Şampiy10
Magazin
Gündem

Çalışma hayatının eşitlik ilkesi sorunu

Ülkemizde çalışma hayatının en önemli yapı taşı eşitlik ilkesidir.Eşitlik ilkesi anayasal bir haktır, kimse tarafından engellenemez ve reddedilemez. Anayasamızda eşitlik ile ilgili ‘’Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar ibaresi bulunmaktadır. Peki gerçekte işler böyle mi işliyor?

Eşitsizlik Ücrette Başlıyor, Terfide Bitiyor!

Çalışma hayatında eşit şartlarda bulunmadığınızı nasıl tanımlarsınız? İşyerinde sizinle aynı işi yapmasına rağmen size daha fazla iş veriliyorsa muhtemelen eşitsizliğe uğruyorsunuz demektir. Bunun üzerine bir de iş yapmayan kişi sizden daha fazla ücret alıyorsa buna eşitsizlik diyebilirsiniz. Tüm bunlara rağmen çalışmanızdan ödün vermiyor, düşük ücretle tüm çalışma arkadaşlarınızdan fazla işgücü gösteriyorsanız ve yine buna karşılık çalışmayan kişiler terfi ettiriliyorsa eşitsizliğe, haksızlığa ve mobbinge maruz kalıyorsunuz demektir. Ancak endişelenmeyin, ülkemizde her 3 çalışandan biri sizinle aynı şeyleri yaşıyor!

Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre ise Türkiye’de her 3 çalışandan 2’si işini kaybetmekten korkuyor. Toplumsal kalkınma ve refah seviyesindeki düşüşe bir de geçim sıkıntısı eklenince çalışanların gözüne mobbing hiç de ürkütücü gelmiyor. Araştırmalara göre mobbing’e maruz kaldığını bilmeyen yüz binlerce çalışanımız var.

Ücrette Cinsiyet Eşitsizliği Dikkat Çekiyor!

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre kadınların %20’si aynı işi yaptıkları erkeklerden daha düşük ücretlerde çalışmaktadır. Ancak bu sorun dünya çapında daha büyük rakamlara ulaşmaktadır.

Örnek vermek gerekirse bir erkek futbolcu milyon Eurolar kazanırken aynı kulübün bayan futbolcusu 5 bin Euro ücrete oynayabiliyor. Dünya çapındaki kadın erkek arasındaki ücret eşitsizliği %1000’lere varan rakamlara ulaşıyor.

Ülkemizde ücret eşitsizliğinin yanı sıra tamamen kadın çalışan yerine erkek çalışan tercih sebebi olabiliyor. Kadın çalışanlara tanınan evlilik nedeniyle istifa, doğum izni ve analık hakları bazı işletmelerde erkek personel tercih etmelerine sebep olmaktadır. Bu gibi durumlar da ne yazık ki eşitsizlik ihlaline birer örnektir.

Lise Mezunu Müdür, Lisans Mezunu Personel!

Ülkemizde yapılan araştırmalara göre (Anonim şirketler hariç) şirketlerin büyük bir bölümünde terfi ettirilirken çalışanların eğitim düzeyine bakılmamaktadır. Yüzlerce işletmede lisans mezunları yerine lise mezunu kişiler müdür olarak görev yapabilmektedir. Ayrıca işletmelerde kıdem süresine de işverenlerce önem verilmemektedir. Bir işletmede 10 yıldır çalışan kişi yerine şirket sahibi sevdiği birini müdür olarak yetkilendirebiliyor. Bu gibi durumlar en çok güvenlik, temizlik ve restoran sektöründe yaşanıyor.

Haklı Nedenle Fesih Sebebidir!

Yukarıda saydığımız durumların hepsi ayrı ayrı haklı nedenle fesih sebebidir. Bu gibi yaptırımlara maruz kalıyorsanız öncelikle işletmenize durumun düzeltilmesiyle ilgili bir dilekçe ile müracaat etmelisiniz.Yaptırımların devam etmesi halinde Alo170 hattını arayarak şikayette bulunabilir daha sonrasında ise yargı yoluna gidebilirsiniz. Ülkemizin tüm çalışanları değerlidir, eşitsizlik ihlali suçtur, mobbing suçtur. Eşitlik ilkesine saygı duyulan ve mobbing uygulamasına son verilen bir çalışma hayatını hep birlikte inşa edebiliriz.

Yazının devamı...

Covıd-19 testi çalışma hayatının canını sıktı!

