Şampiy10
Magazin
Gündem

EYT netleşti, staj soru işareti!

08.09.1999 ve öncesinde sigorta başlangıcı olanlar 4447 sayılı getirilen kanunla birlikte yaş şartına takılmışlardı. Bu tarih öncesinde uygulamada olan erkeklerde 25 yıl, kadınlarda 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim gün şartı aranıyordu. 4447 Sayılı kanunla birlikte aranılan şartlara bir de yaş şartı eklenmiş ve sigortalılık başlangıcına göre kademeli artan yaş sistemine ve prim günü sistemine geçilmişti.

ÇALIŞMA BAKANININ PRİM GÜN ŞARTI VURGUSU!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin, geçtiğimiz gün yapmış olduğu açıklamada prim gün şartında değişikliğe gidilemeyeceğini aktarmıştı. Buradan anlaşılan sonuç, yukarıda belirtildiği gibi 5000 prim günü ile değil kademeli yaş tablosundaki sadece yaş kısmı uygulamadan kaldırılacak. 5975 prim gününe kadar istenilen prim gün şartı aranmaya devam edilecek.

Bağkur sigortalılarının prim günlerinin fazla ve adaletsiz olduğunu geçtiğimiz aylarda açıklayan Bakan Bilgin, son açıklamasında bununla ilgili gelişmeleri aktarmadı. Bağkur sigortalıları da bu yönde açıklamalar beklemektedir. Mevcut durumda erkeklerde 9000 prim günü, kadınlarda ise 7200 prim günü aranmaya devam etmektedir.

Bağkur sigortalılarının yanında memurlar da EYT ile ilgili bilgiler beklemektedir. Çalışma Bakanı EYT ile ilgili memurların kapsam dahilinde olup olmadığına dair hiçbir açıklamada bulunmadı.

BAKAN SAYI VERDİ, STAJ SİGORTALILARI TEDİRGİN OLDU!

Çalışma Bakanı emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili 1,5 milyon kişi olduğunu açıkladı. Bu sayı EYT dernekleri ve meslek odalarındaki sayılara oranla çok düşük kalmakta. EYT ile ilgili yapılan düzenleme içerisinde staj sigortasının başlangıç olarak yer alması öngörülüyordu.

Konuyla ilgili Çalışma Bakanı da bu sorunun EYT çıktığında çözüme kavuşacağı yönündeydi. Ancak verilen rakamın oldukça düşük olması kafalarda soru işaretleri bıraktı. Bu sayı sadece EYT’lilere ait ise staj sigortalılarıyla ilgili çalışmanın gündemde olmadığı ortaya çıkıyor.

Bekleyip göreceğiz, kanunun meclise gelmesine son bir ay…

Yazının devamı...

Staj sigortası için çalışma bakanı umut ışığını yaktı

Basın mensuplarının staj sigortası sorusuna ‘Bu konuda da çalışma yaptırıyorum ben, sonuçları ne olur bakacağız. EYT meselesini açıkladığımızda Staj sigortasının cevabını da vermiş olacağız’ dedi.

Geçmiş yıllarda okulları tarafından işletmelere yönlendirilen öğrencilere o dönem SSK bir işe giriş kartı vermişti. Bu kişiler hatta hala aynı SSK sicil numarasıyla çalışma hayatlarına devam ediyorlar. Çalışma hayatına okullarıyla birlikte giriş yapmış bu kişiler emeklilik için müracaat ettiklerinde kurum ‘staj sigortası emeklilik hesabında giriş olarak kabul edilmez’ diyerek emeklilik taleplerini geri çeviriyor.

Sayın Çalışma Bakanının yapmış olduğu açıklamalara bakacak olursak, EYT ile birlikte staj sigortası mağduriyetini de düzenleyecek kanunu aynı anda yürürlüğe koyabilecekleri anlaşılıyor.

Eğer staj mağduriyeti de düzeltilirse Sosyal Güvenlik sisteminin emeklilik alanındaki uyuşmazlıkların büyük bir bölümü çözüme kavuşmuş olacak.

Eğer bir kişi staj sigorta başlangıcından sonra doğum yapıp ve sonrasında ilk defa sigortalı olduysa bu kişilere doğum borçlanması hakkı tanınıyor. Buna kısa bir örnek verecek olursak; Ayşe hanım 1990 yılında staj yapmış olsun. 1997 Yılında da doğum yaptığını düşünelim, ve bu kişi 1999 yılında da ilk defa sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlasın.

