Şampiy10
Magazin
Gündem

Ajda için zor bebeğim zor

Hindistan’da 72 yaşındaki bir kadın üçüncü tüp bebek denemesinde hamile kalarak sağlıklı bir erkek çocuk dünyaya getirmiş. Bunu duyan ve geçtiğimiz günlerde Gülşen’le eşi Ozan Çolakoğlu’nu evlerinde ziyaret ederek yeni doğmuş bebeklerini gören Ajda Pekkan heveslenmiş. “Ben de istiyorum” demiş. 71 yaşındaki Süperstar bu konuda ciddiymiş. Anne olup olamayacağını öğrenmek için doktorlarla görüşüyormuş. Hindistan ve Amerika’daki uzmanlarla temas kurmayı planlıyormuş. Kimse kusura bakmasın ama ben bu habere zerre kadar inanmadım.

Ajda’nın ya yakında yeni bir albümü çıkıyor, sansasyonel bir haberle gündeme gelmek istiyor. Ya da “Keşke ben de anne olabilseydim” diye hayıflanmasından sürmanşetlik bir haber yarattılar.

Ajda her zaman formda olan bir kadın. Kendisine çok iyi bakıyor. Yediğine, içtiğine dikkat ediyor, son derece sağlıklı bir şekilde yaşıyor. Her geçen yıl bir öncekinden daha genç, daha güzel, daha zinde gösteriyor. Örneğin Hindistan’da 72 yaşında anne olan kadın Süpertsar’ın yanında büyükannesi gibi duruyor. Ajda’nın sorunu bebeği yapmakta değil. Bu saatten sonra o bebeği yapacak, beğeneceği, çocuğuna baba olarak seçebileceği, sürekli yanlarında olmasına tahammül edebileceği, kendi dengi bir erkek bulmakta. O da özeline, rahatına, tek başına yatmaya alışmış sevgili Ajda için zor bebeğim zor!

Kaynanayla dans

Beren Saat eşi Kenan Doğulu’nun hiçbir masraf ve fedakarlıktan kaçmadan kendisi için verdiği doğum günü partisinde herhalde mutluluktan sarhoş olmuş. Anlaşamadıkları iddia edilen kayınvalidesi Serpil Doğulu ile dans ederken çekilmiş el ele fotoğraflarını sosyal medyadan duygusal bir mesajla paylaşmış. “Sevilmek bu sevilmek… Kendine bir parti yapabilirdi kadın, kocasının ısmarlamasına gerek olmadan; ‘anlaşamadığı kaynanasıyla’ gerçekte pistlerde dans arkadaşı olabilirdi’’ diye yazmış.

Anladığım kadarıyla Beren “Doğum günü partimin masraflarını ben de verecek güçteyim, aramız açık dedikleri kayınvalidem ile hiçbir sorunumuz yok” demek ihtiyacını hissetmiş. Gelinle kayınvalidenin birbirleriyle anlaşması, birbirlerini sevmesi çok güzel. Beren işte onun için sevinçle haykırıyor. ‘’Kurtlarla değil, sevgili kaynanamla dans ediyorum’’ diyor. Oley!

Yüzde 99.9, kadınlık için yeterli mi?

Göğüslerine silikon taktırmak İrem Derici’ye moral vermiş. Sevgili İrem kilo vermeden önce kendisini yüzde 49, verdikten sonra yüzde 80 kadın hissederken bu oranın yüzde 99.9’a yükseldiğini söylemiş.

Küçük Emrah DNA testi sonucu yüzde 99.9 kendisinden olduğu kanıtlanan oğlunu kabul etmekte zorlanmıştı. “Ama yine de olmayabilir” türünden bir laf etmişti. Peki kendini yüzde 99.9 kadın hissetmek yeterli mi? İrem kelimenin tam anlamıyla fıstık gibi olmuş. Yeter de artar bile!

Yazının devamı...