Covid-19 virüsü nedeniyle hasta olmuş kişi sayısı tüm dünyada 44,5 milyonu aşmış durumda. Ne yazık ki hala aşı veya kesin tedavisi bulunamadı ve öngörülebilir bir son bulma tarihi de verilemiyor.Ülkemizde ise toplam vaka sayısı 369 bin rakamını aşmış durumda. Ölümle sonuçlanan vaka sayısı ise 10 bin rakamını geçti. İyileşen hasta sayımız 319 bin kişi kayıtlara geçmiş durumda.Covid-19’un virüsünün çalışma hayatımıza getirdiği tek kötü taraf işletmelerin kapalı olması veya ekonomik kayıpları değil, çalışanların risk altında olmasının yanında test aşaması ve sonrası yaşanan en ciddi sıkıntılardan biri. İşte yaşananlar;

Testi pozitif çıkanın raporu yeni düzenlendi

Covid-19 virüsüne yakalanmış olan bir çalışan testinin pozitif çıktığını öğrendikten sonra işyerine bir iş göremezlik raporu sunmak durumunda kalıyor. Haliyle bir ay öncesine kadar sistem tarafından otomatik rapor düzenlenemediğinden tekrardan sağlık kuruluşuna müracaat ederek rapor yazdırıyordu. Haliyle bu kişi tekrardan toplum içerisine çıkmak zorunda kalarak, belki de bir başkasına virüs bulaştırmış oldu.

Neyse ki bu durumun önüne geçmek için Çalışma Bakanlığımız geçte olsa bir önlem aldı ve Covid-19 pozitif çıkan çalışanların raporlarının otomatik olarak düzenlenmesini sağladı.

Tabi bu sistem Mart ayından itibaren devreye alınabilir miydi diye sormaktan kendimi alamıyorum ama sanırım karar mercileri de virüs etkilerinin bu kadar uzun süreceğini tahmin edemediler.

Test yaptıran covid-19 pozitif hastası çalışmaya devam ediyor!

Devlet hastanelerine yüksek ateş, halsizlik ve kuru öksürük şikâyeti ile giden her hasta Covid polikliniklerine yönlendiriliyor. Burada kişilerin öncelikle kan tahlilleri ve tomografilerine bakılıyor. Sonrasında ise lüzum görülmesi halinde sürüntü testlerine tabi tutuluyor.

Sürüntü testi uygulanan kişinin ise test sonuçları iki gün sonra çıkmış oluyor. Doktorlar ise kişilere ‘her ihtimale karşı test sonucun çıkana kadar kendini karantinaya al’ uyarısında bulunuyorlar.

Ancak bu iki günlük durum için rapor yazan yok. Yani bu kişi gerçekten pozitif ise testini verdikten sonra çalışmasına rapor olmadığından mecburen geri dönüyor. Bu durum hem işletmeler hem de işçiler açısından işgücü ve ücret kaybına yol açıyor.

Bu durumu suiistimal edip kendine uzun tatiller oluşturan işçide var, ortada rapor olmadığı için işçisinin ücretini kesen işverende var!!

Covid-19 pozitif hastası işine dönemiyor!

Covid-19 testi pozitif çıkan bir çalışan iseniz, 14 günlük raporunuz düzenleniyor ve karantina süreciniz başlıyor. Karantina süreciniz bittikten sonra tekrardan test yaptırarak testinizin negatif çıktığınızdan emin olmak istiyorsunuz. Bu durumda devlet hastaneleri herhangi bir şikayetiniz yok ise tekrardan size test yapmıyor. Yani pozitif çıkan hasta 14 günden sonra normal yaşantısına dönebiliyor.

Ancak bazı büyük ölçekli işletmeler, personellerini test yaptırmadan işbaşı yapmalarına izin vermiyor. Karantina sürecinden sonra tekrardan test yapmanız isteniyor, devlet hastanelerinde bunu yaptıramayan çalışanlar haliyle özel sağlık kuruluşlarına müracaat ediyor. Tabi bu durumda da özel sağlık kuruluşları bu test için 250 ile – 1000 TL arasında hastaya fatura çıkarıyorlar. İşine dönmek için bir çalışan Covid-19 sürecini atlattıktan sonra bir de bu süreci atlatmak zorunda kalıyor.

Her süreci ayrı dert!

Her sinekten yağ çıkarmaya çalışan simsarlar ortalarda!

Konu sağlık olunca herkes tedirgin…

Yazının devamı...

Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücretsiz İzin Destekleri yıl sonuna kadar devam

Bir aydan fazla olmuş sizlere bilgisini vereli.Dünya genelinde normalleşme süreçlerinin yıl sonuna kadar gerçekleşebilmesi imkansız gibi gözüktükçe, hükümetin aldığı ve alacağı önlem paketlerini detaylarıyla yazmıştım.

Özellikle mart ayı itibarı ivedilikle yürürlüğe konulan kısa çalışma ödeneği desteği ve 17 Nisan tarihi itibarı ile kısa çalışma ödeneği şartlarını taşımayan vatandaşlarımızın mağdur olmamaları için yürürlüğe alınan nakdi ücretsiz izin ödemeleri piyasa can suyu oldu.

Virüs etkilerinin yavaş yavaş geçmesi beklentileriyle Haziran ayına kadar yürürlükte kalması kanun nezdinde planlanırken, evde ki hesap çarşıya uymadı. 3 ayla başlayan süreç Ekim ayını da dahil ettiğimizde 8 aydır yürürlükte kalmaya devam etti.