Emeklilik hesabında kişinin staj sigortası kabul edilmediğinden Ayşe hanımın başlangıcı 1999 olarak kabul edilecektir. Ancak 1990 yılında staj yaptığı için 1997 yılındaki doğumunu borçlanarak sigortalılık başlangıcını 720 gün geriye çekebilecek. Böylelikle Ayşe hanımın

Meslek liselerinde zorunlu staj yapanların sadece sağlık sigortalarının yatırılması nedeniyle, çalıştıkları günleri emekliliğe sayılmayan mağdur sayısı 1,5 milyonu buluyor.

Özellikle EYT konusunda son viraja girilmişken staj başlangıcının sigorta başlangıcı olarak sayılması oldukça önemli bir avantaj olacak.

Staj süresinde yatırılmayan uzun vadeli sigorta primlerine borçlanma hakkı bile getirilse yıllardır sürüncemede kalan bu konunun çözüme kavuşması an meselesi olur…

 

 

Yazının devamı...

EYT’de yaştan indirim mi geliyor?

Almanya modeli, Finlandiya modeli, Hollanda modeli derken sayın Çalışma Bakanı çıktı ve dedi ki ‘Hayır, Türk modeli geliyor’.

Peki Türk modeli ne? Mevcutta uygulanan sistem zaten Türk modeli değil mi?

Peki değişiklik ne olacak?

Son dönemlerde EYT hakkında oldukça ilginç spekülasyonlar yapılıyor. Aslında EYT ile ilgili reçete belli, 08/09/1999 ve öncesinde sigortalı olanlarda 4447 sayılı yaş kanunun uygulanmaması. Bu kanun öncesindeki gibi, sigortalılık süresi ve prim gününü dolduranların emekli edilmesi. Peki siyasiler buna ne diyor; ‘EYT kamu maliyesi açısından uygun değil, buna bütçe ayrılmalı’. Buraya kadar herkes durumu anladı, buna bütçe ayrılmıyor veya bütçesi çok büyük deniliyor.

Yani aslında bu kanun 2012 yılında çıkabilirdi, 2015 yılında da çıkabilirdi hadi en kötü yine 2017’de çıkabilirdi. Çünkü bu dönemlerde ekonomimiz bugün olduğundan kat be kat iyiydi. Ancak çıkarılmadı, 2019 yılında Cumhurbaşkanımız çıktı ve çalışma yapılmasını istedi. O dönemde EYT hakkında yapılan çalışmaları mevcuttaki Çalışma Bakanımız Vedat Bilgin yönetti. Yani sayın Çalışma Bakanımızın elinde zaten tüm modellere ilişkin veriler mevcut. Şimdi geçelim EYT modellerine ve mutlu sona!

EYT’li olan, olmayan herkes EYT’nin ne olduğunu ve EYT’lilerin kim olduğunu çok iyi biliyor. EYT’lilerin büyük bir nüfusu temsil ettiğini hepimizden çok siyasiler biliyor. Emeklilikte yaşa takılanlar ciddi de oy potansiyeline sahip. Bunlarla ilgili geçmişte yapılan ve günümüzde devam eden anket çalışmaları verileri de mevcut.

Tüm verilerde EYT’lilerin, Almanya modeline de karşı olduğu, Hollanda modeline de karşı olduğu, Finlandiya modeline de karşı olduğu apaçık belli. Sosyal medyada yer alan erkeklerde 9000 prim günü, kadınlarda da 7200 prim günü şartı modelleri de kesin çözüm olmayacak modellerden bir tanesi. Hatta bu model bile durup dururken birde emeklilikte prim gününe takılanları doğuracağından yaklaşılmıyor.

Kadınlarda 50 yaş, erkeklerde 55 yaş modelleri de EYT’ye EYT getirmenin yan formülü olduğundan olumlu karşılanmıyor.

Maaşlar düşürülerek aylıkların bağlanması da mevcut ekonomik şartlar altınd kimseyi memnun edecek bir uygulama değil.

E peki geriye ne kaldı? İşte mutlu sonun tarifi.

Emeklilikte yaşa takılanlara her geçen yıl yenileri eklendiği gibi, her ay azalma da oluyor. Çünkü yaşını bekleyen EYT’lilerin neredeyse 1990 tarihinden önce sigortalı olanların hepsi emekli olmuş durumda. Mağdur kişilerin çoğunluğu 1990 ve 1999 arasında sigorta girişi bulunanlar.

