Şampiy10
Magazin
Gündem

Kadınların ekonomik fırsatlarını etkileyen 8 gösterge!

Özel günlerin varoluş hikayelerini merak ederim hep. Ne zaman, niye ve nasıl karar verildi bu tarihlere acaba diye.İşte bunlardan biri olan ve yüzyıldan fazladır kutlanan “Dünya Kadınlar Gününün” bir yenisi geçirdik geçtiğimiz haftasonu. Yüzlerce reklam, sosyal mecralarda kutlama mesajları, binlerce seyirciyle oynanan futbol maçlarıya geçti.

8 Mart 1857 tarihinde, Bir tekstil fabrikasında çalışan 129 kadın işçi daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev sonrasında meydana gelen olaylar yüzünden can verdi. 1910 yılında Danimarka’da düzenlenen Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda bu kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına karar verildi. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlandı.

Sosyal yaşamda Türk kadınının yaşadığı zorlukları, eşitsizliği, kanunlar karşısında bile iyi niyetten müebbete mahkum çaresizliğini yazıp çizmeye kalksak bana ayrılan köşeye sığamayız.Gelin en iyisi ben uzman olduğum alanda anlatmaya çalışayım;Çalışma hayatımızda ki kadının yerini, sorunlarını, beklentilerini…

DÜNYA BANKASI RAPORLARI NE DİYOR?

Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk” 2020 yılı raporunda, 190 ekonomide kadınların ekonomik fırsatlarını etkileyen yasa ve düzenlemeler analiz edilmiş. Raporda yer alan endekste “hareketlilik”, “bir işe başlamak”, “para kazanmak”, “evlenmek”, “çocuk sahibi olmak”, “girişimcilik”, “varlıkları yönetmek” ve “emeklilik” şeklinde belirlenmiş sekiz gösterge yer alıyor.

Bu rapora göre dünya genelinde, erkek ve kadınlara yasal olarak eşit ekonomik haklar veren ülke sayısı sadece 6. Bu ülkeler Belçika, Danimarka, Fransa, Letonya, Lüksemburg ve İsveç.

Türkiye, listede 2018 yılında 149 ülke arasında 130. sırada kendine yer bulurken, 2019 yılında 187 ülke arasında 85. sırada yer aldı. Rapora göre Türkiye'de kadın ve erkeklere eşit ekonomik haklar verilme oranı yüzde 79.38.

EN ÖNEMLİ SORUN CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ!

Dünya’da şirketleri yöneten CEO’ların sadece %8’i kadın. Yani erkekler tarafından yönetilen bir iş yaşamı var. Aynı işi yapan kadın, iş yaşamının neredeyse her seviyesinde erkeklere göre daha az para kazanıyor. Araştırma sonuçlarında karşımıza çıkan en önemli gerçeklerden biri, aynı işi yapan erkek 1 USD kazanırken, kadın ise sadece 77 cent kazanıyor.Dünyada okuma yazma bilmeyen insanların üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Politika ve bürokraside kadının adı yok denecek kadar az.Dünya genelinde yüzlerce farklı işin kadınlar tarafından yapılması yasalar ile sınırlandırılmış.18 ülkede kadınların çalışması eşleri tarafından yasal olarak engellenebiliyor.

Dünya Bankası verilerine göre, kadının iş yaşamında eşit var olmaması; dünya ekonomisine 160 trilyon USD’lık gelir kaybına sebep oluyor.

TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK…

TÜİK'in işgücü verilerine göre, Türkiye de erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 71,7 iken kadınlarda yüzde 34,4. Avrupa Birliği ülkelerinin kadın istihdam oranı Türkiye'nin nerdeyse iki katına yakın; yüzde 62.4. Ekonomik dar boğazların getirdiği daralmalar da,teknolojinin insan gücüne olan ihtiyaca etkisinde en hızlı gözden çıkarılan yine kadın işçilerimiz. Son TÜIK istatistikleri de bunu destekliyor: Kadın işsizliği %11’den %14’e çıkmış durumda.

Diğer taraftan son dönemlerde kadın çalışanlarımıza müjdeler olarak sunulan yasal düzenlemelerin işverenleri kadın istihdamında negatif etkilediği de önümüzde duran acı bir gerçek.( gebelik ve doğum hallerinde çalışma saatleri, istirahat rapor süreleri, yarı ve kısmi zamanlı çalışma hakları,kreş yardımı zorunluluğu gibi)

G20 ülkesi olarak dünyanın yirmi büyük ekonomisinden biri olduğumuzu söylerken, daha rekabetçi bir ekonomide varlık göstermek için insan kaynağımızın yarısını evde oturtmaktan, üretim dışı bırakmaktan vazgeçmemiz gerekiyor.

Zübeyde hanımı hatırlamak gerekir her daim;

Bir “ANNE’nin”, bir “KADIN’ın” dünyayı değiştirebileceğini, bir ülkeyi, bir milleti yeniden varedebilecek kahramanlar yetiştirebilecek güce kuvvete sahip olduğunu bilmek gerekir.Müsaadenizle önce sizlere ulaşmama vesile olan kendi annemin ve kıymetli eşimin bu özel gününü kutlar, tüm dünya kadınlarının hakettiği değeri beraber yaşayacağımız günleri görmeyi temenni ederim.

Yazının devamı...

Şehit yakınları ve gazilerin hakları

İdlib'den gelen şehit haberlerini büyük acıyla takip ettik. Öncelikle şehitlerimize Allahtan rahmet, geride kalan yakınlarına sabır dilerken, gazilerimizin sağlıklarına bir an evvel kavuşmalarını umut etmekteyiz. Şehit mertebesine yükselen ve gazi unvanı alan askerimiz, polisimiz, doktorumuz, öğretmenimiz hepimiz için önem arz etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin şehit ve gazi ailelerine yaptığı ölüm yardımı, harcırah ödemesi, fiilen görev yapmasa dahi 12 aya kadar ek tazminat, nakdi tazminat gibi TSK Personel Yönetmeliğinde bulunan yardımların dışında, Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer devlet yardımlarıyla sağlanan imkânlar hakkında bilgilendirme yapmanın, ellerimiz gitmese de zorunluluğunun farkındayız.

Sosyal Güvenlik Kurumunun, Şehit ve Gazi ailelerine yaptığı yardımlar;

• Nakdi yardımlar

• Kamu Kurum ve Kuruluşlarından alınan indirimler

• Çocuklarına sağlanan eğitim ve öğrenim yardımları

• Sağlık Yardımları

• İş ve istihdam konusunda sağlanan yardımlar olarak sıralanabilir.

