Şampiy10
Magazin
Gündem

Bebek değil kıskançlık krizi

Kıvanç Tatlıtuğ’u hayranları kimseyle paylaşmak istemiyor.

Kiminle birlikte olsa veya bir dizide oynasa hemen bir kulp buluyorlar.

Dünya Güzeli Azra Akın’ı bile yakışıklı oyuncunun yanına yakıştıramamışlardı.

‘Kurt Seyid ve Şura’daki rol arkadaşı Farah Zeynep Abdullah için resmen çirkin demişlerdi.

Son dizisi ‘Cesur ve Güzel’in güzeli Tuba Büyüküstün de eleştirilerden nasibini aldı.

Ancak hiçbiri Kıvanç’ın zarif eşi Başak Dizer kadar acımasız iddiaların hedefi olmadı.

Geçen yıl evlenen çift son derece mutlu, huzurlu ve uyumlu görünüyor.

Bu da holigan denilebilecek kadar fanatik Kıvanç hayranlarını rahatsız ediyor.

Maraza çıkartmak için sanki tetikte bekliyorlar.

Son olarak arkadaşı Demet Şener’in sosyal medyada Nisan 1978’de çekilmiş bir fotoğraflarını paylaşması üzerine Başak’ın gerçek yaşı ortaya çıktı diye kıyameti koparttılar.

Kıvanç’la aralarındaki yaş farkının sanıldığı gibi 3 değil 6 olduğu ortaya çıkınca Başak ‘yalancı’ durumuna düşüverdi.

Kadıncağız bu konuda kendini savunmak zorunda kaldı.

Olay orada da kapanmadı.

Şimdi de 40 yaşına gelen Başak’ın yaşını düşünerek bir an önce çocuk sahibi olmak istediği ancak Kıvanç’ın işlerinin yoğunluğu nedeniyle baba olmayı ertelemek istediği iddiası ortaya atıldı.

Buna da ‘Bebek Krizi’ dendi.

Ortada bir kriz var ama Kıvanç’la eşi arasında değil.

Kıvanç’ın hayranlarıyla Başak arasında.

Kıskançlık krizi!

Eşini değil yatak odasını değiştireceksin

Mustafa Sandal ile eşi Emina, evliliklerini 9 yıldır başarıyla sürdürüyor.

Yavuz ve Yaman adında aslan gibi iki oğulları var.

Tatsızlıklardan, dedikodulardan uzak sakin bir hayat yaşıyorlar.

Ünlü çift ‘Sevgililer Günü’ için birlikte poz vermiş.

Mutluluklarının sırrını söylemiş.

Evlendiklerinden beri her sene yatak odalarını değiştirdiklerini itiraf etmiş.

Yani 9 yılda 9 yatak odası takımı almışlar.

Dekorasyona da Emina karar veriyormuş.

Musti hem şanslı hem de akıllı adam.

Dünya güzeli bir eşi var.

Parası ve imkanları var.

Her yıl yatak odasını yenileyip olayı bitiriyor.

Evliliklerini sürdürmeyi başaramayanlar,

Çoluk çocuğa karıştıktan sonra boşananlar,

Ayrıldıktan sonra birbirlerine düşman kesilenler,

İlerde başına gelebilecekleri baştan düşüneceksin.

Arada bir eşini değil yılda bir yatak odanı değiştireceksin!

Survivor’ın Godfather’ı kim?

Bu yılki Survivor’a eski futbolcu İlhan Mansız ağırlığını koymuş.

Popülaritesinden dolayı diğer yarışmacılar ona karşı gelmekten çekiniyormuş.

İlhan’ı ‘Yok Böyle Dans’ yarışmasında tanıdım.

Çok efendi, mütevazi, sessiz, sakin ve saygılıydı.

Sonra nedense yarışmadan çekilmeye karar verdi.

Tabi ıssız bir adada durum farklı olabilir.

Açlık, rekabet, gerginlik herkesi değiştirebilir.