Bu kişilerin de tabloya göre emeklilik şartları erkeklerde 50’den, kadınlarda ise 47’den başlıyor. Üzerinde durulan tablo verilerine göre bu durumda olanların yaşları da 45 – 55 aralığında. Tablo üzerinden üçer yıl yaş indirimi yapıldığında yaş mağduru kısmın büyük bir bölümü emekliliğe hak kazanmış durumda olacak. Bu durum kamu maliyesi açısından en az zarar ile en fazla verimin alınması şeklinde değerlendiriliyor.

En çok istenen ve beklenen alternatif ise yaş kanunun kısmen iptalinin uygulanması. Yani kanunun 08/09/1999’dan önce sigortalı olanları kapsamaması şeklinde düzenleme yapılması.

Diğer taraftan 08/09/1999 yılından öncekileri kapsamayacak şeklinde bir düzenleme yapılırsa kanunun çıkış tarihinden önce emekli olmuş EYT’lilerin de hak kaybına uğramış olduğu kabul edilmiş sayılacak. Bakanlık ise emekli olmuş EYT’lilerle de ayrıca uğraşmak istemiyor ancak sürecin yargıya intikal etmemesi için emekli olan EYT’lilerin maaşlarında biz düzenleme yapılması söz konusu.

Rahmetli Demirel’in dediği gibi ‘Demokraside çare tükenmez’

Bakalım EYT’ye çare ne olacak…

 

 

Yazının devamı...

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU REKOR KIRIYOR!

Tabi hayatımızın bu kadar içinde olan bir kurumun rekorlara imza atması da kaçınılmaz oluyor. Peki SGK, son zamanlarda nelerde rekor kırmış, gelin yakından bakalım.

31 Milyon Kayıtlı İstihdam Rekoru!

Sosyal Güvenlik Kurumu, geçmişte yaşamış olduğu acı tecrübelerinden ders çıkarmayı başaran ender kurumlardan. Etkin denetim mekanizmasıyla, kayıtdışı çalışmayı önlediği gibi sahte işyerlerini de kolaylıkla tespit edebiliyor. Peki bunu nasıl sağlıyor? tüm kurumlardan bilgi alarak elbette!

Emniyet, Gelir İdaresi, Hastaneler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları yapmış olduğunuz işlemleri SGK’ya rapor ediyor. SGK ise bu gelen raporlar doğrultusunda inceleme başlatıyor. Örnek vermek gerekirse bir kişi işyeri açtığında Gelir İdaresi Başkanlığından o adrese yoklama memuru geliyor. Yoklama memuru işyerinin gerçekten var olup olmadığına bakıyor, resimler çekiyor ve çalışanların bilgilerini not ediyor. Sonrasında ise bu bilgiler SGK ile paylaşılıyor. SGK’da yoklama sırasında orada ismi geçen kişilerin sigortalı olup olmadığına, işyeri açılışının yapılıp yapılmadığına kadar incelemeye alıyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu, yılın ilk altı ayında 1631 sahte işyeri, 100 bin 391’de sahte sigortalı tespit etmiş durumda. Bu tabloya göre kamu 877,5 Milyon TL’lik zarardan da arındırılmış oluyor. Tüm bu etkin denetim mekanizması size 31 milyonluk tarihi bir istihdam başarısı getiriyor.

84 Milyon Vatandaş Genel Sağlık Sigortalı!

Son dönemlerde sağlık alanında olumsuz yorumlar bulunmaktadır, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet, ekonomik nedenler ve salgın nedeniyle artan hasta yoğunluğu. Tüm bu etkiler randevu taleplerinin yeterince karşılanamamasına neden oluyor. Haliyle bu durum, toplum içerisinde olumsuz eleştirilere dönüşmesine neden oluyor. Tabi bu alanda da hazırlanan eylem planları mevcut, burada dikkat etmemiz en önemli husus Sosyal Güvence kapsamında olup olmadığınız.

Etkin bir şekilde 01.01.2012 tarihinde hayata geçirmiş olduğumuz Genel Sağlık Sigortası ile 84 milyon vatandaşımız sağlık güvencesi kapsamına alındı. Elbette her değişimin ve sistemin uygulanması sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bunların en başında GSS prim borcu gelmektedir. Sistemin halk tarafından benimsenmesi on yılı aldı diyebiliriz. Artık herkes GSS uygulamasını biliyor ve bunu etkin olarak kullanıyor. Kademeli prim sisteminden tek düzenli prim sistemine geçilmesiyle daha da erişebilir bir hale getirilmiştir.

