Şampiy10
Magazin
Gündem

10 soru 10 yanıt!

1-Merhabalar. İkramiye ödemesinin, 3 ayda bir brüt maaş kadar yılda 4 defa yapılması ile, yılda dört defa yapılan ödemenin 12 ye bölünmesi ile 12 ay boyunca her ay yapılması arasında, çalışanın ücretine yansıyan olumlu ya da olumsuz bir tarafı var mıdır? Teşekkürler. – Emre Eskil

Emekli aylık hesaplamalarında kazançlar yıllık olarak hesaplandığından aylık, 3 aylık yada 4 aylık prim ödenmesi herhangi bir değişiklik göstermez bağlanacak olan tutarda.

Prim ödemeleri sizin de belirttiğiniz gibi yıllık kazanca dahil edilir ve yılın ortalamasına bölünerek aylık bağlama oranına eklenir.

2- 21.01.1971 doğumluyum 1985 sigorta girişim var. Toplamda 4450 günüm var. Askerlik borçlanması yapabilir miyim? (15 ay askerlik yaptım) teşekkürler. İsmail Maden

Askerlik borçlanması yapabilirsiniz ancak size sadece prim günü kazancı sağlayabilir. Sizin sigortalılık başlangıcınız askerlik sürenizden önce olduğundan yaş şartınızda bir değişiklik olmayacaktır. (Doğum tarihinize göre 1991 yılında askerlik yapmışsınız gibi hesaplanmıştır.)

2020 Yılı için askerlik borçlanması en düşük günlük 31,39 TL’dir. 15 Aylık süre için ödeyeceğiniz en düşük tutar 14.125,50 TL’dir.

3-Merhaba, 01.10.1992 SGK Başlangıcım prim 8000 gün üzeri şimdiki kanuna göre 2023 de emekli olacakmışım. Benim sorum şudur; 1990 da askere gittim geldikten sonra SGK’lı oldum askerlik borçlanması yaparsam emeklilik yaşım aşağı düşer mi? Nazım Zamur

Mevcut işe giriş tarihinize istinaden 53 yaş 5600 prim günüyle emekli olmaktasınız. 500 Gün askerlik borçlanması yaparsanız 52 yaş 5525 prim gününe kadar indirebilirsiniz müracaat şartınızı. 2020 Yılı için günlük askerlik borçlanması tutarı 31,39 TL’dir. 500 Günlük toplam borçlanma tutarının maliyeti en düşük 15.696 TL olacaktır.

4- emekli olmama 4,5 yılım var. EYT grubundayım. şu an işsizim.21 yaşında bir oğlum var ögrenci.19 Yıllık bekar anneyim. Yararlanabileceğim bir kaynak var mı? Yol gösterirseniz sevinirim. Duygu Senger

Sosyal yardımlar SGK Merkezlerinden değil İl ve İlçelerde bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Merkezlerinden yapılmaktadır. Genelde Kaymakamlıklar içerisinde bulunmaktadır, buradan gelir testine girersiniz. Hane halkının toplam geliri yaşayan kişi sayısına bölünür. Çıkan rakam asgari ücretin 1/3’ünden az ise Genel Sağlık Sigortanız (GSS) primleriniz buradan karşılanır. Diğer sağlanan nakdi yardımlar için bağlı bulundugunuz Kaymakamlığa müracaat edebilirsiniz.

5- 08.05.1970 doğumluyum- 01.05.1990 işe girişliyim ve halihazırda 4A statüsünde çalışmaktayım. (4348 gün) 01.01.2000-01.08.2010 tarihleri arasında 4B statüsünde iş yerim vardı ve BAĞKUR priimi ödüyordum. (3810 gün ) Henüz birleştirme yapılmadı fakat toplam gün sayısı 8158 dir. Bu durumda 52 yaşına kadar beklemem gerektiğini biliyorum. 2020 itibariyle 10.000,25 TL BRTÜT maaş üzerinden prim yatırılmaktadır. Bu durum emekliliğim de alacağım aylık için avantaj sağlar mı yoksa gereksiz yere prim ödemesi mi yapılıyor. Bu prim ödemesiyle devam edilirse emekli maaşım yaklaşık ne olur ? Bilgilerinizi rica ediyorum. Aydın Erman

