Şampiy10
Magazin
Gündem

Üçüncü bahar da mümkün! İşte örneği Ülker Cömert

Ülker Cömert tam 80 yaşında. Hani Türk filmlerinde hep zengin babayı oynayan Hulusi Kentmen’in eşlerini aklınıza getirin. Aynen öyle biri işte! Bir kadın 80 yaşında bile güzel, şıkır şıkır olabiliyormuş. 22 yıl önce kaybettiği eşi için yazdığı şiirlerle dolu bir şiir kitabı çıkardı: ‘İz Bıraktım!’ Kitap çiftin anılarının resm-i geçidi adeta. Rahmetli Ahmet Cömert sanayici, Cömertler matbaacılık ve ambalaj sanayinin kurucusu ve 50 yılını boks sporuna vermiş, Türkiye Boks Federasyonu Başkanı’ymış... Ölümünden sonra uluslararası bir boks turnuvasına ismi verilmiş, turnuva her yıl 30 ülkenin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşiyor. Bu 80 yaşındaki güzel, şık ve üretken kadına nasıl bu kadar dinç, güleç, pırıltılı kalabildiğini sordum...

- 80 yaşında bile nasıl bu kadar güzel ve bakımlı olabiliyorsunuz?

Çok mutlu bir evliliğim vardı. Eşimi kaybettim evet, ama evlatlarıma, torunlarıma duyduğum sevgi ve onlar tarafından da çok sevilmem beni hayata bağlıyor. Hayata olumlu bakıyorum.

- Estetik var mı? Vitamin destekleri kullanıyor musunuz?

Hiçbir zaman ne yüzüme ne de vücuduma güzellik için botoks yaptırmadım veya bir neşter vurdurmadım. Aldığım destek inançlı olmam ve aile ve dost çevresinde sevilen bir insan olmamdan ibaret.

- Bakımlı olmak da hayata bağlılığın bir göstergesi... Hep böyle bakımlı mısınız?

Bakımlı olmayı çok seviyorum. Giyimime özen gösteriyorum. Sabah uyanır uyanmaz duşumu aldıktan sonra, mutlaka rujumu sürüp, hafif makyajımı yapıyorum. Öyle ki geçirdiğim ameliyatlardan sonra bile uyanır uyanmaz rujumu istemişimdir.

- Bu kadar sağlıklı ve dinç olmanızda beslenmenin de önemi olsa gerek. Ne yer, ne içersiniz?

İstediğim her şeyi yerim, ama dozunda!

Sabah sofrasından cevizi eksik etmem. Bir dilim ekmek, domates, kendi yaptığım reçelle kahvaltımı yapıyorum. Öğlen geç yiyorum. Akşam ise sadece meyve ve yoğurt yiyorum.

- Her yerde tekrarlıyorum: ‘Akşam yemeğini hafif yiyin!’ Akşam yemeğini herkes sizin gibi yese, Türkiye’de obezite çok azalır. Yüzde 50 şu anda fazla kilolu ve şişman sayımız...

Hareket etmeliler. Ben çok hareketliyim. Çocuklarım ""Anne yeter, artık otur" diyorlar. Her zaman evimde yardımcım olmasına rağmen, ev işlerini yapmaktan zevk alıyorum. Bu bana bir tür rehabilitasyon gibi geliyor. Yemekten çok yedirmeyi severim. Zeytinyağlı dolmam meşhurdur. Sevenlerim bana "bol kepçe" diye isim taktılar.

- Peki düzenli spor da yapıyor musunuz?

Tam bir ada aşığıyım. Burgazada’da yazın her gün bir saat yüzüyorum. Kışın Bebek’te, yazın adada bir saat yürüyorum. Yürüyüş yapmayı, yüzmeyi çok seviyorum. Bunları yaparken şiirler, şarkılar söylüyorum.

- Biraz da genlerinize bakalım... Ailenizde uzun yaşayanlar var mı?

Annem 103 yaşına kadar sağlıklı yaşadı. O da akşamları yalnızca meyve ve yoğurt yerdi. Anneannem de uzun yaşamıştı.

- Ülker Hanım, gelelim yazdığınız şiir kitabına... Beni ağlattınız. Ne büyük bir aşk bu... Eşiniz sizi taparcasına sevmiş. Ve siz de sevginizle 22 yıl geçtikten sonra bile onu hâlâ canlı tutuyorsunuz.

Ahmet gözlerime aşıktı. Bir gün "Senin bir gözün kör olsa da öbür gözün bana yeter" dedi. (Gözleri yaşarıyor) Eşimi her sabah işe dualarla, erken kalkarak yolcu ederdim. Akşamları ise gece elbiseleri giyerek karşılardım. Yemekten sonra, oyun masası kurarak birlikte kağıt oynardık. Onu çok özlüyorum.

- Günümüzde boşanmalar arttı. Genç evlilere ne önerirsiniz?

Eşlerin birbirinin sıkıntılı zamanlarında susmaları gerekiyor. Her zaman birbirlerine dürüst ve açık olmalılar. Ve de bir öğüdüm daha var... Asla yataklarını ayırmasınlar! Her evlilikte olduğu gibi kırgınlıklar, kızgınlıklar olsa da bunları asla uzatmasınlar.

HAFTANIN SÖZÜ

‘Başarılı bir evlilik birçok kez aşık olmayı gerektirir. Ancak her seferinde aynı kişiye!’ Mignon Mclaughlin-Amerikalı gazeteci yazar (1913-1983)

Yazının devamı...

Çocuklarda diş sağlığı anne karnında başlıyor

Bembeyaz, pırıl pırıl dişler sağlık göstergesi. Bir kişi için anında ‘sağlıklı, temiz, hijyene dikkat ediyor, genç’ tanımlaması yaptırıyorlar. Bembeyaz sağlıklı dişlere sahip olmamızda annemize daha hamileliğinden itibaren büyük sorumluluklar düştüğünü biliyor muydunuz? Çocuk Diş Doktoru Pınar Karataban ile konuştum.

Çocuklarda diş sağlığı anne karnında başlıyor diyorsunuz. Niçin?