Artık gelir ayrımı yapılmaksızın asgari ücretin %3’ü oranında (194,13 TL) prim ödeyerek siz ve bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler sağlık güvencesi altında.

GSS’ye kısa bir örnek vermek isterim; 4 kişilik bir ailede sadece baba çalışıyor diyelim, eş ve iki çocuk da öğrenim görüyor. Baba işten ayrıldığında GSS’ye müracaat ederek aylık 194,13 TL’ye hem kendisini hem de eşi ve 2 çocuğunu sağlık güvencesi kapsamına alabiliyor. Tabi bu kişilerin gelirleri asgari ücretin 1/3’ünden az ise primlerini de devlet ödüyor.

Bu imkansız sağlık sistemini rekor bir sürede hayatımızın içerisine sokan da Sosyal Güvenlik Kurumudur. Almanya bu sistemin araştırılması ve uygulanabilirliğini izlemek için Sosyal Güvenlik Kurumu ile mutabakat zaptı imzaladı. Farklı Avrupa ülkeleri sağlık sistemimizi yakından inceliyor, konu başlıklarında ise ‘Türkiye’nin Sosyal Güvenliği’ mevcut.

Alkışlar bu başarıda emeği olan herkese…

Yazının devamı...

2022 yılı kıdem tazminatı tavanı 15.371,40 TL oldu

EYT için geri sayım başlarken en kıymetli özlük haklarından biri olan kıdem tazminatı hesabı da önem kazandı.Peki nedir bu kıdem tazminatı? Hangi şartlarda alınır? Nasıl hesaplanır? Tavanı neye bağlıdır? Ödeme süresi nedir? Gelin detaylarıyla ele alalım.Kıdem tazminatı; “İş Yasasına uyruk işçilerin hizmet akitlerinin yasada belirtilen sona erme durumlarında işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye kanunların (veya sözleşmelerin) belli ettiği gün sayısı kadar ücreti tutarında ödemek zorunda olduğu tazminattır”

Devlet, işçilerin hayat seviyesini yükseltmek, çalışan ve işsizleri korumak ile görevli olup çalışanların adil bir ücret elde etmeleri hususunda gerekli tedbirleri almak durumundadır.İşçilerin kıdem tazminatı haklarının yasal güvenceye kavuşturulması da bu yükümlülüğün bir uzantısı olarak ortaya çıkmaktadır.
Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun Geçici 6’ncı maddesi uyarınca 1475 sayılı Eski İş Kanunu’nun halen yürürlükte bulunan 14’üncü maddesi işçinin kıdem tazminatı hakkını güvence altına almaktadır.

KIDEM TAZMİNATI NASIL ALINIR?

Kıdem tazminatı yasada öngörülen durumlarda (işverenin – istisnai bazı haklı sebepler hariç olmak üzere- iş akdini sonlandırması, askerlik, ölüm gibi) sonlanan iş akdi sebebiyle en az 1 yıl çalışmış olan işçiye o işyerinde çalıştığı her yıl sayısı ile son brüt aylığının çarpılması suretiyle ödenen tazminattır.

İŞVERENİN KIDEM TAZMİNATINI ÖDEME SÜRESİ NEDİR?
Kıdem tazminatları iş akdinin sonlanması ile birlikte derhal ödenmelidir. Bununla birlikte toplu iş akitleri ile bu konuda makul bir süre belirlenmiş olabilir. Bu durumda söz konusu tazminat en geç o sürenin sonunda ödenmiş olmalıdır.Aksi takdirde işçinin gecikme sebebiyle ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz alma hakkı doğar.İşçi bu hakkını dava açmak yoluyla elde edebilecektir.
Kıdem tazminatı alacağı için zamanaşımı süresi 5 (beş) yıldır.

KIDEM TAZMİNATI NASIL HESAPLANIR?

Kıdem tazminatı hesaplanırken, işçinin aldığı son ücret esas alınır. Eğer işçi, ücretini parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi usullerle alıyorsa, ücret sabit olmayacağından son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret esas alınacaktır.
Ayrıca “…kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 26 ncı maddenin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.

