekabetin olmadığı bir zamanda, daha Diriliş-Ertuğrul bile ortaya çıkmamışken 5 reytinge bile ulaşamaması hayal kırıklığı yarattı. Diziye Güllü’den farklı olarak bir aile hikayesi eklenmişti. Sorumsuz ve çapkın oğul Ozan, babasının en önemli iş toplantısını yine çapkınlığı nedeniyle berbat edince halasının yanına Kastamonu’ya yollandı. Nazlı’yla bir kaza sonucu tanıştı ve bu defa rotayı ona kırdı. Nazlı’nın evine gizlice girdiği bir günde onu duştan çıkmış yakaladı. Tüm git tehditlerini dinlemedi ve sonunda o halde yakalandılar. Bir köylü kızının evinde yakalanmasının cezasını evlendirilerek ödedi. Tabii ki, düğünden sonra İstanbul’a kaçtı. Yalnız onun artık sorumluluk alma vakti gelmişti. Babası onları borçlarla bırakıp kaçmıştı. Bir yandan da Nazlı köydeki tüm itibarını kaybetti. Hem namusuna laf geldi, hem de kocası gerdek gecesi onu bırakıp kaçtı. Onun için de tek yok İstanbul’a giderek onu vurmaktı. İlk bölümün finalinde o silah çıktı.

Gün değişikliğine gidecektir

Dizinin devamında Nazlı görüşmediği babası sayesinde yeni bir isme, çok paraya ve holding patronluğuna geçiş yapacak. İkinci bölümünde Nazlı baştan yaratılacak ve Gizem olacak. Ozan’dan da büyük intikam alacak. Konu bildik, Yeşilçam’dan aşinayız. İzlenir mi izlenebilir. Ancak sorun Yusuf Çim ve Seren Şirince arasında oluşamamış bir kimya var. İnsan ister istemez Yusuf Çim’i Ediz Hun’la kıyaslıyor. Ozan’ın kostümünden tavırlarına o karizması ne yazık ki eksikti. Televizyon oyunculuğunun en büyük payı gözlerdedir. Yusuf Çim’in kısık gözlerinden duyguyu almakta zorlanıyorum. Seren Şirince çok beğendiğim yeni dönem oyuncularından... Nazlı karakteri ona yakışmış. Ama ikinci bölüm tanıtımından anladığım kadarıyla değişim döneminde bambaşka bir kadına dönüşmemiş. Dizinin kostümlerinin çok daha iyi olması gerekirdi. Son söz; çok iyi bildiğimiz bir hikayeyi tekrar izlememiz için içine farklılıklar ve inandırıcı bir aşk koyulması gerekir. Yönetmen Metin Balekoğlu, Kiralık Aşk’la bize oyuncular arasında nasıl kimya yaratılacağını çok net göstermiş bir isim. Bu dizide de aynı şeyin olmasını bekledim, bekleyeceğim. Ancak tıpkı dün yazdığım Ver Elini Aşk dizisinde olduğu gibi Seven Ne Yapmaz dizisinin sezonun iddialı dramaları karşısında çarşamba akşamı şansının uzun süreceğini zannetmiyorum. Dizi tek rakibi Meryem’ken bile 5 reyting alamamışken, Diriliş Ertuğrul gibi güçlü bir rakip karşısında zorlanır. O nedenle kısa bir süre sonra gün değişikliğine gideceği aşikar. Umarım, aksaklıklar en kısa zamanda giderilir. Herkesin emeğine sağlık.

Yazının devamı...

Adını da içeriğini de Yeşilçam’dan almış

Dünkü yazımda bu senenin eylül ayı modasının şehirli erkek ve köylü kız aşkı olduğunu yazmıştım. Gelelim diğer aynı konseptli diziye... Çarşamba akşamı atv’de Seven Ne Yapmaz dizisi başladı. Dizinin adını duyduğumdan beri aklıma Orhan Aksoy’un yönetmenliğini üstlendiği, Kartal Tibet ve Hülya Koçyiğit’in başrollerini paylaştığı, 1970 yapımı Seven Ne Yapmaz filmi geliyor. Fikret ve Sevda’nın imkansız aşkını anlatırdı film. Ancak diziyi izleyince gördüm ki, Seven Ne Yapmaz adını başka bir filmden alsa bile içeriğini tamamen 1971 yapımı, Türkan Şoray, Ediz Hun, Hulusi Kentmen’in başrollerini paylaştığı ve Atıf Yılmaz’ın yönettiği Güllü filminden almış. Bilmeyenlere filmi hatırlatalım. Fikret bir trafik kazası geçirir ve Hamsi Köylü Güllü tarafından iyileştirilir. Daha sonra ikisi arasında bir yakınlaşma olur ve imam nikahıyla evlenirler. Fakat Fikret İstanbul’a kaçar ve Güllü’yü evliliğin geçerli olmadığını söyleyerek ortada bırakır. Artık Güllü için tek yol namusuna söz getiren Fikret’i bulup ondan intikam almaktır. Yeşilçam’ın en kült filmlerinden biridir Güllü. İşte çarşamba akşamı Güllü’nün 2017 versiyonunu izledik.

