Şampiy10
Magazin
Gündem

Baykuşa böyleyse kocaya nasıl?

Emre Aşık’ın uzun süredir hiç sesi soluğu çıkmıyordu. Derken emekli futbolcu eşinin baykuşu ile gündeme geldi. Emre’nin eşi Yağmur, Bolluca’daki evlerinin bahçesinde bulduğu kanadı kırık baykuşu veterinere götürmüş.

Meğer baykuş nesli tükenmekte olan ‘Kulaklı Orman Baykuşu’ cinsindenmiş. Veteriner baykuşu Orman Bakanlığı’na teslim etmek zorunda olduğunu söylemiş. Kıyamet kopmuş.

Yağmur, iddiaya göre baykuşu geri almak için veterinere tekme tokat saldırmış, akıl almaz tehditlerde bulunmuş.

Şiddete maruz kalan kadın görevli hastaneye gidip darp raporu almış. Yağmur bahçesinde bulduğu kanadı kırık baykuşa el koyan bir yetkiliye böyle bir tepki gösteriyorsa, neredeyse 5 yıldır evli olduğu aslan gibi kocasını elinden almak isteyen bir hemcinsine artık kim bilir neler yapar? Düşüncesi bile tüyler ürpertiyor!

Yaşam mimarı dediğin böyle olur

Ali Ağaoğlu, BBC’ye verdiği röportajda Ortaköy’deki köşküne konuk ettiği Kuveyt Kraliçesi köşkü satın almak istediğinde ona ‘S… git’ dediğini söylemiş. Kadın anlamamıştır. Yoksa bozulabilirdi. Ne de olsa kraliçe. Resmiyet ve nezakete alışmıştır. Bu şekilde hitap edilmeye değil. Şoke olmasın diye belki ‘Satılık değilmiş diyor efendim’ diye tercüme etmişlerdir.

Ali Ağaoğlu inşa ettiği binaları, evleri satarak servetine servet katıyor. Ancak ‘cennetim’ dediği malikanesini satmaya yanaşmıyor. Ayrıca keyfini paylaşmamak için komşusu olsun da istemiyor. Yılda 3 milyon dolar ödeyen kiracılarını köşkünün hemen yanındaki binadan çıkartıyor. Bir yanda kendi adını verdiği ve şahsen reklamını yaptığı siteler ve onların içinde peynir ekmek gibi sattığı, siyam ikizleri misali birbirlerine yapışık, koca koca binalar, şekil şekil, boy boy, iç içe daireler.

Öte yanda içinde yaşamaktan mutlu olduğu, huzur bulduğu bir köşke öyle sıradan biri de değil koskoca bir kraliçe bile müşteri olarak çıktığında ‘S… git’ diye başından savabilmek. ‘Yaşam Mimarı’ dediğin böyle olur!

Tat damakta mı yoksa ikinci bir hata mı?

Arda Turan ile Aslıhan Doğan 6 aylık bir aradan sonra barışmış. “İlişkiyi ileriye taşıyamayacağımızı gördüğümüz noktada birlikteliğimize son verdik” gibi ulvi laflarla yollarını ayıran medyatik çiftin evlenmeyi planladığı iddia ediliyor. 6 ay içinde ne değişmiş olabilir? Arda ile Aslıhan’ın değişmedikleri kesin. Aile yapıları, sosyal hayatları, arkadaş gurupları, yaşadıkları yerler aynı.

Bu gibi durumlarda ne olacağı peşinen hiç belli olmaz. Birbirimize doyamadık diye ilişkiyi tekrar başlatırsınız. Sonra ya güle oynaya mutlu sona kavuşursunuz. Ya da pişman olup kafanızı duvarlara vurursunuz.

Arda ile Aslıhan ikilisinin tadı damağında mı kaldı? Yoksa yaptıkları ikinci bir hata mı? Onlar da cevabını bilmiyordur.

Bunu zaman gösterecek!

Yazının devamı...