Bu desteklerin yıl sonuna kadar yine uzatılacağının, hazırlıkların ve alınacak kararların buna göre yapılması gerektiğini aktarmıştım.Çalışma hayatı yıl sonuna kadar uzatma kararı beklerken, Meclis’te görüşmeleri süren yeni yasa teklifi görüşmelerinde, kısa çalışma ve nakdi ücretsiz izin desteklerinin Cumhurbaşkanımıza verilecek karar yetkisiyle Haziran 2021 tarihine kadar uzatma imkanı sağlanması maddesi kabul edildi.

2 AY UZATMA KARARI CUMHURBAŞKANLIĞINDAN GELDİ

3134 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla; yeni koronavirus (Covid-19) nedeniyle dışsal etkilerden kaynaklanan zorlayıcı sebepler nedeniyle kısa çalışma uygulanan işyerleri için kısa çalışma ödeneği desteğinin 31.10.2020 tarihinden sonra 2 ay daha uzatılması kararı açıklandı.

3135 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla; İşten çıkarma yasağının sona ereceği 17.11.2020 tarihi itibarı ile 2 ay daha uzatılarak 17.01.2021 tarihine ertelenmesini kararı açıklandı.

Bu karar beklenen bir karardı. Vaka sayılarının yeniden artışa geçtiği bu dönemde desteklerin kesilmemesi oldukça önemliydi.

Ancak bana sorarsan; Korkulan olur süreç 2021 ortasına uzarsa, bir yılı aşacak bu döneme desteklerin yeterli olup olmayacağı oldukça şüpheli…

Yazının devamı...

Bu sefer devletimizin sunduğu fırsatları kaçırmayın!!!

Dünyayı her kulvarda aylardır kasıp kavuran ve tüm dengeleri alt üst eden COVİD-19 virüsü sebebiyle ülkelerin en çok ekonomileri etkilendi. Çalışma hayatının duran çarklarını harekete geçirebilmek için birçok ülke teşvik, hibe ve destek paketleri hazırlayarak yürürlüğe koydu.

Mart ayı itibarı ile Cumhurbaşkanımızın bizzat titizlikle takip ettiği ve her atılan adımı,kararı ve önlemleri öncelikle satır başlarıyla vatandaşına kendisinin açıkladığı farklı destek paketleri işverenlerin ve vatandaşın yararlanabilmesi için uygulamaya ivedilikle sokuldu.

Devlet bu dönemde ne yaptı ki diye soranlara, pandemi döneminin fırsatlarından, yürürlüğe sokulan önlem paketlerinden bihaber olanlara, bir de halen yararlanma şansı olunan uygulamalara gelin beraber bakalım.

Nakit akışı bozulanlar için kredi ve faizlerinin ertelenmesi,

Vatandaş için 6 ay ertelemeli temel ihtiyaç destek kredisi,

Kamu bankalarından “işe devam kredisi”,

Esnaf için esnaf destek kredisi,

KOSGEB’ten 3’lü koruma paketi,

Kira sözleşmeleri düzenlemesi,

Emekli maaşlarına zam

Mücbir sebep kapsamında olan işverenlere 6 aylık SGK ve Vergi Borcu Ötelemesi,

Telafi Çalışması (4 ay)

Kısa Çalışma Ödeneği,

Nakdi Ücret Desteği,

Tam Zamanlı Çalışmaya dönen işçiler için işverenlere sağlanan SGK prim desteği,

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca verilen(Pandemi Sosyal Destek) 1.000 TL Sosyal yardımı,

Üretime devam eden işletmeler için İTO üzerinden başvuru imkânı,

Büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlar için İBB’nin başlattığı” Askıda Fatura” uygulaması, Erzak Yardımı,

Yüzbinlerce işveren, milyonlarca vatandaş bu desteklerden yararlandı, yararlanmaya devam ediyor.

1.8 milyon haneye destek verilmiş.

3.6 milyon vatandaşa kısa çalışma ödeneği ödenmiş.

Bugüne kadar sadece Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Sosyal Koruma Kalkanı destek paketi doğrultusunda sağladığı maddi destek 40 milyar lirayı aşmış.

DESTEKLER DEVAM EDECEK, YENİ TEŞVİK VE DESTEK PAKETİ MECLİS'TE

1 ay önce köşemden sizlere duyurdum. Tarihin en büyük yapılandırması hazırlanıyor dedim. 500 milyar liraya ulaşan devlet borçlarına yapılandırma imkanı geleceğini, işverenlerin ve vatandaşımızın bir nebze olsun nefes alacağının müjdesini verdim.

Meclise sunulan kanun teklifi 43 maddelik İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Teklif ve gerekçelerini içeriyor. Ek maddelerle Meclisten geçecek Kanunun daha da uzun olacağının ve piyasaların uzun süredir beklediği taleplerin de gerçekleşeceği sinyalleri Ankara kulislerinden geliyor.

Sunulan 43 maddelik kanun teklifinin 20 maddesi doğrudan çalışma hayatını ilgilendiriyor.