Bebeğin dişleri henüz anne karnındayken gebeliğin 6. haftasında oluşmaya başlıyor. Dolayısıyla oluşma sürecinde annenin hamileliği boyunca beslenmesi, geçirdiği hastalıklar ve kullandığı ilaçlar diş oluşumuna doğrudan etki ediyor. Annenin hamileliği süresince, kalsiyum, protein ve B grubu vitaminleri içeren dengeli beslenme için çok önemli. Ayrıca annenin hamilelikte geçirdiği viral kaynaklı enfeksiyonlar ve kullanılan bazı ilaçlar plasenta bariyerini kolayca aşabileceğinden dişlerde bozukluklara neden olabilir. Bu nedenle bebeğin diş sağlığı anne karnında başlar.

“Asıl çürük yapan işlenmiş gıdalar”

- Çocuklar şekere bayılıyor. Tamamen kesmek zor. Hangi şekerlerden özellikle kaçınmalılar?

Şeker içeren gıdalar maalesef çürük oluşmasına neden olan en suçlu gıdalar.. Çünkü ağız florasında bulunan ve çürük yapan bakteriler şeker olmadan dişleri çürütemez. Şeker varlığında ise bu bakteriler şekeri fermente ederek aside çeviriyorlar ve tükrük asitli bir ortam haline geliyor; asit de diş minesi üzerinde tahribata yol açarak çürük meydana getiriyor. Şekerler derken, bakterilerin en kolay kullanabildiği şeker sukroz ya da sakkaroz dediğimiz sofra şekeri. Yine meyve şekeri olan fruktoz ve glukoz da bakterilerin sevdiği şekerlerden. Asıl çürük yapma yetisi işlenmiş gıdalarda ön plana çıkıyor. Örneğin; patates ve ekmek çürük yapmada asla bir bisküviyle yarışamaz. Bisküvi, bir şekerle aynı derecede dişleri çürütebilir.

- Dişe yapışan şekerler de var...

Dişe yapışan ve yavaş yavaş salınan şeker dişleri daha çok çürütüyor. Bu nedenle çocuklarımızı hazır ve işlenmiş gıdalardan ve abur cuburdan uzak tutmak genel sağlıklarının yanı sıra dişlerinin sağlığı için de önemli.

"Meyve suyunu çocuğa pipetle içirin"

- Meyve suyu nasıl verilmeli?

Çocuklar elbette meyve suyu içmeli, ancak burada da doğal olana yönelmekte fayda var. Marketlerde bulunan hazır meyve sularında genelde meyve suyunun kendi şekeri dışında eklenmiş şeker de bulunuyor. Araştırmalarda meşrubatların (şekerli ve asitli içecekler de dahil) çocuk ve ergenlik çağındaki gençlerde yaygın çürüklerin oluşmasının baş sorumlusu olduğunu göstermiştir.

- Evde sıkılan portakal suyu da diş çürütebiliyor mu yani?

Evet, o da diş çürütme potansiyeline sahiptir, ama diğerleriyle kıyaslandığında oldukça masumdur; en azından doğaldır. Meyve suyunu çocuğumuza içirirken de pipet ile içmelerini sağlamak dişlerle şekerin doğrudan temasını azaltacağından çürük oluşumunu engellemeye katkısı olacaktır. Tüm şeker içeren gıdalarda olduğu gibi meyve suları da ana öğünle içildiği zaman diş çürütme etkisi çok daha az olacaktır.

- Şekerli gıda yedikten hemen sonra diş fırçalamak dişi önemli oranda koruyor mu?

Evet! Şekerli gıdaların alımından yarım saat sonra dişlerin fluoridli bir macunla fırçalanması en büyük koruyucu etkiyi sağlayacaktır. Diş dostu yiyecekler; peynir, yoğurt, havuç, elma, yaban mersini, portakal, mandalina, fıstık, yeşil çay.

- Peki çocuklarda diş sağlığı için en önemli yiyecekler hangileri?

Öncelikle çocuklara bahsettiğimiz ticari gıda ve içeceklerden uzak durmalarının ısrarla teşvik edilecekleri dengeli bir diyet uygulanmalı. Lifli gıdaların, taze meyve- sebze, protein kaynakları süt ve süt ürünleri, et ürünlerinin tüketimi teşvik edilmeli... Kısaca diyette seker yerine dişlere yararı olan gıdalara yer verilmeli.

- Hangi gıdalar bunlar?

Peynir içerisindeki kazein proteini nedeniyle ilk sırada geliyor. Kazein yapılan klinik çalışmalarda dişlerde başlangıç çürüklerinde belirgin bir gerileme sağlamış diş dostu bir madde. Havuç ve elma mekanik olarak dişler üzerinde biriken ve çürükten sorumlu bakterileri de içeren mikrobiyal dental plağı temizlerler. Yaban mersininin (cranberry) içerdiği özel bir madde bakterilerin diş yüzeyine tutunmasını sağlayan enzimi parçalar, dolayısıyla da çürük oluşumunu engellemeye katkıda bulunuyor. Portakal, mandalina gibi meyveler asit etkileri olsa da, içerdikleri yüksek C vitamini sayesinde kollajen yapımını sağlayıp dişetlerinin sağlıklı olmasına yardımcı olur. Yoğurt da peynir gibi içerdiği kazeinle hem dış çürüğünü engellemeye yardımcı olur hem de ağız içi asitliği nötr hale getirir. Yeşil çay, içerdiği antioksidan maddeler sayesinde çürük nedeni bakterileri öldürür. Yer fıstığı da diş çürüğü oluşumunu engeller.

- Ya hem çocukların hem büyüklerin sevgilisi çikolata?

İlginç bir durum; çikolatanın da içerdiği kakaodaki tannik asit nedeniyle antiseptik yani mikrop öldürücü özelliği var. Bu açıdan çürük önleyici bir özelliği bulunuyor. Ancak içeriğindeki yüksek orandaki şekerin de çürük yapıcı etkisi unutulmamalı!

Yazının devamı...

Yaza hazırlık diyeti

Yıllardır kilo, beslenme ve sağlık ilişkisi üzerinde çalışıyorum, dünyadaki konferansları izliyorum, öğrendiklerimi sizlere taşıyorum. Aslında baştan beri bildiğim, sonunda dönüp dolaşıp geldiğim nokta şu: ‘Sadece diyete bel bağlayarak kilo veremez veya koruyamazsınız!’

