Prensesler de ağlar
.
Prenses Diana ve Prens Charles'ın peri masalı gibi bir hayatı vardı. Ama gerçekler dışarı yansıtılandan çok farklıymış. Meğerse Diana ağır depresyondaymış.
Son dönemde herkes sosyal medyada "mükemmel" hayatı yaşıyor. Sürekli yiyor, içiyor, geziyor, eğleniyor. Aslında içten içe hepimiz biliyoruz ki o sanal yaşam gerçekten çok uzak. Ama kabullenmek zor. Hatta İngiltere'de geçen ay yapılan bir araştırmaya göre Instagram ruh sağlığını en kötü etkileyen uygulama. Herkes diğerlerinin hayatını sorunsuz sanıyor. Fakat Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 300 milyon kişi depresyonda. Yani neredeyse her 100 kişiden 4'ü... Üstelik bu rakam giderek artıyor. Bunun en ilginç örneği geçen hafta ortaya çıktı. Mükemmellikle özdeşleşen isimlerin başında gelen Prenses Diana'nın da aslında neler neler yaşadığı ortaya çıktı. Herkes şok oldu.
Tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu bir isimdi Prenses Diana. İngiltere tahtının bir numaralı varisi Prens Charles ile düğünü, çocukları, boşanmaları, yeni sevgilisi hep olay oldu. Ağustos 1997'de trajik bir trafik kazasında yaşamını yitirdiğinde cenaze törenini canlı yayında tam 2.5 milyar kişi izledi. O zamanki nüfusla her iki kişiden biri... Ölümünün 20'nci yılı yaklaşırken bir kez daha gündemde. Hem de yıllar önce hakkında yazılan kitabın, ortaya çıkan detaylarıyla...
Ünlü yazar kitaba en özel detayları da ekledi
Ünlü yazar Andrew Morton 1992 yılında Diana hakkında "Her True Story" yani "Onun Gerçek Hikayesi" isimli bir biyografi kitabı yayımladı. Kitap görgü tanıkları ve arkadaşların anlattıklarıyla yazıldı denildi. Kimse Diana'nın gerçekten de Saray'ın kurallarını hiçe sayıp bir yazara en özelini anlattığını düşünmemişti. Ancak Prenses'in 1997'deki ölümünün ardından Morton kitabı revize etti. Diana'nın gizli gizli Morton'a röportajlar verdiği, biyografisi için bizzat yardım ettiği ortaya çıktı. Morton bu kez Diana'nın ölümünün 20. yılı için kitabı yeniden yayımladı. Sakladığı akıl almaz detayları da çekinmeden ekledi.
Peri masalında intiharın ne işi var?
Herkesin imrenerek izlediği, zarafet sembolü Prenses Diana aslında çok ağır bir depresyondaydı. Bir yılı bulmayan ilişkinin ardından hızlı bir kararla Prens Charles ile nikah masasına oturmuştu. O 19 yaşında bir anaokulu öğretmeni, Charles ise 31 yaşında, İngiltere'nin veliaht prensiydi. Her genç kızın rüyasıydı yaşanan. Prenses prensine kavuşmuştu. Milyonlar onun yerinde olmak istiyordu. Ama Diana hiç mutlu olmadı. Ortaya çıkan yeni detaylara göre, henüz balayından döndükleri gün Diana mutsuzluktan bileklerini kesmeye çalıştı, son anda durduruldu. Kitabın eski versiyonlarında bu hep birilerine atıfla anlatılıyordu. İlk kez Diana'nın ağzından neden intihar etmek istediğine dair detaylara yer verildi.
Charles'ın tek sözü bulumiya yaptı
Diana ve Charles tanıştığında, Charles Diana'nın 6 yaş büyük ablasıyla birlikteydi. İlişkileri iddiaya göre Charles'ın büyük aşkı Camilla yüzünden bitti. Daha sonra Charles ve Diana yakınlaştı. Ve eşinin hep güzel olmasını istiyordu. Nişandan sonra bir ara kolunu Diana'nın beline doladı ve biraz "tombullaştığını" ima etti. Bu Diana için fazla bir yüktü. 5 ayda, düğüne kadar belini 60 santimetreye indirdi. Ama bulumiya oldu. Kilo almamak için ne yese kusuyordu.
Eski sevgiliyi kıskandı ölmek istedi
Düğünden birkaç gün önce Charles telefonda Camilla’ya "Ne olursa olsun seni hep seveceğim" diyordu. Ayrılmak istedi, "Artık çok geç" diyerek vazgeçirildi. Diana'nın anlatımına göre düğünde Camilla ile göz göze geldikleri anda Charles ile aralarında hala çok özel bir ilişki olduğuna emin oldu. Balayında her gece Camilla ile ilgili kabus gördü. Defalarca yalanlansa da birkaç yıl sonra magazin basını bu yasak ilişkiyi ortaya çıkardı. Düğünden 1-2 ay sonra veliaht prens yoldaydı.
Bayıldı üstüne Prens'ten azar işitti
Çift mutluluk pozları veriyor, davetlere katılıyordu. Ama Diana'nın durumu her geçen gün kötüleşti. Günlerce yemek yemediği oluyordu. Artık iyiden iyiye kemikleri sayılıyordu. Her davet öncesi arabadan inmeden dakikalarca ağlıyor, sinir krizleri geçiriyordu. Kalabalık önüne çıkmaktan korkar hale gelmişti. Verilen ilaçlar da onu sakinleştirmeye yetmiyordu. Diana ilişkilerinin sembolü olarak 1986 yılından bir anısından bahsediyor. Vancouver'da gittikleri bir açılış sırasında bir anda bayıldı. Ancak anlattığına göre Charles'tan üstüne bir de azar işitti. "Neden gidip de bir köşede kendi kendine bayılmadın da beni rezil ettin" diye kavga ettiler. Bu da evliliklerinde sonun başlangıcı oldu.