Şampiy10
Magazin
Gündem

Lifetime kadın gücü ödülleri geliyor

Lifetime bir yıldır Türkiye’de yayın hayatını sürdürüyor. A+E Networks bünyesine ait kanal yurt dışında hem pay tv, hem de kadın kanalı olarak anılıyor. Türkiye’de ise açık kanal olarak prime-time öncesi kadını, sonrasında ise hem kadın, hem de erkeği hedef kitlesine koyuyor. Sabah kuşağında 30 dakikadan oluşan ev, dekorasyon, değişim programlarına odaklanıyor. Stil, yemek, eğlence, magazin programlarını da bünyesinde bulunduruyor. Prime-time’da ise dizi, film ve suç temalı içeriklerle karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz gün kanalın genel yayın yönetmeni Ayşen Türkmen Şenon’la bir araya geldik ve bu sene nasıl bir çizgide devam edeceklerini konuştuk. Lifetime içeriklerini A+E Networks kataloglarından seçtiklerini söyleyen Şenon, “Bizim programlarımız ana kanallarda yayınlanan projelere bir alternatif oluşturuyor. Üstelik en uzun programımız 30 dakika. Daha çok yabancı içeriğimiz var ama burada yerel içeriklerle de yolumuza devam edeceğiz. Gizem Hatipoğlu’yla bir magazin programına başladık. Bu bizim en uzun programımız, 60 dakika yayınlanıyor. Karşılığını aldık. Ekim ayında 1 ya da 2 yeni yerel içerikle geleceğiz” diyor.

5 yetenekten bir star çıkacak

Seyirci kitlelerinin “Ne istediğini bildiğini” söylüyor Şenon ve ekliyor: “İzleyicilerimizin çok beğendiği ve burada da yapmamızı istedikleri programlarımız var. Flipping Vegas ve Boston çok ses getiriyor. Tiny House Nation, Waterfront House Hunting, My Haunted House, Unplugged Nation, Downtown Shabby, Storage Wars beğenildiği için yeni bölümlerini de aldık. Cold Case Files yepyeni bölümleriyle bizde. Polisiye izlenen bir tür Türkiye’de... Yarın başlatacağımız iki içeriğimiz daha var. İlki I Survied. Muhteşem bir reality şov. Başlarından insanlık dışı olaylar geçmiş kurbanlar o ana geri dönüyor ve bizi de götürüyor. İzlerken tüyleriniz diken diken oluyor. Diğeri The Pop Game. Buna da yarın başlıyoruz. Çok başarılı bir talent şov. Şovun sunucusu Justin Bieber gibi ünlü isimlerin arkasındaki isim Timbaland. Bu programda 5 çok yetenekli isim stara dönüştürülüyor. Sonunda da 5 yeteneğin arasından bir star çıkıyor.”

Spears’ın filmi eylülde

Son olarak bu yıl filmlerle dikkat çekeceklerini anlatıyor Şenon. Daha çok kadın kahramanların merkezde olduğu filmlerle bir alternatif oluşturacaklarını söylüyor. Eylül ayında Britney Spears’ın hayatını anlatan Britney Ever After filmini yayınlayacaklarmış. Starlığın arka planında yaşanan depresyona odaklanan filmi ben de merak edenlerdenim. Eylül ayında ekrana gelecek diğer dikkat çekecek film ise Michael Jackson’ın son zamanlarını anlatan Searching for Neverland filmi. Lifetime Amerika’da sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çeken kanallardan biri. Türkiye Lifetime’da bu misyonu devam ettirmeye karar vermiş. Ekim ayında ilki gerçekleşecek projeye gelince; “Kadının Gücü Ödülleri.” Koruncuk Vakfı’yla birlikte yürütülen projede; Türkiye’de sosyal sorumluluk meselesinde çalışan 5 iş kadınına ve bir sanatçıya ödül verilecekmiş. Daha sonra bu isimler Amerika’daki etkinlikte yer alacakmış.

Yazının devamı...