Mazlum görünen Mansız da Survivor’ın Godfather’ı kesilebilir!

Yazının devamı...

Ünlü etçi Nusr-et vejeteryan olabilir mi?

Bugüne kadar etleriyle çeşit çeşit pozları var ama kendisinin daha o etlerden bir ısırık bile aldığını gören de yok. Acaba ünü bütün dünyaya yayılan etçimiz Nusret Gökçe vejetaryen mi?

Etiler’in sosyetik etçisi Nusret Gökçe’nin şöhreti sınırlarımızı aştı. “Salt Bae” adını verdiği etin üzerine kendine özgü tuz serpme videosuyla dünya çapında popüler oldu.

Hollywood ünlülerinden, Uzakdoğu’ da hiç tanınmamış insanlara kadar dünyada herkes

Nusr-Et’in Salt Bae hareketinin hayranı olmuş vaziyette.

Ya onu taklit etmeye çalışıyorlar ya da birbirinden çılgın Caps’lerle eğleniyorlar.

34 yaşındaki Erzurumlu Nusret hiç tartışmasız yeryüzünün en çok konuşulan etçisi.

İşini o kadar ustaca ve zarif yapıyor ki etleriyle aşk yaşıyormuş gibi bir havası var.

Ancak tipine bakılırsa kendisi hiç et yemiyor.

Ufak, tefek, kaslı ve yapılı fiziğiyle spor salonlarından çıkmış bir görüntü veriyor.

Yediğine, içtiğine dikkat ediyormuş gibi duran Nusret bu formunu neye borçlu?

Herhalde sürekli elinin altında olan kırmızı etlerden tüketmeye değil.

Ona ne kalp dayanır ne damar.

Nusret kendine artist gibi ince ve fit bir imaj çizmiş.

Köfte, bonfile, pirzolasız yapamaz gibi bir hali yok.

Bugüne kadar etleriyle çeşit çeşit pozları var ama kendisinin daha o etlerden bir ısırık bile aldığını gören de yok.

Nusret Gökçe, etçi Nusr-Et kimliğinde etlerle çeşitli oyunlar oynuyor, şovunu yapıyor.

Ama kendisi vejetaryen!

Olamaz mı?

Ayşe’lerle Ebru’larla başa çıkmak çok zor

Cem Yılmaz’ın eski eşi olmak kolay değil.

Sürekli mercek altındasın.

Nereye gitsen takip ediliyorsun.

Tek nedeni de ünlü komedyen ile evlenmiş ve ondan bir çocuk sahibi olmuş olman.

Hayatının sonuna kadar ‘Cem Yılmaz’ın eski eşi’ demelerinden kurtulman imkansız.

Ahu Yağtu oyunculuk yapıyor.

Günün birinde Akademi Ödülü bile kazansa haberi ‘Cem Yılmaz’ın eski eşi Oscar aldı’’ diye verecekler.

Durum böyleyken özel hayatının özel kalması da zor. Ya yanındakilerden birini sevgilin olarak yakıştırıyorlar.

Ya da gittiğin yerde eski eşinin eski flörtlerinden biriyle pişti oluyorsun.

Nitekim Ahu geçenlerde Cem Yılmaz’la kısa bir süre aşk yaşayan Ayşe Hatun Önal ile aynı mekandaymış.

Kadın bunun farkında bile değilmiş. Çıkışta muhabirler durumu kendisine açıklayınca ‘Ayşe kim ya!’ deyivermiş.

Haklı!

Ayşe’lerle, Ebru’larla ve ilerde kim bilir daha kimlerle başa çıkmak çok zor!

Kendin magazin malzemesi olmayacaksın

Asena Atalay “Oğlumu magazin malzemesi” yapmam demiş.

İyi güzel söylemiş de artık ok yaydan fırladı.

Asena’nın kendisi magazin programı sunuyor.

Eski eşi ve oğlunun babası futbolcu Caner ile olan evliliği süresince magazincilere bol miktarda malzeme verdi.

Derken Caner de havaya girdi.

