Şampiy10
Magazin
Gündem

Parayı veren düdüğü çalar

Asena Atalay, bir yıl önce boşandığı eşi Caner Erkin’den oğlu için dudak uçuklatan bir tazminat talebinde bulunmuştu. 6 yaşındaki Çınar’ın gıda, barınma, bakıcı, ulaşım, eğitim, sağlık ve tatil masraflarından müzik öğretmenine kadar toplam 451 bin 151 TL’ik detaylı bir gider faturası çıkartmıştı. Beşiktaşlı futbolcu neye uğradığını şaşırmış, karşı atağa geçip velayet davası açmıştı.

Asena şimdi de evinde olup bitenleri Caner’e anlattığından şüphelendiği için Çınar’ın dadısını kovmuş. Dadının kabahati yok. Asena’nın yanında hangi pozisyonda olursa olsun, kim çalışsa zan altında kalır. Çünkü hepsi ücretlerini ödeyenin evin hanımının eski eşi olduğunu biliyor. Asena’nın kendisi bunu ulu orta haykırdı.

Paralarını alabilmek için icra takibi yaptırdığını sağır sultan bile duydu. Hem parayı Caner’den alacaklar hem Asena’ya sadık kalacaklar. Nerede var öyle bir dünya? Disney dünyası mı burası?

Asena ile Caner gibi sansasyonel birliktelikleriyle ünlü olan bir çiftten bahsediyoruz. Çizgi film karakterleri Mickey ile Minnie Mouse veya Daisy ile Donald Duck’tan değil! Asena’ya bu gidişle eleman dayanmayacak demektir.

Parayı veren düdüğü çalar!

Vay vay vay, vah vah vah

Ekran yıldızlarından İvana Sert zor günler geçiriyor. ‘İşte Benim Stilim’in reytingleri yerlerde sürünüyor. Jüridaşı Nur Yerlitaş ile tartıştığı için yarışmadan kovulduğu söyleniyor. Geçtiğimiz hafta sonu 2 yıllık sevgilisiyle bir tatsızlık yaşadığı iddia ediliyor. İvana ile sevgisi, Etiler’deki popüler bir mekanda herkesin içinde yüksek sesle kavga etmeye başlamış. Bağrış, çağrış devam edince İvana ağlayarak tuvalete kaçmış. İçerde 15 dakika kalmış.

Gece kulüplerindeki kadınlar tuvaletlerinin önünde neden hep kuyruk olduğunu şimdi anladınız mı? İçerisi sadece tabii ihtiyaçlarını gidermek için orada olan değil, sorunlu kadınlarla da dolu. Keyfi kaçan İvana, tuvaletten çıktıktan sonra eve gitmek istemiş. Kapıdaki muhabirlerin objektiflerine zoraki gülümsemiş. Morali düzelsin diye de çiçekçiden kendine kırmızı bir gül almış. Bu arada sevgilisi gergin ve sinirli haliyle dikkat çekmiş.

İddialar doğruysa, adam hem suçlu hem güçlü. Hem koskoca televizyon yıldızını tuvaletlerde ağlatıyor. Hem gönlünü almak için bir tanecik gül almayı düşünemiyor. Koruması gibi yanında durup surat asıyor. Vay vay vay.

Vah vah vah!

Candır can Sibel Can

Sibel Can, başarılı, akıllı ve dünya tatlısı bir kadın. Aynı zamanda çok iyi bir anne. Oğluyla kızının gözünün içine bakıyor. Bir dediklerini iki etmiyor.

Güzel yüzünden iyilik akıyor. Kimseyi incitmek istemiyor. Kimseyle polemiğe girmiyor. Tartışmayı sevmiyor.

Hayranlarına karşı sorumluluğu olduğuna inanıyor. Bu duruşunu yıllardır hiç bozmadan devam ettiriyor. İşte onun için candır can, Sibel Can!

Yazının devamı...

Dongi Dongi Dongi Hongi Hongi Hongi

Salt Bae’ adını verdiği etin üzerine tuz dökme hareketiyle uluslararası bir üne kavuşan karizmatik kasap Nusret Gökçe yeni bir akım daha başlatmış.