5 reyting alamadı

MF Yapım-Faruk Bayhan’ın yapımcılığını, Bazı Filmler’in senaryosunu, Rubato’nun müziklerini, Metin Balekoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği Seven Ne Yapmaz dizisinde; Yusuf Çim, Seren Şirince, Leyla Kader İlhan, Şeyla Halis, Sertan Erkaçan, Serhat Parıl, Ferzan Hekimoğlu, Aslıhan Malbora, Alper Baytekin, Emre Bulut, Deniz Gündoğdu, Ulaş Albayrak rol alıyor. İlk bölümün konuk oyuncusu ise Muhammet Uzuner’di. Dizi ilk bölümüyle Tüm Kişiler’de 4.32 reytibgle 2’nci, AB’de 3.03’le 5’inci, ABC1’de 3.53’le 2’nci oldu. Rekabetin olmadığı bir zamanda, daha Diriliş-Ertuğrul bile ortaya çıkmamışken 5 reytinge bile ulaşamaması hayal kırıklığı yarattı. Diziye Güllü’den farklı olarak bir aile hikayesi eklenmişti. Sorumsuz ve çapkın oğul Ozan, babasının en önemli iş toplantısını yine çapkınlığı nedeniyle berbat edince halasının yanına Kastamonu’ya yollandı. Nazlı’yla bir kaza sonucu tanıştı ve bu defa rotayı ona kırdı. Nazlı’nın evine gizlice girdiği bir günde onu duştan çıkmış yakaladı. Tüm git tehditlerini dinlemedi ve sonunda o halde yakalandılar. Bir köylü kızının evinde yakalanmasının cezasını evlendirilerek ödedi. Tabii ki, düğünden sonra İstanbul’a kaçtı. Yalnız onun artık sorumluluk alma vakti gelmişti. Babası onları borçlarla bırakıp kaçmıştı. Bir yandan da Nazlı köydeki tüm itibarını kaybetti. Hem namusuna laf geldi, hem de kocası gerdek gecesi onu bırakıp kaçtı. Onun için de tek yok İstanbul’a giderek onu vurmaktı. İlk bölümün finalinde o silah çıktı.

Gün değişikliğine gidecektir

Dizinin devamında Nazlı görüşmediği babası sayesinde yeni bir isme, çok paraya ve holding patronluğuna geçiş yapacak. İkinci bölümünde Nazlı baştan yaratılacak ve Gizem olacak. Ozan’dan da büyük intikam alacak. Konu bildik, Yeşilçam’dan aşinayız. İzlenir mi izlenebilir. Ancak sorun Yusuf Çim ve Seren Şirince arasında oluşamamış bir kimya var. İnsan ister istemez Yusuf Çim’i Ediz Hun’la kıyaslıyor. Ozan’ın kostümünden tavırlarına o karizması ne yazık ki eksikti. Televizyon oyunculuğunun en büyük payı gözlerdedir. Yusuf Çim’in kısık gözlerinden duyguyu almakta zorlanıyorum. Seren Şirince çok beğendiğim yeni dönem oyuncularından... Nazlı karakteri ona yakışmış. Ama ikinci bölüm tanıtımından anladığım kadarıyla değişim döneminde bambaşka bir kadına dönüşmemiş. Dizinin kostümlerinin çok daha iyi olması gerekirdi. Son söz; çok iyi bildiğimiz bir hikayeyi tekrar izlememiz için içine farklılıklar ve inandırıcı bir aşk koyulması gerekir. Yönetmen Metin Balekoğlu, Kiralık Aşk’la bize oyuncular arasında nasıl kimya yaratılacağını çok net göstermiş bir isim. Bu dizide de aynı şeyin olmasını bekledim, bekleyeceğim. Ancak tıpkı dün yazdığım Ver Elini Aşk dizisinde olduğu gibi Seven Ne Yapmaz dizisinin sezonun iddialı dramaları karşısında çarşamba akşamı şansının uzun süreceğini zannetmiyorum. Dizi tek rakibi Meryem’ken bile 5 reyting alamamışken, Diriliş Ertuğrul gibi güçlü bir rakip karşısında zorlanır. O nedenle kısa bir süre sonra gün değişikliğine gideceği aşikar. Umarım, aksaklıklar en kısa zamanda giderilir. Herkesin emeğine sağlık.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.