Yeni eşi Şükran Ovalı’yla olan büyük aşkı sırasında magazincilerin gözbebeği oldu.

Sonuçta altı yaşındaki Çınar’ın annesi ile babası birlikteyken, boşanırken ve ayrıldıktan sonra bir şekilde magazin gündeminden düşmedi.

Asena şimdi çıkmış oğlunu magazine bulaştırmayacağını söylüyor.

Bunu daha önceden düşünecekti.

Yakınlarını uzak tutmak istiyorsan önce kendin magazin malzemesi olmayacaksın!

Yazının devamı...

Malkoçoğlu Bali Bey kılıbık mı, akıllı mı?

Burak Özçivit Arap hayranlarıyla buluşmak üzere Dubai’ye gitti. Haber medyada fotoğraflarla geniş yer buldu.

Yakışıklı Türk oyuncuya gösterilen yoğun ilgi, Kainat Güzeli Mahlagha Jaberi’nin dikkatini çekti. Son derece çekici ve seksi bir güzel olan İranlı model Burak’ın fotoğrafının altına ‘Yakışıklı seni çok seviyoruz’ diye yazdı. Bunun üzerine pireyi deve yapmakta ve her şeye burnunu sokmakta usta olan sosyal medyamız çalkalandı.

Mahlagha mı yoksa Burak’ın yakında dünya evine gireceği söylenen Fahriye Evcen mi diye yersiz ve gereksiz bir polemik başladı. Burak da dedikoduların önüne geçmek için Mahlagha’yı engellemek zorunda kaldı. Mahlagha bu duruma hem şaşırdı hem de bozuldu. Burak’ı hayranlarına karşı profesyonel davranmamakla suçladı.

Oysa bunun profesyonellikle bir ilgisi yok. Burak başına gelebilecekleri tahmin edebildiği için tedbirli davranmış.

Olay fazla büyümeden, sevgilisiyle huzurları kaçmadan önlemini almış. Yoksa ok yaydan fırlayacak ve dedikoduların önüne geçemeyecekti. ‘Muhteşem Yüzyıl’ın gözü pek savaşçısı Malkoçoğlu Bali Bey’i Burak Özçivit sizce kılıbık mı akıllı mı? Doğru cevap mı dediniz? Her akıllı erkek gibi kılıbık!

Çocuk yapacak adam çok

Ziynet Sali hem başarılı bir şarkıcı hem de cazibeli bir kadın. Jennifer Lopez’i andıran kıvrak bir vücudu ve seksapalitesi var. Ziynet bir an önce anneliği tatmak istediğini söylemiş. “Ufukta evlilik görünmüyor ama çok kararlıyım. Mutlaka evleneceğim. Zaten artık hayatı paylaşacak değil çocuk yapacak adam arıyorum” demiş. İstediği şeye bakın. Çocuk yapacak adam arıyormuş. Ondan bol ne var? Kapısının önünde kuyruğa girerler. İzdiham olur izdiham. Ama daha sonra sorumluluğunu üstlenip o çocuğa babalık yapacak erkeklerin sayısı az. Ziynet de zaten bunun bilincinde olmalı ki hayatı paylaşacak birini aramıyormuş. O zaman sorun yok demektir. Bizde çocuk yapacak adam çok!

Tilki Aleyna ile Kurnaz Demet

Aleyna Tilki yakında 17 yaşına girecek genç bir şarkıcı. Yeni yeni adını duyuruyor. Demet Akalın yakında 45 yaşına girecek olgun bir şarkıcı. Uzun yıllardır mesleğini başarıyla sürdürüyor.

Şimdi bu ikisi elma ile portakal kadar birbirinden farklı. Aynı jenerasyondan değiller, akran değiller, ahbap değiller. Ancak birbirlerine laf yetiştirmekte yarış halindeler. Demet ‘’Bu kızın sesine dayanamıyorum’’ diyor. Aleyna ‘’Basit insanların çok fanı olur’’ diye yanıtlıyor. Demet şimdi de ‘’Işıklarla uğraşma dersine çalış’’ diyerek Aleyna’ya ders vermiş. Aleyna’nın da herhalde çıkıp ‘’Sen hangi üniversiteden mezun oldun?’’ diye karşılık vermesini bekliyor.

