Şampiy10
Magazin
Gündem

Yeni jenerasyon neleri değiştiriyor?

Alışveriş alışkanlıkları günden güne değişiyor. Bundan 20 sene önceki ihtiyaçlarımız, 10 sene önceki heyecanlarımız, 5 sene önceki ‘olmazsa olmazlarımız’ ve 1 sene önceki alışveriş kaçamaklarımız arasında dağlar kadar fark olduğunu söyleyebilirim. Belki ekonomik koşullar, belki giderek küreselleşen dünyamız, belki de teknolojinin hızla gelişmesi, bizi çok daha hızlı değişmeye itiyor.

Devler ligi kol kola

Hal böyle olunca, bu sürekli değişim haline ayak uydurabilen markalar güncel kalıp çalışmalarına devam edebiliyor. Değişimi okuyup anlamak da hem markaların hem de bizlerin kaçınılmaz görevi haline geliyor. Bir online alışveriş sitesinin 2017 yılının ilk altı ayında yaptığı araştırmalar, moda sektörünün bir sonraki altı ayına ışık tutabilecek nitelikte. Araştırmaya göre Gucci, Saint Laurent ve Chloe gibi markalar, modaseverler arasındaki popülerliğini korumaya devam ediyor. Direksiyona Demna Gvasalia‘yı geçiren Balenciaga, tıpkı Gucci’nin birkaç yıl önce yaptığı gibi, tasarımcı değişikliğinin meyvelerini yakın zamanda toplayacağa benziyor. Ancak lüksün devler ligi, çok daha farklı janrlardan gelen markalarla kol kola giriyor.

Lüks ulaşılamaz değil

Sosyal medyada fenomen haline gelen elbiseleriyle dikkat çeken Self-Portrait ve aykırı estetiğini her fırsatta konuşturan Vetements, adını en hızlı duyuranlar arasında yer alıyor. Louis Vuitton ile gerçekleştirdiği iş birliğinin akıbeti belirsiz olsa da kısa sürede yüksek modaseverlerin radarına takılan Supreme, yeni çağın en ‘havalı’ markaları arasında anılıyor. Modaseverler, lüksü sadece çok para harcamak ya da bol sıfırlı etiketler arasında kaybolmak olarak görmüyor. Sıkı sıkıya takip edilen indirimler ve ikinci el satış siteleri, lüksü daha ulaşılabilir hale getiriyor. Çantalar ikinci el pazarının en çok tercih edilen ürünleri arasında yer alırken son dönemde pazarda yükselişe geçen pırlanta yüzükler dikkat çekiyor. Sanırım nişanı attıktan sonra yaşanan kalp kırıklığı, yüzüğü satıp parasıyla bir çift Louboutin ya da Manolo Blahnik alarak tamir ediliyor.

Moda gençlerin elinde

Yapılan araştırma, gençlerin, özellikle 20’li yaşların başındaki modaseverlerin, minimal stillere henüz adapte olamadığını, bunun yerine bireyselliği ön plana çıkartacak maksimalist tasarımları tercih ettiğini iddia ediyor. Bu iddia haksız sayılmaz, özellikle abartılı renk ve desenlerin birbiri içerisinde kaybolduğu, sayı ve harflerin kişiselleştirilmiş bir şekilde kullanılabildiği tasarımların son yıllara damgasını vurduğunu düşünürsek. Yaş aralığı 16-20 arasında değişen modaseverler satın alma alışkanlıklarını en hızlı şekilde etkileyen grup olarak görülüyor. Bu da, internet ve teknoloji çağının tam ortasında doğan bireylerin dünyasında yaşadığımızı kabul etmemiz demek. Biz ‘millenial’ olarak tanımlananlar, yani 20-35 yaş arasındakiler, bir grup çocuğun henüz tam olarak gelişmemiş estetik algısıyla yönetiliyoruz. Onlar ne giymek, görmek, paylaşmak isterse biz de aynılarını giymek, görmek, paylaşmak zorunda kalıyoruz. Yalan yok, bu gelişmemiş algı kimi zaman bizi şaşırtacak sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle şimdilik körü körüne yargılamak yerine bekeyip görmeyi tercih ediyorum.