RTÜK cezasına sırtla engel

Romantik komedi dizilerinin en önemli sorusu aşkın ne zaman başlayacağıdır. İkili arasında yakınlaşma olur, doruğa çıkar, tam öpüşeceklerken telefon çalar, kapıdan birisi girer ama mutlaka bir şey olur. Minimum 13 bölüm böyle devam eder. O nedenle salı akşamı 7’nci bölümü yayınlanan ve #askbaslar etiketiyle yayına giren Dolunay dizisini yine son dakika bir şey olacak ve aşk başlamayacak diye izledim. Bütün bölüm boyunca da senaryo izleyiciyi bu beklentiye sokup son anda topu dışarıya attı. Fakat Ferit Nazlı’dan hoşlandığını Buse’ye itiraf etti. Çabuk çözüldüğünü itiraf etmeliyim. Ben daha uzun süre aşktan kaçmasını beklerdim. Bölüm finalinde de Nazlı ve Ferit öpüştüler. Bu da ne yalan söyleyeyim hiç beklemediğim bir hamleydi. Öpüşecekler gibi bitmesini ve yeni bölümde Deniz’in içeriye girmesiyle başlamasını beklerdim. Yani yine tam öpüşecekken birisi gelecekti. Ancak öyle olmadı ve bir romantik komedi için senaryo izleyiciye ters köşe yaptı. Ancak herhalde Türk televizyon tarihinin en kötü öpüşmesini izledik. Çünkü bu öpüşmede izlediğimiz şey Ferit’in yani Can Yaman’ın sırtıydı. Yüksek ihtimal RTÜK cezası nedeniyle kanal ve yapımcı çekilen öpüşme sahnesini böyle kullanmaya karar vermişti. Çünkü daha önce Can Yaman’ın rol aldığı İnadına Aşk dizisinde öpüşme sahnesi RTÜK’ten ceza almıştı. Ama bu kez 5 saniye göstererek bu işi çözebilirlerdi. Orada RTÜK’ün sunduğu sorun bu sahnenin sürekli tekrarlarla uzun süre gösterilmesiydi. O nedenle Dolunay’da öpüşmeye sırtta çözüm bulmuşlar. Biz öpüşmeden ziyade Can Yaman’ın sırtını izledik. Keşke öpüşmeyi yakın plan göstermeyip geniş açıda gösterip kesselerdi. Sıfır estetik bir sahneyle bölüm finali yaptılar. Böylece RTÜK cezasına sırtla engel oldular.

AMIGOS: Meksika Hazinesi açılmayı bekliyor

Yazın sinemaya gitmek, en iyi sıcaktan kaçış yöntemidir. 11 Ağustos Cuma günü yani doğum günümde vizyona bir film girdi. AMIGOS: Meksika Hazinesi. 3 yıl Meksika’da yaşayan A. Çağatay Özkan’ın yazıp yönettiği filmde; hiç tanımadığımız sinema ve tiyatro oyuncuları yer alıyor. Benim için işi cazip kılan da bu! İnandırıcılığı artırıyorlar. Bülent Altıntoprak, Nami Esatgil, Hamit Demir, Mehmet Estoğlu, Kağan Öztop, Aykut Altın, Suat İnal, Kadir Gültekin ve Duygu Sökmen bu filmde sadece oyuncu değil, filme her şeyini adamış kişiler... Onlara nerede ihtiyaç olursa orada yer almışlar. Film Aydın Söke’de Piriene, Doğanbey Köyü, Karina, TAYEM’de çekilmiş. Gelelim konusuna; Kaptan Cevdet’in başında olduğu AMIGOS, günlük hayatlarını boş işlerle geçiren ve zaman zaman bölgenin mafya babası Hamza’nın verdiği işlerle uğraşan dört tembel kafadardan oluşan bir çetedir. Kaptan, tesadüfen öğrendiği Meksika hazinesinin peşine düşer. Ama hazinenin peşinde başkaları da vardır ve bir anda kendilerini Zigsonya köyünden Meksika’ya uzanacak bir maceranın içinde bulurlar. Meksika üzerine yapılan ilk fantastik komedi olan filmde; çılgın bir köy ve şefiyle tanışacaksınız. Kaptan Jack Sparrow’a, Yeşilçam’ın Kaptan Cevdet ile verdiği cevabı duyacaksınız. En basit soygun planının nasıl karmaşıklaştığına şahit olacaksınız. Eksikleri var mı? Tabii ki var. Ama iyi vakit geçirmenize sebep oluyor. Filmin devamı Meksika’da çekilecekmiş.

Yazının devamı...

Star TV’nin yeni sezonunda neler var?

Her yıl kanal genel müdürleriyle bir araya gelip, yeni sezonda izleyiciye nasıl bir menü hazırladıklarını sormak artık bir gelenek oldu. Bu yıl Star TV’nin menüsüyle başlıyoruz. Geçtiğimiz gün Star TV Genel Müdürü Ömer Özgüner’le bir araya geldik ve hem geçmiş sezondan dersler çıkardık, hem yeni sezonu mercek altına aldık. Geçtiğimiz yıl Kenan İmirzalıoğlu hariç, tüm star isimlerin ekranda olduğu bir yıldı. Daha önce bu isimler ekranda olduğu zaman yıllarca işleri devam ederken, geçen sezon ya kısa ömürlü oldular, ya da ekrandan gelip geçtiler. O nedenle Özgüner’e ilk sorum “Kötü bir sezon muydu?” oldu. Özgüner; “Geçen sezonun röntgenini çektiğimde temel özelliğin türler olduğunu görüyorum. Zengin-fakir çelişkisinin iş yapar zannedildiği klasik melodramlardan türlere geçiş oldu. Anne, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Vatanım Sensin, İçerde, Söz ve türevleri bu geçişin örneğiydi. Ekranların çeşitlendiği bir dönemde bu kaçınılmazdı. Bu umut verici bir şey. İki kanalın da 10 reyting aldığı günler gördük. Verimli bir sezondu. Geçen sezon farklı bir şey yaratırsanız seyircinin onu da kabul ettiğini gördük” cevabını verdi. O zaman yeni sezonu oluştururken seçimleriniz türler oldu diyorum. “Melodramlar giderek azaldı. Çok kuvvetli bir aşk hikayesi uzun süredir ekranlarda yok. Geçmişte çok iyi dizilerde bunu yiyip bitirdik. Sonuçta Türkiye melodramlar ülkesi. Yeşilçam geleneğinde de melodram var. Dolayısıyla melodramlarda arıyoruz” diyor Özgüner. Bu sezon bir melodramla yola çıkacaklarını da ekliyor.