Diyetle kilo vermek size başta bir motivasyon sağlıyor. Ama sonrasında kendinize uyan sağlıklı kalorisi azaltılmış bir beslenme biçimini tüm hayatınız boyunca uygulamadıkça, bunu düzenli hareketle desteklemedikçe yine kilo almanız kaçınılmaz. ‘Çok fazla efor’ dediğinizi duyar gibiyim! Evet, katılıyorum, aynen öyle! Ama bunları yapmam diyorsanız, o zaman gittikçe daha çok şişmanlayıp, kendinizi çekici bulmayabilir, bunun öcünü etrafınızdan alabilirsiniz. Sağlığınız bozulabilir. İnsan ince oldukça kendini daha genç, sağlıklı ve mutlu hissediyor bu kesin! Şişmanlık özellikle biz kadınları duygusal anlamda çok kötü ekliyor.

Size verdiğim 7 günlük programı sadece bir motivasyon olarak değerlendirin lütfen. Programı kendimde de uyguluyorum, çok iyi sonuç veriyor. Kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle hazırladım. Sadece bir hafta genel-geçer alışkanlıklarınızın dışına çıkıp akşam yemeğini öne çekmeniz üzerine kurulu. Çünkü hava karardıktan sonra metabolizma hızımız düşüyor. Bu saatlerde yediğiniz her şey daha çok kilo yapıyor. Kahvaltı ve öğlen yemeği güçlü. Akşamı saat 17-18.00 arasına çekiyoruz. Sonra da bir tür oruca gidiyoruz.
Daracık jeanlerle dolaşıp, kendinizi genç kız gibi hissetmek için 1 hafta sabır! Değmez mi?.. Haydi gelin hep birlikte mayo-bikini mevsimi başlamadan hafifleyelim!
Bu hafifleme işinde en önemli olan kafanızı değiştirmek aslında...
Shakespeare’in dediği gibi: ‘Zihin hazırsa, her şey hazırdır!’


SAĞLIK DEPOSU DOMATES

Sağlık deposu
n Besleyici ve enerji verici
n Vücudu temizleyici özelliği var.
n Bol C vitamini bulunuyor; bu yüzden cilde ve diş etlerine çok iyi geliyor. Çok güçlü bir antioksidan olan likopen içeriyor; yaşlanmaya ve kansere karşı savaşta etkili. Prostatı koruyor. 100 gramı 17 kalori.

ENGİNARLA HAFİFLEYELİM

Enginar mevsimi başladı. Bu tonik etkili sebzeyle kilo vermek mümkün. Türk usulü bol yağlı, patatesli, bezelyeli pişireceğinize alternatif bir pişirme yöntemi önereceğim. Buharda, çok yumuşamasına izin vermeden ‘al dente’ yani dişe gelir tarzda pişirin. Tabağa alın. Üzerine limon suyu gezdirin. Yağa gerek yok. Salatayla yiyorsanız yağ koyarsınız. Aşağıdaki program çok rahat uygulanıyor. İşte zorlanmadan kilo verebileceğiniz bir yöntem. Çoğumuz 1-2 kilo verdiğimizi görünce motive oluyoruz. Size bu motivasyonu çok kısa sürede sağlayacaktır.

FAYDALARI

- Enerji verici ve uyarıcıdır, vücutta tonik etkisi yaratır.
- Karaciğerin düz gün çalışmasına yardımcı olur, yağ sindirimine yardımcı olan safra suyu yapımını artırır.
- Salgı bezlerinin çalışmasına yardımcıdır. Hormonlarımızı düzenler.
- Kanı temizleyici özelliği de var.
- 100 gramı 47 kalori.
- 1 enginarın kalorisi büyüklüğüne göre 37-40 kalori arasında değişiyor

SEMİZOTU:

100 GRAMINDA 16 KALORİ VAR

Anavatanı Eski Dünya; Hindistan, Kuzey Afrika, Ortadoğu.
- Omega 3 açısından en zengin bitki. 100 gramında 16 kalori bulunuyor.
- Balık, keten tohumu ve deniz yosununda var.
- Koyu yeşil yapraklı sebzeler içinde A vitamini değeri en yüksek olanlardan.
- A vitamini sayesinde gözlerimiz daha iyi görüyor, cildimiz güzelleşiyor, mukozalarımız (ağız içi, burun içi, bağırsak içi dokular gibi) sağlamlaşıyor.
- Böbrek taşı olanlar uzak dursun. İçinde ıspanak gibi oksalik asit var. 100 gramında 1.31 gr oksalik asit bulunuyor.
- Bol semizotu tüketen bol su da içmeli.
- Geleneksel Çin tıbbında arı, böcek ve yılan sokmaklarında, hemoroid ve ishalde kullanılıyor.
- Köklerinde çok güçlü bir antioksidan olan kırmızımsı betacyanin görülebiliyor.
- C, B vitaminleri Mg, kalsiyum, demir ve potasyum içeriyor.

ÇİLEK YAŞLANMAKTAN KORUR

Anavatanı Kuzey Amerika ve Şili.
Avrupa’da ilk kez 1750’lerde Fransa’da ekilmiş.
Türkiye en çok çilek üreten ülkeler arasında ABD’den sonra ikinci sırada.
Kanser ve yaşlanmaya karşı koruyan
C vitaminini bol bol içeriyor.
100 gramında 32 kalori var.


Aynada çıplak olarak kendinize bakın

Şişmanladığım zamanlarda hep kendimi bu şekilde inceler ve sorarım: ’Ben erkek olsam bu vücudu beğenir miyim?’ Erkekler de aynı şekilde kendilerine sormalılar. ‘Ben kadın olsam bu vücudu çekici bulur muyum?’ Sevgi kiloya-miloya bakmadan birini bağrımıza basmamıza yol açıyor, o ayrı bir şey, yanlış anlaşılmasın. Ama bu soru çok işe yarıyor. Şişman bir kadını veya erkeği cinsel açıdan çoğu kişi cazip bulmuyor. O zaman şişmanladığınız zaman aynada kendinizi çıplak görüntünüzü beğeneceğiniz hale getirmek.

