Kadınların ekonomik fırsatlarını etkileyen 8 gösterge!
Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk” 2020 yılı raporunda, 190 ekonomide kadınların ekonomik fırsatlarını etkileyen yasa ve düzenlemeler analiz edilmiş. Raporda yer alan endekste “hareketlilik”, “bir işe başlamak”, “para kazanmak”, “evlenmek”, “çocuk sahibi olmak”, “girişimcilik”, “varlıkları yönetmek” ve “emeklilik” şeklinde belirlenmiş sekiz gösterge yer alıyor.
Özel günlerin varoluş hikayelerini merak ederim hep. Ne zaman, niye ve nasıl karar verildi bu tarihlere acaba diye.İşte bunlardan biri olan ve yüzyıldan fazladır kutlanan “Dünya Kadınlar Gününün” bir yenisi geçirdik geçtiğimiz haftasonu. Yüzlerce reklam, sosyal mecralarda kutlama mesajları, binlerce seyirciyle oynanan futbol maçlarıya geçti.
8 Mart 1857 tarihinde, Bir tekstil fabrikasında çalışan 129 kadın işçi daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev sonrasında meydana gelen olaylar yüzünden can verdi. 1910 yılında Danimarka’da düzenlenen Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda bu kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına karar verildi. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlandı.
Sosyal yaşamda Türk kadınının yaşadığı zorlukları, eşitsizliği, kanunlar karşısında bile iyi niyetten müebbete mahkum çaresizliğini yazıp çizmeye kalksak bana ayrılan köşeye sığamayız.Gelin en iyisi ben uzman olduğum alanda anlatmaya çalışayım;Çalışma hayatımızda ki kadının yerini, sorunlarını, beklentilerini…
DÜNYA BANKASI RAPORLARI NE DİYOR?
Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk” 2020 yılı raporunda, 190 ekonomide kadınların ekonomik fırsatlarını etkileyen yasa ve düzenlemeler analiz edilmiş. Raporda yer alan endekste “hareketlilik”, “bir işe başlamak”, “para kazanmak”, “evlenmek”, “çocuk sahibi olmak”, “girişimcilik”, “varlıkları yönetmek” ve “emeklilik” şeklinde belirlenmiş sekiz gösterge yer alıyor.
Bu rapora göre dünya genelinde, erkek ve kadınlara yasal olarak eşit ekonomik haklar veren ülke sayısı sadece 6. Bu ülkeler Belçika, Danimarka, Fransa, Letonya, Lüksemburg ve İsveç.
Türkiye, listede 2018 yılında 149 ülke arasında 130. sırada kendine yer bulurken, 2019 yılında 187 ülke arasında 85. sırada yer aldı. Rapora göre Türkiye'de kadın ve erkeklere eşit ekonomik haklar verilme oranı yüzde 79.38.
EN ÖNEMLİ SORUN CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ!
Dünya’da şirketleri yöneten CEO’ların sadece %8’i kadın. Yani erkekler tarafından yönetilen bir iş yaşamı var. Aynı işi yapan kadın, iş yaşamının neredeyse her seviyesinde erkeklere göre daha az para kazanıyor. Araştırma sonuçlarında karşımıza çıkan en önemli gerçeklerden biri, aynı işi yapan erkek 1 USD kazanırken, kadın ise sadece 77 cent kazanıyor.Dünyada okuma yazma bilmeyen insanların üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Politika ve bürokraside kadının adı yok denecek kadar az.Dünya genelinde yüzlerce farklı işin kadınlar tarafından yapılması yasalar ile sınırlandırılmış.18 ülkede kadınların çalışması eşleri tarafından yasal olarak engellenebiliyor.
Dünya Bankası verilerine göre, kadının iş yaşamında eşit var olmaması; dünya ekonomisine 160 trilyon USD’lık gelir kaybına sebep oluyor.
TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK…
TÜİK'in işgücü verilerine göre, Türkiye de erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 71,7 iken kadınlarda yüzde 34,4. Avrupa Birliği ülkelerinin kadın istihdam oranı Türkiye'nin nerdeyse iki katına yakın; yüzde 62.4. Ekonomik dar boğazların getirdiği daralmalar da,teknolojinin insan gücüne olan ihtiyaca etkisinde en hızlı gözden çıkarılan yine kadın işçilerimiz. Son TÜIK istatistikleri de bunu destekliyor: Kadın işsizliği %11’den %14’e çıkmış durumda.
Diğer taraftan son dönemlerde kadın çalışanlarımıza müjdeler olarak sunulan yasal düzenlemelerin işverenleri kadın istihdamında negatif etkilediği de önümüzde duran acı bir gerçek.( gebelik ve doğum hallerinde çalışma saatleri, istirahat rapor süreleri, yarı ve kısmi zamanlı çalışma hakları,kreş yardımı zorunluluğu gibi)
G20 ülkesi olarak dünyanın yirmi büyük ekonomisinden biri olduğumuzu söylerken, daha rekabetçi bir ekonomide varlık göstermek için insan kaynağımızın yarısını evde oturtmaktan, üretim dışı bırakmaktan vazgeçmemiz gerekiyor.
Zübeyde hanımı hatırlamak gerekir her daim;
Bir “ANNE’nin”, bir “KADIN’ın” dünyayı değiştirebileceğini, bir ülkeyi, bir milleti yeniden varedebilecek kahramanlar yetiştirebilecek güce kuvvete sahip olduğunu bilmek gerekir.Müsaadenizle önce sizlere ulaşmama vesile olan kendi annemin ve kıymetli eşimin bu özel gününü kutlar, tüm dünya kadınlarının hakettiği değeri beraber yaşayacağımız günleri görmeyi temenni ederim.