Olay şöyle gelişmiş.

Nusr-et mekanına gelen bir Arap müşterisinin selfie çekme isteğini geri çevirmemiş.

Onunla birlikte kapısında nöbet tutan magazincilerin objektiflerine ‘hongi’ dediği ilginç bir selamlama türüyle poz vermiş.

Yeni Zelanda’daki Maori kabilesinde lidere saygı gösterisi olarak burnu ve alnı birbirine değdirerek yapılan bu selamlaşma şekli için Nusret’in yeni numarası deniliyor.

Yaratıcılığıyla ünlü sosyetik etçi herhalde bu selamlaşma şeklini ortağı ve yatırımcısı ünlü iş adamına olan minnet ve saygısından dolayı keşfetti.

Artık ok yaydan fırladı.

Erzurum’lu Nusret’i tutana aşk olsun.

Önce ‘Salt Bae’ hareketiyle kendisine ‘etle sevişen adam’ dedirtti.

Kısa süre içinde internetin en popüler seks ikonları arasına girdi.

Dubai’deki restoranında ünlü Hollywood yıldızı Leonardo Di Caprio’ya hizmet etti.

Şimdi sıra müşterilerini kapıda ‘hongi’ selamıyla karşılamaya geldi.

Bundan sonra acaba sırada nasıl bir antikalık var?

Aceleye gerek yok.

Şimdilik bununla idare edeceğiz.

Hem de Çelik’in şarkısı eşliğinde.

Dongi Dongi Dongi

Hongi Hongi Hongi!

Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin

Serenay Sarıkaya ile Mehmet Günsür’un yeni başlayacak dizilerinin fragmanında ateşli sevişme sahneleri sosyal medyada izlenme rekoru kırmış.

Murat Boz’un sevgilisi Aslı Enver ‘İstanbullu Gelin’ dizisindeki rol arkadaşı Özcan Deniz ile hararetli bir şekilde öpüşmüş.

Filmlerin gişedeki başarısı, dizilerin reyting alabilmesi ve oyuncuların popülaritesinin prim yapması için bu tür sahneler gerekiyor.

Özellikle sosyal medyadaki tanıtımları açısından büyük önem taşıyor.

Bir zamanlar sinemada ‘Türkan Şoray Kanunları’ vardı.

Efsane yıldız kamera karşısında öpüşmez, sevişmezdi.

Sanki öyle yapıyormuş havasını vererek çekim yaparlardı.

Ama Türkan Sultan Yeşilçam’da tekti.

Alternatifi yoktu.

O günler geçmişte kaldı.

Artık oyuncular oynadıkları karakterin hakkını vermek zorunda.

Yoksa onların yerini alacak bir dolu başka oyuncu sırada bekliyor.

Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin.

Rolünü kaptırmamak ve kendinden söz ettirmek için icabında öpüşüp, sevişeceksin!

Evlenmemek için mazaret bol

Bazı erkekler evlenmekten korkar.

Bekarlığa alışmıştır. Rahatını, huzurunu, düzenini bozmak istemez.

Türkücü, oyuncu, sunucu Alişan bunlardan biri. “Yabancı kızlar bana uymaz, yurt dışından gelin almam. Türk ve Müslüman olması şart. Çocuklu kadın da istemem” diyor.

6 ay içinde evleneceğine dair söz verdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan sorarsa “Raporluyum” diyeceğim diye espri yapıyor.

40 yaşındaki Alişan evlenmemek için mazeret arıyor!

Yazının devamı...

Beğenmeyen küçük kızını vermesin

İki yıldır birlikte olan Burak Özçivit ile Fahriye Evcen ikilisinin ilişkisi mutlu sona doğru gidiyor. ‘Malkoçoğlu’ Burak meslektaşı sevgilisini ailesinden istemiş. Fahriye’nin ailesinin yaşadığı Almanya’nın Solingen şehrinde gerçekleşen kız isteme töreni için ünlü oyuncular rol aldıkları ‘Ölene Kadar’ ve ‘Kara Sevda’ dizilerinden izin almış.