Sezona melodramla başlıyor: Siyah İnci

Eylül ayında Star TV’nin aslında prototipi fazlasıyla dolu. Pazartesi Söz, salı Dolunay, perşembe Ateş Böceği, cuma İstanbullu Gelin, cumartesi Fazilet Hanım ve Kızları, pazar Türk Malı var. Aslında sadece çarşamba günleri boş. Fakat birçok dizi aldı Star. Özgüner, “Hiçbir kanalın işlerinden emin olamadığı bir dönemden geçiyoruz. İşler devam ederken yara alıyor, araya 3 ay girince ayakta kalıp kalmayacağına karar vermek zor. Çünkü seyircinin tercihi değişiyor ve sadakati azaldı. Bunda çeşitliliğin, dizi sürelerinin uzunluğunun etkisi yüksek. O nedenle mutlaka yedek yapmak zorundayız” diyor. O zaman başlayalım o yeni alınan dizileri dinlemeye... İlk olarak melodram türüyle başlayacak Star TV. Gold Film’in yapımını, Erol Özlevi’nin yönetmenliğini üstlendiği Siyah İnci’de Hande Erçel, Tolgahan Sayışman, Berk Hakman, Nurseli İdiz başrolleri paylaşıyor. Özgüner; “Çeşme’de başlayıp İstanbul’a uzanan, birbirini çok seven iki gencin bir araya gelememe hikayesi Siyah İnci. Motivasyonu çok kuvvetli ve aradığımız bir aşk hikayesiydi” diyor. Siyah İnci eylülde ekranda olacak. Eylül sonu, ekim başı ekranda olması muhtemel diğer iş Ay Yapım’dan. Kod adı Ufak Tefek Cinayetler. Başrolünde Burçin Terzioğlu var. Funda Eryiğitle’de görüşmeler sıkı ilerliyormuş. Senaryosunu Meriç Acemi yazıyor, Ali Bilgin yönetecek. Hikayesini Özgüner anlatıyor: “Bu da bir tür. Lisede çok yakın arkadaş olan dört kadının hikayesi. Bu arkadaşlıkta en büyük hasarı alan kadının intikamla geri dönüş hikayesini izleyeceğiz. Aslında şehirli bir iş ama işin içinde kadın duyguları olduğu için sınıfsal fark hissedilmeyecek.”

Börü’de çok iddialıyız

Gelelim bir diğer türe. TMC’nin yapımını, Selin Tunç’un senaristliğini, Uğur Yücel’in hem oyunculuğunu, hem de yönetmenliğini üstlendiği dizinin adı Kaçak. Oyuncu seçimleri bitmek üzere. Şebnem Hassanisoughi büyük ihtimalle kadroda. “Kaçak, gerçekçi zeminde giden ve senaryo lezzeti üst düzeyde bir tür” diyor Özgüner ve ekliyor: “Yoğun olarak bir baba-kız hikayesi izleyeceğiz. Ama Kaçak, Antakya havasında örülü bir iş. Babasıyla yerleşik düzende olan bir adam ve annesinin izini süren bir kadının Antakya’da yollarının kesişmesini anlatıyor. İşin içine Suriye ve yasa dışı örgütler giriyor. Bir tarafta Canım Ailem tadını hissedilirken, diğer yandan karanlık bir tarafa kayılacak. 39 bölümlük bir proje. Baştan her şeyi belli.” Bir de ANS ile kod adı Kefaret olan bir Kore işi çalışılıyormuş. Özgüner, “Abdullah Oğuz’un gözüne çok güveniyoruz. Şu anda oyuncu seçimi yapılıyor” diyor. Bu sezonun Star TV açısından en büyük yeniliği mini dizilere şans tanıması olacak. Bunun en iddialısı da Star İç Yapımlar’la ortak yapılan Börü. Tanıtımı gelir gelmez büyük ses yarattı. Kasımda ekranda olacak. Özgüner, “Çok iddialıyız. Alper Çağlar yeteneğini çok takdir ettiğim ve hakikaten 10 yılda çok önemli işlere imza atacağına inandığım yaratıcı bir isim. Star İç Yapımlar’la ortak hazırlanıyor Börü” diyor.