Yazının devamı...

Şişmansanız karaciğeriniz de büyük olasılıkla yağlanmıştır

Acıbadem Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. A. Nurdan Tözün çok yoğun bir bilim kadını. Kendisi bir gastro enterolog; yani mide-bağırsak hastalıkları uzmanı. Uzun süredir peşinde olduğum bu değerli hocamızı geçenlerde Barselona’da düzenlenen Uluslararası Karaciğer Kongresi’nde yakaladım. Bristol Myers Squibb’in katkısıyla düzenlenen kongrede 9 bin civarında bilimadamı ve doktor vardı. Sadece bu rakam bile karaciğerin ne kadar önemsendiğini açıklamak için yeterli sanıyorum. Tözün’e karaciğer yağlanmasını sordum:
Karaciğer niçin yağlanıyor alkolden mi?
Karaciğer yağlanması denince hemen akla alkol geliyor. Evet, alkol riski çok artırıyor. Ama hiç alkol kullanmayanlarda da görülüyor. Şişmanlık önemli bir neden. Vücut kitle indeksi 30’u aşan kişilerde 1. veya 2. derece karaciğer yağlanması da genelde tabloya eşlik ediyor. Kortizon gibi bazı ilaçlar, genetik ve bilinmeyen nedenlerle de yağlanma olabiliyor. Gebeliğin 3. trimestrinde görülen yağlanma ise çok ciddi bir klinik tablo Diğer taraftan yağlanma metabolik sendromun bir parçası. Toplumda sıkça görülen bir durum. Örneğin Türkiye’ de erkeklerin yüzde 28’i, kadınların yüzde 39’unda metabolik sendrom var. ( Bunlar Metabolik Sendrom Derneği verileri) Oranlar çok yüksek, tabii karaciğer yağlanması da! Sadece Türkiye’de değil, dünyada da çok sık görülen bir durum.
Metabolik sendrom nedir?
Aslında bir hastalık demeti. İçinde neler var sayayım:
* Karaciğer yağlanması
* İnsülin direnci
* Diyabet
* Hipertansiyon
* Ürik asit yüksekliği
* Kan yağlarında artış
* Koroner arter hastalığı
* Polikistik Over Sendromu
Kimler karaciğerini kontrol ettirmeli?
Her şişman hastanın, yani Vücut Kitle İndeksi (kilonuzun boyunuzun karesine bölünmesiyle ortaya çıkıyor) 30’un üzerinde olanların kontrol yaptırması lazım. Bu da ultrasonografi ve karaciğer testleri başta olmak üzere kan testleriyle oluyor.
Özellikle yağın toplandığı alan çok önemli mi?
Evet, yağlanma özellikle karın içinde toplanmışsa, karaciğer yağlanması da o kadar fazladır.

Düzenli olarak kadınlar bir, erkekler iki kadeh şarap içiyorsa tehlikeli

* Karaciğerimiz yağlıysa bizi neler bekler?

Kontrollü bir diyet ve alkolü kesme ile yağlanma geriye dönüşebilir. Egzersizle de desteklemeniz gerekiyor. Hele beraberinde alkol de varsa bu kişiler risk altında...

* Güvenli alkol kullanım dozu ne olmalı? İçenler hangi dozdan sonra durmalı?

Bu konuda son zamanlarda limit iyice alçaltıldı. Kadınlarda günde 10 gr (bir bardak şarap), erkeklerde 20 gr ( iki bardak şarap) düzenli alınması tehlikeli. Bundan fazla tüketenlerde risk artıyor. Ama ‘binge-drinking’ daha riskli! Art arda yuvarlayanlarda karaciğer daha çabuk yağlanıyor.

* Bu terimi ilk kez sizden duydum! Ne oluyor art arda yuvarlayınca?

İki saat içinde kadınlarda dört, erkeklerde beş-altı kadeh içenlerde karaciğer hasarı riski çok yüksek! Alkol değeri yüksek içkilerde (örneğin, viski) bu risk daha da artıyor... Bu kişilerde akut tablolar örneğin alkolik hepatit, akut karaciğer yetmezliği gelişebiliyor ve tedavi edilmezse tablo ölümle sonuçlanabiliyor. Sirozların yüzde 10 -15"inden alkol sorumlu. 1980’lerde yüzde 8-10 idi. Eskiye göre çok arttı.

* Nasıl yani? Yaptırımlar var içki üzerinde, vergi yüksek. Buna rağmen mi?

Konferansta konuşulan bir noktayı aktarayım size; alkole ulaşım zorlaşırsa ve vergi artarsa alkol tüketimi düşüyor.

* Demek ki biz ülke olarak doğru yoldayız... Ama niye artmış o zaman?

Daha iyi kayıt tutulması söz konusu olabilir.

Kısa sürede çok hızlı kilo vermeyin

* Karaciğeri yağlı olanlar birtakım desteklerden medet umuyorlar. Enginar hapları, enginar yemek, milk thistle kapsülleri... Destek kullansınlar mı? Önereceğiniz bir destek var mı?

Bunlar hakkında yeterli bilimsel veri yok. Yağlanmayı mucizevi bir şeklide geri döndürecek bir şey de yok! Ancak diyete dikkat etmek, doymuş yağlardan, kırmızı etten, sakatattan, nişastalı unlu besinler ile şekerli gıdalar, bilhassa da günümüzde tatlandırıcı olarak çok kullanılan mısır şurubundan uzak durmak gerekiyor

* Şimdi enginar zamanı... Karaciğerinde sorun olanlar yedikçe yiyor yararlı diye...

Bilinen bir zararı yok. Ancak yağlanmayı engellemek için tek çare diyet ve günde 30 dakika ritmik egzersiz. Altta yatan hastalığı olanlarda nedene yönelik tedavi de yarar sağlar.