AYLIK BAĞLANMA ŞARTLARI

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre subay, astsubay, uzman jandarma, sivil memur, uzman erbaş ve erbaş/erlerin şehit olmaları halinde; hizmet süresi 30 yıla kadar olanlara 30 yıl hizmet yapmış gibi, hizmet süresi 30 yıldan fazla olanlara ise fiili ve itibari hizmet süresi toplamı üzerinden aylık bağlanır.

Vazife malullüğü gerektiren sebeplerle Gazi olan subay, astsubay, uzman, jandarma ve uzman erbaşlara hizmet süresi ve malullük derecesi üzerinden, erbaş ve erlere ise öğrenim durumlarına göre hesaplanan miktarlarda aylık bağlanır.

Uzun vadeli sigorta kollarına tabi çalışan maluller diğer şartları (yaş, prim ödeme gün sayısı vb.) yerine getirdikleri takdirde kendilerine yaşlılık (ikinci emeklilik) aylığı bağlanır. Yaşlılık aylığı almayı hak edemeyenlerin kesilen primleri, talepleri halinde, yaş şartını doldurmalarını müteakip SGK tarafından iade edilir.

Terörle mücadele kapsamında malul olan personelin devlet memuru olarak yeniden çalışmaya başlaması halinde, daha önce bağlanmış olan malullük aylıkları kesilmeden ödenmeye devam edilir. Terörle mücadele kapsamında aylık bağlanan malul gazilerin bir işte çalışmaları durumunda ise, bu kişilerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE KATILIM PAYI ALINMAZ

Gazi ve şehit yakınlarından aylık alanların sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmamaktadır.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren olaylar nedeniyle vazife malullüğü aylığı alan malul personelin (erbaş/er dahil) sağlık kurulu raporu ile her türlü ortez/protez ve diğer iyileştirici araç/gereçler, herhangi bir katılım payı veya fark alınmaksızın ve kısıtlama getirilmeksizin SGK tarafından karşılanır.

3713 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanan şehit subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşların dul ve yetimleri ile malul olan subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlara bağlanan aylıklar, bunların görevde olan emsallerinin almakta oldukları aylıklardan az olmayacak şekilde SGK tarafından ödenir ve her üç yılda bir derece yükselmesine tabii tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylıklarda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albaydır.

BAKIMA MUHTAÇ GAZİLERE SAĞLANAN ÖDEME

Her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulanlardan, başkasının yardım ve desteği olmadan yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olanlara, asgari ücretin net tutarı, aylıklarıyla birlikte ayrıca ödenir.

KIZ ÇOCUKLARINA YETİM AYLIĞI

Şehit personelin vefat tarihinde, evli bulunmayan kız çocuklarına aylık bağlanır. Evlenme nedeni ile aylığı kesilmiş olanlardan sonradan boşanan veya dul kalanların da eski aylıkları bağlanarak ödenir. 5510 sayılı Kanunun hükümleri gereğince; evlenmeleri nedeniyle, gelir veya aylıklarının kesilmesi gereken kız çocuklarına talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme ödeneği (çeyiz parası) olarak bir defaya mahsus olmak üzere SGK tarafından peşin ödenir. Harp malullüğü gerektiren sebepler ile hayatını kaybedenlerin anne/babalarına şart aranmaksızın aylık bağlanır.

EMEKLİ İKRAMİYESİ HAKKI

4/c iştirakçisi personelin şehit ya da malul olması halinde, hak sahiplerine, kendilerine en yüksek devlet memuru aylığı üzerinden hizmet yılı ile çarpımı kadar emekli ikramiyesi ödenir. Erbaş ve erler; 4/c iştirakçisi olmadıklarından varislerine ya da kendilerine emekli ikramiyesi ödenmez.

ÜCRETSİZ SEYAHAT KARTI

5510 ve 5434 sayılı Kanunu hükümlerince harp/vazife malullüğü gerektiren sebeplerle hayatını kaybeden personelin eşleri ile herhangi bir işte çalışmayan ve ebeveyninden dolayı bağlanan aylıktan başka geliri olmayan çocukları ile anne ve babalarına, SGK tarafından "Ücretsiz Seyahat Kartı" verilir. Bu kart sahipleri yurt içinde; Devlet Demiryollarının yurtiçi hatlarında, denizyolları şehir hatlarında, belediyeler/belediyeler tarafından kurulan şirketler ya da belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ve şirketlere ait şehir içi toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat ederler.

YAKINLARIN SİLAH ALTINA ALINMASI

Askerlik Kanunu hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getirmekte iken hayatını kaybedenler ile maluliyet aylığı almasını gerektirecek şekilde malul olanların anne/babasının talep ettiği kardeşlerinden biri, istekli olmadıkça silah altına alınmaz veya silah altında ise terhis edilir. Yine Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hayatını kaybeden yükümlülerin kendilerinden olma erkek çocukları ile aynı anne/babadan olan kardeşlerinin tamamı, istekli olmadıkça silah altına alınmaz ve silah altındakiler istekleri halinde terhis edilir.

KONUT KREDİSİ

Harp maluliyetini gerektiren sebeplerden dolayı malul olan ve kendisine vazife malullüğü aylığı bağlananlara bir defaya mahsus olmak üzere Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) faizsiz konut kredisi verilir.

ÖZEL ÖĞRETİM BURSLARI

Özel Öğretim Kurumlarının senelik burs kontenjanlarında, şehit ve malul gazi çocuklarına öncelik verilir. Ayrıca Şehit ve gazi çocuklarının; yurt, burs ve öğrenim kredilerinde öncelik verilir. 5510 sayılı Kanun’un harp malullüğü hükümleri ile görevlerini yürütürken hayatını kaybedenlerin çocuklarından, yüksek öğrenim öğrenci katkı payı ve öğrenim ücreti (ikinci öğretim) alınmamaktadır.

KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞMA HAKKI

Şehit yakınları veya Gazi yakınları kadro veya işin gerektirdiği nitelik, özellik ve şartları taşıması şartıyla, kamu kurumlarında sınavsız olarak istihdam edilebilme hakkı bulunmaktadır. Malul olanlar için; çalışabilir durumda olan personelin yalnızca kendisi bu hakkı kullanabilir. Çalışamayacak derecede malul olanlar için ilk hak sahibi malulün eşidir.

EMLAK VERGİSİ MUAFİYETİ

Şehitlerin dul/yetimleri ile gazilerin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2'yi geçmeyen tek meskeni (intifa hakkına sahip olunması dâhil) olması halinde, bu meskenlere ait emlak vergisi Belediye Başkanlıklarına başvurulmak şartıyla ödenmemektedir.

EĞİTİM VE ÖĞRENİM YARDIMLARI

Şehit ve Gazilerimizin eğitim görmekte olan çocukları için Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca İlkokul (1-8. Sınıflar için) eğitimi görenlere 2 Bin 76 TL, Lise eğitimi görenler için 3 Bin 115 TL ve üniversite eğitimi görenler için de 4 Bin 153 TL yardım ödenmektedir. Bu yardımlar, 01 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında yılda bir kez olmak üzere ve ilgili eğitim öğretim yılında öğrenci olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere, başvurularını izleyen ay içinde SGK tarafından toptan ödenir.