12 milyondan 95 milyona çıktı

Mini dizi konusunda kararlı Star TV. Çember serisi iyi örnek olmuş. Bu arada Çember serisinin ikincisi geliyormuş. Kendi adıma çok sevindim. Dizi sürelerinin kısalması zor ama mini dizilerle 60 dakikaya inebileceğimizi söylüyor Özgüner. Bir de komedi türünde mini dizi çalıştıklarını ekliyor. İnsanların damağında tat bırakacak mini dizilerin peşinde olduklarını da duyuruyor. Dizilerin yurt dışı satış meselesinde de hedeflerini açıklıyor: “Fazla iç pazara yönelik dizi ürettiğimiz sürece yurt dışı pazarını kaybediyoruz. Prodüksiyonlu, castlı iş yaparsak, Türkiye’de bir dizi çok iyi izlenirse yurt dışı alıyor. Biz bir altın oranın peşindeyiz. İki tarafta da izlenmeli. 4 sene de 12 milyondan, 95 milyona çıkardık yurt dışı satışını. Bu çok ciddi bir ilerleme. Star izleyicisi bazı şeyleri kabul etmiyor. Kanalların karakterleri var. Bazı işler biz de olmaz. Biz biraz premium bir kanalız. O nedenle olmazsa olmazımız en iyi oyuncu kalitesi, yönetmen, senarist ve iyi prodüksiyon.”

Peki, “Rakibe bakmıyor musunuz? diye soruyorum. Özgüner, “Açıkçası Star’ın ne yaptığıyla ilgiliyim. Çünkü Star, 5 yıl önce daha az izlenen bir kanaldı. Bugün oyuncuların, yapımcıların, senaristlerin ve yönetmenlerin tercih ettiği bir kanal oldu. Star kavramını vatandaştan uzaklaştırmadan ama değerini veren bir yer olduğumuza inanıyorum. Baktığımız şey; Star ne yapabilir de, sektörde öncü olabilir. Rakibe bakarak hayat yaşanmıyor. Star, sektörde takip edilen bir yere gelir mi onun derdindeyim” diyor. Gelecek senenin iddiasını da söylüyor: “Türleri zorlamak, mini dizileri çoğaltmak, prodüksiyon kalitesinden ödün vermemek ve öncü olmak.” Yeni sezonda Star TV’ye bol şans!

Yazının devamı...

Lütfen Bu Sayılmasın!

Ah Binnur Kaya ah, o küçük Semiha başımıza ne iş açtı? Efendim, çarşamba akşamı Fox TV’de başlayan, yapımcılığını 25 Film-Fırat Parlak ve Koray Şahin’in, yönetmenliğini Murat Kaman’ın, senaristliğini Zeynep Karakaşoğlu, Elif Bilgin, Kamuran Süner’ın üstlendiği; Binnur Kaya, Mustafa Üstündağ, Settar Tanrıöğen, Nergis Öztürk, Burak Satıbol, Sadi Celil Cengiz, Derya Şensoy, Hakkı Ergök, Ruhsar Gültekin, Bülent Çolak, Ceren Soylu, Bala Atabek, Fulden Akyürek, Dilşah Demir, Muharrem Bayrak, Bedir Bedir, Eray Kaman, Caner Kadayıfçı, Cengiz Eşiyok, İhsan İlhan, Erol Taşçı’nın rol aldığı Bu Sayılmaz dizisinden bahsediyorum. Aslında dizi desen değil, sit-com desen değil, skeç programı desen değil ama bir format diyebileceğimiz bir yenilikti Bu Sayılmaz. Seyircinin oyun esnasında stüdyoda olduğu ama izleyiciyi yabancılaştırmadan türün aktığı bir format! Yurt dışında çok örnekleri var. O nedenle ilk duyduğumda çok heyecanlanmış, tesadüf eseri senaryosunu bulmuş ve okumuştum. Hiç fena değildi. Daha sonra oyuncu kadrosu netleşmeye başladıkça bu yaz şahane bir işimiz olacak diye mutlu olmaya başladım. Çünkü komedi izlemeyi özlemiştim. Kadro şahaneydi. Senaryo o oyuncularla harika olabilirdi ve Murat Kaman yönetiyordu.

1.92 reyting aldı

Fakat her güzel şeyin bir sonu varmış. Çarşamba akşamı heyecanla oturdum TV karşısına... İlk 10 dakikada kötü bir şakanın ortasında kaldığıma inandım. Şoke oldum, hatta o şoktan uzun süre çıkamadım. Ekranda izlediğim şeyin okuduğum senaryoyla alakası yoktu. Müthiş bir kadro vardı elde ama ekranda bir müsamere izliyorduk. Olay örgüsü, diyaloglar, geçişler, reji, kurgu, efektler, hele o kahkaha efektlerine rağmen sonuna kadar mecburen izledim. Fakat çok zorlandığımı itiraf etmeliyim. Madem seyircili format yapıyorsunuz, nedir o kahkaha efekti? Seyircinin reaksiyonlarını göstersenize bize... Gerçi gülünecek espri olmayınca mecbur kahkaha efekti kullanmışlar diye düşünüyorum. Oyunculuklar öyle havada kalmış, öyle oturmamış ki bu isimler böyle bir işte nasıl olur diyorsunuz. Zaten reyting sonuçları da seyircinin beklentisini karşılamadığını gösteriyor. Bu Sayılmaz, Tüm Kişiler’de 1.92 reytingle 10’uncu, AB’de 2.53’le 4’üncü, ABC1’de 2.43’le 7’nci oldu.