Yürürlükte olan teşviklerin devam ettirilmesi, işsizlikle mücadele kapsamında sunulacak yeni istihdam teşvikleri, kısmi çalışma imkânı, 25 yaş altı gençlerin istihdam edilmesi, normalleşme desteklerinin belirlenen takvimden ötelenmesi, ücret destekleri, prim ve vergi indirimleri gibi oldukça önemli maddeler 2021 itibarı ile çalışma hayatının kurallarını belirleyecek uygulamalar olarak yürürlüğe girecek.

Pakette varlık barışı varmış, yurtdışında parası olan düşünsün!

Jokeylere vergi indirimi geliyormuş, onu at koşar baht kazanır diyenler düşünsün!

Şampiyonlar ligi finali için istisnalar sağlanacakmış, onu 2021’de düşünürüz!

Derdimiz;

İşverenlere mali destek verilsin,

İstihdam artsın, işsizlik korkutmasın,

Vatandaş rahat nefes alsın,

Borçlara kolaylık sağlansın,

Yaşadığımız virüs darboğazına “Devlet” en büyük destek hamlesini yapsın…

Yazının devamı...

SGK grip aşısını yılda 1 kez karşılar

Malum, gri mevsim hüzünle kapıyı çaldı. Zaten yazı doğru düzgün anlayıp yaşayana kadar sonbahar ayları takvimlerde yerini çoktan aldı. Her mevsim geçişinin en önemli sorunu beraberinde getirdiği hastalıklar. Ancak bu sonbaharın grip telaşına koronavirus endişeleri de eklenince her ne kadar tüm dünyayı kasıp kavuran virüse karşı etkinliği kanıtlanmasa da bilim insanlarının tavsiyesi ile zatürre ve grip aşılarına talep rekor seviyelere ulaştı.

Öyle ki, eczacılarımız vatandaşın taleplerinden yılmış olacak ki camlarına büyük puntolarla “grip aşısı gelmemiştir” “stokta yok” “bize dağıtımı ekim ve kasım aylarında yapılacaktır” gibi yazıları asmak zorunda kaldılar.

Doğal korunma yollarını çoktan unuttuğumuzdan, gribe karşı en sık başvurulan yöntem “grip aşısı”.Her ne kadar grip aşısının tıbben etkinliği ve yan etkileriyle ilgili kamuoyunda tartışmalar olsa da bu hastalığın SGK kasasına ciddi zarar verdiği aşikâr. Özellikle hastalığa karşı antibiyotik, ateş dürücü ve ağrı kesici ilaçların sık kullanımı milyonlarca liralık ödemenin SGK tarafından yapılmasına neden oluyor.

Bir de hasta olan sigortalıların aldıkları iş göremezlik raporlarının ödemeleri de eklenince işin SGK açısından ciddiyeti daha da büyüyor.

Grip aşısı vurulan kişi daha ağır geçireceği hastalığı hafif geçirince veya hiç hasta olmayınca Sosyal Güvenlik Kurumu’nunda masrafları azalıyor.Yani bu işten hem vatandaş, hem toplum, hem de SGK kârlı çıkıyor.

İşte bu nedenledir ki SGK grip aşısı ödemelerini karşılıyor. Karşılıyor ama bazı şartları var ve bu hak herkesi kapsamıyor.

- Grip aşısı bedelinin ödendiği ilk grup, 65 yaş ve üzerindeki kişiler. Bu kişilerin herhangi bir belge aranmaksızın grip aşıları karşılanır.

- Bazı kronik hastalık taşıyanlar;

- Astım dâhil kronik pulmoner ve kardiyovasküler sistem hastalığı olan erişkin ve çocuklar,

- Diyabet dâhil herhangi bir kronik metabolik hastalığı olanlar,

- Kronik renaldisfonksiyonu, hemoglobinopatisi veya immün yetmezliği olanlar veya immünsupresif tedavi alan erişkin ve çocuklar,

- 6 ay-18 yaş arasında olan ve uzun süreli asetil salisilik asit tedavisi alan çocuk ve adolesanların grip aşılarını, yılda bir defaya mahsus ücretsiz olmaları mümkün.

Belirtilen şartların dışında kalanlar grip aşılarını kendi ceplerinden karşılamak zorundalar.

ECZANEDE GRİP AŞISININ FİYATI NE KADAR?

Geçen yıl grip aşısının fiyatı 72 TL idi. Bu yıl için belirlenen veya açıklanan bir fiyat bilgisi henüz yok.

GRİP AŞILARI HENÜZ YURDA GELMEDİ

Vatandaş kapıda sıra bekliyor. Yararlı mı değil mi, yan etkileri nelerdir,koronaya iyi gelir mi gelmez mi tartışmaları da sürüyor ancak aşılama mevsimi başlamasına rağmen aşılar henüz ülkemize ulaşmadı. Gecikme dışında, hastalara sunulacak aşıların sayısal yetersizliği ile ilgili ciddi kaygılar olduğunu geçen hafta 9 eczacı odasının ortak açıklamasıyla öğrendik.