Yazının devamı...

Yeni sezona minimal hazırlık

Moda dünyası bu aralar heyecanlı bir koşuşturma içerisinde. Bir yandan yaz sezonu indirimleri devam ediyor, öte yandan sonbahar sezonuna ait parçalar yavaş yavaş askılardaki yerlerini alıyor. Hal böyle olunca biz alışveriş severlerin önünde farklı sezonlardan, pek çok farklı fiyatta alternatif beliriveriyor. Gelin birlikte bir kapsül gardırop yaratalım ve kafa karışıklığına maruz kalmadan bu yoğun dönemi atlatalım. Kapsül gardırop, mümkün olduğunca az sayıda kıyafet, ayakkabı ve aksesuardan oluşan bir ‘stil seti’ olarak tanımlanıyor. Genellikle birkaç aylık dönemler için hazırlanan bu stil setleri, tamamen yeni parçalardan oluşabileceği gibi eski parçaların yeniden değerlendirilmesiyle de zenginleştirilebiliyor.

Benim önerim tabii ki gardırobunuzdaki parçaları olabildiğince uzun süre kullanmanız yönünde. Bunun yoluysa alışveriş yaparken birkaç sezon sonrasını düşünmek hatta klasik parçaları tercih etmekten geçiyor. Aslında pek çok stil sahibi kadın, kapsül gardırobun sırlarını çok iyi biliyor. Bu kadınlar sade, beyaz bir elbiseyi bir bahçe partisinde, gösterişli bir düğünde ya da kız kıza eğlenmeye gidilen bir gecede en iyi şekilde taşımayı başarabiliyor. Aksesuarlar kullanılarak farklı ortamlara uyumlu hale getirilen bu tür klasik parçalar, kapsül gardırobun temelini oluşturuyor. Azami on parçadan oluşacak kapsül gardırop, bir yandan da “Bugün ne giysem?” sorusunu ortadan kaldırıyor. Seçenekler azaldıkça karar vermek kolaylaşıyor; iş sadece doğru aksesuarlarla kendi stilinizi yansıtmaya kalıyor. Kapsül gardırobun olmazsa olmazları kişiden kişiye değişse de genellikle tercih edilen parçalar klasikler oluyor. Erkeksi çizgilere sahip beyaz bir gömlek, dar kalıplı siyah bir pantolon, her ortama uyum sağlayabilecek tek renkli bir elbise, rahat beyaz spor ayakkabılar, orta boy bir omuz çantası gibi parçalar, ilk kapsül gardırop denemeniz için tercih edebilecekleriniz arasında yer alıyor. “Hep aynı şeyleri mi giyeceğiz? Trendleri de takip etmek istiyoruz” diyenleri de unutmadım. Değişen trendlere ayak uydurmak istediğinizde sezonun öne çıkan renklerini veya motiflerini taşıyan aksesuarlar, cüzdanlar, güneş gözlükleri ya da telefon kılıflarını kapsülünüze ‘yedek oyuncu’ olarak ekleyebileceğinizi hatırlatayım.

Kendall + Kylie etkisi

Sosyal medya çılgınlığıyla hayatımıza giren Kardashian Jenner Hadid üçlemesinin Jenner bacağında işler tıkırında görünüyor. Moda dergileri için gerçekleştirilen çekimler, kendi isimlerini taşıyan güzellik ve bakım ürünleri, iş birliği yapılan ünlü markalar derken istisnasız her gün karşımıza bir haberleri çıkıyor. Bu sefer Kendall ve Kylie Jenner kız kardeşlerin birlikte yarattıkları Kendall + Kylie adlı markaya göz atıyoruz. İkilinin 23 parçadan oluşan mayo ve bikini koleksiyonu, tabii ki Jenner kardeşlerin olay yaratan fotoğrafları eşliğinde, son günlerin en çok konuşulanları arasında. Minimalist bir yaklaşım iddiasında olan koleksiyon ile ilgili Kylie Jenner “Bütün vücut tiplerine uygun tasarımlara imza attık” derken Kendall Jenner ise tasarımları seksi ve eğlenceli bulduğunu söylüyor. Pek çok moda otoritesinin birkaç sezon sonra çökeceğine inandığı Kendall + Kylie markası, Jenner kardeşler sosyal medyadaki güçlerini kaybedene kadar hayatımızda olacağa benziyor.