Başvuru sonucu bu link üzerinden sorgulanmaktadır: https://uyg.sgk.gov.tr/EgitimOgretimYardimi/

Bu ödemelerin alınabilmesi için, hak sahiplerinin valiliklere başvurup, talepte bulunmaları gerekmektedir.

DİĞER HAKLAR

Gazi ve Şehitlerimizin yakınlarına elektrik ve su faturalarında, devlet tiyatrolarında indirim, TSK’ne ait eğlence ve dinlenme tesislerinden yararlanma hakkı verilmektedir. Sağlanan tüm hakları sayfalar dolusu yazsak, kaybettiğimiz hiçbir gencimizi, askerimizi, polisimizi geriye getirmeyecek, şehit evlerine düşen ateşi söndürmeye, gazilerimizin yüreğinde ki acıyı dindirmeye yetmeyecektir. Bu acı haberlerin ve kötü günlerin bir an evvel son bulmasını dileyerek, devletimize ve milletimize baş sağlığı diliyorum…

Yazının devamı...

Af da yok yapılandırma da! SGK ve Bağkur...

2018 Yılında 7143 sayılı Kanunla birlikte borçlarında yapılandırmaya gidenler derin bir nefes almışken, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çıkan bir yapılandırma yasasına rekor başvuru olmuştu.

Malum yapılandırma ve af kanunlarına alışınca, 2019 yılında artan maliyetler, kur dengesizliği ve reel enflasyonla mücadele karşısında bir kez daha zor durumda kalanların beklentisi; devletin, vatandaşıyla işvereniyle yine barışarak bir nevi kolaylık sağlamasıydı.

Diğer taraftan, 7143 yapılandırmasından faydalananların büyük bir bölümünü de ilk taksit ödeme süresini kaçırdığından yapılandırması bozulmuş, bu sebeple borçları faiziyle birlikte geri gelmişti.

2019 yılı boyunca; bağkur primlerinden, idari para cezalarına, genel sağlık sigortası borcundan, vergi ve SGK borçlarına kadar kısaca tüm devlet borçlarına yeni bir yapılandırma kanunu bekleyen milyonlar 2020 yılı olması rağmen beklediklerini bulamadılar.

Yapılandırma beklerken denetim geldi!

2020 Yılıyla birlikte asgari ücret artışı, vergi oranlarının yükselişi ve fiyat artışları oldu.2019 yılının sonlarına doğru artık işveren kesiminden yapılandırma talebini daha yüksek sesle duymaya başlamışken bir maliyet yükü de denetimlerden geldi. Özellikle borçlu işverenler dört gözle yapılandırma beklerken; vergi, SGK ve iş teftiş denetimlerinin sıklaşmasıyla neye uğradıklarını şaşırmış durumdalar. Konu açılmışken tüm işverenlerimizi de uyarmak isterim. 81 vilayette tüm denetimler 2020 yılı boyunca hız kesmeden devam edecek.

Yeni torbada da yapılandırma yok!

Hükümet tarafından hazırlanmış olup 17.02.2020 tarihinde TBMM komisyonuna sunulmuş olan torba kanununda ne yazık ki yapılandırma maddeleri yok. Peki yeni torba kanunda çalışma hayatına ilişkin neler var, işte madde madde içerikleri;

01.01.2021 Tarihi itibariyle Esnaf ve Ahilik Sandığı kurulması.Tehlikeli ve çok tehlikeli mesleklerde çalışanların Mesleki Eğitim Belgelerinin İşsizlik Fonundan karşılanmasının süresinin 31.12.2021 tarihine kadar uzatılması

Asgari ücret desteğinin sektör ayrımı yapılmaksızın 2020 yılının tamamında devam etmesi

Asgari ücret desteğinin 500 altı ve üstü ayrımı yapılmaksızın tüm işverenlere günlük 2,5 TL şeklinde ödenmesi

Konu edilmektedir.

İşverenlere 6183 Sayılı Kanun tvsiyesi

Hazine ve Maliye Bakanımızın üzerinde defalarca hassasiyetle durduğu bir konu; “Borçlara Yapılandırma,Cezalara

Af”…

Karar şimdilik oldukça net; önümüzdeki aylarda da yapılandırma kanunu düzenlenme ihtimali oldukça az.

Ancak borcunu ödeyemeyen işverenlerimiz sürekli işleyen borç faizlerini her zaman var olan 6183 sayılı yapılandırma ile durdurabilir. 6183 Sayılı kanun kapsamında 50 Bin TL üzeri borcu olan işverenlerden borcun %10’u kadar peşinat ve borcun yarısı kadar menkul, gayrimenkul veya banka teminat mektubu olmak koşuluyla teminat istenmektedir.

50 Bin TL altındaki borçlar için teminat zorunluluğu da bulunmamaktadır, sadece %10 peşinat ile borçlarınızı 18 taksite kadar yapılandırabilir, borçlar nedeniyle yararlanamadığınız teşviklerinizi de açtırabilirsiniz.

Torba Yasa da AF yok…

Torba Yasada YAPILANDIRMA yok…

Denetimlerde ARA yok…

Borçlulara ÖDEME EMİRLERİ yolda…

2020 böyle geçecek gibi şimdiden söylemesi…

Yazının devamı...

Muhtasar SGK birleşmesi! Süre uzatıldı...

2015 Yılının başında duyduk ilk kez Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi sistemine geçilecek söylemini. 2017 yılında pilot il olarak Kırşehir’de uygulanmaya başlandı.

Ardından Amasya, Bartın ve Çankırı’da uygulamaya alındı. 2020 Ocak ayı tüm ülkenin sisteme alınması için milat tarih olarak belirlendi. Ancak; 3 yıldır pilot illerde denenmesi yapılan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi, 09.02.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile; 3 yeni pilot il (Konya, Eskişehir, Bursa) dışında diğer iller için 1 Mart 2020 tarihine kadar uzatıldı. Erteleme sonucu olarak Mart 2020 beyannameleri Amasya, Bartın, Bursa, Çankırı, Eskişehir, Kırşehir ve Konya dışındaki illerde 26 Nisan 2020 tarihine kadar verilecek.

SGK, ‘’Ben Karışmam’’ dedi!

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesine (MUHSGK) 01/01/2020 tarihi itibariyle geçilecek olmasına rağmen SGK tüm kullanıcılarına ocak ayına kadar bildirim yapmadı. Şubat ayına geldik e-Bildirge ekranı ve e-Bildirge V2 ekranına duyuruları yeni yeni koymaya başladılar.