Tilki Aleyna ile Kurnaz Demet arasındaki saçma sapan tartışma bitmek bilmiyor. Çünkü ikisi de bu sayede gündeme gelerek reklamlarını yapıyor!

Yazının devamı...

Pomeranian’lar Alişan’lık değil Çağla’lık

Köpek korkusu birçok programa konu olan Alişan arkadaşının hatırını kıramamış.

Levent’te Pomeranian cinsi köpeklerin satıldığı bir mağazanın açılışına katılmış.

Fiyatları 100 bin Euro olan tüylü minik Pomeranian’ları kucağına alıp poz vermiş.

“Normalde köpekten korkarım. Ama bunları kucağıma alabildim” demiş.

“En iyisi kız istemeye bunlarla gideyim. Pomeranian’ı olmayana kız vermiyorlar” diye espri yapmış.

Alişan son model otomobil fiyatına satılan köpekleri kedigillerden sandığı için kucağına almış olabilir.

‘Erkeklerin en iyi dostu, yoldaşı köpek’ derler.

Ama Alişan’la bu Pomeranianlar olmamış.

Partneri Çağla Şikel olsaydı tamamdı.

Çünkü Pomeranian cinsi süs köpekleri kadınlara daha çok yakışıyor.

Erkeğin yanında gezdirdiği köpek bence daha iri ve görkemli olmalı.

Alman Kurdu, Sivas Kangalı, Danua, Kars Çoban köpeği gibi gücü simgelemeli.

Yoksa dolgu oyuncak hayvanlara benzeyen, tüy yumağı içinde ufacık bir köpeği kucağına aldığın anda Alişan gibi maçoluk imajına veda edersin.

Pomerianla kız istemeye gitme konusuna gelince.

Ben şahsen bir kız babası olarak çantasında taşıdığı Pomeranianıyla kızımı istemeye gelen bir damat adayına şüpheyle bakar kızımı vermezdim.

Onun yerine kızıma kendisine başka birini bulması için akıl verirdim.

Neden bilmiyorum?

Pomerianlar Alişan’lık değil.

Çağla’lık!

Asıl formatını değiştirmeli

‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışması sevgili Kenan Işık’la özdeşleşti.

Sonra meslektaşı Selçuk Yöntem bayrağı devraldı.

Kısa süre içinde kendini kabul ettirmeyi başardı.

Derken oyuncu Murat Yıldırım onun yerini aldı.

Orijinali ‘Who Wants To Be A Millionaire’ olan ABD kökenli yarışmayı Chris Harrison sunuyor.

Chris’in esprili ve sempatik sunumuyla yarışma son derece dinamik ve eğlenceli geçiyor.

Sunucu ve yarışmacı ayakta, sorulara verilen cevapların süresi daha kısa.

Zaten öyle olmak zorunda çünkü yarışma 25 ile 40 dakika arasında bitiyor.

Bizdeki gibi ‘Artık bir cevap verse de kurtulsak’ türünde ağır aksak gitmiyor.

Stüdyodaki seyircilerin katılımıyla daha da renkli hale geliyor.

‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yarışması sunucusunu yeniledi.

Asıl formatını değiştirmeli!

Meryem’in küvette fotoğrafını kim çekti?

Meryem Uzerli kendinden söz ettirmeyi biliyor.

Sosyal medyaya ilginç fotoğraflarını koyuyor.

Son olarak içi su dolu bir küvette çekilmiş fotoğrafını payIaşmış.

Saçını toplamış, bir kolu küvetten sarkmış sadece melek gibi güzel yüzü gözüküyor.

Hatta oyuncu Belçim Bilgin “Çok güzel bir Boticelli tablosu” diye fotoğrafın altına yorum yapmış.