Aman Adanalı canım Adanalı

Ayşe Hatun Önal başarılı bir mankendi.

Baktı podyuma çıkmanın modası geçti.

Şarkıcı olmaya karar verdi.

Birçok şarkısının sözlerini kendi yazıp besteledi.

‘Çak Bir Selam’ gibi akılda kalması kolay parçaları dillerde dolandı.

‘Güm Güm’ listelerde üst sıralarda yer aldı.

Porto Rico’lu dünyaca ünlü şarkıcı Ricky Martin ile ‘Adios’ isimli parçada düet yapma başarısını gösterdi.

Son olarak ‘Selam Dengesiz’ isimli yeni albümüyle müzik piyasasında fırtınalar gibi esmeye devam ediyor.

Temmuz ayında 39 yaşına girecek olan Ayşe Hatun Önal, akıllı ve iddialı bir kadın.

Bir önceki albümü için ünlü komedyen Cem Yılmaz ile kısa süren bir aşk yaşayarak bedavadan reklamını yapıvermişti.

Şimdi de “4 mevsim yaşarım. Sabah başka akşam başkayım. Adanalıyım, yanımdan kaç yani!” diye ortaya çıkıverdi.

Adana’nın erkekleri kendilerine özgü delikanlı, yürekli ve vakur duruşlarıyla tanınır.

Tıpkı Yılmaz Güney, Şener Şen, Ferdi Tayfur, Yaşar, Kıvanç Tatlıtuğ, Fatih Terim gibi.

Ayşe Hatun da yeni albümünün tanıtımı için bu kez ‘Adanalı’ joker hakkını kullanmış.

“Savulun ‘Aman Adanalı Canım Adanalı’ geliyor” diyor!

Ken ile Barbie’nin romantik doğum günü partisi

Kenan Doğulu ile eşi Beren Saat birbirlerine tencere kapak kadar yakışan bir çift.

Boyları, tipleri, renkleri, giyimleri, yaşları, meslekleri hepsi son derece uyumlu.

Oyuncak dünyasının ünlü Ken ve Barbie bebeklerinin gerçeklerine benziyorlar.

‘Barbie’ Beren’in 33’üncü yaş günü için ‘Ken’ Kenan, sosyetik kulüp Soho House’da bir doğum günü partisi vermiş.

Yılmaz Erdoğan, Caner Erkin, Şükran Ovalı, Zerrin Tekindor gibi ünlü dostlarını davet etmiş.

Bu arada kendisinin ve eşinin ailelerini de unutmamış.

Kayınvalideler, kardeşler, kim varsa hepsi partiye katılmış.

‘Ken’ Kenan sadece bununla da kalmamış.

Sahneye çıkarak ‘Barbie’ Beren için aşk şarkıları söylemiş.

Pasta kesildikten sonra oryantal Didem ile partiyi renklendirmiş.

Ayrıca bu özel gece için otelin kral dairesini ayırtmış.

Odayı ‘Barbie’ Beren’in sevdiği beyaz güllerle donatmış.

Daha ne yapsın?

Malibu sahilinde Holywood yıldızları gibi dünya evine girdiler.

O günden beri hep el ele, göz göze, diz dize birlikte görüldüler.

Masalımsı aşklarını yazmaya, kıskananları çatlatmaya devam ettiler.

Şimdi de Ken ile Barbie’nin romantik doğum günü partisiyle gündeme geldiler!

Güzel popçu olmak kolay değil

Sinan Akçıl’ın genelde kızlardan oluşan çok genç bir hayran kitlesi var.

Bebek yüzlü şarkıcı kendisine Justin Bieber imajını boşuna vermiyor.

Yaşları 12 civarındaki hayranlarını hayal kırıklığına uğratmak istemiyor. Bunun için de 4 saatini güzellik merkezinde bakıma ayırıyor.

Hastanede 3 saat süren operasyonla çene estetiği yaptırıyor. Bu devirde popçu olmak kolay.