Yazının devamı...

Patron çıldırdı

‘Patron Çıldırdı’ mesajı sanırım bu defa gerçek oldu. New York’un en ünlü mağazalarından Saks Fifth Avenue, bol sıfırlı etiket fiyatıyla bilinen ikonik Hermès çantaları ‘şaşırtıcı’ indirimlerle sunarak çıldırdığını ispatladı. Nasıl mı? Mağazanın ikinci el, az kullanılmış ürünler satan Off Fifth adlı bölümünde Birkin ve Kelly modeli çantalar online olarak satışa sunulmuş. Çantaların etiket fiyatlarıyla indirimli fiyatları arasındaki fark ise sadece 1 liraymış. Havada karada kapılırdı elbette. Ancak sanırım site bizi indirimli satış yaptığına ikna etmek için göstermelik de olsa bir indirim uygulamayı tercih etmiş. Başka bir yerde görsem şaka olduğunu düşünürdüm ancak söz konusu Saks Fifth Avenue olduğunda sadece ‘Patron Çıldırdı’ diyebiliyorum.

‘Yaza merhaba!’ partisi

Geçtiğimiz hafta Tepebaşı’nda yer alan İngiltere Başkonsolosluğu’nda pek keyifli bir davete katılma şansım oldu. İngiliz Ticaret Odası’nın 130. yılı şerefine verilen ve yazı karşılayan bahçe partisi farklı sektörlerin önde gelen isimlerini ve sosyetenin ünlü isimlerini buluşturdu. Açıkçası İngilizlerin parti ve davet gibi konulardaki şıklık hassasiyetini davetlilerin pek çoğunda göremedim. İngiliz kadınların özel davetlerde tercih ettiği şapka veya saç aksesuarları bize halen yabancı bir konu sanırım. Çok şükür partide podyum gösterileri sunan TONI&GUY sayesinde biraz moda ve stil konuşma şansımız oldu. Londra kökenli saç bakım ve şekillendirme markası TONI&GUY tarafından hazırlanan ve farklı dönemlere göndermeler yapan saçlar, yine dönemlere özgü görünümlerle tamamlanmıştı. Podyumda gördüğümüz parçalarsa Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı olarak da görev yapan tasarımcı Mehtap Elaidi’ye aitti.

Yaz bitmeden bitmesi gerekenler

- Örgü ya da halat gibi garip malzemeler kullanılarak hazırlanan sandaletlere veda edebilir miyiz? Bu sandaletler çok konuşulsa da ayakta estetik bir duruş sergilediklerini düşünmüyorum. Ayrıca ıslanıp kurudukça yosun tutacaklarını düşünen bir tek ben olamam herhalde?

- Sadece Instagram fotoğraflarında kullanılan yuvarlak plaj havlularına da uzak diyarlara doğru keyifli bir yolculuk diliyorum. Hiçbirimiz tıklım tıkış plajlarda o kadar yer kaplayan havlularla rahat edemeyiz, değil mi? Evet, desenleri ve renkleriyle dikkat çektiklerini kabul ediyorum ancak tatil döneminde biraz daha pratik olmayı tercih edebilirim.

- Her ne kadar son birkaç yıldır sahillerimizde pek popüler olsa da şu kola bacağa mesaj yazdırma olayının pek esprisi kaldığını söyleyemem. Onun yerine sezon trendi olan mesaj kaygılı mayoları tercih etmeye ne dersiniz? ‘Sahil Güvenlik’ filmini yeniden andığımız şu günlerde üzerinde ‘Hayat Öpücüğü’ yazan bir mayo, sırtınıza boyatacağınız kamyon arkası cümlelerden çok daha havalı durabilir.