KIDEM TAZMİNATI TAVANI NEDİR?

Yasa koyucu kıdem tazminatına esas ücret bakımından bir üst sınır belirleme yoluna gitmiştir. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’ üncü maddesinin ilgili fıkrası şu şekildedir:“Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.”
Yapılan yeni zam oranlarıyla 2022 yılı kıdem tazminatı tavanı; 15.371,40 TL

Yazının devamı...

İşsizlik maaşı hakkında bilinmesi gerekenler

Milyonlarca çalışanı çok yakından ilgilendiriyor. İşsizlik maaşı detaylarını merak ediyor. İşte madde madde işsizlik maaşı...

İŞSİZLİK MAAŞI NEDİR?

İşsizlik ödeneği, 4447 sayılı “İşsizlik Sigortası Kanunu”nda belirtilen şartların taşınması kaydıyla, kanununun öngördüğü işsizlik sigortası süresi boyunca ödenen maaştır.

İŞSİZLİK MAAŞI ALMAK İÇİN ŞARTLAR NEDİR?

120 GÜNLÜK SÜRE ŞARTINDA HANGİ DURUMLARDA PRİM KESİNTİSİ SAYILMAZ?

İşsizlik maaşı alabilmek için gerekli koşullardan biri olan 120 günlük kesintinin prim ödemesinde kesinti sayılmayacak haller aşağıda sıralanmıştır.

 İŞSİZLİK MAAŞI ALANLAR SAĞLIK İŞLEMLERİNDE NASIL FAYDALANACAK?

İşsizlik ödeneği alanlar, işsizlik ödeneği aldıkları süre boyunca işsizlik sigortası fonundan sadece genel sağlık sigortası primi ödenir. Böylelikle işsiz kalınan süre boyunca GSS provizyonu alabilirler. Diğer taraftan işsizlik maaşı alanların aile bireyleri de genel sağlık sigortası kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanabilmektedir.

İŞSİZLİK MAAŞI NASIL HESAPLANIR?

İşsizlik ödeneği tutarı için sigortalının son 4 aylık sigorta primi geliri dikkate alınır. Toplam gelirden 4 aydan fazla hesaplanan günlük ortalama gelirin minimum %40’ı işsizlik maaşı olarak hesaplanır. Ödeneğin alınacağı gün sayısı ile çarpıldıktan sonra her ay çalışanın hesabına yatırılır. İşsizlik maaşının sınırı asgari ücrete bağlıdır. Bir kişi, günlük toplam asgari ücretin %80’ine kadar günlük işsizlik ödeneği alabilir. Yüksek ücretli çalışanlar için günlük ortalama gelirin %40’ı günlük asgari ücretin %80’ini aşıyorsa, kişinin günlük işsizlik ödeneği asgari ücretin %80’i kadardır. İşsizlik ödeneğinden sadece damga vergisi kesilir.

İŞSİZLİK MAAŞI SÜRESİ NASIL HESAPLANIR?

İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki 3 yıl içinde işsizlik ödeneği alma koşullarını sağlayan işçiler;

 YENİ ASGARİ ÜCRETLE İŞSİZLİK MAAŞI NE KADAR OLDU?

2022 yılının ikinci yarısında;

En düşük işsizlik ödeneği 2 bin 568 lira

En yüksek işsizlik ödeneği 5 bin 137 lira olacak.

 Çalışma hayatı ve emeklilik ile ilgili sorularınızı uzmanasor@gazetevatan.com'a gönderin yanıtlayalım...

Yazının devamı...

Ucuz borçlanma treni kaçtı, diğeri yıl sonunda kalkıyor…

 

Neredeyse yıl başından beri asgari ücrete ara zam yapılacağını ve borçlanmalarda erken davranılması isabet olacağını dile getirdim. Asgari ücrete zam olmaz rüya görüyorsun diyen arkadaşlara selam ve sevgiler gönderelim ve 01.07.2022 itibariyle borçlanma treninin kaçtığını, ikinci trenin ise yıl sonunda kalkacağını anlatalım. Peki borçlanmalar neydi ne oldu, birlikte bakalım.