Asgari ücretin 2 katı ve üzeri tutarlarda fazla prim bildirilmesi bağlanacak olan aylık bakımından sakıncalı değildir. Hatta bağlanacak olan aylığınızı da artırır, 2008 sonrası yüksek prim bildirene yüksek, düşük prim bildirene düşük aylık bağlayan bir sisteme geçtik. Sizin daha öncelerde adınıza bildirilen prim tutarı 10 Bin TL üzeriyle ve bu tutara düşürülmüşse bağlanacak olan aylığınızı aşağı yönde etkileyecektir. Ancak bundan önceleri daha düşük rakamlar bildirilmişse ve bu tutara yükseltilmişse aylığınızı artıracaktır. Emekli maaşı hesaplaması için tüm hizmet listenizi görüntülememiz gerekecektir. Ancak SGK’nın resmi sayfasından da emekli aylığınızı kolayca hesaplayabilirsiniz. http://e.sgk.gov.tr/wps/portal/vatandas

6- Annemizin bakımı için evdeki yabancı yardımcısına çalışma izni çıkarttım. SGK girişini yapmak istiyorum. Ne yapmam gerekiyor? Süreç nasıl? Teşekkürler. Ahmet Pınar Bulca

Merhaba, Yabancı çalışan için internet üzerinden ’10 günden fazla ev hizmetlisi işe giriş formunu doldurarak kuruma iletmeniz gerekiyor. (İkametinizin bağlı bulundugu SGK merkezine)

Ayrıca bunun bir kopyasını yabancıların çalışma sistemi otomasyonuna da yüklemeniz gerekmektedir. Başka yapmanız gereken bir işlem yoktur. Her ay TC kimlik numaranız üzerine SGK prim borcu tahakkuk ettirilecek ve ödemenizi yapacaksınız.

7- İyi günler benim ayak bileğimde platin var o yüzden askerlik yapmadım bunun için engelli raporu alınabilir mi ve ya erken emeklilik mümkün mü? Devran Dayan

Askerlikten muaf tutulma durumu ile engellilik durumu çok farklı tanımlamalar gerektirir. Her askerlikten muaf olan kişiye engelli raporu verilmez.

Askerlik hizmetiniz boyunca koşacak, atlayacak ve ağır eğitimlere katılacağınızdan bacağınızda bulunan platin risk teşkil etmektedir. Bu durum askerlik için elverişsiz sayılabilir ancak normal hayatınızı sürdürmenize engel değildir. Yine de SGK merkezlerine giderek engelli raporu talebinde bulunabilirsiniz. Kurum sizi hakem hastanelere sevk edecek ve burada heyet raporunuz düzenlenecektir.

8-Merhum dedem Methi YALÇIN'dan dolayı Anneme yetim aylığı bağlanmasını istememiz üzerine emeklilik sicil dosyası incelendi ve 01.12.1945 yılı ile 31.08.1961 tarihleri arasında 5434 sayılı kanuna tabi geçen toplam 09 yıl 06 ay hizmetinin bulunduğu anlaşıldı. Tasfiye olan hizmetlerinin 5510 sayılı kanunun geçici 4.maddesine göre ihya edilerek 3.825,71 TL ödemeyi haziran ayı içerisinde ödeme gerçekleşti. (dedemin ölüm tarihi 1984 35 yıl aradan sonra zor bela)Sonuçta Anneme 01.06.2019 tarihinde emekli sandığı tarafından bağlandı. Benim sorum ise bu tarih ten önceki (01.06.2019 ) 5 yıllık toplu emekli maaşlarını alabilme ihtimali var mı, varsa nasıl bir yol izlememiz gerekir acaba? Şimdiden teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Ölüm aylıkları (dul ve yetim aylığı) 5510 sayılı kanunun 32,33,34 ve 35’inci maddelerinde belirtilmiştir. 5510 Sayılı kanunun 32.maddesinin değişik fıkrası gereği yazılı müracaat şartı bulunmaktadır.

Bu konuda bir örnek vermek gerekirse sigortalı eşini 2015 yılında kaybetmiş bir bayan 2020 yılında ölüm aylığına müracaat eder ise aylığı müracaat tarihi itibariyle hesaplanır. Müracaat öncesi süreler hak kazanılmış olarak değerlendirilmez.

9-Sayın Mert bey öncelikle selamlarımı sunuyorum, ben İhsan Ergun. 13-10-1967 Doğumluyum, 1999 yılı itibarıyla yurtdışındayım. 1986 SSK girişim var, Türkiye’de çalıştığım zamanlar 3000 iş günü ödenmiş primim var. Emekli olmak için ne yapmam gerekiyor, yaş sınırını aştığımı biliyorum şimdiden cevaplarınız için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.