Ayrıca 2020 yılına kadar SGK tarafından MUHSGK sistemi ile ilgili herhangi bir duyuru, genelge yada genel yazı yayımlanmamıştır. Geçildikten sonra kılavuzlar ve duyurular sistemlere yüklenmiştir. SGK bu hareketiyle işin içinde kendisinin olmadığını, tüm işlemlerin Gelir İdaresi Başkanlığınca yürütüldüğünü göstermiş oldu. Gelir İdaresi Başkanlığı ise SGK Prim Hizmet Beyannamesini üstlenerek büyük bir yükün altına girmiş oldu.

İnsan kaynakları ve muhasebe karşı karşıya!

Orta ve büyük ölçekli işletmelerde muhasebe, finans, insan kaynakları ve personel özlük işlemleri ayrı ayrı yönetilmektedir. Ücret ödemelerini finans yapar, kayıtlarını muhasebe tutar, personel özlük veya insan kaynakları SGK bildirimlerini yapar.

Yeni sistemde SGK APHB işlemleri Gelir İdaresi Başkanlığı sistemi üzerinden yapılacağı için şirketlerde de ayrı bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Hal böyle olunca ve ücret gizliliği ile alakalı tepkiler artınca Gelir İdaresi Başkanlığı ayrı şifre duyurusu yaptı ve sadece SGK bildirimleri için ayrı şifre temini yapılacağı bildirildi.

İki ayrı kurum iki ayrı sistem ve iki ayrı kallavi mevzuatı birleştirmek yalnızca dile kolay.Ancak hazır denilen sistemde;

Ücret gizliliğinin tam olarak sağlanamaması,

MUHSGK’nın interaktif olmayan,kullanımı zor bir sistem olması,

Sistemin sürekli hata vermesi,

Kurgulanan sisteme işverenlerin ve uygulamacıların yabancı olması,kullanım kılavuzlarının dahi yeni hazırlanmış olması,

Mevzuatların uygulamaları noktasında çok tereddüt yaşanan ve yaşanacak madde bulunması,

Aylık olarak SGK sistemine gönderilen yaklaşık 2.5 milyon bildirgenin getireceği yükün hiç hesaplanmamış olması,

Ev hizmetleri,apartmanlar,diplomatik misyonlar gibi özerlik arz eden durumların hiç dikkate alınmamış olması,

Gönderilmiş beyannamelerin gönderilmemiş gibi görünmesi, vergi kimlik numarası ile iş yeri sicil numarası uyuşmazlığı yaşanması, kapanmış iş yerlerinin sistem alt yapısında çıkması, aynı anda birden fazla işaret talebi olması gibi gibi yüzlerce madde sıralayabiliriz.

Tüm bunlar ne için?

Tüm bu işlemler yersiz ‘AGİ’nin yersiz ödenmemesi için, birden fazla işverenle çalışan personelin Gelir Vergisinin eksik hesaplanmaması için, meslek kodlarını da Gelir İdaresinin görebilmesi için. Bu sistem aslında tüm denetim mekanizmalarını da iki kurum arasında bağlayabilmek adına oluşturuldu.

Düşünce güzel ama işvereninden işçisine herkes tedirgin.

Bu kadar büyük bir değişime tüm adımları hazır olmadan kalkışmak bombanın pimini çekip elinde tutmaktan farksız. Evet erteleme kararı geldi,haziran ayına uzatılacak söylentileri de başladı. Gelin sular iyice bulanmadan,işler rayına oturmadan çıkmayalım bu yola…

UZMANASOR@GAZETEVATAN.COM

Yazının devamı...

Milyonlarca kişiyi ilgilendiriyor! "Az'a az, çok'a çok" maaş dönemi…

SORU: E-Devlet'te SGK Tescil ve Hizmet Dökümü aldığımda, 4A İşe Giriş Tarihi 01.02.1999 olarak gözükmektedir. Dökümde ödenmiş ilk prim, 2005/10 döneminden başlayarak 48 günlük periyoda ait 4A primidir. 2009/08 ile 2010/07 dönemi arasında asteğmenlik görevinden dolayı 4B ödemem var. Askerlik sonrasında, 2010/10 döneminden başlayarak yaklaşık 3000 gün tavandan 4A primi yatmıştır. Bu arada ben 1985 doğumluyum.

Bu ay kendi şirketimi kurup, Bağ-Kur primi yatıracağımdan dolayı uygun prim düzeyini belirlemeye çalışıyorum. Tavandan yatmış olan 3000 günlük primi korumak adına ve yüksek emekli maaşı almak için, Bağ-Kur primini de şirket kurulduğu tarihten itibaren tavandan mı yatırmak gerekir? Taban prim ile tavan prim arasında ciddi fark olduğu için doğru primi belirlemeye çalışıyorum. Yatan primlerin maaşa etkisi nasıl hesaplanmaktadır? Konuyla ilgili izlenmesi gereken yol ile ilgili bilgi verebilir misiniz mümkünse? Çok teşekkürler.

CEVAP: sigorta primlerinin emekli maaşına etkisi aylık bağlama oranı (ABO) ile hesaplanmaktadır. ABO, 1999 öncesi, 1999-2008 arası ve 2008 sonrası şeklinde ayrı ayrı parametrelerle gösterilmektedir.

1999 Öncesi hizmetlerin ABO’ya etkisi %76’dır, 1999-2008 arası hizmetlerin ABO’ya etkisi %60, 2008 sonrası hizmetlerde ise yıllık %2 şeklindedir. Yani 25 yıl çalışan birinin tüm sigorta primlerinin ABO etkisi %50 olacaktır.

Yukarıda belirtilen durumda 2008 sonrası ‘az’a az, çok’a çok’ maaş dönemine geçilmiştir. Kuruma bildirilmesi gereken tavan ücret ve yarısı kadarında bildirilen primler her ay aylığınız artı yönde yükseltir, SGK priminin tavan ücretin yarısının altında bildirilen primler her ay için aylığınız düşürülür.

Yani bu sizin için geçerli olmakla beraber SGK tavan ücreti 22.072,50 TL ve bunun yarısı oranında kazanç bildirebilirsiniz. Ancak bu tutarın yarısı olan 11.036,25 TL’nin altına inerseniz aylığınız her ay düşecektir.

SORU: Merhabalar, 02.11.1969 doğumluyum, Bağ-kur başlangıç 16.02.1990, prim gün sayısı 2 yıl 10 ay 13 gün. Yeniden mecburi sigortalık başlangıç Bağ-kur 10-03-1999 prim gün sayısı 20 yıl 10 ay 21 gün, toplam prim 23 yıl 9 ay 4 gün. 1994 Yılında askere gittim ne zaman emekli olabilirim? Askerlik borçlanması yapsam ne zaman emekli olurum? Nereye müracaat edeceğim? Selamlar, FADIL KILIÇ...