Nurella gitti tarz bitti

İşte Benim Stilim’ yarışması uzun süredir eski havasını kaybetmişti.

Reytinglerde yerlerde sürünüyordu.

Geçen yaz kendini fenomen haline getiren Kerimcan Durmaz’ı jüriye dahil etmeleri de fayda etmedi.

Şimdi de modacı Nur Yerlitaş programdan ayrılıyormuş.

Kesin kararını vermiş.

Parayı pulu artık önemsemiyormuş.

Hayatını huzur içinde yaşamak istiyormuş.

Nurella bundan önce de yarışmadan ayrılmış ama teklif cazip gelince dönmüştü.

Bu kez kendisini kararından vazgeçirecek kadar cazip bir teklifle gelmeleri çok zor.

Çünkü program miyadını doldurdu.

Defteri kapatmanın zamanı geldi.

Nurella da gitti tarz tamamen bitti!

Renklerle sevişen kadın

Ebru Şallı katıldığı bir ödül töreninde avokado renkli bir elbise giymiş.

“Ben bu renkle çok sevişiyorum” demiş.

Ebru acaba bunu önceden planlayarak mı söyledi?

Yoksa o anda mı aklına geldi?

Ne olursa olsun Ebru magazincilere malzeme vermesini biliyor.

Ödül almadığı bir ödül töreninde bile dikkatleri üstüne çekiyor.

Ebru’nun avokado rengine olan sempatisi sürpriz değil.

Hamileliği sırasında da kivi ile beslendiğini söylemişti.

Birinin dışı, diğerinin içi aynı renk.

Avokado deyince normalde insanın aklına salatası, yağı veya sosu gelir.

Ebru’nun aklına ise aşk yapmak.

‘Renklerle sevişen kadın’ olmak herkesin harcı değil!

Kuşa dönen klip

Rafet El Roman ses getirir diye Hülya Avşar ile bir düet yaptı. ‘Sen Olmazsan’ isimli parçaya aynı zamanda bir de klip çekti.

Ancak klipteki görüntüleri Avşar Kızı’na bir türlü beğendiremedi.

Hülya hoşuna gitmeyen sahneleri teker teker eledi.

Sonunda Rafet pes etti.

Olay yılan hikayesine, klip de kuşa döndü.

Anlayacağınız...

‘Sen Olmazsan’ diye başladılar.

‘Keşke Sen Olmasaydın’ diye sonuçlandırdılar!

Yılan tamam sırada limbo ve direk dansı var

Bülent Ersoy, nam-ı diğer Bülent Abla, ya da kısaca Babla geçtiğimiz hafta sonu Günay’da sahneye çıkmış.

Konuklar arasında bulunan Fatih Ürek, Asena ve Kerimcan Durmaz ile birlikte ‘Yılan Dansı’ yapmış ve büyük alkış almış.

Babla’nın Yılan Dansı yapması hiç tartışmasız yılın magazin olayıdır.

Çünkü Babla’mızın endamında, heybetinde, cüssesinde ve ağırlığında birinin kıvrak hareketler gerektiren Yılan Dansı’nı yapması bir mucizedir.

Çıtanın altından belini bükerek geçeceği Limbo Dansı sırada beklemektedir.

Ufukta da akrobatik bir Direk Dansı gözükmektedir!

Kıskanırım seni ben

Fahriye Evcen ‘Ölene Kadar’ dizisinde rol icabı öpüşemiyor.

Çünkü nişanlısı Burak Özçivit istemiyor. Ancak yasak tek taraflı.

Çünkü Burak ‘Kara Sevda’ dizisinde rol icabı öpüşüyor. Kendisi olunca şapur şupur. Nişanlısına gelince yarabbi şükür.

Hüzzam makamından bir eserle olayı toparlayabiliriz.

“Kıskanırım seni ben, kıskanırım kalbimden, dizilerden. Bu nasıl aşk Allah’ım öleceğim öpüşmenin derdinden!”