15 Ekim tarihi itibarı ile aşıların stoklara geleceğine dair verilen bilgiler var.

Baktık olmadı, maske mesafe temizlik derken yanına bir de nane limon ekleyiveririz…

Yazının devamı...

Karantina sürelerinin raporu otomatik düzenlenecek!

Covid-19 virüsünün etkileriyle birlikte sürdürülmesi gereken yeni yaşam düzenimize yavaş yavaş alışıyoruz. Tamamen eski hayatımıza dönebilir miyiz sorusuna net bir cevap verebilmek geçirilen ayları göz önünde bulundurduğumuzda pek mümkün gözükmüyor.Tüm dünya ülkelerinin virüsle mücadelesi var gücüyle devam ediyor. Ülkemizde de normalleşme adımları hayatımızın her alanında atılmaya çalışılıyor. Okullarımız kademeli olarak açılıyor, farklı teşvik, destek ve önlemlerle çalışma hayatının kaldığı yerden devam ederek ekonominin çarkları döndürülmeye çalışılıyor.

Tüm bu yeni adımlar bizim gibi mevzuat uzmanlarına da oldukça ağır bir yük getiriyor.Her geçen gün değişen veya güncellenen yasa ve yönetmelikleri sizlere aktarmayı boynumuzun borcu bilirken, her kafadan çıkan yorumların arasında doğru bilgiyi de verebilmek adına elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz.

Birinci dalga bitti mi, ikinci dalgayı mı yaşıyoruz sorularının arasında vaka sayılarında maalesef yine artış yaşanıyor. Virüse yakalananların ve yakınlarının son dönemlerde yaşadıkları en önemli sorunlardan biri olan karantina süreleri için düzenlenmeyen istirahat raporları konusuna getirilen çözüm Bakanımız tarafından geçtiğimiz hafta müjdelendi.

Karantina Belirsizliği Sona Eriyor!

Testi pozitif çıkan bir kişinin 14 gün süreyle evde kalması gerekiyor. Bu kişilerin test sonrası geçirmek zorunda oldukları karantina sürelerinde rapor düzenlenmemesi özellikle çalışma hayatına dönen ve işyerine rapor bildirmek zorunda olan vatandaşlarımızın iş göremezlik ödemesi almasında ciddi bir mağduriyet yaratmaktaydı.

Hatta testinin pozitif çıktığını öğrendikten sonra rapor işlemleri için hastaneye giden ve hastaneye giderken kontrole girerek ceza bile yiyen vatandaşlarımız gündeme gelmişti.

Artık vatandaşlarımızın test sonuçlarının pozitif çıkması durumunda otomatik iş göremezlik raporu düzenlenecek.Geçtiğimiz günlerde Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı bu uygulamayı şu sözlerle duyurmuştu;

Karantinada Hem Maaş, Hem Rapor Ödeme Belirsizliği!

Bazı işletmelerde karantina sürecinde olan personele ücret ödemesi yapılıp yapılamayacağına dair sorular sık sık gündeme geliyor. Kısa çalışma ödeneği veya nakdi ücretsiz izin ödemesi alan personellerin de birçok işletme tarafından tüm idari yaptırımlar göze alınarak çalıştırıldığını bu süreç içerisinde gördük, duyduk ve haklarında başlatılan genel denetim süreçlerini takip ediyoruz.

Kanun nizamında uygulanması gereken prosedüre bakacak olursak, karantina süresince evden bilgisayar başında çalışan personellere ücret ödemesi yapılması zorunludur. Çünkü bu personel çalışmıştır ve karşılığında ücret haketmiştir. Rapor bildiriminde de kişi adına ‘İstirahat süresinde çalışmıştır’ seçeneği seçilir. Belirtilen durumda kişi adına ayrıca iş göremezlik ödemesi çıkarılmaz.

Personelin çalıştığı halde ‘çalışmamıştır’ seçeneği işaretlenerek hem kurumdan rapor parası alıp hem de işverenden ücret ödemesi alıyor olması ise usulsüzlüğe girecektir. Ancak alan memnun veren memnun durumunda SGK’nın bu durumu tespit edebilmesi oldukça zor.

İşverenlerin beyanı usulüyle ödenen kısa çalışma ödeneklerinde usulsüzlükler var!

Kısa çalışma ödeneğini fırsat bilip hem ödenek alıp hem sigortasız çalışan işçiler var!

Yine beyan usulü ödenen nakdi ücretsiz izin ödemelerini işçisini değil kendi cebini düşünerek kullananlar var!

İşten çıkarma yasağını türlü yollarla aşıp işçisini bu dönemde bile mağdur edenler var!

Bakalım bu otomatik raporların akıbeti ne olacak yaşayıp göreceğiz…

Yazının devamı...

Milyonları ilgilendiriyor ve belli oldu! 25 yaş altı ve 50 yaş üstü...