CEVAP: Merhaba, sigortalılık başlangıç tarihinize istinaden 52 yaş 9000 prim gün şartlarına tabisiniz. Belirtmiş olduğunuz sürelerin toplamı 8554 gün yapmaktadır. 02.11.2021 Tarihine kadar mevcut Bağ-kur’luluğunuz devam ediyorsa eksik kalan sürelerinizi tamamlamış oluyorsunuz. Ancak artık devam etmeyeceğim, mevcutta da Bağkur sigortalılığınız devam etmiyorsa askerlik borçlanması yaparak eksik sürenizi tamamlayabilirsiniz.

SORU: 16.09.2017 Girişli Bağkur 8 ay ödendi. 20 ay borç var. Bağkur’u iş terkiyle kapattık ama şu anda eşimin sigortasından yararlanamıyorum. Kapattıktan sonra boşuna 19 bini ödemek istemiyorum. Ne yapabilirim?

CEVAP: Merhaba, Bağkur kapanışınız yapılmış ancak Genel Sağlık Sigortanız (GSS) aktif edilmemiş olabilir. Konuyla ilgili olarak ikametinize yakın bölgedeki Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü GSS servisine müracaat ederek aktivasyonunuzu yaptırın. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gereği tüm borçlular 31/12/2020 tarihine kadar borcu olup olmamasına bakılmaksızın tedavi olabilecektir. Sizin sadece aktivasyonunuzun yapılması gerekiyor.

SORU: Merhaba ben Sevim Kılınç. Şubat 1987 tarihli sigorta girişim var. 01.03.1963 doğumluyum.1991 doğumlu bir oğlum, 1996 doğumlu bir kızım var. 2005 Doğumlu bir oğlum var. Prim gün sayım ise 1133, benim emeklilik hakkım var mı?

CEVAP: Merhaba, elbette çalışıp prim ödeyen her Türk vatandaşının olduğu gibi sizin de emeklilik hakkınız mevcuttur. Belirtmiş olduğunuz sigortalılık başlangıç tarihinize istinaden emeklilik şartlarınız 43 yaş 5150 prim günüdür. Yaşınızı tamamlamış ancak prim gün eksiğiniz mevcuttur. 3 Çocuk için doğum borçlanması yaparsanız her bir çocuk için 720 prim günü toplamda 2160 gün elde edersiniz. Borçlanma sonrası toplam prim gününüz 3293 olacaktır. İster bu süreyi 1857 gün daha çalışarak tamamlar tam emekli aylığı alırsınız isterseniz 3600 güne tamamlar yaşlılık aylığı talebinde bulunursunuz. 3600 Prim gününe tamamlamanız için 307 prim günü çalışmanız ya da isteğe bağlı ödeme yapmanız gerekecektir. 3 Çocuk için toplam doğum borçlanması tutarı en düşük 2020 yılı için 67.802,40 TL’dir. Günlük en düşük doğum borçlanması tutarı 31,39 TL’dir.

SORU: 05/12/1974 doğumluyum, 10/05/2003 sigorta girişim ve 5000 gün primim var askerliğimi 27/05/1999 ile 2000 arasında 18 ay Er olarak yaptım. Hangi şartlarda ne zaman emekli olurum?

CEVAP: Merhaba, askerlik hizmetiniz sigortalılık başlangıcınızı 09/09/1999 tarihi öncesine çekmeyeceğinden borçlanma işlemi yapmanıza gerek bulunmamaktadır. Emeklilik şartlarınız 60 yaş 7000 prim günüdür, yaşlılık aylığı almak isterseniz yaş şartı değişmeksizin 4500 prim günü şartı aranacaktır.

SORU: 1989 doğumluyum 1530 günüm var. 11.12.2007 Gününde sigorta başlangıcı oldu, nasıl emekliliğim hesaplanır?

CEVAP: Merhaba, 09/09/1999 Sonrasında 30/04/2008 tarihine kadar sigortası bulunan erkek sigortalılar 60 yaş 7000 prim günü şartlarına tabi bulunmaktadır. Yaşlılık aylığında ise yine 60 yaş en az 4500 prim günü şartı aranmaktadır. Bayanlarda ise prim günü değişmeksizin yaş şartı 58’dir.

SORU: e-Devlet’ten prim gün toplamım 7071 görünüyor. Ancak emekli maaş bordromda 6771 gün yazıyor. Nasıl düzeltebiliriz?

CEVAP: Merhaba, emekliliğinizden sonra hizmet verdiyseniz SGDP’li bildirilen dönemleriniz de toplam prim günü hanesinde görünür. Bununla ilgili bildirimde bulunmanıza lüzum yoktur, ancak herhangi bir hizmet vermediyseniz ve yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız Alo170 hattını arayarak kayıt oluşturabilir yada ikametinize yakın Sosyal Güvenlik Merkez müdürlüğüne giderek dilekçe ile yazılı müracaatta bulunabilirsiniz.

SORU: Merhaba ben 2016 yılında özürlü emekliliğine hak kazandım ve emekli oldum. Ama sizlerin de yazılarını okuyunca kafama bir şey takıldı. 2000 öncesi 185 çalışma günüm var. Maaş bağlama oranı %63, 2000-2008 arası: 2893 günüm var. Maaş bağlama oranı %60, 2008 sonrası: 2617 günüm var. Maaş bağlama oranı %33.34 Toplam : 5785 gün Gösterge :9475 Maaşım şuan 4846 TL

Bu bağlama oranları doğru mudur? Yanlış bilmiyorsam 2008 sonrası en az %35 olmalı ve bakmakla yükümlü çocuğum varsa %40 olmalı diye biliyorum. Yanlışta biliyor olabilirim. Engelli bir kardeşiniz olarak rica etsem yardımcı olur musunuz? İtiraz etmekte haklı mıyım yoksa SGK nı yapmış olduğu hesaplama doğru mu?

CEVAP: Merhaba, 2008 sonrası her 360 gün için aylık bağlama oranı %2’ye indirilmiştir. Günlerinizin toplamının 2008 sonrasına aylık bağlama oranı %32 yapmaktadır. Kurum 2008 sonrasında 1,34 puan fazla hesaplamış. Tabi yine de itiraz etme hakkınız mevcuttur, düzeltilmesine ilişkin dilekçe verebilirsiniz. 5785 Prim gününe göre de eksiksiz aylık bağlanmış tarafınıza, 1999-2008 arası tavan ücret üzerinden bildirilmiş olmalı. Vermiş olduğunuz rakamlara göre tarafınıza eksik aylık bağlanmış gibi görünmüyor. Tabi yine de hizmet listenize bakıp ay ay hesaplama yapılmalı.