Güzel popçu olmak kolay değil!

Yazının devamı...

İstanbul’un büyüsü

Mesut Özil takımından izin alıp Amine Gülşe ile buluşmak için İstanbul’a geliyor.

Arsenal’ın Türk asıllı yıldız futbolcusu Mesut Özil kulübünden üç günlük izin alıyor. Sevgilisi Amine Gülşe ile hasret gidermek için uçağa atlayıp İstanbul’a geliyor. Mesut parası, imkanları olan varlıklı bir ünlü. Dünyanın en eğlenceli başkentlerinden Londra’da yaşıyor.

Ya sevgilisine İngiltere vizesi alamadı.

Ya da İstanbul’un büyüsüne kapıldı. Yoksa 3 günlüğüne buralarda ne işi var?

En güzel turizm elçimiz ve meşhur sosyetik etçimiz

‘Cesur ve Güzel’ dizisinin güzeli Tuba Büyüküstün’ün popülaritesi sınırlarımızı aştı.

Türk dizilerinin ilgiyle izlendiği Latin Amerika ülkelerinden Şili’de bir anket yapmışlar.

‘Kara Para Aşk’ dizisiyle tanınan Tuba Büyüküstün, Beren Saat ve Hazal Kaya’yı geride bırakarak ‘En İyi Türk Kadın Oyuncu’ seçilmiş.

Tuba ayrıca geçenlerde katıldığı Dubai Film Festivali’nde büyük ilgi görmüştü. Arap televizyonları kendisiyle röportaj yapmak için birbirleriyle yarışmışlardı.

Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde geniş hayran kitlesine sahip olan 35 yaşındaki oyuncu Hindistan’da da çok seviliyor. Bollywood’un gözdelerinden olarak gösteriliyor.

Saf, sade, masum güzelliği ve doğal oyunculuk yeteneğiyle Tuba Büyüküstün’ü canım Türkiyem’in turizm elçisi ilan edelim.

Erkeklerden de yanına ‘Salt Bae’ denilen tuz dökme hareketiyle dünyayı kasıp kavuran sosyetik ünlü etçi Nusr Et’i verelim. Bundan sonra bize kimse yan bakamaz!

Hülya Avşar talk show: N’ayır n’olamaz. Hülya Avşar yeni bir kanalda yeni bir talk show yapacakmış.

Avşar Kızı 2 yıl önce Acun Ilıcalı’nın kanalında aynısını denemişti.

Reytinglerde geride kaldığı için devamını getirememişti.

Hülya hırslı, kararlı, tuttuğunu koparan her yaptığı işte başarılı olan bir kadın. Ama artık televizyonlarda talk show modası geçti.

Programının tanıtımlarında herhalde ricasını kırmayıp ilk konuğu olan kankası Acun ile karşılıklı oturmuş konuşuyorlardı.

İlginç bir muhabbet olduğu kesin de süreklilik anlamında bir talk şov yapabilmek için kaç tane Acun gibi konuk bulabilirsin? İşte onun için Hülya ne kadar çabalarsa çabalasın bu saatten sonra Hülya Avşar Talk Show programı için iki şey söylenebilir.

N’ayır N’olamaz!

Yazının devamı...