Merhaba, Türkiye’de daha kolay şartlarda emekli olabilmek için öncelikle 1999 öncesi sigorta girişinizin olması gerekiyor. Sizin gerçekten çok güzel bir sigortalılık başlangıcınız var ancak prim gününüz yetersiz. 3000 yerine 3600 prim gününüz olmuş olsaydı şimdi yaşlılık aylığı alıyor olurdunuz. 3600 Prim günüyle yaşlılık aylığı almanın şartı bu süreyi tamamladığınız tarihe göre değişiyor.

Mesela 23.05.2011 yılı öncesinde 3600 prim gününüz olsaydı 58 yaşında yaşlılık aylığı müracaatında bulunabilirdiniz. Yada 2002 öncesi 3600 prim gününüz olsaydı 55 yaşında 3600 günden yaşlılık aylığına hak kazanabilirdiniz.

Normal şartlarda 49 yaş 5300 prim günüyle tam emekli aylığı hakkı kazanabiliyorsunuz, yaşlılık aylığı almak isterseniz de 600 gün yurtdışı borçlanması yaparak 60 yaşınızı beklemeniz gerekecektir. Çünkü 24.05.2014 yılından sonra tamamlanan 3600 prim gününde yaş şartı 60’a çıkarılıyor.

10- Değerli Mert Nayır Bey, öncelikle iyi çalışmalar dilerim. Gazetede ki makalelerinizi ilgi ile takip ediyorum ve çok şey öğreniyorum. Benim derdim Ocak 2020 sonu itibari ile çalıştığım yer ( özel sektör ) iş akdimi fesih etti. işten çıkış kodu 04 olarak tarafıma kıdem ihbar tazminatımı ödedi. Bende emekliliği hak ettiğim için işyeri çıkış bildirgem ile ilgili sosyal güvenlik merkezine emeklilik başvurusu yaptım. Hemen sonrasında da işe iade davası açtım. Mart 2020 ilk haftasında arabulucuda ilk görüşmem var ama zannederim davaya konu olacak. Benim sadece tek sorum var, davayı kazanmam sonucunda boşta geçen 4 ay süre için beni işten atan şirket bu parayı ödeyecek ve sigorta primlerini yatıracak. ( şubat mart nisan mayıs 2020 dönemleri için ) öte yandan da 1 Mart 2020 tarihinden itibaren emekli maaşım bağlanacak. Sorum şu yukarda bahsettiğim olay gerçekleştiğinde boşta geçen süre için emeklilik maaşımı iade etmem gerekecek mi? Yok iade etmeyeceksem işyerimi nasıl yönlendirmeliyim yani destek primi olarak mı sigortaya prim yatıracaklar? Görüşleriniz için şimdiden tesekkur ederim . saygılarımla

Ozan Suphi Ertürk

Not : çalıştığım işyeri sgk kayıtlarında özel sektör görünmekte olup, bir belediye şirketidir. benim bidiğim kadarı ile belediye şirketlerinde emekli olduktan sonra destek primi ödeyerek çalışılamamaktadır. ( gerçi yukardaki konu farklı ortada bir mahkeme kararı olacak )

Merhaba, sizin durumunuzda olan kişilerin işlemlerinde uygulanacak olan prosedür SGK’nın 2011/58 sayılı Genelgesinde düzenlenmiştir. Belirtilen Genelgeye göre işe iade davanızda bildirilecek olan 4 aylık sürede emeklilik var ise o süreler SGDP’ye tabi olarak bildirilecektir.

Yani davanın lehinize sonuçlanmasıyla birlikte bu konuda sizin işyerinize bilgi vermeniz gerekecektir. İşyeriniz de Şubat ayını normal, Mart, Nisan ve Mayıs aylarını ise emekli olduğunuzdan SGDP’ye tabi bildirecektir.

Yazının devamı...

Esnek çalışma ne demek? Uzaktan çalışma nasıl olur?

Koronavirüs önlemleri kapsamında, İçişleri Bakanlığı genelgesi ile 16.03.2020 tarihinden itibaren eğlence yerleri, kahvehane, kıraathane, kafeterya, internet kafe, oyun salonları, dernek lokalleri, SPA ve spor merkezleri gibi insanların toplu olarak bulunduğu toplam 149 bin 382 işyerinin faaliyeti geçici süreliğine durduruldu.İçişleri Bakanlığı; aldığı yeni bir kararla berber, kuaför ve güzellik merkezlerinin faaliyetlerinin de geçici olarak durdurulması yönünde karar aldı.