SORU: 12.01.1977 doğumluyum 18 ay askerlik yaptım, 1999 ağustosun 4 ü sigorta girişim ve 1000 günlük primim var 3600 primden faydalanabiliyor muyum veya ne zaman emekli olurum?

CEVAP: Merhaba, 09/09/1999 Tarihinden önce sigorta girişi bulunanlar 15 yıl 3600 gün ile yaşlılık aylığından faydalanabilir. 3600 Günle yaşlılık aylığı bağlanmasındaki yaş şartı 3600 günün tamamlandığı tarih itibariyle hesaplanır. Siz 24/05/2014 tarihinden sonra 3600 günü tamamlayacak olmanızdan dolayı 60 yaşınızda 3600 gün ile yaşlılık aylığı talebinde bulunabilirsiniz. Normal emeklilik şartlarınız ise 58 yaş 5975 prim günüdür. Askerlik borçlanması yaparak prim elde edebilirsiniz, sigortalılık başlangıcınızdan önce ise ilk işe giriş tarihinizi bile öne alabilir yaş şartınızı bir yıl geriye çekebilirsiniz.

SORU: 18.04.1973 doğumluyum. 18.08.1993 yılında devlet memuru olarak göreve başladım halen devam etmekteyim. Liseye giderken staj yaparken sigorta numaram var 1989 ne zaman emekli olurum?

CEVAP: Merhaba, lise döneminde yapılmış olan staj sigortası sadece kısa vadeli sigorta kolları primi şeklinde ödenmektedir. Kısa vadeli sigorta kolları ise sadece tedavi olabilmenize olanak sağlamaktadır. Emeklilik işlemleri için ayrıca uzun vadeli sigorta kolları priminin de bildirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle staj süreleri emeklilik hesaplamalarında dikkate alınmamaktadır. Kamu kurumlarında görev yapmakta olan kişilerin erkeklerde 25 tam yıl, bayanlarda ise 20 tam yıl hizmet süresini tamamlaması ayrıca yaş şartını da yerine getirmesi gerekmektedir. Belirtmiş olduğunuz memuriyet başlangıcınıza göre erkeklerde 53 yaş bayanlarda ise 49 yaş şartı aranmaktadır.

SORU: Sayın Nayır, 19.12.1974 doğumluyum. İlk İşe Giriş Tarihi 01.11.1991, Toplam Uzun Vade Gün Sayısı: 6539 Normal şartlarda emekli olabilmem için 53 yaşımı beklemem gerekiyor. 5600 gün prim ödeme günümü tamamladım. Sigortalı olduktan sonra ilk yıllarımda devamlı çalışmadım fakat bildiğim kadarıyla 25 yıllık sigortalılık süresi için devamlı çalışma şartı yok.

Avusturya’dan iş teklifi aldım. Bu teklif doğrultusunda eğer buraya gidersem SGK primlerimi devam ettirebilir miyim? Şu ana kadar özellikle son 15 yılda devamlı en yüksek orandan primlerim yattı. Bu bağlamda Avusturya’ya gitmeden önce en doğru yol emekliliğimi isteyip yaşımı mı beklemek olur orada? Eğer emekliliğimi istersem (bu güne kadar yurtdışında hiç çalışmadım) bu Avusturya’da çalışmama engel mi? Saygılarımla, BORA HATAY

CEVAP: Merhaba, sigortalılık süresi ilk sigortalılık başlangıcınızdan itibaren geçen süredir. Bu süre zarfında aralıksız hizmet verme şartı da aranmaz. 01.01.1990 tarihinde ilk sigortalı olmuş bir kişi 30 yıllık sigortalı sayılır.

Yurtdışından almış olduğunuz iş teklifinde şirketinizin merkezi Türkiye’de ise sigortanızı buradan ödemeye devam edebilir. Şirket yurtdışında bulunuyor ise siz Türkiye’ye döndüğünüzde bu süreleri tavan ücret üzerinden borçlanabilirsiniz. Ancak 1261 günden fazla yurtdışı borçlanması yaparsanız Bağkur kapsamına alınırsınız. Bu durumda ise tüm hizmetleriniz Bağkur sandığına aktarılır ve talep edilen prim günü şartı ise 9000 olur. 1261 Güne dikkat, karar elbette sizindir.

SORU: Ben 1998 yılında bir işyeri açtım ve bir limitet şirkete ortak oldum. O zaman gençliğin verdiği vurdumduymazlıkla Bağ-kur’umu takip etmedim ve Bağkur’da ne hikmetse beni takip etmedi. Yani işin özü 10 sene bil fiil bu şirketin ortağıydım ama ne Bağkur kaydım var nede başka bir şey. 2008 senesinde bu şirketi kapattım başka bir iş yeri açtım. 2008 yılında Bağkur’um başlamış oldu, şuanda da sigortalı çalışmaktayım başka bir, işyerinde. Şimdi benim 1998 senesinde vergi kaydım var geriye dönük bu 10 senelik mükellef olduğum dönemi borçlanabilir miyim ve de borçlanırsam tahminen ne kadar borç çıkar bana iyi çalışmalar dilerim kolay gelsin?

CEVAP: Merhaba, 2008 yılına kadar Bağkur’a bildirilmeyen primleri kayıtlı belgeler olsa dahi borçlanmanız mümkün değildir. Bu yönde borçlanma yapılabilmesi için kanunen düzenleme yapılması gerekecektir. Bu yönde SGK’ya ya da mahkemeye müracaat etseniz dahi bir sonuç alamayabilirsiniz. Konuyla ilgili 2008 yılında yasa çıkarılmış olup 60 ay ve üzerinde Bağkur borcu olanlara bildirme, ödeme ve tescil hakkı tanınmış yararlanmayanların hakları iptal edilmiştir. O dönemde belirtilen kanundan yararlanmayanlar için hak geçmiş oldu. Aynı yasa 2008 ile 2015 yılları arasını kapsayacak şekilde 2015 yılında, 2015 ile 2018 arasını kapsayacak şekilde ise 2018 yılında tekrardan çıkmıştır. İlerleyen dönemlerde belki de bir torba yasa çıkarılır ve 2008 öncesi dönemleri kapsar, kim bilir bekleyeceksiniz.

Yazının devamı...

65 yaşında emekli olacaklar bu yıl doğacak!

Emeklilikte yaşa takılanlar için henüz bir çözüm üretilememiş olsa da mevcut sistem içerisinde en şanslı kişiler olarak hala kendilerini görebilirler. EYT olarak bildiğimiz ve 20 yıldan fazladır çözüm bekleyen emeklikte yaşa takılanlar yolda değiştirilen sisteme isyan ediyor, her platformda hakkını arıyor hatta seçim sandıklarına etki ediyor. Bu duruma onca zamanın mevcut hükümetleri tarafından bakılacak olursa erken yaşta emekli olanların sayısının artmasıyla sosyal güvenlik sistemine gelen maliyet yükü artıyor, Avrupa Birliği ‘bu yaşta emekli yapamazsın’ diyor, üretim ve işgücü azalıyor.