Ah o vapurda ben de olsaydım

İstanbul Şehir Hatları’nda 35 yıl yolcu taşıyan bir vapur 1 milyon 200 bin liraya internetten satışa çıkartılmış. Ticari işletme için uygunluk belgesi olan, 60 metre uzunluğunda, 10 metre eninde, 12 metrelik derinliğindeki vapur, 750 beygirlik 2 adet motora ve 650 yolcu kapasitesine sahipmiş. 1978’de yapılan vapurda Kaptan Köşkü’nün yanı sıra odalar da varmış. Vapura yerli ve yabancı turizm işletmelerin, mimarların talip olduğu belirtilmiş. Bundan kelepirini bulamazlar. Fiyatı sudan ucuz. Param olsa kendim alır imkanları kısıtlı halkımızın hizmetine sunardım. Yazları çekerdim Bodrum ve Çeşme’deki sosyetik beachlerin ve beş yıldızlı mega pahalı restorantların önüne. 650 kişinin vapurdan çoluk, çocuk, kadın, erkek yüksek sesle eğlenerek denize atlamasına nasıl dehşet içinde tepki gösterdiklerini büyük bir keyifle izlerdim. Güverteye disko kurup sahilleri inleten bir Arabesk müzik çalardım. Paniği düşünebiliyor musunuz? O manzara var ya. Verdiğim her kuruşa değerdi! Mırıldanmaya başladım bile.

"Ah o vapurda ben de olsaydım"

Bayrampaşa stilinde bir Entourage

‘Entourage’ adlı çok popüler bir dizi vardı. Hollywood’da ünlü bir film yıldızı olan yakışıklı Vincent Chase ve yanından asla ayırmadığı üvey kardeşi ve mahalle arkadaşlarının Los Angeles maceralarını anlatırdı. İyi günde, kötü günde nereye gitse, ne yapsa her zaman beraber hareket ederdi. Bizde de meğer bunun aynısı varmış haberimiz yokmuş. Barselonalı Arda’nın etrafı yıllardır aynı arkadaş grubuyla çevriliymiş.

Son aşkı Aslıhan Doğan’dan ayrılmasına Arda’nın bu gurupla olan samimiyetinin neden oldu iddia ediliyor. Danışmanı, menajeri, sırdaşı, ortağı, asistanı, kardeşi, mali müşaviri, arkadaşı Arda’nın ilk on biriymiş.

Buna da Hollywood yerine Bayrampaşa stilinde bir ‘Entourage’ deniliyor!

Turkish Trump

ABD Başkanı Donald Trump benim gibi sarı saçlı, mavi gözlü, yuvarlak suratlı, hafif kilolu ve tıpkı benim gibi İkizler Burcu. Konuşmasını seviyor, günü gününe uymuyor ve her türlü çılgınlığı yapabiliyor. Aklına estiği gibi davranmasını seviyor. Ne söyleyeceği, ne yapacağı hiç belli olmuyor.

Fırsat bu fırsat dedim. Peruğumu taktım, makyajımı yaptım. Dudaklarımı onun gibi büzmeye çalıştım. Trump taklidi yaptığım klipler çektim. Meksika sınırına duvar örmekten vazgeçip Meksika-Kanada arası tünel açtırmak isteyen Trump’dan, suratına telefonu kapattığı Avustralya başbakanını başkentleri Viyana’da ziyaret etmeyi düşünen Trump’a kadar farklı Trump esprilerim var. Youtube’da, Trump diye girdiğinizde bulabilirsiniz. ‘The Donald’ lakaplı renkli ABD Başkanı’nın çok taklidi var. Benimki de İngilizce konuşan sempatik bir Turkish Trump!

Yazının devamı...

Brangelina: Bir aşk ve düş kırıklığı hikayesi

Angelina Jolie dünyanın en cazibeli en seksi kadınlarından biriydi. Hollywood’un en popüler en yakışıklı aktörlerinden Brad Pitt ile evlendi. Brad onunla birlikte olabilmek için güzel eşi Jennifer Aniston’u terk etti. Angelina ile Brad ideal çift görüntüsü vererek mutlu bir şekilde yaşamaya başladı. O kadar birbirleriyle bütünleştiler ki isimlerini birleştirip onlara ‘Brangelina’ dediler.

Sonra Angelina’nın bol miktarda çocuk sahibi olma arzusu depreşti. 3 tanesini Afrika ülkelerinden evlat edindi 3 tanesini kendi dünyaya getirdi. Brangelina çifti bir süre geniş aileleriyle uyumlu ve huzurlu bir tablo sergiledi.