ASKERLİK VE DOĞUM BORÇLANMALARI
Askerlik ve doğum borçlanmaları sigortalıların en çok başvurduğu borçlanma türüdür. Çünkü hem 4/a’ya tabidir, hem de daha uygundur.
2022 Yılının ilk yarısında 450 gün askerlik borçlanması yapacak olan birisi, 30.06.2022 tarihinden önce müracaat etseydi toplamda 24 bin 019 TL ödeyerek günlerini satın alabilecekti.Aynı kişi, borçlanma müracaatında bulunmadıysa ve 01.07.2022 tarihinden itibaren 450 gün için borçlanacaksa ödeyeceği rakam 31 bin 059 TL olacaktır.Aynı hesaplamayı doğum borçlanması için de düşünebilirsiniz, borçlanma yüzdeleri her ikisinde de %32’dir.

01.07.2022 – 31.12.2022 Tarihleri arasında geçerli olan günlük en düşük borçlanma tutarı doğum ve askerlik için 53,38 TL’den 69,02 TL’ye çıkarılmıştır. Tavan tutar ise 517,65 TL’dir. (Brüt asgari ücret 6471 / 30 * 0,32 = 69,02 Günlük borçlanma tutarı formülü)

YURTDIŞI BORÇLANMALARINDA SÜRPRİZLER YAŞANACAK!

Asgari ücretle birlikte yurtdışı borçlanma tutarları da arttırıldı.30.06.2022 Öncesinde başvuru yapanlar günlük 75,06 TL ödeyecekken bu tarih itibariyle müracaatta bulunanlar 97,07 TL ödeyecekler.5 Yıllık bir yurtdışı borçlanması yapmak isteyen kişi 1800 gün için 135 bin 108 lira ödeyecekken, artık 174 bin 726 lira ödeyecek.Ayrıca kurum eskisi gibi eksik evrakla müracaatları da kaldırdı. Geçtiğimiz yıllarda kişiler yurtdışından posta ile sadece talep dilekçesini iletiyor, sonrasında eksik evrak tebliğ ediliyor ve evraklar tamamlanınca da eski tutardan ödeme yapabiliyordu.Artık kurum bu sistemi kaldırdı, eksik evrakla müracaat edenlere direkt ret yazısı gönderiyor. İş işten geçtikten sonra eline ret tebligatını alana gurbetçi ise dövizle para kazandığı için muhtemelen sadece gülümsüyordur. Cumhurbaşkanı asgari ücrete asıl zammın yıl sonu yapılacağını, bu %30 oranında artışın “ara zam” olduğunu üstüne basa basa vurguladı. Özetle yıl sonuna kadar borçlanma yapacaklara duyurulur…

İşçi, memur, dul, yetim, emekli, emekli, bu sorulara yanıt arıyor, uzmanasor@gazetevatan.com adresine sorularınızı yollayın yanıtlayalım....

 

Yazının devamı...

SGK açık vermiyor, mucize gerçekleştiriyor!


Ülkemizin tartışmaya en açık konularından bir tanesi, kamu kurumlarının zarar etmesi.Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyor ve verginizi veriyorsanız tüm kamu kurumlarının zararı da sizi ilgilendirir, karı da! Çünkü bu kurumlar zarar ettikçe sizin ödeyeceğiniz vergi artacak, kar ettikçe düşecektir. Ancak bazı kamu kurumlarının zarar etmesi veya bürokrasi diliyle açık vermesi toplumun yararına olabilir. Nasıl mı, hemen anlatalım.

GELİRLERİN GİDERLERİ AŞMASI!

Sosyal Güvenlik Kurumu her yıl mali tablolara ilişkin faaliyet raporu yayınlamaktadır. Bu tabloda kurumun nereden ne aldığı, nereye ne ödediği kalem kalem belirtilmektedir. Merak edenler tabloya buradan erişebilir. Yayınlanan faaliyet raporuna göre 2021 yılı içerisinde SGK’nın 633 Milyar TL geliri olmuş. Aynı zamanda kurum 2021 yılı içerisinde 654 Milyar TL gideri olmuş.

Gelir ve gider rakamlarına baktığımızda kurumun zarar ettiğini açıkça anlayabiliriz, ancak buna zarar diyebilir miyiz? Bir saniye! Sosyal devletler, sigorta kurumlarının kar etmesini ve gelir getirmesini beklemezler. Çünkü oradan kazanç sağlıyorsanız sizin sosyal devlet statünüz kalmaz.