Peki fotoğrafı kim çekti?

Selfie değil.

Nihat Odabaşı gibi ünlü bir fotoğrafçı olsa ismini yazardı.

Merak bu ya!

Meryem’in banyosuna girip küvette fotoğrafını kim çekti?

Yazının devamı...

ABD'den sorumlu bakanlığa talibim

Amerika’yla ilişkilerimizin yolunda gitmesi için ABD’den sorumlu bakanlığın olması lazım.

ABD Başkanı Donald Trump kelimenin tam anlamıyla ortalığı birbirine katarak göreve başladı. Kısa süre içinde gövde gösterisi yaparak 8 yıllık Obama döneminden kalan her şeyi sildi. Trump’ın başına buyruk sıra dışı davranışlardan tüm dünya tedirgin olmuş vaziyette. Kimse onu çözemiyor. Yarın ne yapacağını kestiremiyor. Diplomasi diye bir kavram lügatinde yok. Her an onarılmaz bir uluslararası krize yol açabilir. Dakika bir gol bir misali Müslüman ülkelere karşı tavır aldı. "Meksikalılar sınıra öreceğimiz duvarın parasını vermeyi kabul etmedikçe başkanları hiç zahmet edip beni aramasın" dedi. Son olarak Avusturya Başbakanı’nın suratına telefonu kapattı.

Yakında sıra bize gelebilir. Amerika’yla olan ilişkilerimizin yolunda gitmesi ve herhangi bir kriz yaşanmaması için acilen ABD’den sorumlu bir bakanımızın olması gerekiyor. Tıpkı AB’den sorumlu bir bakanlık olduğu gibi ABD’den sorumlu bir bakanlığın Trump dönemi için elzem olduğuna inanıyorum. Ben bu göreve talibim. Amerika’da uzun yıllar çalıştım. Onları çok iyi tanıdım ve bir Amerikalıyla evlendim. Çocuklarım Amerika’da yaşıyor. İngilizceyi ana dilim gibi biliyorum. Onlar gibi düşünebiliyorum. Ayrıca Donald Trump’ı iyi tanıyorum. Kendisiyle hem karşılıklı oturup pazarlık yapmışlığım var. Hem de onun gibi tipik bir İkizler Burcu’yum. Yani Trump, leb demeden leblebiyi anlarım. Canım Türkiyem’in yararına çalışmaya hazırım. Bu görevi benden iyi kimse yapamaz. Amerikalı bir İkizler Burcu erkeğiyle ancak Amerika’yı çok iyi bilen bir Türk İkizler Burcu erkeği başa çıkabilir. Yetkililere buradan sesleniyorum! İş işten geçmeden beni ABD’den sorumlu bakan olarak tayin etsinler. Bakın o Trump’ı nasıl dize getiriyor, fırlayan doları nasıl düşürüyorum. ABD’den Sorumlu Bakan: Cem Ceminay. Yakışır!

Salt Bae sendromu

Etiler'in sosyetik etçisi Nusr-Et’in popülaritesi sınırlarımızı aştı. Nusret Gökçe "Salt Bae" adını verdiği kendine özgü ete tuz serpme hareketiyle fenomen olduktan sonra Hollywood ünlülerinin ilgisini çekti. Oscar ödüllü oyuncu ve yönetmen Ben Afflect, üstünde Nusr-Et’in "Salt Bae"sini yaparken çekilmiş fotoğrafı olan basılı bir tişörtle görüldü. Yine Oscar ödüllü aktör Leonardo Di Caprio, Dubai’te gittiğinde masasında kendisine özel olarak yapılan Nusr-Et’in bizzat ve de şahsen yaptığı Salt Bae şovunu izledi.

Nusr-Et ünlü oyuncuyla çektirdiği fotoğrafı, Di Caprio’nun kendisine "Oscar adayı sensin" dediğini yazdığı notuyla daha sonra Instagram’da paylaştı. Anlayacağınız Nusr-Et ve Salt Bae furyası durdurana aşk olsun.