* Ben de karaciğeri 1-2. evre yağlı pek çok kişinin 10-15 kilo verdiklerinde ciğerlerini tamamen temizlediklerine defalarca şahit oldum... Çoğu kişi aldıkları kilolardan biran önce, mümkün olabildiğince çabuk kurtulmak istiyor. O yüzden etrafta gereksiz ilaç kullanımları, sağlıksız diyetler, tehlikeli karışımlar kol geziyor. Hızlı kilo vermek de karaciğere zararlı, değil mi?

Kısa sürede çok hızlı kilo vermek çok riskli. Hızla mobilize olan yağ asitleri karaciğerin yağ yükünü ciddi olarak arttırır. Karaciğer yağlanmasına neden olabilir ve ciddi karaciğer yetmezliğine yol açabilir.

Prof. Dr. Nurdan Tözün’den fıkra

Sn. Tözün çok değerli bir bilim kadını olmasının yanı sıra müthiş de bir fıkra dağarcığına sahip. Aynı sofrada o afiyetle tatlısını yerken, ben tatlıyı almayınca hepimizi yerlere yatıran şu fıkrayı anlattı:
Adamın karısı sağlıklı beslenmeye kafayı takmış. Evde bütün yemekler yağsız, tuzsuz, şekersiz, haşlama pişiyormuş. Böyle böyle adam 90, kadın 88’ini bulmuş. Bir kazada aynı anda ölmüşler. Cennete alınmışlar. Bakmışlar orta yerde upuzun bir masa. Üzerinde çeşit çeşit şerbetli tatlılar, kremalı pastalar, çikolatalar, kızarmış etler, börekler...
‘Alın yiyin’ demiş meleklerden biri...
-‘Yiyemem’ demiş adam. ‘Benim kolesterolüm var.’
-‘Burada kolesterol sorun değil!’ diye yanıtlamış melek,’İstediğin kadar ye!’
-‘Ya diyabetim?’ demiş adam.
-‘Diyabet diye bir hastalık yok burada’ demiş melek.
-‘Ama tansiyonum yükselir’ diyecek olmuş adam..
-‘Her şeyi istediğin kadar yiyebilirsin burada hastalık yok’demiş melek.
Adam hiddetle karısına dönmüş:
-‘Senin yüzünden ! Hep senin yüzünden!’ diye hırlamış. ‘Buraya 10-15 yıl önce gelebilirdik!’

Yazının devamı...

Buyrun görün, zayıfladım!

* Crystal Renn büyük beden modeli olarak üne kavuşan Amerikalı bir genç kadın. Geçtiğimiz günlerde Madonna’nın yeni filminin prömiyerine gittiğinde herkesi şoka sokmuş. Neden mi? Aşağıdaki iki fotoğrafa bakınca anlaşılıyor! Transformasyon geçirmiş durumda: Adeta anoreksik denecek kadar çok zayıflamış, saçlar-kaşlar sarıya çevrilmiş. Eski seksi-dişi genç kadından eser kalmamış! Renn, medya tarafından soru yağmuruna tutuldu. Bu kadar zayıflamasında erkek arkadaşından kötü bir şeklide ayrılmasının etken olduğunu, ayrıca bol bol yoga ve hiking yaptığını açıkladı. Şu anlamlı sözleri de etti:
* ‘Kendim olmaya karar verdim. Bundan sonra kimsenin bana hangi kiloda olmam gerektiğini dikte etmesine izin vermeyeceğim!’

Catherine Kate’e karşı!

Catherine, eski adıyla Kate, Prens Charles’la Lady Diana’nın oğlu William ile Mayıs ayında muhteşem bir düğünle evlendi.
Eski haline bakıyorum; evlenmeden önce güzel, son derece sağlıklı görünen, gürbüz, İngiliz gülü diye nitelendirilen genç kızlardan biriydi. Sonra düğünden itibaren kareler değişiyor. Düğünde çok güzel bir askıydı orası tamam; gelinliğini çok iyi taşıyordu. Uzun ve kapalı gelinliğinin içinde kollarının inceliğine şaşırmış: ‘Bu kıza ne oldu böyle’ diye düşünmüştüm. Düğün günü stresten herkes zayıflar. Ama eski Kate yeni Catherine durmadı. Zayıflamaya, zayıf daha zayıf olmaya karar verdi. Sonuç: Adeta anoreksik denebilecek, iskelet gibi bir Catherine var artık. Yüzü hâlâ çok çekici, parlak kendini çok iyi taşıyor. Ama vücudu eski dişilik saçan havasından çooook uzak.

Mini cumartesi anketİ

Biz kimin için zayıflamaya çalışıyoruz? ‘Erkek olsaydım nasıl bir kadından hoşlanırdım’diye sordunuz mu hiç kendinize... Ben sordum. Gözlerimin önünde İtalyan film yıldızı Monica Belluci gibi bir kadın canlanıyor hemen... İlginçtir, erkeklerle yapılan anketlerde de bu Monica Belluci hep ilk sıralarda... Etine buduna dolgun, dişilik fışkıran, aslında biraz fazla kilolu bulduğum bir kadın. Türk erkeklerinin asker dolaplarında asılı duran fotolar kime aitti hatırlayalım... Eskiden Türkan Şoray, sonralarda Müjde Ar, Hülya Avşar, Sibel Can... Hep balık etli, hatta bazen fazla kilolu diyeceğimiz kadın tipleri. Erkeklerde bir et arzusu var galiba ve bunu doyurmak gerekiyor. Peki ya bu bizi hırsımızdan çatlatan, ipincecik yeni mankenleri kim beğeniyor? Onları iyi birer askı gibi görüyor galiba erkekler. Sağlıklı bir şekilde uzun yıllar yaşamak için mümkün olduğu kadar ince olmamız gerekiyor ama rol modellerde bu tip anoreksik denebilecek zayıflığa karşıyım. Eğer kilonuzu boyunuzun karesine böldüğünüzde 18.5-20 arasında bir değer çıkıyorsa sağlıklı zayıf grubunda değerlendirilirsiniz. Eğer altındaysa, sağlıksız zayıf kavramı içine giriyorsunuz. Lütfen sağlıksız zayıf olmayın. Özellikle kadınlarda bu tür zayıflık tüm cinsel cazibeyi de alıp götürüyor! Son bir kez daha yiyeyim, sonra diyet yaparım.
"Son tatlımı, çikolatamı, pizzamı yiyeyim, yarın sıkı bir programa başlarım" diyen kaç kişi var? Ben elimi kaldırabilirim. Arada yapıyorum. Çoğumuz ‘Kar kardır’ diyerek son bir kez daha yemek istiyoruz diyete girmeden önce... Ama Atilla İlhan’ın dediği gibi ‘Yarın artık bugündür!’ Ne yapacaksak bugün başlamalıyız. Ertelemeler başarı getirmiyor. Venedik’te konferanstaydım. Şu İtalyanlar, neler pişirmiş bir bakayım dedim! Sonuç: Dört günde yarım kilo almışım. Eh, o kadar tatlıya fazla değil; çünkü yakmak için çok hareket de ettim. Eğer benim gibi bedelini ödemeye hazırsanız, arada bir kaçırmakta sorun yok.