Küçük Semiha başımıza iş açtı

Peki, nasıl oldu da böyle bir kadro bu işe “Evet” dedi. Tabii ki sabah bu işin peşine düştüm ve her şey ortaya çıktı. Benim okuduğum senaryoda Melek karakteri yani evdeki kadın anneydi ve o rol Binnur Kaya’ya teklif edilmişti. Melek ve Vicdan arasında bir mücadele vardı. Türk bar kısmı o kadar yoğun değildi. Küçük Semiha ise küçücük bir roldü. Bütün oyuncular o senaryoyu kabul etmiş ve sözleşme imzalamıştı. Ancak Binnur Kaya henüz kabul etmemişti. Yayın tarihi belliydi ve bir an önce sete çıkılması gerekiyordu. İşte son dakika şöyle bir gelişme olmuş. Binnur Kaya Melek rolünü reddetmiş ve o küçücük rol olan Küçük Semiha’yı oynamak istemiş. Sete çıkmadan birkaç gün önce anne karakteri ablaya dönüştürülmüş ve tüm senaryonun akışı değişmiş. Çünkü Binnur Kaya’nın rolünü büyütmek için türkü bar ana mekana dönüşmüş. Tüm karakterlere de bu durum yansımış. Yani son dakika yepyeni bir senaryo ortaya çıkmış. Melek karakteriyle de yani Nergis Öztürk’le sete çıkmadan 3 gün önce anlaşılmış. Her şey ipin ucu kaçtı. Ne yaptığımızı artık bilmiyoruz ama yayında toplar mantığıyla çekilmiş. Bu da bize yansımış. Ah Binnur Kaya ah, o küçük Semiha bak başımıza ne açtı?

Seyirci küçümsenmekten hoşlanmaz

Sonuç; ekran basit gibi görünen ama komplike bir yerdir. Seyirci basiti satın alır ama içinde derinlik arar. Seyirci küçümsenmekten hoşlanmaz. Özensizliği sevmez. Bunu hissettiği anda da cevabını verir. O nedenle bu formatın ilk bölümüne izleyici “Lütfen bu sayılmasın” dedi. Umarım Bu Sayılmaz ilerleyen bölümlerde toparlar. Aksi taktirde yeni bir tür için ayağımıza gelen şans kaçırılmış olacak.

Yazının devamı...

Çocuklar yüzünden ekrana “Seni yerim” diye bağırıyorum

Cumartesi ekranda format günü. Show TV, Fox TV ve Star TV’de yarışmalar arasında reyting savaşı yaşanıyor. Bu cumartesi oturup hepsini izledim. Show TV bu yarışa Çocuktan Al Haberi Ünlüler, Fox TV Milyonluk Resim ve İlk Buluşma, Star TV ise Çarkıfelek’le katılıyor. Formatların hepsi eğlenceyi hedefliyor. Çocuktan Al Haberi Ünlüler’de üç konuk ve Evrim Akın programın birbirinden akıllı ve eğlenceli çocuklarıyla hem sorulara cevap veriyor, hem de yüzünüzü inanılmaz gülümseten anlara şahit olmanızı sağlıyor. Çocukları birbirinden ayırmak elbette çok zor ama Efe Koçyiğit beni çok güldürüyor. Taklitleri, yemeği anlatışı, dansları ve hayal gücüyle peşine takılıp gidiyorsunuz. Ebrar’ın yemek tarifleri, Nisan’ın prensesliği, Efe Dadak’ın gardaşlığı, Arda’nın hesapları, Poyraz’ın şirinliği, Irmak’ın bilmişliği, Sarp ve Kuzey’in atışmaları, Henna’nın hakimiyetiyle vakit nasıl geçti anlamıyorsunuz. Bu hafta Zerrin Özer, İdo Tatlıses ve Kutsi konuktu programa... Sanırım tüm program boyunca televizyonuma “Seni yerim” diye bağırdım. O kadar eğlendim ki, ertesi gün reyting sonuçlarına göre zirvede olacağına adım kadar emindim. Yanılmadım. Daha sonra kaydettiğim Çarkıfelek’e baktım. Tamam eğlenceli ama çok ama çok eskilerden geliyor. Çağa ayak uydurduğunu hissetmiyorsunuz.