Çift nişan yüzüklerini takmış. Bu arada Fahriye’ye çeyrek altın takıldığı dikkatleri çekmiş. Ne yapsınlar? Bunlar zor zamanlar. İleriyi düşünüyor olmalılar. Yarım ve tam olanını düğüne saklamışlardır. Beşi bir yerde takan olursa öpüp başlarına koysunlar. Damat adayı efsane ‘Muhteşem Yüzyıl’ın yakışıklısı Malkoçoğlu’su olabilir.

Gelin bir zamanların fenomen dizisi ‘Yaprak Dökümü’nün Necla’sı olabillir.

İkisi dizilerden, reklamlardan, hesabını bilmedikleri kadar çok para kazanıyor olabilir. Ama Solingen’de altınlar çeyrek. Beğenmeyen küçük kızını vermesin!

Yılın her günü kadınlar günü

Ebru Gündeş, Günay Restoran’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özel galasında hayranlarıyla buluşmuş. Üç saat kaldığı sahnede ‘’Sadece bugün değil, her gün kadınların günü. Her yeni günde kıymeti daha çok artan bizleriz, unutmayalım’’ demiş. Bence de yılın her günü kadınlar günü. Ama gönül ister ki kadınlar da arada bir erkeklerini hatırlasın. Aklıma gelmişken laf olsun diye sormak istiyorum. Reza Zarrab’dan haber var mı?

Erkek affedilirse yeniden aldatır

Gökçe Bahadır, Alican Yücesoy ile başrollerini paylaştığı ve yakında gösterime girecek ‘Aşk Uykusu’ adlı filminde ihanete uğrayan bir kadını canlandırıyormuş. 35 yaşındaki oyuncuya böyle bir durumu gerçek hayatta yaşasa ne yapar diye sormuşlar. “İhanet duruma göre affedilebilir” diye şaşırtıcı bir cevap vermiş. Hata! Böyle düşünsen bile kesinlikle söylemeyeceksin. Bilakis aklına ne kadar tehdit geliyorsa hepsini savuracaksın. Aldatan adamı doğduğuna pişman edeceğine inandıracaksın.

Çünkü erkekler ancak bundan anlar.

Affedileceğine dair en ufak bir umut ışığı gördüğünde çapkınlığını yapar.

Yazının devamı...

Dizinin adı belli: A Fish Called Erkan

Erkan Petekkaya, Los Angeles’ta sudan çıkmış balık gibi hissedecek...

Oyuncu Erkan Petekkaya yıllık 10 milyon TL karşılığında FOX TV ile anlaşma sağlamış. Dil eğitimi almak, Hollywood’a uyum sağlamak için 2 ay Los Angeles’ta kalacakmış.

Dizi çekimleri Amerika’da başlayacak, Türkiye’de devam edecekmiş. Erkan başarılı bir oyuncu olduğu kadar son derece uyanık bir iş adamı.

Senaryosu, kadrosu ve tutup tutmayacağı belli olmayan bir dizide rol almak için güzel peşin para almış.

“Muhteşem Yüzyıl”daki Hürrem Sultan popülaritesiyle ne olacağı belirsiz yeni bir dizi için güzel peşin para alıp imza atan ve sonra hüsrana uğrayan Meryem Uzerli gibi.

Erkan’ın oynayacağı dizi Meryem’inki gibi reyting kurbanı olur mu olmaz mı bilemeyiz.

Ancak 46 yaşındaki Erkan’ın iki ayda Hollywood’a uyum sağlamasının imkansız olduğunu ve Los Angeles’ta kendisini sudan çıkmış balık gibi hissedeceğini kesinlikle söyleyebiliriz.

İngiliz komedyen John Cleese’in 1988 yapımı “A Fish Called Wanda” adında unutulmaz bir filmi vardı.

Bu da sanki onun gibi. Dizinin adı belli: “Erkan Adında Bir Balık”

“A Fish Called Erkan”

Starring: Erkan Petekkaya!

Öküz öldü ortaklık bitti

Sinan Akçıl ile Ebru Şallı aşkı uzun süre magazin gündemindeydi.

