Yeryüzünde cenneti gören adam
.
O milyonlarca erkeğin hayalini kurduğu hayatı yaşadı. Kendini “şeker dükkanındaki bir çocuk” olarak niteledi yıllarca. Playboy Dergisi’nin kurucusu Hugh Hefner geçen hafta 91 yaşında yaşamını yitirdi. Geride layıkıyla, dolu dolu yaşanmış bir hayat bıraktı.
Film gibi hayatı, aslında çok farklı bir noktada başlamıştı. Anne babası çok dindardı. Öyle bir ailede büyüdü. 152 IQ’su ile okulda hep ön plandaydı. Lisede okul gazetesini çıkararak yayıncılığa ilk adımı attı. Askerde bile ordunun gazetesinde görev aldı. Daha sonra o dönemin ünlü erkek dergisi Esquire’da metin yazarı olarak çalışmaya başladı. Ancak bu ona yetmedi. Kendi dergisini çıkarmak istiyordu. 1953’te annesinden borç alıp evinin mutfağında Playboy’u hazırlamaya başladı. O yazıları yazıyor, eşi ve kızı sayfa mizanpajını yapıyordu. Dergide sadece çıplak kadınların fotoğrafları yoktu. Güncel konularla, siyasetle, sporla ilgili de yazılar vardı. Bu da onu rakiplerinden ayırdı. İnsanlara satın alırken kendilerini suçlu hissettirmeyecek bir neden vermişti. Derginin ilk sayısında 200 dolara satın aldığı, daha önce bir takvimde yayınlanmış Marilyn Monroe’nun çıplak fotoğrafları vardı. Bu da ona uğur getirdi. Marilyn’le başladığı yolculuğu, yine onunla bitti. Vasiyeti üzerine mezarı Monroe’nun yanına hazırlandı.
Tavşanlar artık yetim kaldı
Papyon takan tavşan sadece derginin değil bir hayat tarzının sembolü oldu. Kadınlar o şekilde giyinen fantezi unsurlarına dönüşmüştü. Boşandığı yıllara denk gelen, 1960’ların sonunda kendi özel dev uçağında çılgın bir hayat yaşamaya başladı. Big Bunny (Büyük Tavşan) isimli jetinde durmadan partiler veriyordu. Misafirler pistte tavşan kızlar tarafından karşılanıp jete getiriliyordu. Bu sırada dergi de iyiden iyiye ünlenmişti. 1972’deki efsane Pam Rawlings kapağı dünya genelinde 7.2 milyonluk tiraj elde etti. Dergi 1986’da Türkiye’ye de geldi. Büyük sansasyon yaratan ilk kapağında balerin-dansöz Burçin Orhon’un unutulmaz kareleri vardı. Sadece dergicilikle de kalmadı. Kumarhanelerden gece kulüplerine Hugh Hefner’ın imparatorluğu giderek büyüdü. O bir hayat tarzı sundu insanlara. Son yılların en önemli markalarından birini yarattı. 2. Dünya Savaşı sonrası ABD’de cinselliği özgürleştirmiş, bir tabu olmaktan çıkarmıştı. Ancak kadınları cinsel objeye dönüştürdüğü için de çok eleştirildi. Seveni kadar nefret edeni de çoktu.
110 milyon dolarlık mirastan genç eşe pay yok
Hefner 1989 yılında emekliye ayrıldı. Dergiyi kızına bırakıp hayatının kalanını Los Angeles kentindeki 2 dönüm araziye kurulu, 29 odalı dev Playboy Köşkü’nde geçirmeye başladı. Her günü kadınlar ve partilerle geçti. İpek pijamalarıyla da işte burada özdeşleşti. Bir röportajında günün 12 saatini kız arkadaşlarıyla yatakta geçirdiğini, bu yüzden de sürekli böyle görüntü verdiğini anlattı. Üç evliliğinden toplam 4 çocuğu oldu. Son olarak da 2012 yılında Playboy güzellerinden model, DJ, şarkıcı, 1986 doğumlu Crystal Hefner ile evlendi. Ancak imzaladığı katı evlilik sözleşmesi nedeniyle Crystal, Hefner’ın 110 milyon dolarlık mirasından hiç pay almayacak. Miras çocukları, birkaç dernek ve Güney California Üniversitesi’nin film okulu arasında paylaştırılacak.
1000’den fazla kadınla beraber oldu
Hugh Hefner hayatı boyunca binden fazla kadınla birlikte olduğunu söyledi. Cinsel gücünü Viagra’ya borçlu olduğunu itiraf edecek kadar açık sözlüydü. Hayatına giren bunca kadına rağmen ilk cinsel deneyimi 22 yaşındayken kısa bir süre sonra evleneceği üniversite aşkı Mildred Williams’laydı. Ancak karanlık tarafa geçişi de aslında bu büyük aşk yüzünden oldu. Hefner, Williams’la evlenmeden önce askere gidip gelmişti. Evlenmelerine kısa bir süre kala, çift birlikte olmuş, fakat o özel andan dakikalar sonra, Williams, askerdeyken Hefner’ı aldattığını itiraf etmişti. Hefner bir röportajında o itiraftan hayatının en kötü anı olarak bahsediyor, eşinin cinsel açıdan ondan daha deneyimli olduğunu hiç kabullenemediğini söylüyordu. Çift buna rağmen evlendi hatta 2 de çocukları oldu. Ama Hefner eşini hiç affedemedi. İntikam almak için sürekli onu aldattı. Eşi de buna göz yumdu hatta suçluluk duygusuyla destekledi. 1959 yılında 10 yıl sonra boşanmalarının ardından Hefner iyiden iyiye dağıttı.