Piyasa daralmaya başlarken nisan ayında faaliyeti durdurulacak işyerlerini de mevcut sayıya eklersek istihdamın korunması noktasında ciddi sıkıntılar baş gösterecek.

Çalışma hayatımızı şekillendiren mevzuatlar kapsamında çok uzun zamandır var olmasına rağmen benimsenen uygulamalar olmadığı ve yürüyen mevcut sistemin bu modellerle değiştirilmesi gündeme gelince sorular çok bilinmeyenli denkleme dönüştü.

UZAKTAN ÇALIŞMA NASIL UYGULANIR?

Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi olarak tanımlanır.

Yani bir işin uzaktan çalışma kapsamına girmesi için işçinin ya evinde ya da işyeri dışında çalışması gerekiyor.Ayrıca söz konusu iş ilişkisinin yazılı olarak ve sözleşme ile kurulması yasal bir zorunluluk.

Sözleşmede neler olmalı?

Uzaktan çalışma yoluyla işçi istihdam edecek işveren işçisiyle kanunda belirtilen iş sözleşmesini imzalamak zorunda.

Bu iş sözleşmesinde;

1. İşin tanımı,

2. İşin yapılma şekli,

3. İşin süresi,

4. İşin yapılacağı yer,

5. Ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar,

6. İşveren tarafından sağlanan ekipman,

7. Verilen ekipmanın korunmasına ilişkin yükümlülükler,

8. İşverenin işçiyle nasıl iletişim kuracağı,

9. Genel ve özel çalışma şartları

gibi hükümlerin yer alması gerekiyor.

Dolayısıyla uzaktan çalışma imkanı olan işyerlerinin çalışanlarının da onayını alarak iş sözleşmelerini güncellemeleri gerekiyor. Ancak, işveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda;

Çalışanı bilgilendirmek,

Gerekli eğitimi vermek,

Sağlık gözetimini sağlamak,

Sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini de almakla yükümlü.

ESNEK ÇALIŞMA NEDİR? NASIL UYGULANACAK?

İş Kanunu’nun 63. maddesinde, “Aksi kararlaştırılmamışsa çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir” denmektedir.

Dolayısıyla bir işçi, haftalık ortalama çalışma süresi, haftada 45 saatlik normal çalışma süresini aşmadığı takdirde, fazla mesai ödemesi almadan iki aylık bir dönem boyunca haftada azami 66 saat çalışabilir.

Denkleştirme işlemi için yasal süre 2 aydan 4 aya kadar uzatıldı. Bu sürenin uzatılmasıyla çalışma hayatı rayına tekrar oturduğunda eşitleme veya denkleştirme yapabilme şansı olacak.

ESNEK ÇALIŞMA SAATİ UYGULAMASI ÇEŞİTLERİ

a- Günlük Esnek Çalışma:

8 saatlik süreye uymak koşuluyla başlangıç ve bitiş saatleri işverenin işçisiyle karşılıklı onayı halinde düzenlenebilmektedir. Bir örnek ile açıklamak gerekirse; 08.00’de başlayarak 17.00’de mesai bitirilebileceği gibi, 05.00-15.00 ya da 10.00-19.00 saatleri arasında vardiya düzeni belirlenebilir.

b- Haftalık Esnek Çalışma:

Çalışan, haftalık 45 saatlik çalışma süresini çalışma günleri içine yayarak tamamlayabilir. Örneğin;

1. gün 10 saat;

2. gün 5 saat;

3. gün 8 saat;

4. gün 11

5. gün 11 saat çalışarak haftalık 45 saatlik çalışma gerçekleştirilebilir. Hafta sonu tatilinin tespiti uygulaması da bu kapsamda değerlendirilir. Çalışan haftalık tatil günlerini de belirleyebilir.

c- Aylık Esnek Çalışma ;

Aylık çalışma süresine uymak koşuluyla, ay içindeki zaman istenildiği şekilde düzenlenebilir. Bazı haftalar daha kısa, bazı haftalar daha uzun çalışma olanağı da sağlanabilir. Aynı şekilde hafta sonu tatil günleri de bu kapsamda değerlendirilebilir.