Yazının devamı...

Tuvalet temizleyiciliğinden popstarlığa

Serdar Ortaç’ın itirafları ve Pink Floyd’tan şarkı söylemesi gündeme damga vurdu

En İyi Ben Söylerim’ adlı yarışmanın iki jürisinden biri olan Serdar Ortaç popçu değişiklik olsun diye bu kez farklı bir yöntem denemiş. Kendisine ait ilginç anıları paylaşmış. Babasının torna atölyesinde çalıştığından ve her gece tam saat 23.00’de tuvaletleri eliyle temizlediğinden bahsetmiş. Herhalde o zamanlar tuvalet fırçası diye bir şey yokmuş!

Sonra kendisini kıskandığını iddia ettiği eşi Chloe’den özür dileyerek ilk aşkını anlatmış. “Arabayla evlerinin önüne gitmiştim. Uyumuşum. Sabah kızın babası oklava ile başıma vurarak uyandırdı beni” demiş. Adamı yaratıcılığından dolayı kutluyorum. Evinin önünde arabasının içinde uyuya kalan kızının flörtünü oklavayla uyandıran ilk ve tek kız babasıymış. Bu itiraflar yetmiyormuş gibi Serdar bir de İngilizce şarkı patlatmış. Pink Floyd’un meşhur ‘Another Brick in the Wall’ şarkısını söylemiş. İşte o anda yarışmanın ‘En İyi Ben Söylerim’ kısmı bitmiş ve ‘En İyisi Sen Hiç Söyleme’ bölümü başlamış.

Kumarda yıllarca hep kaybettiğinden yakınan Serdar aslında çok şanslıymış. Tuvalet temizleyiciliğinden popstarlığa yükseliş dünyada herkese nasip olmaz!

Caner tuzağa düşmüş vaziyette

Caner Erkin eski eşi Asena Atalay’ın 6 yaşındaki çocukları Çınar için çıkardığı gider faturasını gördüğünden beri kontrolü kaybetti.

Asena’yı evlilikleri süresince 3.kişilerle birlikte olmakla suçladı. “Oğlum akıl sağlığından yoksun bir anneye sahip” dedi. Asena’nın babasına verdiği lüks arabayı geri aldığını söyledi. Ayrıca çocuğunun velayetini de alacağını iddia etti. Caner şaşkınlıktan Asena’nın tam istediği yere geldi. Asena oğlunun velayetini Caner’e verirlerse aralarındaki sinir savaşını kazanır. Caner ile hayatımın aşkı dediği yeni eşi Şükran Ovalı arasındaki büyük aşk çok geçmeden püf diye sönebilir. Çünkü küçük çocuklar babalarının annelerinden, yuvalarından ayrılma nedeni olarak gördükleri kadınlara dünyayı dar eder. Yani cici annesi Şükran ağzıyla kuş tutsa öz annesinin ve ailesinin doldurduğu minik Çınar’a yaranamaz. Caner ile Şükran’ın mutluluğunu, huzurunu bozmak için Asena’nın tek yapacağı şey Caner’e “Madem istiyorsun al çocuğun velayetini” demektir.

Ünlü futbolcu Asena’ya öfkesini kusarken tuzağa düştüğünün henüz farkında değil!

Kısa kes Aydın havası olsun

ABD Başkanı Donald Trumpile Avusturya Başbakanı Malcolm Turnbull arasındaki resmi telefon konuşması bir saat olarak planlanmış.

Ancak hararetli görüşmenin 25. dakikasında öfkesine hakim olamayan Trump telefonu Turnbull’un suratına kapatınca erken sonlanmış.

Tipik bir İkizler Burcu erkeği olarak Trump yine iyi dayanmış.

Koskoca ABD Başkanı‘nın danışmanlarının dünyadan haberi yok.

Diğer ülke liderleriyle yapılan telefon görüşmelerini 15 dakika ile sınırlamazlarsa başlarına hep aynı şey gelecektir.