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ana temanın ‘Yeni dengelenme, yeni normal, yeni ekonomi’ olduğu 2021-2022-2023’ü kapsayan üç yıllık ‘Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) açıkladı.Albayrak, büyümede iki senaryo hazırladıklarını belirterek, iyimser senaryoda bu yıl ekonominin yüzde 0.3 büyüyeceğini, kötümser senaryoda ise yüzde 1.5’lik bir daralmanın söz konusu olacağını belirtti.

Bakanımız tarafından ekonominin tüm çarklarının ele alındığı bu program içerisinde benim alanımı en çok ilgilendiren elbette ki önümüzde ki 3 yıl içerisinde uygulanacak teşvikler ve istihdam politikası oldu. Gelelim detaylara…

YILLIK 1 MİLYON İSTİHDAM HEDEFİ

Açıklanan son verilere göre, işsiz sayımız 2020 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 152 bin kişi azalarak 4 milyon 101 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,4 puanlık artış ile %13,4 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı 0,6 puanlık artış ile %15,9 oldu.

Pandeminin çalışma hayatına etkisi de dikkate alındığında, 2020 Haziran dönemi istihdam sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 981 bin kişi azalarak 26 milyon 531 bin kişiye ulaştı. Böylelikle istihdam oranı 4 puanlık azalış ile %42,4 oldu.

Yeni ekonomi programı boyunca istihdamın yıllık ortalama 1 milyon 336 bin kişi artması hedefleniyor. İş gücüne sağlanacak bu katılım hedefiyle işsizlik oranının da kademeli olarak gerileyerek 2023 yılında yüzde 10.9 seviyesine gerilemesi bekleniyor.

Program içeriği genel olarak ele alındığında, ekonominin hayatın her alanında sürdürülebilirliğinin sağlanması en önemli hedef. Bu kapsamda istihdam ve üretimde olmamız gereken seviyeye ulaşabilmek için yapılacak faaliyetlerin yürütülmesi ve yeni dünya düzenine uyum sağlanması için yeni çalışma modellerinin oluşturulmasının bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı ifade ediliyor.

3 yıllık hedef…

İşvereninden işçisine beklentiler çok…

Virüsten dolayı 2020’den çoktan vazgeçtik ancak 2021 bile normale dönmek için hala şüpheli!

İnşallah harfiyen başarıya ulaşır yeni ekonomi programımız…

KAMUDA YENİ DÖNEM

Programda kamu personeli ile ilgili de değişiklikler yer aldı:Kamuda kadro ve pozisyonların iş tanımları yapılacak, çalışanların yetkinlikleri belirlenecek, norm kadro çalışmaları gerçekleştirilecek.Norm kadro çalışmasıyla derece kademeye göre ücret sorunu çözülecek. Norm kadro çalışmaları kamu kurumlarının adeta MR’ını çekilecek. Bu çerçevede programda şu ifadelere yer verilmiştir; “Kamuda kadro ve pozisyonların iş tanımları yapılacak, çalışanların yetkinlikleri belirlenecek, norm kadro çalışmaları gerçekleştirilecek, iş tanımı ve yetkinlikler dikkate alınarak norm fazlası personelin yeniden yerleştirilmesi yapılacak, hedef ve yetkinlik bazlı performans değerlendirme sistemi oluşturularak başarılı personelin ödüllendirilmesini sağlayacak Kamu İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi kurulacaktır.”

İş tanımı ve yetkinlikler dikkate alınarak norm fazlası personelin yeniden yerleştirilmesi yapılacak. Hedef ve yetkinlik bazlı performans değerlendirme sistemi oluşturularak başarılı personelin ödüllendirilmesi sağlanacak.Kamu İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi kurulacak. Başarılı memur ödüllendirilecek.

Yazının devamı...

Memurun emekli ikramiyesi ve kıdem tazminatlarına da haciz konabilir mi?

Selam ben devlet memuruyum maaşımda icra kesintisi var 2021 Mart’ta emekli olacağım sormak istediğim toplu ikramiyeme el konur mu? Lütfen yardımcı olursanız sevinirim. Melek Deldemir

Emekli ikramiyeleri ve kıdem tazminatlarına da maaşınızda olduğu gibi haciz konulması mümkündür. En doğru yorumu yapabilmek için icra takibinizin detayı incelenmesi gerekmektedir. Ancak genel durumu itibarı ile icra takibiniz devam ederken emekliye ayrılmanız durumunda tarafınıza ödenecek olan ikramiyeden icra kesintisi yapılaması zorunlu olacaktır

Sayın uzmanımız. Hayırlı günler diliyorum. Ben 1971 doğumluyum. 01.07.1988 girişli sigortam var. 2602 gün yatmış primi var. 3 çocuk annesi ve 3 çocuğumu borçlanma yapabiliyorum. Benim emekli olma gibi şansım ne kadar acaba. Umarım bilmediğim bir kanundan faydalanıyor olmayı çok istiyorum. Hayırlısı ile inşallah. Şimdiden size çok teşekkür ederim. Allaha emanet olunuz. Esma Ege