Milyonluk Resim’e renkli yarışmacılar gerekli

Selçuk Yöntem, Kim Milyoner Olmak İster’den sonra cumartesi akşamı Fox TV’de Milyonluk Resim yarışmasına başladı. Cumartesi gecesi sıcaktan bayılmışken, karanlık bir stüdyo, bence stüdyonun acilen renklenmesi lazım, ve kopkoyu kostümle Selçuk Yöntem önce bir soğuk etkisi yarattı. Sonra yarışma başladı. İlk program için seçilen yarışmacılar ürkekti. Bir miktar paraya ulaşıp kaçan yarışmacılarla ilk bölüm yapılması stratejik bir yanlış bence. Çünkü ilk bölümün günahı olur. Bizi o bölümle ekrana bağlıyorsunuz. Sonuna kadar yarışan, kaybeden, hayal eden ve son anda bilen yarışmacılarla olmalıymış ilk bölüm. Bu tip yarışmaların içine drama kattığınızda başarılı oluyorsunuz. Selçuk Yöntem’in ekrana ne kadar yakıştığını ve yarışmaya hakimiyetini konuşmaya gerek bile yok. Oldukça iyiydi. Ama kostümleri biraz modernleşmeli, yarışmacıları da daha renkli ve cesur olmalı. Son olarak Milyonluk Resim aplikasyonunu telefonuma indirdim. Ancak sadece program esnasında yarışabiliyorsunuz. Bunu sevmedim. Günlük rutinimde de yarışmak isterdim. İlk program reytinglerde aradığını bulamadı. Önümüzdeki bölümlerde renkli yarışmacılarla izleyiciyi ekrana çekme şansları çok yüksek.

İlk Buluşma’yı bekleyen tehlike

Gelelim İlk Buluşma’ya... Şanslı Masa geçmiş yıllarda çok eğlenerek izlediğimiz bir programdı. Çok benzer bir programla Şinasi Yurtsever ve Sinan Çalışkanoğlu karşımıza çıkıyor. Bu bölümde Ceren Akdağ konuktu. Rolünü de başarıyla gerçekleştirdi. Tebrikler Ceren! Program inanılmaz eğlenceli. Kahkahalarınız komşularınızı rahatsız edebiliyor. O nedenle reytinglerinin saat 23.45’te başlasa bile yüksek geleceğini, zirvede ya da ikinci olacağını tahmin etmeniz zor değil! Ancak programın çok büyük bir tehlikesi var. Olaylar o kadar benzer şekilde ilerliyor ki, birkaç hafta sonra aynı durumdan sıkılacağız. Annesini ya da sevgilisini, eşini kıskandıran katılımcılar ve buna çok sinirlenip sürekli masadan kalkıp gitmeye kalkan şakazedeler. Bu duruma acil bir çözüm bulmalı ve şakaları çeşitlendirmeliler. Aksi taktirde birkaç hafta sonra “Hep aynı şeyi izliyoruz” diyerek kanal değiştireceğiz.

Yazının devamı...

Hazal ve Burak ekranın yeni ikilisi olur

MED Yapım-Fatih Aksoy’un yapımcılığını, Serdar Gözelekli’nin yönetmenliğini, Hatice Meryem ve Banu Kiremitçi’nin senaryosunu üstlendiği, Hazal Kaya, Burak Deniz, Reha Özcan, Nesrin Cevadzade, Yağızcan Konyalı, Nejat Uygur, Pınar Töre, Berkay Akın, Evrim Doğan, İsmail Karagöz, Korhan Fırat, MehmetcanMincinozlu, Alp Akar, Zeynep Selimoğlu ve Ömer Sevgi’nin rol aldığı Bizim Hikaye’nin ilk tanıtımı cuma akşamı Fox TV’de yayınlandı. Shameless uyarlaması beklediğimiz için ilk tanıtımın da kara mizah olmasını beklemiştim. Fakat karşımıza dramatik bir müzik eşliğinde Filiz ve Barış’ın konuşması düştü. İlk tanıtımın damarını, özellikle söylüyorum sadece damarını Adını Feriha Koydum’a benzettim.

Sonuç; ilk tanıtımda bunun neresi Shameless desem de, olaya Shameless’tan çıkıp Bizim Hikaye dizisi olarak baktığımda çok beğendim. Ben bu diziyi izlerim. Belki de “Shameless uyarlaması” tanıtımından vazgeçmek daha doğru olur.