ESNEK ÇALIŞMA KARARININ GEÇERLİ OLDUĞU BÜYÜKŞEHİRLER

ADANA, DENİZLİ, KAYSERİ, İZMİR, KONYA, ANKARA, DİYARBAKIR, KOCAELİ (İZMİT), İSTANBUL, VAN, ANTALYA, ERZURUM, MALATYA, MUĞLA, SAMSUN, AYDIN, ESKİŞEHİR, MARDİN, KAHRAMANMARAŞ, ŞANLIURFA, BURSA,GAZİANTEP, MANİSA, SAKARYA,TRABZON, BALIKESİR,HATAY, MERSİN,ORDU ve TEKİRDAĞ olmak üzere 30 şehir kapsam dahiline alındı.

Konunun detaylarını elimden geldiğince aktarmaya çalıştım ancak kamuda başlayan uzaktan çalışma ve esnek çalışma modellerinin özel sektörün mevcut durumuna ne kadar çare olabileceği ciddi bir soru işareti olarak karşımızda duruyor.

Yazının devamı...

Yeni torba kanun ufukta göründü!

Koronavirüs; Tüm Dünyayı her anlamda test ediyor...Ekonomiyi, çalışma hayatını ve dolayısıyla sosyal hayatı da baştan sona değiştirdiğini hep beraber tecrübe ediyoruz. Hükümetimiz her bakanlığıyla ciddi bir mücadele içerisinde. Sağlık Bakanımızı, kurmaylarını ve tüm sağlık çalışanlarımızın hakkını ayrı tutmamız gerekiyor.Avrupa’da siyasiler bile hastalığa yakalandığından meclisler karar alamaz duruma gelmiş, acil durum senaryoları ile yönetilmeye başlanmıştır. Alınan önlemler yeterli mi değil mi, piyasalara ilaç olur mu olmaz mı tartışmaları devam etse de hala gece gündüz çalışan bir meclisimizin olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.

İşte o çalışan meclisin yetiştirmesi halinde bu hafta Resmi Gazetede yayımlanacak olan torba kanunda bizler için neler olacak buyurun birlikte bakalım…

Vazife Malullerine İkinci Emeklilik Hakkı

Vazife malulleri devlet görevi sırasında işlerini ifa ederken malul duruma düşen kimselerdir. Bu kişilere rapor oranlarına göre belirli oranlarda vazife malulü aylığı bağlanmaktadır. Kanun gereği bu kişileri malullükleri sonrası özel sektörde de çalışarak 5000 prim gününü tamamlaması ve 20 yıllık sigortalılık süresi şartıyla ikinci bir aylık bağlanması amaçlanmaktadır.

Ayrıca yine aynı kanunda hatalı hesaplamalar sonucu aylığı kesilen ve mağdur edilen kişilerinde mağduriyetinin giderilmesi amaçlanmıştır.

Mavi Kartlılara Bireysel Emeklilik Sistemi!

Ülkemizde ikamet etmeyen 5901 sayılı kanuna tabi mavi kartlı kişilerin ilgili kanun maddesiyle birlikte döviz cinsinden Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) dahil edilmesi amaçlanmaktadır.

Bu kişilere uygulanacak olan kanun hükümleri yurtiçinde ikamet eden kişilere uygulanan hükümlerle aynı olacaktır. Belirli bir süre kalma zorunluluğu olan sistemde yine ilgili kişilere döviz üzerinden destekler sağlanacaktır.

İşverene Asgari Ücret Desteği, İşçiye Fatura Erteleme!

2020 Yılı içerisinde istihdam ettiği her bir personel için işverenlere 75 TL tutarında asgari ücret desteği sağlanacaktır.

Deprem, sel, su baskını ve diğer afetler nedeniyle zor duruma düşen vatandaşların elektrik ve doğal gaz faturalarının ertelenmesi sağlanacaktır. Erteleme süresi vatandaşın onayı ile belirlenecektir.

Esnaf ve Ahilik Sandığı Yine Ertelendi!

Zor duruma düşen ve bu yüzden işyerini kapatmak durumunda kalan esnafların da işsizlik maaşından faydalanmasını sağlayacak olan Esnaf ve Ahilik Sandığı 01.01.2021 tarihine kadar ertelendi.

Esnaf ve Ahilik Sandığı uygulaması Hazine ve Maliye Bakanının açıklamalarına göre 2020 yılında uygulamaya girecekti.

Dövizle Askerlik Geliyor, Dernekler Elektronik Ortamda Bilgi ve Belge Paylaşacak

Yurtdışında doğup, yurtdışında ikamet eden Türk vatandaşlarının çalışma şartı aranmaksızın dövizle askerlik yapabilmesi sağlanacaktır. Bu vatandaşların süresiz ikamet iznine sahip olmaları da gerekmektedir. Dernekler tarafından fiziksel ortamda yapılan bildirimler, işlemler, tutulan defter ve alındı belgesi gibi kayıtların hem dernekler hem de yetkili merciler tarafından elektronik ortamda yapılması sağlanacaktır.