Sigortalılık başlangıç tarihinize istinaden 45 yaş 5300 prim gününe tabisiniz. 3 Çocuğunuz için de borçlanma gerçekleştirirseniz 538 gün eksiğiniz kalır. Bu süreyi de isteğe bağlı ödeyebilir ya da çalışarak tamamlayabilirsiniz. Zaten yaş şartınızı da yerine getirmiş görünüyorsunuz. Bir diğer seçeneğiniz ise 3600 prim günüyle yaşlılık aylığıdır. 1000 Günlük bir doğum borçlanması yaptıktan sonra 58 yaşını bekleyerek 3600 prim günüyle yaşlılık aylığı da alabilirsiniz. 3 Çocuk için en düşük borçlanma tutarınız 67 bin 802 lira 50 kuruştur.

Emeklilik prim ödeme gün sayım 7250 gün olarak doldu. Şu anda 46 yaşındayım. 52 yaşına kadar yaş bekleyeceğim. Emeklilik maaşı hesaplayınca 4000 TL civarı alacağım gibi gözüküyor. Şu anda bordrolu çalışmıyorum. Sorum şu. Eğer bordrolu olarak çalışırsam, emekli maaşımın düşmemesi için en az kaç TL maaş ile bordrolandırılmam gerekir?

5 yılda bildirilen en yüksek kazancın altına düşmezseniz prim bildirmenizde bir sakınca olmayacaktır. Prim gün sayısı şartı tamamlandıktan sonra SGK’ye bildirilen SPEK yani günlük prime esas kazanç tutarınız 2 asgari ücretin altına inmediği sürece aylık bağlama oranınız düşmez ve yükselir. Asgari ücret üzerinden prim bildirilecek ise hiç bildirilmemesi daha faydalı olacaktır. Çünkü asgari ücret tutarı aylık bağlama oranınızı düşürecektir.

Sigorta çıkışımın yapılıp yapılmadığını nasıl öğrenirim?

Sigortalı yani 4/A’ya tabii çalışan vatandaşlarımız önceki yıllarda işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerini kendileri görüntüleyemiyordu ancak bu yıl e-devlet üzerinden tüm bilgilere ulaşım imkânı getirildi. İşe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinize e-devlet şifreniz ile giriş yaparak aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://www.turkiye.gov.tr/sgk-esgkuyg-esgksifre-ise-giris-isten-ayrilis

Hocam merhabalar. Eski patronum ki hala beraber çalışıyoruz. Ama o işçi olarak çalışıyor. Çalıştığımız dükkanı devretti. Sonra da bizi yeni açtığı dükkana götürdü. Fakat yeni dükkanı eşinin üzerine açtı. İşe başlarken de bize tüm haklarımı aldım kağıdı imzalattırdı. Yeni dükkanda 1.5 yıldır çalışıyoruz. Fakat şimdi de tam zamanlı çalıştığımız günleri kısa ödenekten yatırmış. Ben eski haklarım dahil hepsini alıp ayrılabilir miyim? Çünkü SGK’yı aradığımda bunun cezası var dedi.

Detaylarını sorunuzdan anlatmış olduğunuz durumda, işvereniniz pandemi döneminde fırsat çıkarcılığı yapmış görünüyor. Öncelikle alacaklarınızı ödediğine dair elinizde bir dekont yok ise imzaladığınız kağıdın herhangi bir geçerliliği bulunmuyor. Sizin şikayet etmeniz durumunda, denetim mekanizmasını yürütecek yetkili işverenden ödeme dekontlarını isteyecektir.İş akdinizi sonlandırma konusunda haklı sebeple iş akdinizi sonlandırmanız mümkündür. Kısa çalışma ödeneğinden faydalandırılan personelin çalışması yasaktır. Bu usulsüz durumdur, işveren devlet hazinesinden usulsüzüz ödenek almıştır. Bu sebeple alacaklarınızı ve ilgili dönemlere dair sigortalılık bildiriminin verilmesi noktasında yasal haklarınızı işvereninizle paylaşın. İşverenin taleplerinizi reddetmesi durumunda şikayet edeceğinizi belirtin. Denetim mekanizması gerekli yasal işlem ve idari yaptırımları firmanız adına uygulayacaktır.

Hocam 1973 doğumluyum 1992 başlangıç 320 gün SSK ödemem ve son 15 yıldır yurtdışında sudanda çalışıyorum nasıl emekli olabilirim?

Yurtdışında kayıtlı çalışıyorsanız Türkiye’ye dönüş yaptığınızda yurtdışı borçlanması yaparak emekli olmanız mümkün. Normalde emeklilik şartlarınız 53 yaş 5600 prim günüdür. Bu prim gününü Türkiye’de sigortalı olarak çalışmanız durumunda 53 yaşında emekli olabilirsiniz. Veya 4339 gün yurtdışı borçlanması yapacaksınız, geriye kalan 1261 günü yine Türkiye’ye gelip çalışarak tamamlayacaksınız. Yurtdışı borçlanmaları 2019 yılından itibaren Bağkur kapsamında alındı, Bağkur’lu olarak emeklilik şartlarınız 9000 prim gününü tamamlama şartına çıkar. Bu yüzden borçlanma yapmanız halinde Bağkur’lu olacaksınız. 1261 Gün sigortalı olarak çalışmanızın amacı borçlandığınız süreler sonunda Bağkur sigortalısı olacağınızdan tekrardan 4/a yani SSK sigortalısı olmanız için gereklidir.