Metabolizma hızınızı artırmak için öneriler

Metabolizma yediğimiz yiyeceklerden gelen kalorileri yakma şeklimizdir.

* Yaşınız ilerledikçe daha az yiyin!
25’li yaşlardan başlayarak metabolizma hızımız yaşa bağlı olarak düşüyor. Her on yılda bir yüzde 5 oranında metabolizma hızımız azalıyor. Bu nedenle bu yaşlardan itibaren 10 yıllık, hatta ideali 5 yıllık yeme planınız olmalı. Bir günde aldığınız total kaloriyi yaşınız ilerledikçe azaltmalısınız.
* Kas kitlenizi artırmaya çalışın
Kas kitleniz ne kadar fazla ise o kadar çok yağ yakarsınız. Metabolizma hızımızın artması için yağsız vücut kitlemizi artırmak çok önemli. Kasımız 2,5-3 kilo kadar arttığında 100- 200 kalori daha fazla yakma şansımız var. Haftada en az 2 kez ağırlıklarla çalışın. Bisiklete binmek, yüzmek de kas artırıcı egzersizlerdendir.
* Yiyeceği aşırı kısmayın
Bir günde aldığınız kaloriyi dramatik bir biçimde azalttığınız zaman metabolizma hızı yüzde 10-15 kadar düşmeye başlıyor. Ardından vücut yağ depoluyor.
* Yeterli kalsiyum alın
Kalsiyum metabolizma hızının artmasını sağlıyor. En iyi kaynaklar; süt ve süt ürünleri, balık, koyu yeşil yapraklı sebzeler.
* Yeterli protein alın
Kasın ana maddesi proteindir. Kaslarımız yapılması, onarımı için bize hep protein gereklidir. Günlük protein ihtiyacımız kilogram başına 1 gram kadar. Örneğin 58 kilo bir kasının günde 58 gram protein alması yeterli.
* Uykunuza dikkat edin
Araştırmalar yetersiz uykunun metabolizma hızının düşmesine yol açtığını gösteriyor. Ayrıca yetersiz uyuduğumuzda daha çok acıkıyoruz, kendimizi kontrol etmemiz zorlaşıyor. Bu da gün boyunca tüketilen yiyecek miktarını, dolayısıyla kaloriyi artırıyor.
* Egzersiz dışı günlük aktivitenizi mutlaka artırın...
Mümkün olduğunca hareketli olun. Evinizde, iş yerinizde merdivenleri inip, çıkın. Yürüyebileceğiniz mesafelere arabayla gitmeyin. Oturup 1 saat ara vermeden TV izlemeyin. Arada yerinizden kalkın. Hareket etmek metabolizmaya ivme kazandırıyor.

Yazının devamı...

Kanuni uzun yaşamını annesinin macununa mı borçlu?

Elimde araştırmacı gazeteci-yazar A. Nedim Atilla’ya ait enfes bir kitap var; En Yangın Aşklar Yemekte Başlar. Kitapta Anadolu Afrodizyakları tarihçeleriyle anlatılıyor. İşte bu kitaptaki afrodizyaklardan biri de Hafsa Sultan Macunu.

Hafsa Sultan Macunu halen Manisa ve yöresinde halk arasında kullanılıyormuş. Kullanılan temel malzeme arı sütü. Macunun adını aldığı Hafsa Sultan Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi, Yavuz Sultan Selim’in eşi. Kendisi 55 yaşındayken, bir kadın için erken vefat etmiş, ama oğlu Kanuni Sultan Süleyman 71 yaşına kadar yaşamış. O dönem için çok uzun bir ömür! Annesinin macunundan düzenli yemiş olabilir mi dersiniz?

Hafsa Sultan Macunu’nda kullanılan malzemelere göz attım:

Arı sütü, polen, safran, harnup (keçiboynuzu) pekmezi, karanfil, yeni bahar, zencefil, kişniş, havlıcan, anason, sakız ağacı reçinesi, hardal, tarçın çiçeği, meyan balı, galanga (Asya zencefili), saru halile (öğütülerek tozu kullanılan yabani bir erik türü), tiryak, kara halile, raziyane (iri rezene), zerdeçup (Anadolu zerdeçalı) çörek otu, ravent, kakule, sinameki, vanilya, Hindistan cevizi, darulfülfül (biber ağacı), kimyon, limontozu, portakal kabuğu, salatalık, çivit, çöpçini, hiyarşenbe, udil (sarıçiğdem) kahır ve kebabe...

Çocuğunuz sebze-meyve yiyor mu?

Benim çocukluğumda çocukların sevmediği 1-2 sebze-meyve olurdu. Şimdiki çocukların sevdiği sebze meyve sayısı 1-2!

Geçtiğimiz yaz başı Portekiz’de uluslararası çocuk obezitesi konferansına katıldım. Burada çocukların yeterli meyve-sebze tüketmedikleri konuşuldu. Portekizlilerin yeni uygulamasını çok beğendim. Devlet okullarında ücretsiz meyve dağıtıyorlar. Ayrıca çiftçiler, üreticiler bazı derslere girip çocuklara meyve sebzeleri tanıtıyor.

Bazen hep birlikte çiftlik ziyareti yapıyorlar. Bütün bunları kafamda birleştirince yeni bir çocuk kitabı yazmaya karar vermiştim ve işte çıktı!