Ancak daha sonra yarım düzine çocukla full time uğraşmanın zorluğu kendini gösterdi. Angelina ve Brad’in başta fırtınalar, kasırgalar gibi esen cinsel hayatı püf diye sönüverdi. Bu arada Angelina aşırı kilo kaybedip zamanla iğne ipliğe dönüverdi.

Ünlü olduğundan dışarıda kaçamak yapamayan Brad önce çocukların dadılarıyla filan evin içinde işi pişirmeyi denedi. Baktı olmuyor sinirleri yatışsın diye kendini alkole ve uyuşturucuya verdi. Bu kez çocuklarına karşı duyarsız ve ulu orta kaba davranmaya başladı. Çocuklarına son derece düşkün olan Angelina da buna fazla dayanamadı.

Mahkemeden Brad’i evden uzaklaştırmak kararı aldırtıp boşanma davası açtı.

Şimdi 6 çocuğuyla birlikte kah malikanesinde kalıyor, kah Kamboçyalarda dolaşıyor. Bundan sonra Angelina’nın hayatına girecek erkeğin o yarım düzine çocuğu kabullenmesi ve hepsinin gözünün içine bakması gerekiyor.

Onun için Angelina’nın bir daha evlenmesi çok zor gibi gözüküyor. 50’li yaşlarında olmasına rağmen bebek yüzü sayesinde hala genç gösteren Brad Pitt ise kendisinden çocuk istemeyen ve tercihan çocuklarıyla aynı evde yaşamayan bir eş arıyor. Brangelina bir aşk hikayesi olarak başladı ama araya o kadar çocuk girince düş kırıklığı ile noktalandı!

Babla’nın vagonları

Diva Bülent Ersoy, kısaca Bülent Abla ya da nam-ı diğer Babla, Safiye Soyman ile dünya turnesine çıkacağı ve ikili olarak bir gezi programı yapacakları iddialarını yalanlamış. “Ben başlı başına lokomotifim, vagonlar sadece arkamdan gelir” şeklinde bir ültimatom vermiş. Kendine özgü konuşma tarzıyla haberi yapan tüm basın müntesibi dostlarından hassasiyet içeren yaklaşımlar istirham etmiş.

Babla’nın bu sözlerini duyduğunda 54. yaş gününü kutlayan Safiye Soyman da “Bülent beni doğum günümde çok üzdü, ağlattı” demiş. Aşk olsun Safiye Hanım! Bunda alınacak, gücenecek bir şey yok.

Bu dünyada lokomotif olduğunu iddia edebilecek biri varsa o da heybeti ve muhteşemliğiyle nam salan Diva Babla’dır. Babla vagon olsa, onu çekecek güçte lokomotif mi var? O yüzden Babla’nın arkasında sadece Safiye Soyman değil hepimiz vagonuz!

Yazının devamı...

Taksim metrosundaki gitarlı Hercai Çelik

Şarkıcı Çelik, Taksim metrosunda kimliğini gizleyerek gitarıyla konser vermiş.

Aslında kimliğini gizlemiş sayılmaz.

Annesinin ördüğü renkli şapka ve atkıyla metroya gelmiş.

Kimse tanımamış.

Konserine iki İngilizce parçayla başlayan Çelik, önüne açtığı gitar kutusunun içinde sadece 5 TL görünce taktik değiştirmiş.

‘Meyhaneci’, ‘Dilberim’, ‘Hercai’ gibi bir zamanlar hit olmuş şarkılarını seslendirmiş.

Ganimet hemen yükselmiş.

Yarım saat içinde 2 bin’den fazla kişiye şarkı söyleyerek tam 137 TL toplamış.

Ünlü popçu sonuçtan memnun kalmış.

Aldığı paranın, artık nasıl başarıyorsa, 15 günlük geçim kaynağı olduğunu söylemiş.

