Kışın aşk daha güzeldir
İlk mesajlar önemlidir.
Hatta belirleyicidir.
Ufacık bir nüans seni ona bağlar veya o anda bitirir.
Soğursun...
Telefon mesajlarından bahsediyorum. Ama bugün öyle yakalanma ya da yakalamalardan falan bahsetmeyeceğim. Zaten kış geldi, hava karardı, içimizi de karartmayalım.
Hatta tam tersi sıcak şeylerden bahsedelim...
Sıcak ne mesela?
Kahve değil tabii...
O da olabilir de, sonra!
Önce aşk.
Zaten kışın aşk daha güzeldir.
Havai değildir en azından. Elinden kayıp düşmez. Kalbinden uçup gitmez.
Kalır biraz.
Hiç olmazsa izi kalır.
Soğuk gecelerde kendini ısıtır gibi, onu da ısıtırsın.
Sarar sarmalarsın. (Hâlâ aşktan bahsediyorum ha!)
Daha yakın, daha sıcak ve daha kendinsindir kışın...
Amma anlattım ha, olsa da yaşasak!
Tanışsak sonra mesajlaşsak...
İşte o ilk mesajlaşmaları anlatmak istiyorum bugün...
Ne güzel tadı vardır onların.
Hele hemen geldiyse...
Yani tanıştınız, daha ilk andan itibaren flört etmeye başladınız...
Ve daha o gece eve döndüğünde...
Aslında beklemiyorsun ama gelse iyi olur. Kendisi değil, mesajı...
Tatlı bir mesaj:
Dııt dıt...
A-ha, geldi, kesin ondandır, bu saatte kim mesaj atacak ki?
“Yarın da çıkalım mı? Galiba alıştım sana:))”
(Tabii bunu erkek yazacak! Yoksa olay tam tersine döner. Bir kere yatar kalkarsın, o kadar. Biz daha şık bir ilişki başlangıcındayız.)
Eee?
Ne cevap yazacaksın
şimdi?
Gecenin o saati kimseye de soramazsın.
Aslında ne yazacağını biliyorsun, daha doğrusu ona nasıl bir duygu vermen gerektiğini... De, kelimeleri seçemiyorsun.
Sevinip hemen üzerine atlamış gibi görünmemen gerekiyor.
Öyle bir şey yazacaksın ki, ondan hem hoşlanmışsın hem de hoşlanmamışsın hissi bıraksın.
Hem samimi hem de mesafeli olacaksın.
Yazdığın şey öyle bir cümle olacak ki, soru olmadığı halde sana cevap vermek zorunda kalacak...
Hiçbir kelimenin yanlış anlaşılmalara kesinlikle yol açmaması lazım.
Oradaki bir de/da bile neler ifade eder, neler...
De/da dedim de...
Bir de şöyle insanlar vardır.
İnsanlar dedim çünkü erkek veya kadın, fark etmez, iki cinste de olabilir...
Bunlarda imla takıntısı vardır. Dünyanın en romantik mesajını dahi alsa, de/da ayrı yazılmadıysa...
Anında soğur.
Neredeyse cevap bile vermez.
Verse de, cevap yani, öyle sıradan, mesafeli ve baştan savmadır ki!
Ya da daha vahim bir imla hatası yaptıysa...
Ne bileyim, “yalnış“ veya “yanlız“ falan yazdı mesela...
Bitti artık o!
Tıpkı deniz kenarında gördüğün çok hoş bir adamın şapur şupur kafasını suyun dışında bir sağa bir sola çevirerek yüzmeye çalışması gibi bir etki bırakır.
Ayyy...
Buz gibidir şimdi deniz falan...
Yok, yok...
Kışın aşk daha güzeldir.