Yazının devamı...

Ekrandaki “İçerde” ile dışarıdaki içerde

Sosyetenin yakışıklı jönü Hakan Sabancı‘nın adı, Hadise’yle anılıyor...

Cemiyet hayatının popüler isimlerinden Arzu Sabancı’nın büyük oğlu Hacı, manken Özge Ulusoy ile uzun süredir birlikte. Sessiz, sedasız, gözlerden uzak seviyeli bir ilişkileri var. Böyle olunca meydan Hacı’nın kardeşi Hakan’a kalmış oluyor. Sabancılar’ın ortanca veliahtı da boş durmuyor, gençliğinin tadını çıkarıyor. 25 yaşındaki Hakan’ın adı kendisinden 6 yaş büyük ünlü popçu Hadise ile anılıyor. 3 aydan beri gece kulüplerinde ve ortak dostlarının ev partilerinde buluştukları ve beraber görüntülenmemek için gittikleri mekanlardan ayrı çıktıkları iddia ediliyor.

Sabancı ailesinin veliahtlarından biri ile Eurovision’a katılarak üne kavuşan ve Türkiye’ye taşınan Belçika asıllı bir şarkıcının ortak dostlarının olması ilginç.

Ama işin daha da ilginç olan yanı Hakan ile Hadise’nin aşklarını kapalı kapılar ardında yaşamaları.

Sokakta birlikte yakalanmamak için çaba harcamaları. Ekranda İçerde diye popüler bir dizi var. Bu da gerçek hayattaki olmalı. Başrollerde Hakan ile Hadise. “Dışardaki İçerde”

Sevgili Hürrem Habibi Meltem

Muhteşem Yüzyıl’da Hürrem Sultan rolüyle Ortadoğu ülkelerinde büyük hayran kitlesine sahip olan Meryem Uzerli kendi adını verdiği kozmetik markasının tanıtımı için Suudi Arabistan’a Cidde’ye gitmiş.

Meryem duyarlı ve düşünceli bir kadın. Arap hayranları için kapanmış. Arapça öğrenmeye de karar vermiş. Meryem’in Hürrem Sultan sonrası kendisi için özel yazılmış dizisi Gecenin Kraliçesi tutmamıştı. Son zamanlarda Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde konuk oyuncu olarak Suzi karakterini canlandırmaya başladı. Televizyon işi nankördür. Bugün varsın yarın yoksun. Şöhreti yakalamışken değerlendireceksin. Popülariteni kullanıp yan işlere yöneleceksin. Hedef kitleni belirleyip onları memnun edeceksin. İşte onun için 34 yaşındaki güzel oyuncu önce kapandı sonra Arapça öğrenmeye karar verdi. Buna da ne denir biliyor musunuz?

Sevgili Hürrem oldu Habibi Meltem!

Yazının devamı...

Video öpüşme uygulaması

Açı mağdurlarının görüntülerini uzman ve bilirkişiler incelesin...

Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden Tuba Peksayar müzisyen Ozan Doğulu ile bir gece kulübünde samimi görüntüler vermişti. Olaydan sonra ikisi de aralarında arkadaşlıktan öte bir ilişki olmadığını iddia etmişti. Konu kapandı sanıyorduk. Meğer devamı varmış. Tuba Hanım, Nişantaşı’nda avukatının ofisinde muhabirleri toplamış "Ozan’ın kulağına eğilip bir şey söylüyordum ama açı nedeniyle yanlış anlaşıldı. O geceye ait 4 farklı açıdan çekilen kamera görüntüsü var. Hiçbirinde öpüşme yok. Herkes inceleyebilir" şeklinde bir açıklama yapmış. "Ozan ile 20 yıllık arkadaşız. Tövbe yarabbi sapıklığa girer ya" diye öpüştüklerine dair çıkan dedikodulara isyan etmiş. Arkadaş ile öpüşmek ve sevgili olmak ne zamandan beri sapıklık olarak nitelendiriliyor bilemiyorum.