Uuslararası krizi bile göze alan Trump, canı sıkılınca bir maraza çıkartıp telefonu karşı tarafın suratına kapatacaktır.

Kim olursa olsun Trump ile telefonda veya yüz yüze konuşacak olana naçizane önerim:

Kısa kes aydın havası olsun!

Yazının devamı...

Onların Trump’ı var! Ya bizim neyimiz var?

Gülben Ergen ile Erhan Çelik çifti geçtiğimiz yılın sonlarında evliliklerine son vermişti. Gülben’in eski eşi ve üç çocuğunun babası Mustafa Erdoğan’ın hayatlarındaki sürekli varlığına bir süre sonra Erkan Çelik’in tahammül edemediği iddia edilmişti. Daha önceki evliliğinden 7 yaşında bir oğlu olan Erhan Çelik, boşanma sonrası ‘’Herhalde eski eşinizi mumla arıyorsunuz’’ diyen bir takipçisine sosyal medya hesabından verdiği cevapta ‘’Eski eşler olarak anne-babalığımızı herkesin gözüne sokmuyoruz’’ diyerek bu konudaki rahatsızlığını açıkça belli etmişti.

Şimdi de Gülben Ergen bir röportajında “Erhan Çelik ile 2 yıl evli kaldım. Mutsuz oldum boşandım” şeklinde bir açıklama yapınca her nedense gururunun zedelendiğini düşünen Erhan Çelik buna çok bozulmuş.

Yine sosyal medyadan “Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap edebi elden gidene” diyerek kendince Gülben’e şairane bir göndermede bulunmuş. Kadın evliliğim süresince kocama sadık kalmadım dememiş.

Kocama terbiyesizlik, şirretlik yaptım dememiş. Sadece mutluluğu bulamadım boşandım demiş. Buna edepsizlik diyebilmek için Donald Trump’dan bile daha şişkin bir egoya sahip olmak gerekiyor. Bu da dünyada çok az insana nasip olur. Onların Trump’ı varsa bizim de kapı gibi Çelik’imiz var!

Sanatçı olmanın avantajları

Mustafa Ceceli’yi geçenlerde Zincirlikuyu’da trafik çevirmesine takılmıştı. Ünlü şarkıcı görevlilerin ikazına uymayıp kontrol noktasında durmamıştı. Ekip arabalarıyla peşinden giden polisler aracının önünü kesmek zorunda kalmışlardı. Alkollü olmadığı belirlenen Ceceli’nin yanında bir kadın arkadaşı olduğu için kaçtığı iddia edilmişti.

Yeni albümünün hazırlıklarıyla uğraşan sanatçıya başından geçenleri sormuşlar. “Bir saat boyunca arkamdan iki araba geldi. OHAL döneminde tedirgin oluyorsunuz. Polis önüme kırdı. Polisten kaçmak doğru değildi. Aslanlar gibi 301 lira ceza yedim. Cezayı hak ettim” demiş. Sanatçı olmak her zaman işe yarayabiliyor. Yaratıcılıkları sayesinde ayaküstü masallar üretebiliyorlar. Mustafa Ceceli bu zengin hayal gücünü kullanıp senaryo, roman, hikaye filan yazmalı. Polisiye türünde!

Bizde gizli kalmaz

Arda Turan’ın Barcelona’da top koşturduğuna inanmak için spor sayfalarını ve maçlarını takip etmek gerekiyor. Çünkü magazin haberlerine göre sürekli İstanbul’da boy gösteriyor. Son olarak Emirgan’da ‘Gizli Kalsın’ diye bir mekandaymış. Derken artık selam bile vermediği eski kankişi Burcu Esmersoy gelmiş.

Güzel sunucu aracını teslim edeceği valeden Arda’nın içerde olduğunu duyunca kapıdan dönmüş. Arda da herhalde bunu bir şekilde duymuş. Çıkışta aynı valeye 300 Euro bahşiş bırakmış. Mekanın adı ne olursa olsun. Bizde hiçbir şey gizli kalmaz!

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.