Sorularınızı uzmanasor@gazetevatan.com adresine gönderebilirsiniz...

Yazının devamı...

Kısa çalışma ödeneği virüse çare olur mu?

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Pandemi olarak ilan edilen Kovid-19 virüsü tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Ülkemizde de görülen güncel Kovid-19 vakası 191 kişi olduğundan Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının aldığı tedbirler virüsün yayılmasını önlemek adına sevindirici olsa da vatandaşlarımızın da virüse karşı sıkı tedbir almaları gerekmektedir.

Kovid-19 virüsünün etkisi sadece sosyal yaşama olmayacak. İş hayatına olan etkisiyle ekonomik anlamda da büyük bir etkisi olacak. İşverenler masaya farklı yöntemler koymaya şimdiden başladı. Esnek çalışma modelleri, yıllık izin kullandırılması, ücretsiz izine çıkartma ve toplu çıkış gibi birçok seçenek konuşuluyor.

Geçtiğimiz dönemlerde yaşanan doğal afet ve ekonomik krizlerde can yeleği olarak kullanılan Kısa Çalışma Ödeneği yeniden devreye girecek. Ancak kısa çalışma ödeneğini her çalışan alabilir gibi bir algı oluşmuş durumda.

Yönetmelikte herhangi bir düzenleme yapılmaz ise maalesef İş-Kur’un belirttiği şartları sağlayamayan işçiler bu ödeneği alamamakta, ödenek kesilmekte ya da işsizlik süresini etkilemektedir.

Bu sebeple dikkat edilmesi gereken hususlar;

İşçiiçin örnek vermek gerekirse;

İşvereniçin örnek vermek gerekirse;

Ayrıca belirtmemiz gerekir ki kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye cumhurbaşkanı yetkilidir.

2008-2012 Küresel Ekonomik Krizinde, ülkemizde bulunan işverenler ücret ödeme yükünden kısa çalışma ödeneği sayesinde kurtulmuştu ve önemli bir karar ile 2008, 2009 ve 2010 yıllarında uygulanan kısa çalışma ödeneği işsizlik süresinden de mahsup edilmemiştir.

İşverenlerin ve milyonlarca çalışanın gözü kulağı kısa çalışma ödeneğinde yapılacak düzenlemede. Bir an evvel devreye alınıp özellikle çalışanlarımızın mağdur edilmemesi gerekiyor.

Krizi fırsata çevirmeyelim!

Kısa çalışma ödeneğinde krizi fırsata çevirme peşinde olmamak gerekiyor.

Kısa çalışma ödeneği 30 gün çalışana değil, eksik çalışana verilir, yoksa 30 gün işçi çalıştırıp, işçi adına 10 gün SGK primi ödeniyorsa bu sadece işçinin prim ödeme gün sayısından çalmak olacaktır. Tek kârlı çıkan ise işveren olacaktır.

Diğer taraftan, hangi kaynaklardan beslendiklerini hepimizin çok iyi bildiği teşvikçiler şimdiden işverenlere mailler atmaya başladılar!!! Komisyonu verin ödeneğinizi çıkartalım diyorlar. Cumhurbaşkanı verilecek derken bu arkadaşlar hangi güç ve kuvvetle bu işi biz yapar hallederiz diyorlar hayret etmemek mümkün değil.

Süreç Kötüye Giderse Ücret Garanti Fonu Çözüm Olabilir Mi?

Mevzuatımızda Ücret Garanti Fonu şuanda aşağıdaki şartlar sağlanması halinde devreye girmektedir;

İşverenler her ne kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanabiliyor görünseler de maalesef tüm işçiler bu ödenekten yararlanamayacaktır. Kısa Çalışma Ödeneğine ek olarak Ücret Garanti Fonunun da bir revize ile bu süreçte devreye sokulması aynı zamanda işsizlik kesintisi yapılmayan fakat çalışmakta olan emeklilerimiz için de bir çözüm bulunması gerekmekte.

Yazının devamı...

Koronavirüs önlemleri!