Ama bundan böyle bu tür olaylarda görüntü kayıtlarının uzman ve bilirkişiler tarafından incelenmesini öneriyorum. Tıpkı önümüzdeki yıl futbol maçlarında tartışmalı pozisyonlarda kullanılması düşünülen video hakem uygulaması gibi. Yanaktan mıydı dudaktan mıydı?

Artık hiç zor değil kanıtlanması.

Paragöz değil, Algöz

Zafer Algöz, Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunu değerli bir sanatçı. 55 yaşındaki başarılı oyuncu, İstanbul Devlet Tiyatroları’nda Macbeth, Hamlet, gibi güçlü eserler başta olmak üzere birçok televizyon dizisi ve sinema filminde rol aldı. AROG, Yahşi Batı, Ali Baba ve 7 Cüceler yapımlarıyla Cem Yılmaz’ın olmazsa olmazları arasına ismini yazdırdı. Zafer Bey, Şahan Gökbakar’ın yarattığı Recep İvedik gibi bir karakterin Türkiye’de olduğuna inanmadığını söylemiş. "Ne kadar gişe yaparsa yapsın bu filmlerde rol almam" demiş. Şahan ile herhangi bir sorunu olmadığını, şartlar uyarsa İvedik dizisi haricindeki projelerde onunla birlikte çalışabileceğini sözlerine ilave etmiş. Ancak Şahan’ın Recep İvedik furyası dışındaki filmleri tutulmuyor. Gişede iş yapıyorsa Recep İvedik’in hatırına yapıyor. Çünkü izleyici onu Recep İvedik olarak sevdi, kabullendi. ‘Celal ile Ceren’in Celal’i veya ‘Osman Pazarlama’nın Osman’ı olarak değil. Zafer Bey, hasılat rekorları kıran Recep İvedik filmlerinde olmam diyorsa. Paragöz değil sanat hayatında kaliteye değer veren Algöz olduğu içindir!

Yazının devamı...

Boşu boşuna dört buçuk saatlik inatlaşma

Kadınların inadı kötüdür. Bir tuttu mu kolay kolay bırakmazlar. Hele karşılarında sevdikleri erkeği kaptırdıkları hemcinsleri varsa. Seçkin Piriler, 6 senelik eşi Duman Gurubu’nun solisti Kaan Tangöze olan evliliğini Kıvılcım Ural yüzünden 1 yıl önce bitirmek zorunda kalmıştı. Seçkin’e “Bu dünyada kiminle karşılaşmak istemezsin?’’ diye sorsalar. Büyük bir olasılıkla ‘’Kıvılcım Ural’’ derdi. Aynı soruyu Kıvılcım’a sorsalar, o da herhalde ‘’Seçkin Piriler’’ cevabını verirdi. Ama dünya küçük.

Cihangir semti deseniz daha da küçük. Kaderin cilvesi Seçkin ile Kıvılcım, geçen akşam Cihangir’de bir kafede pişti olmuş. Karşılıklı masalarda oturan ikili gece boyunca birbirlerine sert bakışlar atmış. ‘’Önce o gitsin’’ inatlaşması yüzünden bu eziyet 4,5 saat kadar devam etmiş. Sonunda Seçkin kocasını elinden alan kadını daha fazla görmeye tahammül edemeyip, mekandan ayrılmış. Kapıda kendisini bekleyen muhabirler Kıvılcım ile karşılaşmalarına tepkisini sorunca ‘’Ben kimseyi görmedim’’ demiş. Daha sonra Kıvılcım’a da yuva yıkan kadın iddialarıyla ilgili düşüncelerini sormuşlar. ‘’Bir yuva tek başına yıkılmıyor. Kimsenin yuvasını yıkmadım’’ yanıtını almışlar.

Sizin anlayacağınız biri diğerini görmediğini söylüyor. Öteki yuva yıkanın kendisinin olmadığını iddia ediyor. Bu da aralarındaki 4,5 saatlik inatlaşmanın boşuna olduğunu gösteriyor!