Devam ettiği süre içinde ikisi de sık sık gazetelerin manşetlerindeydi.

Bu da işlerine geldi.

Bedavadan reklamları yapıldı.

Popülariteleri sayesinde gelen talepler ve dolayısıyla aldıkları ücretler arttı.

Birliktelikleri sırasında iki sevgili aslında çok nadir olarak yan yana görüldü.

Uzaktan çekilmiş çoğu bulanık fotoğrafları olmasa aralarında bir ilişki olduğuna kimseyi inandıramazlardı.

Sonra zamanla ayrıldılar.

Ebru ünlü komedyen Cem Yılmaz ile flört ederek gündeme gelmeye devam etti.

Sinan no name dedikleri ismi duyulmamış yabancı manken ve şarkıcılarla idare etti.

Ayrılıklarının üzerinden 11 ay geçmesinden sonra geçen gün bir magazin programında ünlü çiftle ilgili bir iddia ortaya atıldı.

Ebru Şallı’nın ilişkileri sırasında Sinan Akçıl için 150 bin TL’lik banka kredisi kullandığı ve ayrılığın ardından Sinan’ın krediyi ödemediği ve borcun Ebru’ya kaldığı söylendi.

Ne demişler?

Kızını dövmeyen dizini döver.

Eski aşkına kefil olan ayvayı yer.

Öküz öldü ortaklık bitti.

Ebru’nun paraları gitti!

Yazının devamı...

Şişman olmak kabahat zayıf olmak suç

Derin Mermerci zayıflığını eleştirenlere ateş püskürmüş. Herhangi bir hastalığının olmadığını, sağlıklı beslendiğini söylemiş. “Etrafına gönül gözüyle bakan biri olarak, insanoğlunun bu kadar haset, kıskanç ve iftiracı olabildiğini unutmuşum” şeklinde bir serzenişte bulunmuş. Zayıflığını genetik yapısına ve fazla koşuşturmasına bağlamış.

‘’İkiz çocuk annesi olmak kolay değil ikiye bölünüyorsunuz’’ demiş. Boşuna dil dökmüş. Hiç zahmet etmeyecekti.

Etrafına gönül gözüyle baktığını iddia eden biri olarak gülüp geçecekti. Bu açıklaması hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Onu çekemeyenler kendi kafalarına göre bir şeyler uydurmaya yine devam edecek. Bu konu miladını doldurunca damarına basmak için başka bir şey uyduracaklar. Hasetliğin, kıskançlığın, iftiracılığın sonu mu var?

Ayrıca Derin’i kıskanmayacaklar da kimi kıskanacaklar? Kadın evli, çocuklu, mutlu, güzel ve varlıklı.

Sosyetenin en popüler ünlülerinden biri. Hangi kadın onun yerinde olmak istemez ki? En doğrusu olumsuz kişilerden uzak durmak ve onların laflarına aldırış etmemek. Çünkü ne yaparsan yap, nasıl olursan ol, bazı insanlara kesinlikle yaranamıyorsun. Şişman olmak kabahat, zayıf olmak suç!

HEY GİDİ AFACAN

Sinan Akçıl Rumen şarkıcı Otilla ile 2.5 aydır flört ediyormuş. Bundan önce de kendisinin rol modeli Justin Bieber’ın eski manken sevgililerinden biriyle birlikteydi. Ancak reklam kokan aşkları kızcağızın adını hafızamıza yerleştiremeden bitiverdi. Sinan ilişkileriyle gündeme gelmek için tüm yaratıcılığını kullanıyor. Ebru Şallı ile olan medyatik aşkı sona erdi diye ortadan kaybolmak istemiyor. Fırsat buldukça ilginç açıklamalar yapmaya devam ediyor.

Örneğin bebek yüzlü popçunun meğer bir ilişkide olmazsa olmazları varmış. Playstation oynarken telefonunu açmaz, oyun saatlerine kimseyi karıştırmazmış. “Uyumadan önce beynimi boşaltmak için tartışma programı dinlerim. TV sabaha kadar açık kalır’’ demiş. 35 yaşındaki bir erkek Playstation oynamayı sevgilisiyle birlikte olmaya tercih ediyorsa, beynini boşaltmak için de ekran karşısında sabaha kadar tartışma programları izliyorsa, ona sevgili, ona ilişki mi dayanır?