“Küçükken düğünlerde topladığım parayla yolumu buluyordum. Bu işe yabancı değilim” diyerek her gün 1 saat çalsa ayda 8 bin 500 TL temiz para kazanabileceğini hesaplamış.

Hızını alamayan Çelik 1990’lara damgasını vuran gruplarından İzel ve Ercan’a “Birleşelim” çağrısında bulunmuş.

Ne güzel.

Önce üçü farklı metrolarda şarkı söyleyerek ayrı ayrı para toplayabilir.

Sonra birlikte verdikleri bir konserle final yapabilir.

Piyasada para yok.

Eğlence mekanları sinek avlıyor.

Metroda hem kalabalık var.

Hem de insanların ceplerinde iyi kötü nakit para.

Bir de metro girişlerine, otobüs duraklarına billboard koyarak olayı duyururlarsa.

Paraya ‘para’ demezler.

İnternetteki tıklanma rekoru misali bir metrolanma rekoru filan kırabilirler.

İzel, Çelik ve Ercan.

Üçü de konservatuar mezunu değerli sanatçılar.

Eğitimin ne hale geldiğini görüyorsunuz değil mi?

Eurovision birincisi Sertap Erener’in şehir hatları vapur konseriyle başladık.

Taksim metrosundaki gitarlı Hercai Çelik ile devam ettik.

Sırada İDO, İETT, Tramvay, Tünel, TCDD ve daha kim bilir neler var neler.

Viyadük altlarında bile konserler bekliyorum!

İntikam saati gelince kadını kimse durduramaz

Duman Grubu solisti Kaan Tangöze, 2.5 yaşındaki oğlunun annesi ve 6 yıllık eşi manken Seçkin Piriler’den Mart 2106’da olaylı bir şekilde boşanmıştı. Ayrılıklarının olaylı olmasının nedeni Kaan’ın Kıvılcım Ural ile yaşadığı yasak aşk olmuştu.

Hemcinsine erkeğini kaptıran dünyadaki her kadın gibi Seçkin bunu unutmadı.

Yuvasının dağılmasından sorumlu tuttuğu kadına karşı sessiz bir savaş başlattı.

Fırsatını bulur bulmaz da ilk yumruğu çaktı.

Şimdi Kıvılcım’ı nakavt etmek için sabırsızlanıyor.

Bunu da ancak bir kadına yakışan kurnazlık ve ustalıkla yapıyor.

Kıvılcım Hanım evleneceklerini söyleyedursun Seçkin yılmıyor.

“Kaan eski eşinin evinden çıkmıyor. Hemen her gün gizli saklı Seçkin ve çocuğunu görmeye gidiyor” türünden haberler çıkartıyor. Dolayısıyla Kaan ve Kıvılcım arasındaki belirsizlik ve gerginlik gün geçtikçe tavan yapıyor.

Duyduk duymadık demeyin! İntikam saati gelince. Kadını kimse durduramaz!

Yazının devamı...

Ödül törenleri arasındaki fark

Ödül töreni yapmayı bir türlü beceremedik, Bunun son örneğini geçtiğimiz günlerde yaşadık.

Canım Türkiyem’de her şeyi öğrendik ama ödül töreni yapmasını bir türlü beceremedik.

Geçen hafta sonu Grammys’i izledikten sonra bu gerçeğin bir kez daha farkına vardım.

Çok zor bir organizasyonu kusursuz tamamlayabiliyorlar.

Biz en basitini bile yaparken çuvallıyoruz.

Mutlaka göze batan bir aksaklık oluyor.

Ayrıca Akademi Ödülleri, Altın Küre Ödülleri gibi törenlerde aday gösterilen herkes salonda boy gösteriyor.

Bizde ancak kazandığı daha önceden belli olanlar geceye katılıyor. Çünkü bizim yıldızların egosu dünyaca ünlü Hollywood yıldızlarından çok daha şişkin.