Yazının devamı...

Hem akıllı hem stil sahibi

Apple ve Samsung gibi teknoloji devleri, akıllı saat pazarında hakimiyet kurabilmek için yarışadursun, moda markaları da kendi paylarına düşeni almanın yollarını arıyor. Aslında Apple Watch ve Hermes birlikteliği, akıllı saat fikrini modayla buluşturan, çok da başarılı bir örnekti. Ancak artık pek çok marka, başka bir markayla yan yana gelmek yerine kendi ürünlerini geliştirip satışa sunmayı tercih ediyor.

TagHauer, Michael Kors ve Emporio Armani gibi markaların birbiri ardına geliştirdikleri akıllı saatlerin ardından sıra geldi Louis Vuitton’a. Yapılan duyuruya göre, ‘Tambour’ saat koleksiyonu ‘akıllanmış’ yani akıllı saat özellikleriyle donatılmış.

Tanıdık bir kasayı yeni özelliklerle milenyum çağına uydurmak da ‘akıllı’ bir hareket sayılabilir. En azından işin ticari boyutunu düşünerek.

Pek çok farklı kullanıcı ara yüzü sunan ‘Tambour Horizon’ saatlerinin en havalı özelliklerinden birisi, tıpkı çanta ve cüzdanlarda olduğu gibi isminizin baş harfini ekranda görebilecek olmanız. Kişiselleştirme hizmetinin bu en yeni hali, benim için bir hayli çekici.

Android tabanlı akıllı saatin bir diğer ayrıcalığı da, Louis Vuitton tarafından oluşturulan ve farklı dünya şehirlerini konu alan şehir rehberlerinin dijital versiyonlarına erişim sunması. Yani bir şehri gezerken, markanın sizin için seçtiklerine sadece akıllı saatinizi kullanarak ulaşabileceksiniz.

Asırları deviren köklü markaların yeni çağa ayak uydurma çabasının ürünü akıllı saatler daha sık karşımıza çıkacak, benden söylemesi.

Moda dünyasından kısa kısa

- Çantalar, ayakkabılar, tişörtler, elbiseler bitti, sıra evlerimize geldi. Gucci istilası sandalye, mum, yastık gibi dekoratif objelerle devam ediyor. Eylül ayında satışa sunulacak Gucci Décor koleksiyonu, markanın tasarımcısı Alessandro Michele’nin yanı sıra Richard Ginori adlı köklü bir porselen markasının da tasarımlarını bizimle buluşturacak. Bazılarımıza bu ‘Gucci-manya’ fazla gelse de popülaritenin zirvesindeki marka, dur durak bilmeden hayatımıza girmeye devam edeceğe benziyor.

- Satışa çıktığı ilk günden beri pek çok modaseveri peşine düşüren Louis Vuitton X Supreme koleksiyonu bu defa şok edici bir haberle gündeme geldi. Koleksiyonun, Amerika’da gerçekleşecek satış etkinliklerinin iptal edildiği bilgisi ağızdan ağıza dolaşıyor. Henüz markalardan resmi bir açıklama gelmese de meraklı müşterilerin mağazalara gönderdiği e-postalar olumsuz dönüş alıyor. Böylesine dikkat çeken ve başarılı bir koleksiyonun neden satışa çıkarılamadığıysa merak konusu.

- Bundan tam 20 sene önce Paris’te açılan Colette, moda dünyasına veda etmeye hazırlanıyor. Colette Roussaux tarafından hayata geçirilen ve yıllar içerisinde Paris’in vazgeçilmez noktalarından olan mağaza, 20 Aralık’ta kapılarını kapatacak. Markadan yapılan açıklamaya göre bu vedanın sebebi, 20 yılın ardından bir hayli yorulan Colette Roussaux’un sektörden çekilmesi ve tabii ki markanın, isim ve ilham kaynağı olmadan ilerlemek istememesi. Bu karar bana biraz iddialı gelse de şimdiden son bir kez alışveriş yapabilmek için mağazanın önünde kuyruğa girecekleri gözümün önüne getirebiliyorum.