Son 1261 gün hangi sigortalılık statüsünde primi bildirirseniz o statüde emekli olursunuz.

Bir diğer seçeneğiniz ise 5400 gün yurtdışı borçlanması yaparak 58 yaşında Bağkur kapsamında ileri yaştan emekliliğe müracaat edebilirsiniz.

Merhabalar 2020 Haziran ayında limited şirket açılışı için başvuruda bulundum. Resmi açılış Ağustos ayında gerçekleşti. Bu isler tamamlanıncaya kadar SGK’lı olarak çalıştığım işyerinden ayrılmadım ve hala çalışmaya devam ediyorum. SGK’lı çalıştığım yerden ayrılırsam kendi is yerimde SGK’lı çalışmam mümkün müdür?

Kendi kurmuş olduğunuz veya sonradan ortaklık durumu oluşan şirketlerde 4/a sigortalısı olarak çalışamazsınız. Bu gibi durumlarda adınıza 4/b prim borcu tahakkuk ettirilir. Herhangi bir ortaklığınızın bulunmadığı firmada 4/a sigortalısı olarak çalışırsanız adınıza 4/b prim borcu tahakkuk ettirilmez. Konuyla ilgili 5510 sayılı kanunda açık hüküm bulunmaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 53’üncü maddesinin ikinci fıkrasında 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanların, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemeyecekleri hükmü bulunmaktadır.

Merhaba Almanya’da yaşıyorum malullük aylığı alıyorum 900 Euro; Türkiye’den vefat eden SSK emeklisi babamın yetim maaşı bağlatabilir miyim? Teşekkürler

Anne veya babası 01.10.2008 öncesinde vefat eden kişiler yurtdışından emekli olsalar bile yetim aylığı alabilmektedir. Ancak bu tarihten sonra ebeveynin vefatı gerçekleşmişse 5510 sayılı kanunun 34. Maddesi gereğince hak sahibi olan kişiye yetim aylığı bağlanmaz. Bu kanun maddesine göre yurtdışından herhangi bir gelir veya aylık almıyor olmanız gerekmektedir.

Merhaba, 1.6.2004 SGK sigorta başlangıcım var. 12.12.2003-31.05.2004 arasında 6 ay kısa dönem yaptığım askerlik hizmetimi askerlik borçlanmasına saydırabilir miyim? Bu sayede ne (prim günü, erken emeklilik vb) kazanabilirim Teşekkürler, selamlar. Deniz Günaydın

09.09.1999 tarihinden sonra sigortalı olan erkekler 60 yaş 7000 prim günü, kadınlar ise 58 yaş 7000 prim günü şartlarına tabidir. Askerlik borçlanmasının yaşınızda etki edebilmesi için sigortalılık başlangıcınızı 09.09.1999 tarihinden öncesine çekmesi gerekmektedir. Böyle bir imkânınız bulunmadığından borçlanma işlemini yapmanız EYT yasası çıkmaz ise emeklilik yaşınıza herhangi bir olumlu fayda sağlamayacaktır. Emeklilik yaşını dolduracağınız tarihte prim gününe ihtiyacınız olursa askerlik borçlanması yapabilirsiniz.

Merhaba, ben 20/05/1971 doğumluyum 15/10/1987 işe girişliyim son 19 sene SSK’ya yüksekten prim ödeme yapıldı 04/03/2020 tarihin de Rektum Malığın Neoplazmı (Kolostomi ) kalın bağırsak ameliyatı oldum Sizlerden öğrenmek istediğim malulen emekli olabilir miyim, bana bir faydası olur mu, alacağım maaşa zararı olur mu sizlerin düşüncelerini almak istiyorum şimdiden teşekkür ederim kolay gelsin. Feyyaz Acar

Belirtmiş olduğunuz hastalığınıza bağlı olarak sağlık uygulama tebliği yönetmeliği gereğince %40 ila %80 arasında oranlarda kurul raporu verildiği gözükmektedir. Rektum alımı yapılan hastalara ise %80 oranında rapor verilmektedir. Heyet raporu ile %40 veya üzerinde rapor oranı olan sigortalılar malulen veya engelli emekliliği haklarına tabi olarak emekli olabilirler. Tarafınıza bağlanacak aylık konusunda herhangi bir kaybınız olmayacaktır, Malullük veya engellilik durumlarında kişilere kısmi değil, tam emekli aylığı bağlanır. Hizmet dökümlerinde yaş şartı aranmaksızın bildirilen prim gün sayısı ve matrah üzerinden hesap yapılarak aylık bağlanır.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.