Müzik törenlerine hiç girmiyorum bile.

Adele, Lady Gaga, Beyonce, Bruno Mars gibi dev isimlerin sahne performanslarıyla renklendirdikleri Grammys’i uzaktan andıran bir şey yapmamız tamamen imkansız.

Bir de onlarda ödüller genelde bileğinin hakkıyla kazananlara veriliyor.

Bizde ise ödüller, ödülü verenlerin kendilerine yakın gördüğü isimlere veriliyor.

Sempati duydukları ünlülere göre kategoriler uydurup bol keseden ödül dağıtıyorlar.

Örneğin GQ Dergisi kendi bünyesindeki televizyon kanalında yayınlanan bir dizide oynayan Cansu Dere’yi yılın kadını seçmiş.

Yılın sıra dışı başarısı diye bir ödül uydurup onu da gruplarının basketbol takımına vermiş.

Onların yaptığına ödül töreni denir.

Bizimkine de körler, sağırlar birbirini ağırlar!

Savulun yeni nesil popçular geliyor

Yeni nesil popçulardan Aleyna Tilki işini biliyor.

Tıpkı Fulin gibi. İkisi daha şimdiden Demet Akalın ve Hande Yener ablalarını örnek almış, reklamlarını bedavadan yapabilmek için uluorta kapışmış. Sosyal medya hesabı çalınan Aleyna Tilki, ‘’Hesabımı kapattıran şizofren insanı biliyorum’’ diye ne idüğü belirsiz bir gönderme yapmış.

Yaşları itibariyle rakibi pozisyonundaki Fulin bunu hemen üstüne alınmış. Instagram hesabından isim vermeden ‘’Bir insanın kalbi ancak bu kadar kötü olur. Allah’a havale ettim ben, iblis! Kıskanç obsesif. Düş yakamdan’’ diye Aleyna’ya cevap vermiş. Gençlerimizin birbirlerine karşı bu kadar saygılı ve terbiyeli(!) olmaları göz yaşartıcı. İnsan gurur duyduğundan olmasa bile kahrından oturup hüngür hüngür ağlayabilir bu durum karşısında. Aleyna daha önce, kendisinden 26 yaş büyük olan Demet Akalın ile de kapışmıştı. Fulin herhalde ‘’Benim ondan ne eksiğim var’’ diye düşünüp atağa geçti. Demet ve Hande’nin mirasına konacak olan medyatik şarkıcılar hazırda bekliyor. Savulun yeni nesil popçular Tilki Aleyna ile ondan aşağı kalmayan Fulin geliyor!

Hadi şekerim Los Angeles'a gidelim

Tarkan yakında Amerika turnesine çıkmaya hazırlanıyor.

Megastar’ın Mart başında New York ve Los Angeles’ta vereceği konserlerin biletleri şimdiden tükenmiş.

Cemiyet hayatının ünlü isimleri de Tarkan’ı bahane etmiş.

New York tıpkı İstanbul gibi bu mevsim soğuk olacağından güneşli California’ya gitmeyi tercih etmiş.

Sosyetenin ünlü hanımları Megastar’ı Los Angeles’ta dinlemek üzere planlar yapıyormuş.

Burada yıllardır defalarca gördükleri, dinledikleri yetmedi.

Sıra yurt dışına geldi.

Tarkan Monaco’da konser veriyor.

Lüks kumarhaneleriyle ünlü Monte Carlo’da hem birkaç gün tatil hem alışveriş yapmak için bizimkiler oraya koşuyor.

Tarkan’ı izlemeye gittiler oluyor.

Sanırsınız ki imkanı olup yurt dışına gidenler dünyaca ünlü birini Lady Gaga’yı filan izler.

Ne münasebet!

Varsa yoksa Tarkan.

Onun için sosyetemizde son durum.

Hadi şekerim Los Angeles’a gidelim!