Fan fan’ın niyetini bilir

Popçu Emre Kaya hayranlarının kendisine gösterdiği ilgiden çok etkilenmiş. Bir fan’ına aşık olmak istediğini söylemiş. ‘’O kadar saf ve temiz duyguları var ki. Ne güzel olur biri ile evlensem’’ demiş. Emre ya fanlarına bir umut vermek istiyor ya da hayal aleminde yaşıyor. Çünkü kadınlar hayranı oldukları sanatçının nikahlı eşi olduklarında onu deli gibi kıskanmaya başlıyor. Diğer hayranlarına değil anlayış göstermek tahammül bile edemiyor. İnanmıyorsanız Tarkan’a sorun.

Megastar bir hayranıyla hayatını birleştirdi. Geçenlerde New York’a konser vermeye gittiğinde, yatakta çekilmiş baygın bakışlı bir selfie’sini paylaştı. Omzundan yukarısı ve başının arkasına attığı bir kolu çıplaktı. Fanlarından gelen mesajları gören eşi kıskançlık krizine girdi. Fan olunca ayrı, eşin olunca ayrı. Çünkü fanlıktan gelen kadın, öteki fanların niyetinin ne olduğunu çok iyi biliyor!

Haydi Söyle ‘O Ses Türkiye’

‘O Ses Türkiye’ yarışmasının İsrail’deki versiyonunu Türk asıllı İsrail vatandaşı Sapir Saban, ‘Haydi Söyle’ şarkısıyla kazanmış.

Türkçe seslendirdiği İbrahim Tatlıses’e ait bir parçayla birinciliği kapan 22 yaşındaki şarkıcı ‘’Şampiyonluk beklentim sıfırdı’’ itirafında bulunmuş. Şimdi itiraf sırası bizde.

İsrail asıllı bir Türk vatandaşı, İbranice bir parça ile bizdeki yarışmayı kazanabilir miydi?

Haydi Söyle. O Ses Türkiye!

Yazının devamı...

Survivor için iki yeni oyun önerisi

Survivor yarışmasında kıran kırana geçen bir ‘Dokunulmazlık Oyunu’ var.

Ayrıca ‘Bireysel Dokunulmazlık’ diye de bir oyun var.

‘Bil Bakalım’ oyunu var.

‘İletişim Ödülü’ oyunu var.

‘Sembol Oyunu’ var.

Ama bunlar artık yetmiyor.

Örneğin ‘Açlık Oyunları’ diye bir oyun olması gerekiyor.

Yarışmaya kim katılırsa aç kalmaktan yakınmıyor mu?

‘Açlık Oyunları’ filmini örnek alsınlar.

Ünlüler ve Gönüllüler takımındakiler ‘Paintball’ silahlar kullansın.

Oklarla, tüfeklerle adada birbirlerini avlasın.

Kazanan o hafta elenmekten kurtulsun.

‘Dedikodu Oyunu’ da eksik.

Bir karış suda birbirlerini boğmak için fırsat bekleyen yarışmacıların psikolojisi buna çok müsait.

Nasılsa yapmadan duramıyorlar bari bir işe yarasın.

Haftada bir, konseyde ateş başında toplansınlar.

En acımasız dedikoduyu

yapan dokunulmazlık

kazansın.

Ne dersiniz?

Yeter ki saçlar kurtulsun

‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde Malkoçoğlu karakterini canlandıran Burak Özçivit’in pos bıyıkları çok popülerdi.

Dizi bitince kara bıyıklar gitti, siyah saçlar kaldı.

Burak onlar sayesinde şampuan reklamları kaptı.

İddiaya göre yakışıklı oyuncunun gür saçlarına nazar değmiş.

Dökülmesini önlemek için Nişantaşı’nda bir saç merkezine gitmiş.