Türkiye’de birebir Shameless yapılamaz

Hazal Kaya’yı ekranda izlemeyi zaten çok özlemiştim. Burak Deniz’in de ekrana çok yakıştığını düşünüyorum. İkisi ekranın yeni ikilisi olurlar. FilBar’cılar hazırlanın, yeni bir çift geliyor. Peki, bu dizi bize ne anlatacak? Şehrin yoksul semtlerinden birinde yaşayan ve ailesine adeta annelik yapan Filiz’in hikayesini izleyeceğiz Bizim Hikaye’de... Anneleri terk edip gittiğinden beri 5 küçük kardeşine bakan Filiz, alkolik babaları Fikri’ye rağmen ailesine sahip çıkar ve şikayet etmeden hayata sıkı sıkı tutunur. Filiz gibi kardeşleri de asla kasvete kapılmayan, başlarının çaresine bakmayı öğrenmiş, güçlü ve dik duran çocuklardır.Filiz’e ilk gördüğü anda aşık olan Barış ise onu etkileyebilmek için çabalarken, Filiz zorlu hayatında aşka yer olmadığını düşünür ve Barış’a karşı hissettiklerini inkar etmeye çalışır.Senelerdir Filiz’e aşık olan polis Memuru Cengiz’in korumacı tavrı da eklenince işler Barış’ın sandığı kadar kolay ilerlemez. Üstüne üstlük Barış’ın gizlediği kimliği ve esrarengiz yaşantısı da ilişkileri için bir tehlike oluşturur. Fox TV’nin bayramdan sonra başlatacağı ilk dizisi Bizim Hikaye... Yani eylül ayının ikinci haftası yayında olacak Bizim Hikaye. Shameless demekten vazgeçip önyargısızca ekran karşısına oturacağım. Çünkü büyük bir sistem eleştirisi yapan Shameless’ın Türkiye’de özüne bağlı kalarak yapılamayacağını ne yazık ki biliyorum.

Yazının devamı...

Meryem “Ben geçmişten geldim” diyor

TMC Film-Erol Avcı’nın yapımcılığını, Mustafa Şevki Doğan’ın yönetmenliğini, Duygu Albayrak’ın proje tasarımını, Emre Özdür’ün senaryo süpervizörlüğünü, Meryem Gültabak ve İlke Gürsoy’un senaryosunu, Şakir Demirpehlivan’ın sanat yönetmenliğini, Kıraç ve Garbiyeli’nin müziklerini, Gözde İkinci’nin cast direktörlüğünü, Tuğçe Küçükkalıpçı’nın ikinci yönetmenliğini üstlendiği Meryem, çarşamba akşamı Kanal D’de başladı. Furkan Andıç, Ayça Ayşin Turan, Cemal Toktaş, Açelya Topaloğlu, Bestemsu Özdemir, Uğur Çavuşoğlu, Sema Öztürk, Kenan Acar, Ayten Uncuoğlu, Mutlu Güney, Uğur Demirpehlivan, Beste Kanar, Tekin Temel, Sonat Dursun, Emine Gülsüm Gözümer, Aydan Kaya, Yıldırım Bayazıt, Ekrem Mahsenoğlu’nun rol aldığı, Sezgi Sena Akay, Selim Erdoğan ve Zeynep Kumral’ın konuk oyuncu olduğu ilk bölüm Tüm Kişiler’de 2.31 reytingle 4’üncü, AB’de 3.37 reytingle 1’inci, ABC1’de 2.78’le 2’nci oldu. Başladığı gün Fox TV’nin No:309 dizisi sezon finali yaptığı için zirve şansı zaten düşüktü. Ancak bu kadar düşük bir reyting almasını da beklemiyorduk. Star TV, Kung Fu Yoga ve Tosun Paşa filmleriyle tüm dengeleri bozdu. Reyting bölündü ve hem Meryem, hem de No:309 reyting pastasındaki payını filmlerle paylaştı.

Ritmi 70 dakika yüksekti

Meryem, Kore dizisi Secrets (Secret Love) dizisinden uyarlanmış. Orijinalini izlemedim ama senaryosunun ödüllü olduğunu biliyorum. Meryem, 10 yıldır Oktay’a aşık olan ve onun için kendi hayatından bile vazgeçen Meryem’in hikayesini anlatıyor bize... Oktay, kariyer ve güç uğruna her şeyden vazgeçebilecek bir düzen adamı. Vicdanı yok ama Meryem’e başlarda kıyamıyormuş gibi davranıyor. Sonunda da daha fazla gücün yanında olmak adına aşkını satıyor. Savaş, aşk için güçten vazgeçen bir adam ama aşkını kaybedince intikam prensine dönüşüyor. Hikayenin merkezinde Yurdal var. Savaş’ın eli uzun babası... O her şeye polisten, savcıdan önce ulaşabiliyor ve oyunu kendi lehine çevirebiliyor. Sevdiği adam için işlemediği bir suçu üstlenen Meryem ise saflığı temsil ediyor. Fakat bu kadar saflık bugünün dünyasında geçerli olmadığı için bence biraz fazla kaçmış. Keşke daha gerçekçi bahaneler üretilseydi onun saflığı için... Hikaye tanıdık, müzikler adeta Zerda, Binbir Gece, Acı Aşk ve Bugünün Saraylısı karması olmuş. Fakat insanı kendisine çeken bir yanı vardı Meryem’in... Benim için 140 dakikalık bir dizi izlerken, en önemli şey ritmidir. İlk 70 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım. O nedenle yönetmen Mustafa Şevki Doğan’ı tebrik ederim.