Popçu Sinan’ın Çaykara’lı adaşının İleri Düz Horon şarkısı gibi. Hey Gidi Afacan!

KİM TUTAR SENİ ÇILGIN BEDİŞ?

Yonca Evcimik müzik sektöründeki 40’ıncı yılını bir partiyle kutlamış. 53 yaşındaki dünya tatlısı sanatçı ‘’Kendimi hala ilk günkü gibi heyecanlı ve enerjik hissediyorum’’ demiş.

Alkışlar ve ıslıklar içinde davetlilerin eller üzerinde taşıdıkları sahnede bandıra bandıra bir direk dansı yapmış. Drag Queen denilen kadın kılığındaki erkek dansçılar kendisine eşlik etmiş.

Yonca’ya 40 kere maşallah! Onun gibi etrafına pozitif enerji saçanlar asla yaşlanmaz.

Kim tutar seni Çılgın Bediş?

Yazının devamı...

Turkish Matrix Serttaş ve Suicide Squad

Türkücü Bülent Serttaş söz ve müziği Ayla Çelik’e ait ‘Ablalar’ adlı şarkısının tanıtımı için kamera karşısına geçmiş.

Serttaş yüzleri beyaz maskeli 4 kadın modelin yanında siyahlara bürünüp bilim kurgu filmlerinin kahramanı Matrix pozu vermiş.

Orijinal Matrix Keanu Reeves’in sembolü olan siyah güneş gözlükleri yerine kendisinin sembolü olan kara bıyıklarını kullanmış.

Serttaş hafif göbekli sempatik bir Matrix olmuş.

Absürt ve kel alaka imajıyla sosyal medyayı sallamış.

‘Abi bizi Matrix’ten soğuttun’ şeklinde yorumlar gelmiş.

Serttaş bunlara “Ben modern türkücüyüm” diye cevap vermiş.

Bence Serttaş’a Matrix olmak çok yakışmış.

Tipi, bakışları ve vakur duruşuyla tepeden tırnağa tam bir Turkish Matrix olmuş.

Dilerim Serttaş’ın bu yaratıcılığı diğer ünlü türkücülerimize de örnek olur.

Örneğin İzzet Yıldızhan’ı ‘Batman’, İsmail Türüt’ü ‘Süperman’, Mustafa Keser’i ‘Spider Man’, İzzet Altınmeşe’yi ‘The Flash’, Ümit Besen’i de ‘Robocop’ olarak görürüz.

‘Hadi canım sen de’ mi dediniz?

Bülent Serttaş’tan nasıl Matrix oluyorsa onlardan da birer süper kahraman olabilir.

Hatta hepsi bir araya gelip birlikte klip de çekebilir.

Adına da ‘Suicide Squad’ (İntihar Timi) diyebilir!

Vah vah vah

‘Dayan Yüreğim’de Seray karakterini canlandıran güzel oyuncu Nilay Deniz meslektaşı Serenay Sarıkaya’ya benzetilmekten şikayetçiymiş.

‘Serenay’a benzetilmek beni çok incitiyor’ demiş.

Beyoğlu’nda gittiği bir kulübün kapısında kendisini ‘Hoş geldiniz Serenay Hanım’ diye karşılamalarına içerlemiş.

Muhabirlerin bu benzerliği sormasına sinirlenmiş.

Sonunda ‘Eminim bu durum Serenay’ın da hoşuna gitmiyordur. Beni incitiyor. Biz 2 farklı kişiyiz’ diye isyan etmiş.

Nilay bu benzerliğe boşuna kafasını takmış.

Serenay Miss Turkey 2’nci güzeli, son derece popüler bir oyuncu ve reklam yıldızı.

Yani ona benzetilmek sakıncalı filan değil bilakis yararlı.

Nilay Deniz bu sayede gazete sayfalarına manşet oluyor.