Bir yazı dolanıyor sabah beri ortada… Bilgi kirliliğinden ibaret yalnızca korku, endişe ve bilinmez sorulara sebep olan cinsten. Hangi aklın ürettiği bile soru işareti? Bakanlıkların resmi açıklamaları dışındaki hiçbir belge ve bilgiye inanmayın… Gelin size alınan tüm önlemleri tek tek yazayım;

Sürecin takip ve koordinasyonu için bakanlıklarda “Eylem Takip Grubu” oluşturuldu.

Ayrıca tüm merkez ve taşra teşkilatı personeli, vatandaş bilgilendirmelerini sadece resmi kaynaklara dayanarak yapmaları konusunda talimatlandırıldı.

Bakanlığa bağlı kuruluşlardan hizmet alan özellikle engelli, yaşlı ve kronik rahatsızlığı olanların zorunlu olmadıkça dışarı çıkmalarına müsaade edilmeyecek. Kuruluşlara yapılan ziyaretler ikinci duyuruya kadar ertelenecek. Görüşmeler telefon aracılığıyla yapılacak. Zorunlu hallerde ziyaretçiler sağlık kontrolünden geçirilecek.

Bakanlık izniyle açılan özel kreş, gündüz bakımevi ve çocuk kulüpleri 16 Mart itibarıyla bir sonraki açıklamaya kadar tatil edilecek.

Sosyal Güvenlik Kurumu tedbirleri kapsamında, kronik hastalığı nedeniyle raporla ilaç ve tıbbi malzeme alan hastaların, 1 Mart itibarıyla süresi sona eren sağlık raporları bir sonraki açıklamaya kadar geçerli sayılacak.

Yine bu kapsamdaki hastalar, yeni bir reçeteye ihtiyaç duymaksızın ilaç ve tıbbi malzemelerini sözleşmeli eczanelerden temin edebilecek. Bir ayı geçmeyecek sürelerde bu ilaç ve tıbbi malzemelerin bedelleri SGK tarafından karşılanacak.

Yurt dışından gelen kişilere hekim tarafından "Z03.8 ve Z03.9" kapsamında tanı konulması halinde 14 güne kadar istirahat raporu düzenlenecek. Ve bu vatandaşların iş göremezlik ödeneği SGK tarafından karşılanacak.

Biyometrik Tanımlama yönteminin özel sağlık hizmet sunucularındaki zorunlu kullanımı da SGK’nın bir sonraki açıklamasına kadar askıya alınacak.Kuruluşlarda bakım hizmeti alanlar ile personel arasında, risk gözlenen kişilerin ivedilikle sağlık kurumlarına başvurmaları sağlanacak. Riskli durum tespiti halinde sağlık kuruluşlarıyla irtibat sağlanacak.

Toplu etkinlikler ve hizmet içi eğitim programları, bir sonraki açıklamaya kadar ertelenecek.

Yurt dışına zorunlu çıkacak olan personelden, göreve başlamadan önce sağlık raporu istenecek. Bu madde doğrultusunda, virüsün kuluçka süresi olan 14 gün kuralına riayet edilecek.

Kurum ve kuruluşlardaki ortak kullanım alanları, sık sık havalandırılacak ve temizlenecek. Ayrıca ortak alanlarda dezenfektan bulundurulması zorunlu hale getirilecek.

Ortak temas noktalarında ortak kullanılan cihaz ve ekipmanlar düzenli olarak temizlenecek.

İş sağlığı açısından, personeller rutin temizlik kontrollerini arttıracak.

Personellere, ellerin düzenli aralıklarla en az 20 saniye yıkanması gerektiği konusunda yazılı ve sözlü bilgilendirme yapılacak.Havalandırma sistemleri kontrol edilerek, çalışma ofisleri düzenli olarak havalandırılacak.Bakanlık araçlarıyla, personel servisleri düzenli olarak temizlenecek.

Vatandaşların e-devlet uygulamalarına, web sitesi, iletişim merkezi ve kurumsal medya hesaplarına daha kolay erişim sağlayabilmesi için tanıtım çalışmaları etkinleştirilecek.

İŞKUR aracılığıyla gerçekleştirilen kamu işçisi alımı başvuruları elektronik ortamda gerçekleştirilecek.

Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüs pandemisi hakkında hazırladığı bilgi kitleri ve afişler hizmet binalarında herkesin görebileceği yerlere asılacak.Üretim ve istihdamın sekteye uğramaması, iş gücü piyasasının korunması, en fazla etkilenen sektörler öncelikli olmak üzere tüm sektörleri kapsayacak bir dizi destek ve önlem uygulanacak ve atılacak tüm adımlar sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bu hafta içerisinde açıklanacak.Sağdan soldan gelen haberlere lütfen itibar etmeyin. Devletin resmi kanallardan yapmadığı açıklamalara tıkayın kulaklarınızı…

Yazının devamı...