Emeklilikte yaşa takılanların umudu hala yaşayadursun biz gelelim 1999 sonrası sigorta girişli vatandaşlarımızın durumuna…

1999 – 2008 arası sigortalılar sessiz sedasız çalışıyor!

Genel olarak yaşa takılan kesim 09/09/1999 tarihi öncesinde işe girişliler olarak tanımlanıyor. Çünkü yaş şartı bu tarihten öncesine getirilmiş ve bu tarihten sonrası içinse kadınlarda 58, erkeklerde 60 olarak sabitlenmiş.

Siz de bu tarihler arasında sigortalı olmuşsanız; yaş şartının yanında bir de 7000 prim günü şartını tamamlamanız gerekecektir. Bu tarihler aralığında sigortalı olan kişiler de yavaştan emekli olmaya başladılar, ancak çoğunluğu henüz 25 – 45 yaşları arasında olduğundan kimse sisteme isyan etmiyor.

Burada sisteme isyan edilmemesinin sebebi ise bu kişilerin zaten iş hayatına başladığında da şartlarının bu şekilde belirli olmasıydı.

Gelelim yeni neslin emekliliğine!

Ülke genelinde yayılmış tamamen yanlış bir emeklilik yaşı algısı bulunuyor. Henüz 65 yaşında emekli olacak kesim dünyaya gelmemiş olmasına rağmen 2000 yılında sigortalı olmuş biri de 65 yaşında emekli olacağını sanıyor, 2010 yılında sigortalı olan da.

Korkmayın! 31/12/2035 Tarihine kadar sigortalı olacak kişilerin hepsi bayanlarda 58 erkeklerde 60 yaşında emekli olacak. Prim günleri ise 7000 gün şeklinde değil 7200 şeklinde uygulanacak. 65 Yaşında emekli olacak nesil bu yıl yeni doğacak, tabi 16 yaşında sigortalı olurlarsa o da. İşte yeni neslin emeklilik tablosu.

Yazının devamı...

SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı! Tüm çalışanı ilgilendiriyor...

Funda Ural: Merhaba, 1966 doğumluyum. 01.07.1986 da sigortalı oldum.1988 yılında bir kızım oldu. Şu an çalışmaktayım. Toplam prim ödeme günüm 1399 gündür. Doğum borçlanması/ödemesi yaparak 3.600 günde emekli olabilir miyim?

CEVAP: Merhaba, Sigortalı olarak hizmet bildirimleriniz devam ediyorsa 3600 günle 58 yaşınızda yaşlılık aylığı talebinde bulunabilirsiniz. Normal emeklilik şartlarınız ise 43 yaş 5150 prim günüdür. Doğumunuzdan sonra 720 günlük prim bildiriminiz olmadıysa doğum borçlanması da gerçekleştirebilirsiniz.

Merhaba, öncelikle vereceğiniz bilgi için teşekkürler. Ben 03.10.1972 doğumluyum 07.01.1990 Bağkur başlangıcım ve 8500 günüm var. Son 20 sene SSK olarak ödendi, ne zaman emekli olabilirim?

CEVAP: Merhaba, Sigortalılık başlangıcınıza göre emeklilik şartlarınız 52 yaş 5525 prim günüdür. Belirtmiş olduğunuz tarihte Bağkur ödemeniz mevcut değilse işe girişiniz kabul edilmez. Mutlaka kurumdan belirtilen işe giriş tarihinizi teyit ettiriniz. Bazı kişiler geçmiş dönemlerde Bağkur kayıtlarını yaptırıyor ancak prim ödemesi yapmıyor, belirtlen kayda istinaden sigorta girişleri de o tarih görünüyor. Ancak kurum o tarihte ödeme olmadığından kişilere emeklilik zamanında o tarihin kabul edilemeyeceğini aktarıyor.

Tülay hanım: Kardeşimin 1996 yılında sadece 1 ay sigortalılığı var. Geriye dönük borçlanarak ya da toplu prim yatırarak emekli edebilir miyiz yada nasıl yapabiliriz? Teşekkürler.

CEVAP: Merhaba, Geriye dönük olarak sadece yurtdışı borçlanması yapılmaktadır. O dönemde yurtdışında bir kayıtlı çalışması mevcut değilse maalesef borçlanma işlemi gerçekleştiremezsiniz. Eksik kalan hizmetlerin peşinen yada taksitle ödenmesi kanunen mümkün değildir.

Gürol Zorlu: 2014 yılında 4/A dan emekli oldum 2016 yılında Almanya’ya yerleştim emekli maaşımın yurt dışındaki yabancı banka şubesine yatmasını istiyorum. İzmir SGK mu bu konuda yardımcı olamadı izleyeceğim yolu gösteremedi, olmadığını maaşımı yurt dışından alamayacağımı belirtti.

CEVAP: Merhaba, Emekli aylığınızı yurtdışındaki banka hesabınıza bir dilekçe ile aktarabilirsiniz. Kurumdaki personellerin de bu talebi alması gerekirdi ancak telefonla hizmet talebinde bulunduysanız yardımcı olamamışlardır. Kuruma gitmeden de bu işleminizi e-Devlet sistemi üzerinden gerçekleştirebilirsiniz. Aşağıdaki link üzerinden işlemlerinizi kolayca yapabilirsiniz.

https://www.turkiye.gov.tr/sosyal-guvenlik-emekli-ayliginin-yurt-disina-transfer-edilmesi-talebi

Muammer Aktaş: 8672 gün prim ödemem var. Bunun son 22 yılı tavandan yattı. 1 ocak 2020 tarihi itibariyle işsiz kaldım. 1974 doğumluyum. 51 yaşında emekliliğe hak kazanıyorum. Ancak bir yerde sigortalı çalışmak istiyorum. Sigorta primlerim tavandan ödenmediği takdirde emekli aylığım düşer mi. Emekli aylığımın düşmemesi için aylık prim ödemem kaç lira üzerinden yapılmalı. Teşekkürler.

CEVAP: Merhaba, tavan ücret üzerinden bildirilmiş sigorta primlerinizin altında bildirim yapıldığı her ay için aylığınızı düşürür. Bunun için tavsiye edilecek bir oran mümkün değildir, siz en yüksek ücret üzerinden bildirmişsiniz primlerinizi altında bildirim yaptığınız her tutar aylık bağlama oranınızı aşağı yönde etkileyecektir. Ya prim bildirmeyeceksiniz, yaşınızı bekleyeceksiniz yada tavan ücret üzerinden bildirim yapmaya devam edeceksiniz.