Yazının devamı...

Roller değişiyor

Moda dergilerinde adeta köşe kapmaca oynayan editörler, birbiri ardına görevi bırakan tasarımcılar derken moda dünyasında rollerin değişmesine alıştık. Buna bir de son dönem koleksiyonlarında kadın ve erkek dünyalarına ait parçaların birbiri içine geçmesi eklenince ne yapacağımızı şaşırdık.

Bilincimize kodlanan renkler artık cinsiyet kalıplarından sıyrıldı. Tercih ettiğimiz kıyafet ve aksesuarlar da öyle. Milenyum gençlerinin bu gerçekliği, sektörün önde gelen dergilerinden birisinin kapağında yer alacak kadar önemli hale gelmişe benziyor.

Amerikan Vogue dergisinin kapağında adeta ‘cinsiyetsiz’ tasarımlar içerisinde boy gösteren Gigi Hadid ve Zayn Malik çifti, sınırları en stil sahibi şekilde zorluyor. Çekimin yıldızı olan Gucci takım elbiseler, Gigi ya da Zayn ikilisinden herhangi biri tarafından giyilebilecek kadar geçişken oldukları için kafalar karışıyor.

Çekime eşlik eden röportajdan sızan ilk bölümlerden anladığımız şeyse, çiftin birbirlerinin kıyafetlerini giymekten çok hoşlandıkları. Toplumsal duruşumuz, kadınların erkeklere özgü olduğunu düşündüğümüz parçaları giymesini kabulleniyor aslında. Sevgilisinin kazağını üzerine geçirmiş bir kadın, bize sempatik bile görünebiliyor. Ancak tersini düşününce, sevgilisinin tişörtünü giymiş bir erkek, pek de rastladığımız bir manzara olmasa gerek. Röportajda Gigi ve Zayn, bu algıyı kıracak bir sohbetle moda severlere içlerini döküyor.

Ben bu kapak çekimini ve çekime eşlik eden röportajı çok beğendim. Bakalım modanın kutsal ayı olan Eylül ayından hemen önce standartları bu kadar yükselten Amerikan Vogue, bizi bir sonraki sayısında nasıl şaşırtacak?

ERDEM ve H&M birlikteliği yolda

Kendimi bildim bileli ERDEM markasını ve yaratıcısı Erdem Moralıoğlu’nu ‘Moda dünyasının dahi Türk çocuğu’ veya ‘Başarılı Türk markası’ gibi tanımlamalarla yan yana görürüm. Tabii ki sadece Türkçe yayınlarda.

Türkiye dışında her yerde tasarımcının kendisinden ya da markasından ‘Londra merkezli’ olarak bahsedilir. Açıp baktığınızda, web sitesinden röportajlara kadar pek çok yerde markanın bir Türk markası algısından çok uzakta konumlandırıldığı dikkatinizi çekecektir.

ERDEM’in kimlik karmaşasını bir yana bırakıp buralara konu olma sebebine geçelim. Her sene büyük heyecanla beklediğimiz H&M ve tasarımcı iş birliklerinin en yenisi, Londra merkezli ERDEM ile gerçekleşecek.

Ne yalan söyleyeyim, daha önce Karl Lagerfeld, Versace, Lanvin gibi önemli markalar ve isimlerle buluşan H& M’in ERDEM ile olan iş birliği hepimizi şaşırttı. Tabii ki iyi yönde.

ERDEM ve H&M birlikteliği pek çok açıdan ilkleri de bünyesinde barındırıyor. Erdem Moralıoğlu ilk kez bir marka iş birliğinde yer alıyor. Bunun yanı sıra tasarımcı ilk defa bir erkek koleksiyonu sunmanın heyecanını yaşıyor. Birlikteliğin duyurulduğu reklam filminde Baz Luhrmann ile çalışılması da yine bir ilke işaret ediyor.

Dünya çapında yıldızlar giydiren, koleksiyonlarıyla moda takipçilerinin radarına girmeyi başarmış, gündem yaratabilen güçlü bir marka olan ERDEM’in H&M ile özdeşleşen hızlı moda dünyasına sunabileceklerini hayal etmeye başladım bile. Tasarımlarla buluşmamızsa Kasım’ın 2’sinde.