Oynadığı dizide rol icabı isminin Serenay’ı anımsatması da onun için şanssız bir durum.

Kaçacak yeri yok.

Vah vah vah!

Teoman akıllı adam

Cihangir’de geçen gece geç saatlerde park halindeki bir aracın içindeki iki kadın yüksek sesle tartışıyormuş.

Sözlü tartışma bir süre süre sonra kavgaya dönüşmüş.

Kadınlardan biri diğerinin eşyalarını araçtan dışarı fırlatmış.

Çevredeki evlerin sakinleri gürültüden camlara çıkmış.

Bu arada sürücü koltuğunda oturan kişinin olaya müdahale etmediği dikkat çekmiş.

Tatsızlık uzayınca araçtan inip ceketini omzuna atarak uzaklaşan o kişinin ünlü şarkıcı Teoman olduğu fark edilmiş.

İleriyi gören bir erkek iki kadının arasına asla girmez. Çünkü ne yaparsa yapsın ikisine de yaranamaz.

En doğrusu onları kendi hallerinde bırakıp sıvışmaktır. Teoman akıllı adam!

Yazının devamı...

Kurt tilkinin tuzağına düşmüş

Son dönemin popüler isimlerinden Aleyna Tilki, Demet Akalın’la polemiğe girdi ama sonunda ona şarkı hediye etmek zorunda kaldı...

Aleyna Tilki genç yaşına rağmen pop müzik dünyasında hızla yükseliyor. Bunu da planlı, programlı ve son derece akıllıca yapıyor. Sadece güzel şarkı söylemekle zirveye ulaşmayacağını biliyor. Hem sosyal medyayı iyi kullanıyor.

“Ben Aleyna Tilki Olursam” isimli bir video yarışması başlatıyor. “İçindeki Aleyna Tilki’yi dışarı çıkar” diye sloganlar atıyor. Hem de magazin basınına bol miktarda malzeme veriyor.

Aleyna, ustaları Demet Akalın ile Hande Yener’in yıllardır bitmek bilmeyen ve gündeme gelmek istediklerinde alevlenen didişmelerini kendisine örnek aldı. Demet daha kolay sinirlenir ve mutlaka karşılık verir diye ona bir olta attı.

Laf altında kalmayı asla kabullenemeyen Demet de Aleyna’nın istediği gibi onunla gereksiz ve anlamsız medyatik bir polemiğe girdi. Sonra saygısız genç kız imajı oluşmasın diye Aleyna, Demet’e bir şarkı hediye edip olayı fazla uzatmadan aralarını düzeltti.

Barış çubuğu yaktıklarını da magazin muhabirlerine duyurmayı ihmal etmedi. Akabinde Demet Abla’sıyla birlikte son çıkan Recep İvedik filmini izlemeye gitti. Bir yanda saf, toy ve daha yolun başındaymış gibi duran 17’lik Aleyna Tilki. Öte yanda olgun, tecrübeli, evli, mutlu ve çocuklu 45’lik Demet Akalın Kurt. Buna ne derler biliyor musunuz? Kurt tilkinin tuzağına düşmüş!

Kezban değil ki bu Tarkan ya Tarkan

Tarkan ABD turnesinin ilk ayağı New York’da ilk konserinden önce Instagram hesabından yatağa uzanmış halde çektiği omuz üstü bir selfie’sini paylaşmış.

“Konser heyecanı sardı. Uyku da kaçtı. Yine de uyumaya çalışmalıyım ve enerji depolamalıyım yarın için. İyi geceler” diye de bir not yazmış.

Çok sempatik, çok tatlı ama uyumama nedeni heyecan olamaz.

Tarkan yıllardır dünyanın dört bir yanında konser vermiş bir sanatçı. Yılın yarısını çeşitli yerlerde ekstralarda sahneye çıkarak geçiriyor. Wesley Sneijder maçlara çıkarken ne kadar heyecanlanıyorsa Tarkan da konser öncesi ancak o kadar heyecan duyuyordur. Amerika’da daha önce defalarca bulunmuş, yaşamış biri olarak orda olmayı bence hiç yadırgamamıştır. Tarkan o kadar profesyonel ki onun için konser vermek artık çocuk oyuncağı sayılır. Uyku tutmamasının nedeni olsa olsa aradaki 8 saat farka alışamamış olmasındandır. Kezban Paris’te gibi bir durum olsa anlarım. Ama bu yılların deneyimlisi Tarkan ya Tarkan!