Koronavirüs iş kazası olarak değerlendirilir mi?

Ne yılmışsın 2020…Tarihe geçeceksin her takvim gününle…Bir virüsümüz eksikti o da geldi başımıza... Tehlike sınırları aştı ve artık kapımıza dayandı. Bilmeyen duymayan araştırmayan kalmadı. Yine de kısaca bilgi vermek gerekirse,Koronavirüs (2019-nCoV), ilk olarak Çin’in Vuhan eyaletinde aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileriyle (ateş, öksürük, nefes darlığı) bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlandı.

Önce Hubei eyaletindeki şehirlere sonra Çin Halk Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerine, akabinde İtalya, Güney Kore, Japonya, İran, Fransa, Almanya, Amerika derken seyrüseferde ki gemilere kadar yayıldı. Dün, tüm süreci her ayrıntısıyla takip ederek vatandaşıyla her gelişmeyi paylaşan Sağlık Bakanımızın yaptığı açıklamayla hastalığın artık bizim sınırlarımızı da aştığını öğrenmiş olduk.

YA ÇALIŞMA HAYATI?

Bütün dünyayı etkisi altına alan virüs birçok ülkede hayatı durdurmuş durumda.Özellikle kalabalık alanlarda bulunmak risk haline geldi. Plazalar, iş ve alışveriş merkezleri ile üretim alanlarında yani virüsün yayılabileceği yerlerde olmak şimdiden endişeye neden olmuş durumda.

Şimdi herkese oldukça önemli görevler düşecek;

EVDEN ÇALIŞMA MÜMKÜN MÜ?

İş Kanunu’nun 14. maddesinde uzaktan çalışma düzenlenmiş. Buna göre, işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi uzaktan çalışma olarak tanımlanıyor.

Bu çalışma şekli elbette ki tüm sektörlere uygun olmayacak. Ancak bu kararı alacak işverenlerin, geçici olarak evden çalışmayı yazılı olarak kural altına alması, çalışanların evden çalışma biçimlerin belirlemesi ve buna yönelik olarak gerekli çalışma düzenini kurması gerekecek.

KORONAVİRÜS VAKASI İŞ KAZASI OLARAK DEĞERLENDİRİLECEK Mİ?

İşyerlerinde alınacak önlemlerin işverenler açısından en önemli noktası bu sorunun cevabı.Hastalık ülkemizde daha ilk vakasını göstermiş olsa da daha önce yaşanmış ve Yargıtay tarafından kararı verilmiş benzer bir vaka üzerinden durumu ele almamız gerekiyor.

TIR şoförü olarak çalışmakta iken ölen sigortalının mirasçıları tarafından açılan dava bu konuda emsal niteliktedir. Yargıta’ya intikal eden davada işçinin tır şoförü olarak Ukrayna'ya gittiği, iş yerinin bulunduğu Trabzon iline dönerken kendisini iyi hissetmediği için hastaneye müracaat ettiği ve söz konusu hastanede muayene edilerek raporun teşhis kısmına; “akut üst solunum yolu enfeksiyonu, tanımlanmamış” yazıldığı, iki gün sonra KTÜ Hastanesi'ne “bir haftadır öksürük, balgam, hâlsizlik, 2 gündür 40 derece ateş” şikâyetleri ile başvurduğu, hastane tarafından H1N1 (domuz gribi) ve ARDS (akut solunum sıkıntısı sendromu) teşhisiyle tedavi altına alındığı ve 10 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat ettiği belirtilmiştir.

Yargıtay'ın 21. Hukuk Dairesine intikal etmesi üzerine verilen kararda; “Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani, iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı olarak zarar, derhâl gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması şartıyla olay iş kazası kabul edilmelidir. Yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hâl ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı hâlde, herhangi başkaca kısıtlayıcı bir şartın varlığı aranmamalıdır…

hükmüne varmıştır.

Tek dileğim endişesini, korkusunu, acısını hissetmeden, iş kazası mıdır sorularına mahal vermeden, bu müsibetin çaresinin bulunması. Ancak;hem ülkemizi hem sosyal hayatı hem de çalışma hayatını zor günler beklediği aşikar.Bana bir şey olmaz demeyin; Alacağınız her önlem önce seni sonra beni koruyacak…

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.