Yazının devamı...

Moda haftasında Celine Dion rüzgarı

Celine Dion, müzikseverler için bir ikon haline gelmiş olsa da moda severlerin dünyasında pek sık anılmaz. 49 yaşındaki ünlü şarkıcı, yeniden popüler hale gelmenin moda dünyasında görünür olmaktan geçtiğini fark etmiş olacak ki Paris’te gerçekleşen ‘couture’ moda haftasında fırtına gibi esti.

Geçtiğimiz yıl yeni bir stil asistanıyla çalışmaya başlayan Celine Dion, ünlü moda evlerinin avangart tasarımlarıyla karşımızdaydı. Tam bir blogger gibi sokak stili fotoğrafçılarına gülümseyen şarkıcı en son 20 sene önce bir defilede boy göstermiş. Ancak Dion, moda haftası döneminde Paris’te olmasının da avantajını kullanarak Giambatista Valli ve Dior gibi defileleri en ön sıradan izledi.

Aslında sahne performansları için ‘couture’ tasarımlar tercih eden Celine Dion’un Paris ‘couture’ moda haftasında boy göstermesi kadar doğal bir şey yok. Ancak beni şaşırtan kendisinin bir fenomen haline gelmesi oldu. Bakalım bu moda haftasında bir yandan eğlenip bir yandan sosyal medyanın yıldızı olan ünlü şarkıcının moda maceraları devam edecek mi?

Coco Capitan X Gucci

Geçtiğimiz aylarda düzenlenen Gucci Sonbahar/Kış 2017 defilesinde, markanın İspanyol sanatçı Coco Capitan ile gerçekleştirdiği işbirliğinin ilk sonuçlarını görme şansımız olmuştu. Sıra, işbirliğindeki bütün parçaları keşfetmeye geldi.

El yazısı mesajlarıyla tanınan Coco Capitan’ın seçilen bazı cümleleri, çanta, tişört, kapüşonlu ceket ve kazakların üzerine taşınmış.

Koleksiyonu ilk kez gördüğünüzde yaramaz bir çocuğun annesinin çantası üzerinde karalamalar yaptığını düşünebilirsiniz. Hatta binlerce liralık çantaların mahvolduğuna inanıp üzülebilirsiniz. Ancak ben içinizi rahatlatayım, eğer bu koleksiyondan bir parçaya sahipseniz, uzak bir gelecekte açık arttırmalarda satabilirsiniz.

Klasik kırmızı-yeşil Gucci çizgilerinin de unutulmadığı parçalar, sanat meraklıları için kaçırılmayacak bir fırsat.

Yazın favori çantası

Hasır, tahta ya da farklı malzemeler kullanılarak hazırlanan sepet çantalar, bu yazın en popüler parçalarından olmaya adaylar. Her geçen gün başka bir modelini ünlü bir ismin elinde ya da bir dergi kapağında görmeye devam ettiğimiz bu sepet çantalar arasında seçim yapmaksa bir hayli zor.

Birbirinden farklı modeller arasında benim en çok dikkatimi çeken, bambudan yapılanlar. Örneğin Cult Gaia markasına ait bir model, yaz başından beri Instagram’ın en çok fotoğraflananları arasında yer alıyor. Aslında bu çanta geçtiğimiz yazdan beri satışta ancak dikkatleri üzerine çekip trend listesinin üst sıralarına çıkması 2017 yazını buldu. Hatta öyle ki tek bir renkte üretilen çanta, yoğun istek üzerine siyah, yeşil ve kahverengi gibi alternatif renklerde de satışa sunuldu.

Sepet çanta trendini yakalamak için bu çantayı almak isterseniz, stoklar ışık hızıyla tükendiğinden, bir süre beklemeniz gerekebilir. Bekleme süreniz boyunca trendlerden uzak kalmamanız içinse size üzeri farklı mesajlarla işlenmiş hasır örgü çantaları önerebilirim.