Umut Gültekin: Ağustos 2008-Aralık 2009 tarihleri arasında toplam 17 ay Bağkur sigortam vardı. Fakat prim ödemesi yapmadım. Daha sonra çıkan kanundan yararlanarak hem borcumu hem de prim günlerimi sildirdim. Şimdi SGK'lı olarak çalıştığım işyerinde 3600 prim gününü doldurmaya çalışıyorum. Bağkur ihya ödemesini yaparak sildirdiğim 17 ayımı saydırabilir miyim? Eğer saydırabilirsem, 1999 Eylül ayı öncesi sigorta girişim olduğu ve 3600 prim gününü doldurmuş olacağım için mevcut işyerimden kıdem tazminatımı alarak ayrılabilir miyim? Teşekkürler.

CEVAP: Merhaba, 2017 yılında çıkarılan torba kanunla birlikte 2017 Mayıs öncesi tüm Bağkur borçluların borçları silindi. Bu kanundan yararlanarak hizmetlerinizi sildirdiyseniz tekrardan borçlanmak suretiyle ödeyebilir haklarınızı geri alabilirsiniz. Ancak daha öncesinde çıkarılan torba kanunlar gibi ihya hakkı olmaksızın sildirdiyseniz tekrardan borçlanma imkanınız olmayacaktır. Konuyla ilgili olarak en yakın SGK merkezine müracaat ederek Bağkur servisinden ihya talebinde bulunup bulunamayacağınızı sorgulatmanız gerekecektir. 1999 Yılı Eylül ayı öncesine ait ihya talebiniz kabul olursa ve hizmetinizi satın alabilirseniz 15 yıl 3600 prim gününü doldurarak kıdeme esas yazı talebinde bulunabilir, kıdem tazminatını alarak iş akdinizi fesih edebilirsiniz.

Elif Şen: Merhaba, babam 1969 doğumlu, ilk işe giriş tarihi 01.02.2000 senesi. Askerlik er ve erbaş olarak görev yapmış 26/05/1989- ve 28/11/1990 arası. Askerlik borçlanması yapma durumu var mıdır? Emekli olma sansı var mı? Ne zaman kaç yaşında emekli olabilir?

CEVAP: Merhaba, babanız 150 gün askerlik borçlanması yapar ise 58 yaş 5975 prim günü ile tam emekli aylığı, 60 yaş 3600 gün ile de yaşlılık aylığına hak kazanabilir. Askerlik borçlanması yapmaz ise 60 yaş 7000 prim günü ile tam emekli aylığı, yine 60 yaş 4500 prim günü ile ve 25 yıl sigortalılık süresi şartıyla yaşlılık aylığı talebinde bulunabilir.

Yazının devamı...

SGK duyurdu:30 Nisan'a kadar ertelendi

Ezbere bildiğimiz bu acının tarifi yok ama bir şey var ki yazmadan edemeyeceğim;

Yeniden milletçe birbirimize sarılma hali, kenetlendiğimizde rihter ölçeklerine bile kafa tutabilme, bir olunca yaraları beraber sarmayı hatırlamanın gururunu yaşıyoruz...

Gönüllü arama kurtarması, battaniyesini kapıp yola çıkanı, Elazığ üşüme diye tezahurat yapıp tribünlerden atkılarını sahaya atan binlerce taraftarı, maddi manevi tüm desteğini sağlayanı ve daha nicesi…

Devletin tüm bakanlıkları var gücüyle ilk dakikadan itibaren vatandaşımızın yanında oldu.

İşte bu bakanlıklarımızdan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Elazığ ve Malatya'daki depremzedelerin SGK prim ödemelerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Bakan Selçuk, "24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle Elazığ ve Malatya'da iş yeri ve işverenlerimizin yanında olmak adına SGK prim ödeme süresini 30 Nisan 2020 tarihine kadar uzatıyoruz" dedi.

'ERTELENEN BORÇLAR FAİZSİZ TAKSİTLENDİRİLECEK'

Ertelenen prim borçlarının tamamına faizsiz taksitlendirme imkanı da getirilecek. Ayrıca yazılı başvuru yapılması halinde azami 12 aya kadar tecil faizi alınmaksızın ertelenen bu borçların taksitlendirilmesi imkanını da sağlanacak.

DEPREM MAĞDURLARINA BAŞKA HAKLAR SAĞLANACAK MI?

Malum ülkemiz deprem kuşağında. Son 20 senede birçok şehrimizde bu gerçeği acıyla tecrübe ettik.2011 yılında Van şehrimizde art arda yaşanan depremlerden sonra 5510 sayılı kanunda değişikliğe gidilmiş ve deprem mağduru vatandaşlarımıza farklı haklar tanınmıştı.

“19/5/2011, 23/10/2011 ve 9/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremler sonucunda malul kalan sigortalılar ile ölen sigortalılar için, malullük ya da ölüme sebep olan deprem tarihinden önceki döneme ilişkin olarak en az 30 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi veya bir aylık kesenek ile karşılık ödenmiş ve bu süreye ilişkin sigortalı tescil işleminin Kanunda belirtilen sigortalı bildirim sürelerinden kaynaklanan haller saklı kalmak kaydıyla deprem tarihlerinden önce yapılmış olması şartıyla, Kanunda öngörülen prim ödeme süresi, hizmet, prim ve prime ilişkin borcu olmama ve sigortalılık sürelerine ilişkin diğer şartlar aranmaksızın bu Kanun hükümlerine göre Kurumca kendilerine veya hak sahiplerine aylık bağlanır. Bu şekilde bağlanan aylıklarla ilgili Kanunda öngörülen prim veya kesenek ile karşılıkların eksik olan kısmı Maliye Bakanlığı tarafından Kuruma ödenir. Bu konudaki usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığınca müştereken tespit edilir.

Birinci fıkra kapsamına girenlerden depremler sonucunda yaralanan veya engelli hâle gelenlere verilecek protez, ortez, araç ve gereç bedelleri için katılım payı alınmaz.

Bu düzenleme ile 30 günü olanlara hak tanınmıştır.”

Bu uzun düzenlemenin mealini açıklamak gerekirse;

Depremden önce sigorta girişi olan ve 30 gün prim bildirimi yapılmış olan vatandaşlarımıza aylık bağlanma imkanı getirilmiştir.

Bu hakların Elazığ ve Malatya şehirlerimizde vefat edenlerin yakınlarına ve yaralanan vatandaşlarımıza verilip verilmeyeceğini enkazın acısı geçtikten,depremin ateşi söndükten sonra bekleyip göreceğiz.

Bu vesile ile,

Depremde hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Nefesimiz nefesiniz olsun, mucizeler yüzümüze gülsün,yüce Rabbim milletimize böyle acıları bir daha yaşatmasın…

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.