Enginarla hafifleyin!

Enginar mevsimi başladı. Bu tonik etkili sebzeyle kilo vermek mümkün. Türk usulü bol yağlı, patatesli, bezelyeli pişireceğinize alternatif bir pişirme yöntemi önereceğim. Buharda, çok yumuşamasına izin vermeden ‘al dente’ yani dişe gelir tarzda pişirin. Tabağa alın. Üzerine limon suyu gezdirin. Yağa gerek yok. Salatayla yiyorsanız yağ koyarsınız. Aşağıdaki program çok rahat uygulanıyor. İşte zorlanmadan kilo verebileceğiniz bir yöntem. Çoğumuz 1-2 kilo verdiğimizi görünce motive oluyoruz. Size bu motivasyonu sağlayacaktır.

Kahvaltı

1 haşlanmış yumurta

2 enginar

ya da 2 enginar

1 dilim peynir

1 kase kiraz domates

ya da 3 enginar

Öğlen

Izgara tavuk/et/balık

Salata

Ara

1 iri elma

Akşam

3 enginar

Salata

(Toplam 1 yemek kaşığı zeytinyağı)

ya da Izgara balık

Salata

ya da 1 kase çorba

5 yemek kaşığı sebze yemeği

2 enginar

ya da 3 enginar

1 kase yoğurt

Ara

1 kase çilek

Yazının devamı...

Fazlalıklardan kurtulma zamanı geldi!

Yıllardır kilo, beslenme ve sağlık ilişkisi üzerinde çalışıyorum, dünyadaki konferansları izliyorum, öğrendiklerimi sizlere taşıyorum. Aslında baştan beri bildiğim, sonunda dönüp dolaşıp geldiğim nokta şu: ‘Sadece diyete bel bağlayarak kilo veremez veya koruyamazsınız!’ Diyetle kilo vermek size başta bir motivasyon sağlıyor. Ama sonrasında kendinize uyan sağlıklı kalorisi azaltılmış bir beslenme biçimini tüm hayatınız boyunca uygulamadıkça, bunu düzenli hareketle desteklemedikçe yine kilo almanız kaçınılmaz. ‘Çok fazla efor’ dediğinizi duyar gibiyim! Evet, katılıyorum, aynen öyle! Ama bunları yapmam diyorsanız, o zaman gittikçe daha çok şişmanlayıp, kendinizi çekici bulmayabilir, bunun öcünü etrafınızdan alabilirsiniz. Sağlığınız bozulabilir. İnsan ince oldukça kendini daha genç, sağlıklı ve mutlu hissediyor bu kesin! Şişmanlık özellikle biz kadınları duygusal anlamda çok kötü etkiliyor. Size verdiğim 7 günlük programı sadece bir motivasyon olarak değerlendirin lütfen. Programı kendimde de uyguluyorum, çok iyi sonuç veriyor. Kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle hazırladım. Sadece bir hafta genel-geçer alışkanlıklarınızın dışına çıkıp akşam yemeğini öne çekmeniz üzerine kurulu. Çünkü hava karardıktan sonra metabolizma hızımız düşüyor. Bu saatlerde yediğiniz her şey daha çok kilo yapıyor. Kahvaltı ve öğlen yemeği güçlü. Akşamı saat 17-18.00 arasına çekiyoruz. Sonra da bir tür oruca gidiyoruz.
Daracık jeanlerle dolaşıp, kendinizi genç kız gibi hissetmek için 1 hafta sabır! Değmez mi..? Haydi gelin hep birlikte mayo-bikini mevsimi başlamadan hafifleyelim! Bu hafifleme işinde en önemli olan kafanızı değiştirmek aslında... Shakespeare’in dediği gibi: ‘Zihin hazırsa, her şey hazırdır!"

7 günlük program

1 . gün

Kahvaltı
2 dilim ekmek
Armola yüzde 100 saf keçi peyniri veya light labne
Yeşil çay
(İzmir-Seferihisar yöresinde halkın yüzlerce yıllık tarifiyle üretilmiş tamamen doğal bir sürme peynir. Marketlerde var.)
Öğlen
Izgara et/şiş
Çoban salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağlı)
Akşam yemeği (Saat 17-18 arası yenmeli)
Seçenekler
1) Karışım
1 elma rendesi
3 yemek kaşığı toz haline getirilmiş yulaf ezmesi
1/3 bardak su
1 çay kaşığı tarçın
1 küçük kutu probiyotik yoğurt
10 adet fındık
(Bundan sonra adı karışım olarak geçecek. Yulaf ezmesini kahve öğütücüsünde çekip cam kavanozda buzdolabında saklayın.)
2) Kepekli tost
2 dilim kepekli ekmek
2 ince dilim light kaşar veya 60 gram light beyaz peynir
Domates
Gece (20-21.00)
2 adet havuç
Yarım paket yulaflı diyet bisküvi (maksimum 100 kalori olmalı)

2. gün

Kahvaltı
1 haşlanmış yumurta
1 dilim ekmek
30 gr. beyaz peynir
1 kase kiraz domates
Yeşil çay
Öğlen
Izgara somon
Buharda sebze
(1 tatlı kaşığı yağlı)
Akşam (17-18.00 arası)
Karışım ya da kepekli tost
Gece (20-21.00)
1 portakal
1 havuç
Yarım paket light bisküvi

3. gün

Kahvaltı
2 dilim ekmek
Tereyağı
1 tatlı kaşığı bal
2 ceviz
Öğlen
Izgara tavuk
Salata veya 6 yemek kaşığı sebze yemeği
Akşam
Karışım veya kepekli tost
Gece (20-21.00)
1 greyfurt
1 avuç beyaz leblebi

4. gün

Kahvaltı
2 dilim ekmek
Armola veya light labne
1 kase kiraz domates
Öğlen
Yumurtalı patates salatası
Malzeme:
2 adet haşlanmış yumurta
1 adet orta boy haşlanmış patates
Salata
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Akşam
Karışım veya kepekli tost
Gece
1 kivi
1 havuç
1 avuç tuzsuz leblebi

5. gün

Kahvaltı
2 dilim ekmek
30 gram peynir
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
Yeşil çay
Öğlen
Izgara 4 köfte
Salata veya 6 yemek kaşığı sebze yemeği
Akşam
Karışım veya kepekli tost
Gece (20-21.00)
1 havuç
1 armut
Yarım paket light bisküvi

6. gün

Kahvaltı
2 dilim ekmek
Tereyağı
1 tatlı kaşığı bal
2 ceviz
Öğlen
Tavuk şiş
Salata veya 6 yemek kaşığı sebze yemeği
Akşam
Karışım veya Kepekli tost
Gece
2 mandalina
1 havuç
Yarım paket light bisküvi

7.gün

Kahvaltı
1 simit
30 gram peynir
3 zeytin
1 adet haşlanmış yumurta
Domates-salatalık
Çay
Öğlen
Izgara balık
Salata
Akşam
Karışım
Gece
1 portakal
1 havuç
1 avuç leblebi

Yazının devamı...