Yazının devamı...

Kürk Couture

Lüks denince akla ilk gelenlerdendir kürk. Kimi zaman üretimi, kullanım şekli, endüstrisi eleştirilse de moda dünyasının vazgeçilmezlerindendir.

Kürk ve lüks bir araya gelinceyse akla Fendi gelir. Ünlü İtalyan marka, geçtiğimiz günlerde yeni ‘couture’ koleksiyonunu sunarak bir kez daha gündeme oturdu. Fendi, Paris’te gerçekleştirdiği ‘haute fourrure’ yani kaba tabirle ‘kürk couture’ defilesinde özel konuklarına hem yeni kumaş kesim ve işleme teknikleri hem de hayal dünyasını zorlayan tasarımlar sundu.

Bu çok özel defileyle ilgili benim en çok ilgimi çekense elbette yüksek işçilikti. Örneğin finalde sunulan gelinliğin üzerindeki şal, tam dokuz bin parça elde tek tek işlenerek yaratılmıştı. Şimdi okumayı bırakıp bu işlemin ne kadar uzun süreceğini hesap etmeye çalışıyorsanız size yardımcı olayım. Tam tamına 1,250 saat yani 52 gün!

Sonbaharda çiçek açtıran bu koleksiyonun ‘couture’ haftasında en çok konuşulanlardan olduğunu tahmin edersiniz.

Paris’ten Haberler

Paris’in ‘couture’ haftasında başka kimler konuşuluyor, şöyle bir bakalım.

Valentino: Dini referansları spor duruşla buluşturan Valentino koleksiyonundaki kafa karışıklığı beni çok etkilemese de moda dünyasında alkış sesleri yankılandı. Birbirinden bir hayli farklı renk ve desende parçalar kimi zaman bir rahibe kimi zamansa spordan yeni çıkmış şehirli bir kadın tarafından taşınıyor gibiydi. Tasarımları bir bütünün parçaları olarak göremesem de koleksiyonun imzası sayılabilecek rahat kesimler, bu ‘couture’ moda haftasında yükselişte, benden söylemesi.

Viktor&Rolf: Son dönemin en ilginç defilelerinden birisi Viktor&Rolf’tan geldi. Podyuma ardı ardına çıkan modeller kocaman oyuncak bebekleri andırıyordu. Modellerin replikası olarak hazırlanan kocaman kafaların geçişi bittiğinde sıra, modellerin gerçek yüzlerini görmeye geldi. Az önce izlediğimiz görünümlerin tamamını, bu defa klasik bir defile formatında, yeniden izledik. Bir koleksiyonu iki kere sunarak moda severlerin hafızalarına kazımak çok iyi bir fikir değil mi?

Maison Margiela: Davetlilerine Margiela dünyasının iç yüzünü göstermeyi amaçlayan John Galliano, defile sonunda en çok konuşulacak şeyin modellere uygulanan makyaj olacağını tahmin edebilir miydi acaba? Path McGrath tarafından hazırlanan makyaj uygulamasında dudaklara kondurulan metalik parçalar, iddialı ve yeni bir trendin habercisi.

Keşif: Pecca Designs

Son dönemde yeni pek çok plaj giyim markasıyla karşılaşır olduk. Bu markaların bazıları lüks segmentte iddialı tasarımlarla karşımıza çıkıyor, bazılarıysa retrotasarımları yeniden yorumluyor. Bu kalabalıkta dikkatimi çeken markalardan Pecca Designs ise ‘yavaş moda’ akımını benimsiyor.

İpek ve Cemre Öğün kardeşler tarafından yaratılan marka, kişiye özel dikim hizmetiyle öne çıkıyor. Minimal parçaları kadınların beden ölçülerine göre hassas bir şekilde üreten Pecca Designs’ın fiyat aralığıysa hiç öyle tahmin ettiğiniz gibi abartılı değil. Az ama öz diyebileceğimiz sayıda sade parçayla oluşturulan Pecca Designs İlkbahar/Yaz 2017 koleksiyonunu yaz bitmeden keşfetmenizi öneririm.