Yazının devamı...

Zamanlamaya bak hizaya gel

Mustafa Sandal’ın eşi ve iki çocuğunun annesi Emina Sandal memleketi Sırbistan’da bir gazeteye röportaj vermiş.

Daha önce başından bir evlilik geçtiğini söylemiş. Henüz 17 yaşındayken sevgilisi ile kaçtığını ve ailesinin onayını almadan evlendiğini itiraf etmiş. ‘’6 ay evli kalıp boşandık. Hiç pişman değilim. O da şimdi evli ve 3 çocuğu var’’ demiş. Olabilir, normaldir. Her genç kızın başından böyle bir olay geçebilir.

Musti’nin bundan mutlaka haberi vardır. Ancak ne olursa olsun magazin medyası açısından Emina’nınki sürpriz bir açıklama. Hem sürpriz hem de biraz zamansız. İki gün önce davetli gittiğin gurupla Grammys’de boy gösteriyorsun.

Eşin, tanınmış gazeteciler ve hiçbir etkinlikten eksik olmayan sunucu Burcu Esmersoy ile Hollywood yıldızları gibi giyinip kameralara artistik pozlar veriyorsun. ‘’Ne kadar güzel bir kadın, Musti’yle de birbirlerine çok yakışıyorlar’’ dedirtiyorsun. Sonra tam 14 Şubat’ta, kimsenin bilmediği bir evlilik yaşadığından filan bahsediyorsun. Emina’ya ilk günkü gibi aşık, daima eşinin gözünün içine bakan Musti’ye ‘Valentines Day’ hediyesi yerine ‘Sevgililer Günü’ şoku olmuştur. Zamanlamaya bak hizaya gel!

İki düğün iki balayı arası bir yarışma kolay değil

Murat Yıldırım, Faslı model İmane El Bani ile Aralık’ta İstanbul’da nikah masasına oturdu. 5 yıldızlı bir otelde Fas geleneklerine uygun bir düğünle dünya evine girdi. Kına gecesini bile Fas örf ve adetlerine göre yaptığı iddia edildi.

Ancak bu kadarla yetinmedi. Aynısını yeni yılın başında güzel eşinin memleketi Fas’ta da gerçekleştirdi.

Çiçeği burnunda evli çiftin daha sonra Antalya Kemer’de 10 günlük bir balayı yaptıkları söylendi. Şimdi de 14 Şubat Sevgililer Günü’nü baş başa geçirebilmek için Maldivlerde 2. balayına çıktıkları haberi geldi. Murat Yıldırım’ın başını kaşıyacak vakti yok. ‘Kim Milyoner Olmak İster’de daha yeni Selçuk Yöntem’den koltuğu devraldı. Ancak şu ana kadar düğün ve balayı yapma konusundaki başarısını bilgi yarışması sunma konusunda gösteremedi. Koltuğunda bulunduğu yerden dolayı şaşkın yapılan eleştirilerden olumsuz etkilenmiş gibi tedirgin ve donuk oturuyor. Yarışmacılarla sıcak ve esprili bir iletişim kuramıyor. Belki acemilik çekiyor, zamanla alışacak. Belki de Selçuk Yöntem’i mumla aratacak. Bocalamasının nedeni var. İki düğün ile iki balayı arasına bir yarışma sunuculuğunu sıkıştırmak kolay değil!

Megastar’ın mega aşkı

Tarkan ‘Sevgililer Günü’ne özel çektirdiği fotoğrafı Instagram hesabından paylaşmış. 9 aylık eşine sarılıp son derece neşeli ve mutlu bir poz vermiş. Megastarın mega aşk karesi kısa sürede binlerce beğeni almış.

İyi ki 14 Şubat’ı ‘Sevgililer Günü’ ilan etmişler. Yoksa Tarkan ile Pınar Dilek’i bir arada göreceğimiz yoktu.

Özlemişiz vallahi!

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.