Uzun yaşam reçetelerinden biri gün aşırı aç kalmak

Amerika’da Ulusal Yaşlanma Enstitüsü"nün yaptığı bir araştırmaya göre gün aşırı aç kalmak daha uzun yaşamamızı sağlayabilir. Bu tür beslenmenin sadece kilo vermede değil, yaşlılığa bağlı hastalıkları da önlemede, kavrayış gücünü artırmada, yaşam süresinin uzatmada da etkili olabileceği saptandı. Araştırmanın çıkış noktası şu: Hayvanlara yaşamlarını sürdürebilecekleri kadar yiyecek verilince ömürlerinin neredeyse ikiye katlanması! Her gün yiyeceği kısmak imkansız. Ama bir gün istediğimizi yiyip, diğer gün kıstığımızda bile sonuçlar çok olumlu çıkıyor. Yani gün aşırı aç kalmak işe yarıyor! Deney hayvanlarda yapılmış olmasına rağmen bilimadamları insanlarda da aynı kanıtları görmüşler. John Hopkins Üniversitesi sinirbilimleri laboratuvarı Başkanı Prof. Mark Mattson şöyle diyor: "Enerji kısıtlaması yaşam süresini uzatıyor. Beyin ve kardiyovasküler sistemi yaşa bağlı hastalıklardan koruyor. Enerji kısıtlanınca, özellikle de majör bir enerji kısıtlaması yapılınca -gün aşırı uygulama gibi- sinir hücrelerinde hücresel stres yanıtının aktive olduğunu gördük. Bu tür aktivasyon beynin yenilenmesini sağlıyor, zekayı ve kavrama gücünü koruyor."
Mattson ve takımı bir deneyde kullandıkları fareleri ikiye ayırmışlar.
- 1. grubu sadece gün aşırı beslemişler.
- 2. grubu her gün beslemişler.
- Her iki gruba da yiyecek verdiklerinde istedikleri kadar yemelerine izin vermişler.
Sonuç: Gün aşırı beslenen grupta insülin hormonuna daha duyarlı bulunmuşlar. (İnsülin pankreastan salgılanan kan şekerini düzenleyen bir hormon) Böylece daha az insüline ihtiyaç duymuşlar. Yüksek doz insülin diyabet riskini artırıyor, beyin gücünü azaltıyor ve kanser riskini artırıyor. Aralıklı beslenme ayrıca hayvanlarda Alzheimer hastalığına karşı koyma gücünü de artırmış. Kalorisi kısıtlanan farelerin beyninde sinirler arası iletinin hızlandığı, strese dirençlerinin arttığı görülmüş. Bu arada Dr. Mattson deneylerini kendi üzerinde de deniyormuş. Günlük kalori alımını 2000-2200 kaloriyle sınırlandırmış.

93 yaşında mobilyalarını bile kendisi yapıyor!

Mimar İlhan Ağan 93 yaşında bir delikanlı. Evinde ziyaret ettim. Amacım bu yaşında yemeğini pişiren, mobilyalarını yapan ihtiyar delikanlıdan uzun ve sağlıklı yaşamın sırlarını öğrenmek.

* Aile üyeleri de sizin gibi uzun yaşadılar mı?

Çok kardeştik. Benden küçük 2 kardeşim yaşıyor. 86 ve 82 yaşındalar. Diğerleri öldü.

* Çocuklukta nasıl beslendiniz?

Ben çocuklukta iyi beslenmedim. Annem doğum yaparken ölmüş. Üvey annelerin elinde büyüdüm. Bazen aç kaldığım olmuştur. (Gözleri doluyor) Babam da uzun yaşamadı. Sarıkamış Savaşı’na katılmış bir mühendisti. Orada hırpalanmıştı.

* Kahvaltıda ne yersiniz?

1-1,5 dilim ekmek, biraz peynir, zeytinyağı. 1 bardak süt.

* Öğlen?

Öğlen yemek yemiyorum. Acıkmıyorum.

* Peki akşam?

Kendim pişiriyorum. Zeytinyağlılar...

* Kırmızı et?

Hemen hemen yemiyorum.

* Kesinlikle yemem dediğiniz yiyecekler?

Tereyağı, margarin, alkol... Sigara da içmem. Gece hayatım da yoktur.

* 50’li yaşlardaki birçok insan ayakkabısını zor bağlıyor şişmanlıktan. Siz ise çok rahat eğilip kalkıyorsunuz, esneksiniz. Spora mı borçlusunuz bunu?

Her gün düzenli sahilde 1 saat yürüyorum. Kışın olmuyor. Ama evin içinde çok hareketliyim. Yemeğimi kendim yaparım.

* Neler pişiriyorsunuz?

Zeytinyağlılar, pilav... Bir kadının yaptığı her şeyi yapabiliyorum.

* Siz evin içinde bir mikro doğa yaratmışsınız. Muhteşem bir kaktüs koleksiyonunuz var.

Kaktüsleri çok seviyorum.Ama İstanbul’da çeşit bulmak zor. Bir de aşağıda marangoz atölyem var. Evimdeki bütün eşyaları ben yaptım.

* Uzun yaşamın sırrı ne sizce?

Stressiz yaşasınlar. Sakin olsunlar. Doğaya çıksınlar. Doğayla iç içe olsunlar.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.