Ayrıca SGK’nın yıl içerisindeki bütçesi de önceden kestirilemez, çünkü iş kazasını da SGK karşılıyor, Ahmet’in sakat doğan kızının tedavi masraflarını da SGK karşılıyor, hudutta şehit düşen askerimizin yakınlarına da SGK aylık bağlıyor, trafik kazasına da SGK bakıyor. Haliyle bu bütçeyi yıl içerisindeki kaza oranı etkiliyor, doğum oranı etkiliyor, işsizlik etkiliyor, salgın hastalık etkiliyor, etkiliyor da etkiliyor. Şimdi gelelim detaylara.

SGK, SADECE EVİNİZDE YEMEK YAPMIYOR!

Sosyal Güvenlik Kurumu, başlıkta da belirttiğimiz gibi sadece gelip size yemek yapmıyor. Aslında yatarak olduğunuz tedaviler de onu da yapıyor da neyse. Gelelim faaliyet raporunun detaylarına, yazımızın bu bölümünde geçmeden aklınızda ‘kurumun gerçekten kar etmesi mümkün değil, hatta zarar etmesi halk için daha iyi gibi!’ diyebilirsiniz. Böyle düşünmüyorsanız okumaya devam.

Kurum 2021 yılı içerisinde 177 Milyar TL sağlık harcaması gerçekleştirmiş. 2020 Yılında başımıza gelen Covid-19 belasıyla gerçekten muazzam bir mücadele gerçekleştirdik. Bazı ülkelerde ücretli olarak sunulan PCR testleri tüm kamu sağlık kuruluşlarında ücretsiz bir şekilde sunulmuştu. Bunların maliyetleri bir kenarda dursun, testi pozitif çıkan çalışanların rapor ödemeleri de ayrı bir yük getirmiş oldu.

Sosyal Güvenlik Kurumu tarihinde ilk defa bir yıl içerisinde 13 Milyar TL rapor ödemesi yaptı. Test kiti, rapor ödemeleri ve diğer sağlık harcamalarının maliyeti yıl içerisinde 30 Milyar TL’yi geçmiş oldu.

Kurum bu sağlık harcamalarının yanında 13,5 milyon emekli vatandaşa da emekli maaşı ödüyor. 2021 yılı içerisinde emeklilere ödenen tutar 406 Milyar TL’yi geçmiş oldu. Kurum, bunun yanında faaliyetlerine kesintisiz devam ediyor ve e-devlete entegre uygulamalar geliştirerek bürokrasinin azaltılmasına da katkı sağlıyor. Bu ne demek diye düşünecek olursanız, artık emekli aylıklarınız 90 günde değil 30 gün içerisinde sonuçlandırılıyor.

Tüm bu tabloların yanında kurumun tahsilat sıkıntısının da olduğunu belirtmek gerekir, pandemi dolayısıyla ödenmeyen Bağkur ve işveren prim borçları yine istenmeyen boyutlara ulaşmış durumda. Son çıkan yapılandırmadan faydalanan mükelleflerin de yapılandırmasının yarısından çoğu bozulmuş halde.

ÇALIŞANIMIZ AZ, EMEKLİMİZ FAZLA!

Mali tablosu düzgün, bilançosu zarar etmeyen ülkelerin raporlarını incelediğimizde her 4 veya 5 çalışanın bir emekliye baktığı görülmektedir. SGK’nın yayınlamış olduğu faaliyet raporuna göre ülkemizde kayıtlı 24.745,149 aktif sigortalı bulunmaktadır. Bunların 18.399,864’ü 4/a’lı (SSK), 3.156,745’i 4/b’li (Bağkur), 3.188,540’ı ise 4/c’li (Memur).

Bunların yanında emekli sayımız ise 12 milyon 847 bin 135, ülkemizde her 1,92 çalışan bir emekliye tekabül etmektedir. SGK’nın faaliyet raporunda yer alan rakamsal verilerde en fazla ücret çıkışının emekli maaş ödemelerine yapıldığı görülmektedir. SGK’nın girişimcilere ve istihdama katkı sağlayan işletmelere sağladığı teşvik tutarı ise 66 Milyar TL’yi geçmektedir.

Faaliyet raporlarındaki kalemleri detaylı olarak incelediğimizde Sosyal Güvenlik Kurumunun sürdürülebilir hizmet anlayışının yanında mucize gerçekleştirdiği ortada. Şikayet vardır, yetemediği ulaşamadığı mutlaka vardır ama söz konusu koşullarda hizmette elinden gelenin en iyisini yapanı tebrik etmekte lazım.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.