Oyunculuklardan şüphe etmiyorsun

Ancak dizide gözüme takılanlar vardı. Öncelikle Yurdal’ın evi acil değişmeli. O kadar karmaşık bir ev ki, insan eve mi yoksa oyuna mı baksın kafası karışıyor. Aynı durum kostümler için de geçerli. Açelya Topaloğlu dışında kostümler karakterleri yansıtmamış. Oyunculuklar adına mutluyum. Bana kalırsa yönetmenlik, teknik dışında oyuncuyu oynatabilmektir. Herkes oynamış, bir kişiden şüphe etmiyorsun. Fakat Cemal Toktaş öyle öne çıkmış ki, o kadar gerçek oynamış ki düzenin adamını, bölüm sonunda kendimi ona küfür ederken buldum. Ezcümle; hikaye iyi işlenirse, kostümler ve bazı dekorlar değişirse, oyunculuklar zaten iyi ama daha da yükselirse, müzikler biraz azalırsa Meryem sezon için şanslı bir dizi. Reytingleri düşük geldi ama Kanal D bol tekrarla seyirciyi ekrana çekecektir. Çünkü Meryem’de insana “Bu dizi geçmişten geliyor” dedirten bir hava var. Yani o özlediğimiz dizileri hatırlatıyor. Bu büyük bir avantaj. Çarşamba Fox TV’de Bu Sayılmaz başlıyor. Biri komedi, diğeri drama... Hangisinin daha yüksek şansı olduğunu tabii ki reytingler gösterecek. Ancak Meryem doğru hamleleri yapabilirse bir tık öne çıkabilir. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Dolunay’da Türkü söylüyor

Türkü Turan yıllardır hem sinemada, hem de televizyonda karşımıza çıkan bir oyuncu. Fakat sinema kariyeri televizyon kariyerinden daha parlaktır. Reha Erdem’den Onur Ünlü’ye pek çok yönetmenle çalıştı. Festivallerde adaylıkları oldu. Ama ekranda böyle bir kariyerden bahsedemedik. Türkü çok yetenekli bir oyuncu. Bugüne kadar Annem, Şubat, Maral, Acı Aşk dizilerinde rol aldı. Fakat hiçbiri için doğru zaman değildi. Annem’de küçüktü, Şubat’ta alternatifti, Acı Aşk’ta konuk oyuncuydu. Sonunda Dolunay’la şeytanın bacağını kırdı. Benim onu görmek istediğim bir rolle karşımızda! Üstelik kendisini zorluyor. Çünkü dizide hem şarkı söylüyor, hem de kötü kadın rolünü üstlenmiş durumda! Ancak öyle bir kötü kadın rolü çıkarıyor ki, onun kötü olduğuna kimse inanamaz. Zaafları olan bir Alya. Zaafını da şimdilik kötülük yerine iyiliğe kırmış durumda... Fakat bir yerde kötülüğü seçecek gibi görünüyor. Müthiş güzel sesi varmış Türkü’nün... Dizide en sevdiğim kısımlardan biri; klip yerine Alya’nın şarkılarını dinliyor oluşumuz...

Ekranda cinayet polisiye olsun

Daha önce yazdım ve yazmaya devam edeceğim. Ekranda bir cinayet-polisiye dizisi izlemek istiyorum. Bu sadece benim isteğim olamaz. Çünkü “Ekranda ne izlemek istersiniz?” anketimde ikinci sırada polisiye geliyordu. Şimdi Çember TV filmleri serisi açlığımızı bir nebze hafifletti ama pazartesi akşamı o da bitiyor. Öyle yüksek prodüksiyonlu, çok büyük söylemleri olan bir işten bahsetmiyorum. Kanıt gibi, Behzat Ç. gibi bir iş olsun istiyorum. Bir yandan ekibin hayatını ve yalnızlığını izlerken, diğer taraftan olayları çözme hızlarına ve detaylara takılalım. Yeni sezon dizileri arasında böyle bir iş duymadım. İnşallah en kısa zamanda ekrana iyi kalemler tarafından böyle bir iş hazırlanır. İddia ediyorum, pazar PT2’de beklenmedik bir reyting getirecektir.

Üzümoğlu’na gençlik dizisi yapılmalı

ADI Efsane yeni dönemiyle ne yazık ki reytinglerde üst sıralara taşınamıyor. Aslında ne güzel başlamıştı. Ancak bir şeyin yapısı bozulduğunda eskisi gibi tat vermemeye başlıyor. Zaten efsane gidince dizinin adı da bir anlam taşımıyor. Benim için bu dizi şahane genç oyuncular kazandığımız için unutulmazlar arasına girecek. Özellikle Cem Yiğit Üzümoğlu ilk bölümle kendisini fark ettirdi. Aylardır onu konuşuyoruz. Kaan Sevi, Hakan Ummak da... Bu reyting sonuçlarıyla yolu uzun görünmüyor Adı Efsane’nin... Ancak mutlaka bir gençlik dizisine ihtiyacı var bu ekranın. İyi tasarlanan bir gençlik dizisinin ömrü uzun bu ülkede... O nedenle Cem Yiğit Üzümoğlu’nu yine bir gençlik dizisinin kahramanı olarak göreceğimiz bir hazırlığa umarım başlanmıştır

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.