Bizi de yanında götür Nurgül

Nurgül Yeşilçay sosyal medyada yeni bir aşka başladığının mesajlarını veriyormuş. Sorulara “Yakında görürsünüz” demekle yetiniyormuş. Geçenlerde Bebek’te bir kafe çıkışında kendisiyle röportaj yapmaya çalışmışlar. Güzel gözlü cazibeli yıldız “Yeni heyecanlara gidiyorum” diyerek uzaklaşmış. Nereden söz ettiğini inanın hayal bile edemiyorum. Ama “Ne olur bizi de yanında götür Nurgül” diyorum!

Yazının devamı...

Bonnie ile Clyde efsanesinin sonu

50 yıllık Bonnie ve Clyde efsanesi Oscar Ödülleri gecesinde sona erdi...

Geçen haftaki Akademi Ödül Töreni 4 farklı türde çekilmiş bir filmi andırıyordu.

Justin Timberlake’in performansıyla müzikal gibi başladı.

Sunucu Jimmy Kimmel’in esprileriyle komedi gibi devam etti.

Sonlara doğru önemli kategorilere sıra gelince salondaki heyecan ve gerilim arttı, dramadöndü.

Finalde ise hatalı bir anonslatam bir korku filmi gibi sona erdi.

Akademi yetkilileri,sinema tarihinin klasiklerinden ‘Bonnie ve Clyde’ın 50’nci yılı dolayısıyla gecenin en önemli ödülünü filmin başrol oyuncularının vermesini uygun görmüşlerdi.

Warren Beatty filmde Clyde adlı soyguncuyu canlandırıyordu.

Faye Dunaway de Clyde’in sonuna kadar yanında duran ve polislerin kurşunlarına hedef olup onunla birlikte hayatını kaybeden Bonnie adlı partnerini oynuyordu.

Warren ve Faye, filmdeki rolleriyle Hollywood filmlerinin unutulmaz çiftleri arasına girmeyi başarmıştı.

Ama Oscar gecesi her şey değişti.

80 yaşındaki deneyimli aktör Warren kendisine verilen zarfı açtığında bir karışıklık olduğunu sezip kazanan filmin anonsunu 76 yaşındaki Fay’e yaptırdı.

Kısa bir süre sonra hata ortaya çıkınca da Faye, Warren’ı elinde tuttuğu zarfla kaosun tam ortasında bırakıp sahneden sıvıştı.

50 yıllık Bonnie ve Clyde efsanesi de böylece bir gecede sona ermiş oldu!

Ve sonra adam ne bulurmuş?

Zuhal Olcay yıllar önce kendisinden ayrılıp Aşkın Nur Yengi ile evlenen eski eşi Haluk Bilginer’e göndermede bulunmuş. ‘’Bir kadın ve bir erkek evlenirler. Sonra adam daha genç bir karı bulur. Olay bu. Ben yaşadım’’ demiş.

Belli ki Zuhal Hanım başından geçenin etkisinden kurtulamamış. Hala acısını içinde hissediyor. Ancak adam her zaman eşinden daha genç olan birine gitmiyor.

Öyle olsaydı Haluk Bilginer, Aşkın Nur Yengi’den 6 yaş büyük olan Zerrin Tekindor

ile birlikte olmazdı.

Ayrıca Zuhal Olcay’ın iddiası doğruysa o zaman Pınar Altuğ ve Başak Dizer gibi eşleri kendilerinden genç olan kadınların hiç şansı yok demektir.

Terk edilen kadının eşini kaptırdığı hemcinsine yaptığı yakıştırma da dikkat çekici.

Zuhal Olcay gibi olgun ve kaliteli bir hanımefendinin sözlerinden belli oluyor.

"Adam daha genç bir karı bulur" diyor!

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.