Burak’a saçlarının dökülmesini önleyebileceklerini ancak hormon tedavisi nedeniyle baba olma şansının azalabileceğini söylemişler.

O da “Saçlarım daha önemli” demiş.

Burak gerçi bu dedikoduyu yalanlamış.

Ama magazinciler haberi durduk yerde uydurmamış.

Burak’ın saçlarına olan aşırı düşkünlüğünü görmüşler.

Başrolünde oynadığı ‘Kara Sevda’ dizisinde, senaryo gereği kafasına indirilen iskemlenin bile saçlarının şekli bozulmasın diye başının yarım metre uzağından geçtiğini fark etmişler.

‘Bu adam saçları için her şeyi göze alabilir’ diye düşünmüşler.

‘Çocuğu boş verin saçlarımı kurtarın’ diye asparagas yapmışlar.

Olay budur!

Nurgül peşini bırakmaz

‘Paramparça’ dizisindeki rol arkadaşı Erkan Petekkaya’nın kendisine hakaret ettiği iddiasıyla açtığı davadan vazgeçmesi Nurgül Yeşilçay’a yetmemiş.

“Birileri onu gaza getirdi. Ama baktılar ki pes edip susmuyorum, korktular” demiş.

Kadınlar bazı şeyleri asla unutmuyor.

Kafalarında bir kenara yazıyor.

O defteri bir türlü kapatmıyor.

Onun için ayağınızı denk alın.

Sakın unutmayın.

Gözünün yaşına bakmaz.

Nurgül peşini bırakmaz!

Ne yapsa sırıtıyor

‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasında Murat Yıldırım sempatik, samimi, iyi niyetli bir sunucu görüntüsü çiziyor.

Yarışmacıları rahatlatmak için elinden geleni yapıyor.

Ama tüm bunlar yetmiyor.

Çünkü kendi rahat değil.

Taburesinden hop oturup hop kalkıyor.

Genel kültürü kendi sektöründeki sorularda bile yetersiz kalıyor.

Yardım etmek istediği yarışmacının kafasını daha da karıştırıyor.

Kısacası şimdilik ne yapsa sırıtıyor!

Yazının devamı...

Türkler'in ceple konuşma rekorunun nedeni

Türk halkı cep telefonu ile kişi başına 426 dakika geçiriyor...

Canım Türkiyem’de gündem çok sık değişiyor. Hatta gündemle başa çıkmak gittikçe zorlaşıyor. Sıradan, sakin bir gün geçirmek pek bize göre değil. Olaysız, vukuatsız, tartışmasız bir anımız geçmiyor. Etraf biraz sakinleşse bundan rahatsız oluyoruz. Polemik başlatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Üstelik bunu sınırlarımızın içinde bırakmıyoruz, tüm dünyaya yayıyoruz.

Hollanda ile yaşanan krizden sonra Avrupa’ya iyice damgamızı vurduk.

Şimdi yeni maceralar peşindeyiz. Konuşacak yeni konular bulmak veya yaratmak zorundayız. Siyaset, ekonomi, spor, magazin dünyalarımız sürekli hareket halinde. Sosyal medyamız tıklanmalarıyla, caps’leriyle, trolleriyle çıldırmış durumda. İşte onun için Türk halkı cep telefonu ile yılda 240.7 milyar dakika konuşuyor. Kişi başına 426 dakika ile Avrupa ülkeleri arasında cep telefonuyla en fazla konuşan ülke rekorunu elinde tutuyor. Bu da son derece normal. Konuşacak çok şey var çok.

Ne kadar nefes tüketsek de bitmek bilmiyor!

Evlilik programları yerine boşanma programları gelsin

Televizyondaki evlilik programları uzun zamandır acımasızca eleştiriliyor. İşin ilginç tarafı insanlar hem sürekli şikayet ediyor hem de izlemeye devam ediyor. Yani madem rahatsız oluyorsun ne oturup izliyorsun mantığı bizde işlemiyor. RTÜK üyeleri kendilerini bu konuda bir şeyler yapmak zorunda hissediyor.