Yazının devamı...

Mücevherler ayağınıza geldi

Hepimizin bir şekilde kulağına çalınan ‘overlok makinesi ayağınıza geldi’ cümlesi, aslında bir pazarlama harikası değil mi? Bir hizmeti müşterisinin ayağına getirmek, belki de dünyanın en eski iş fikirlerinden birisi. Ancak zaman zaman basitliği elden kaçırıyor, karmaşık sistemlerin esiri oluyoruz.

Pek çok markanın ders alması gereken bu satış stratejisi, okyanusun ötesinde, ta Miami’de bir markaya ilham vermiş ve ortaya mobil dükkanlar çıkmış. Evet, bu bir ilk değil. Pek çok markanın kısa dönem açık kalan veya belirli etkinliklerde karşımıza çıkan mobil dükkanları mevcut. Ancak Miansai’nin hikayesi biraz daha farklı.

Markanın kurucusu Michael Saiger bir gün açık arttırma sitelerinden birisinde eski tip üç tekerlekli bir kamyonetin satışta olduğunu görmüş ve aklına ürünlerini bu araçta satmak gelmiş. Fikrini henüz tamamlayamadan geliştirmiş ve toplamda altı farklı araçtan oluşan bir mobil dükkanlar zincirine sahip olmuş.

Binlerce lira değerindeki tasarımların sokakta satılması size garip gelebilir. Ancak Saiger, bu hamlesiyle markanın görünürlüğünü arttırdığını ve elbette satışlarında ciddi bir değişiklik olduğunu söylüyor. Plajlar, havaalanları, ünlü caddelerin köşe başları derken mobil dükkanlar Instagram’da da sıklıkla paylaşılıyor.

Küçük bir yatırım ve dünyanın en eski iş fikirlerinden birisinin bir markayı hızla ileri taşımasını izlemek keyif verici değil mi?

Oyuncak bebek Gigi

Geçtiğimiz hafta dijital dünyada konuşulan tek bir ünlü vardı: Gigi Hadid. 22 yaşındaki yıldızın konuşulma nedeniyse ne bir moda çekimi ne de bir röportajdı. Bir markanın etkinliğine katılmak için evinden çıkarken görüntülenen Hadid, kombini sayesinde manşetlere taşındı.

Şu ana kadar adını bile duymadığımız KREIST markasına ait pembe pantolon ceket ikilisi, Hadid’in stil liginde yeni bir kategoriye yükseldiğini ispat etti. Bir süredir adını duyduğumuz ‘millenial pink’ yani ‘milenyum çağı pembesi’ rengindeki bu kombin, pek çok açıdan o kadar doğru bir tercihti ki bana yorum yapacak bir şey bırakmadı.

Hadid’in kendi zevkine göre inceltilen diz bölümü, paçaların genişliğine vurgu yapılmasını sağlamıştı. Orijinal tasarımda yer alan püsküllerin bazıları, yine Hadid’in isteğiyle çıkartılmıştı. Baştan aşağıya pembe çok riskli bir seçim olsa da Gigi Hadid günün sonunda kazanan taraftı.

Sonunda satışta

Bir süredir merakla beklediğimiz Louis Vuitton X Supreme kapsül koleksiyonu sonunda satışa çıktı. İki kült markayı buluşturan koleksiyon ilk olarak dünyanın seçili merkezlerinde açılan ‘pop-up’ mağazalarda moda severlerle buluştu.

Binlerce kişinin sırada beklediği, sadece kısıtlı sayıda ürünün satışa sunulduğu bu pop-up mağaza sistemi, online alışveriş sevdalılarını biraz üzse de bu kadar önemli ve çok konuşulan bir koleksiyon için başka bir satış şekli düşünülemezdi.

New York sokak kültüründen ilham alan koleksiyon 21 Temmuz’a kadar Miami, Londra, Tokyo gibi şehirlerde satışta. Eğer tarihe geçecek bir koleksiyondan ufacık bir parça bile sizinle olsun isterseniz, acele etmelisiniz.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.