Çünkü evlilik programları olmasa çok rahatlayacaklar, başları ağrımayacak. Şimdi de bu tür programların tamamen yayından kaldırılacağı söyleniyor.

Televizyonda yeni bir dönemin başlamasının zamanı geldi. Evlilik programları yerini boşanma programlarına bıraksın.

"Boşanacaksan Gel", "Hayırlısıyla Boşanalım", "Boşanma Evi" gibi programlar yapılsın.

Bu konuda deneyimli, birikimli biri olarak sunuculuğunu ben üstlenebilirim.

Partnerim olarak da en az benim kadar deneyimli ve pozitif enerjisi olan sevgili Nilgün Belgün’ü isterim.

Birlikte son derece neşeli, esprili, kahkaha dolu bir program yaparız.

Boşanma olayını taraflar için üzüntü, sıkıntı, ıstırap olmaktan çıkarırız.

Programı izleyenler de evliliklerinin boşanma ile sonuçlanmaması için yapmamaları gereken şeyleri görür.

Bu sayede gün geçtikçe artan boşanmalar azalır ve birçok yuva yıkılmaktan kurtulur.

Programın adı da hazır.

"Bir Yastıkta Kocayamadık Bari Yastıkları Ayıralım"

Biraz uzun mu oldu?

O kadar kusur kadı kızında da olur!

Yazının devamı...

İhanetin belgesi bu mudur?

Ozan’ın yaptığı anlık sarhoşluk mudur? Yoksa ihanetin belgesi dedikleri bu mudur?

Ozan Doğulu önceki akşam Arnavutköy’de bir barda organizatör Tuba Peksayar ile sarmaş dolaş öpüşürken yakalanmış. Ünlü müzisyen fotoğrafının çekildiğini fark edince hemen uzaklaşmış. Sabahın ilk ışıklarında mekandan ayrı ayrı çıkmışlar.

Alkollü olduğu gözlenen Ozan olayla ilgili konuşmak istememiş. Tuba Hanım öpüşmeyle ilgili sorulara nazikçe ‘’Ozan arkadaşım be!’’ diye cevap vermiş. Ozan Doğulu, Bursa’daki bir Sezen Aksu konserinde tanıştığı Ece Yosmaoğlu ile 10 yıldır evli. Zarif ve güzel eşinden 3 kız çocuk sahibi. Cep telefonu kameralarıyla fotoğraflarını çekerek ünlüleri zor durumda bırakmak için herkesin birbiriyle yarıştığı bir dönemde Ozan’ın yaptığı bir anlık sarhoşluk mudur? Yoksa ihanetin belgesi dedikleri bu mudur?

Olgun, tutsak ve uysal

Serdar Ortaç, İrlandalı eşi Chloe Loughnan ile ilgili haberlerle gündeme gelmeye devam ediyor. 47 yaşındaki ünlü popçu, 24 yaşındaki güzel manken ile evleneli tek başına haber olamadı. Chloe, kendisini kötü alışkanlıklarından vazgeçirdi, dansçılarından kıskandı, bebek yapmak için erken dedi, Miami’ye yerleşmeye karar verdi türünde çıkan haberlerle idare ediyor. Şimdi de yine Chloe, Amerika’da bir katolog çekimi için objektif karşısına geçmiş. Seksi pozunu Instagram’da paylaşırken altına ‘’Genç, özgür ve vahşi’’ diye yazmış. Hemen kocası Serdar ile birlikte olan resmiyle bu sözlerinden bir başlık çıkarmışlar. Bunu görünce aklıma manşetlik bir başlık daha geldi. Chloe kendisini genç, özgür ve vahşi olarak görüyorsa, Serdar da artık olgun, her evli erkek gibi tutsak ve uysal.

Yani biri ‘Genç, Özgür, Vahşi’

Diğeri ‘Olgun, Tutsak, Uysal’

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.