Ocak ayında Show TV’de ekrana gelecek olan, Gold-Avşar Film ortak yapımı Sevda Kafesi dizinin oyuncu kadrosu belli oldu. Tolgahan Sayışman’ın başrolünü oynayacağı diziye uzun süredir kadın oyuncu aranıyordu. Sonunda Amine Gülşe’yle anlaşıldı. Bu yılın Miss Turkey güzeli olan Gülşe’yi geçenlerde gördüm. Gerçekten su gibi bir güzellik. Şu sıralar Çetin Sarıkartal’la çalışan Amine Gülşe şansı iyi giderse yeni jönfi olarak adını yazdırabilir. Dizinin diğer kadın oyuncusu ise İncir Reçeli 2 filmiyle adından söz ettiren Şafak Pekdemir. Filmde ona bayılmıştım. Zaten çok başarılı bir oyuncu. Farkını ortaya koyacağına eminim. Dizide ayrıca Ayşegül Günay, Tugay Mercan, Yonca Cevher, Gülşen Irmak, Ümit Yesin ve Yağızkan Dikmen rol alacak. Sevda Kafesi, birbirine ilk görüşte âşık olan bir çiftin bir günde hayatlarının alt üst olmasını konu ediniyor.Urfalıyam Ezel’den komedi olmalıBu hafta sektörde çok ciddi karışıklıklar yaşandı. Urfalıyam Ezelden dizisinin yayından kaldırılması gündeme bomba gibi düştü. Zaten o andan itibaren neredeyse tüm kanallar diziye talip oldu. Perşembe akşam saatlerinde açıklama geldi. Urfalıyam Ezelden Star TV’ye geçti. 22 Kasım Cumartesi 20.00’de yeni bölümüyle ekrana gelecek. Şimdi diziyi bekleyen bir sürü rakibi var. Çoğunlukla komedi işleriyle yarışacak. O nedenle dizi biraz daha durum komedisine evrilirse bence çok daha güzel olacak. Urfalıyam Ezelden’e yeni kanalı şans ve bol reyting getirsin.Arkadaşım Hoşgeldin meğer bitmemişPerşembe günü yazdığım “Kanal D’de neler oluyor?” başlıklı yazımda yayından kaldırılan projeleri kaleme almıştım. İçlerinde Arkadaşım Hoşgeldin de vardı. Ancak yazıdan sonra Kanal D programı yayından kaldırmadığını açıkladı. Açıkçası tüm medyaya düşüp, Doğan grubunun internet sitesi www.hurriyet.com.tr yayından kaldırıldığını haber olarak girince inandım ve yazdım. Hata ettim, teyit almam gerekliydi. O nedenle hem kanaldan, hem de yapımcıdan bu beyan için özür dilerim. Sevindirici haber Arkadaşım Hoşgeldin’i izlemeye devam edeceğiz.
Bu sezona yılın en çok izlenen kanalı olarak başladı Kanal D. Eylül ve ekim ayında Tüm Kişiler ve AB’de birinci kanal. Ama kanaldaki kaos bitmiyor. Özellikle diziler konusunda hata üstüne hata yapıyor. O kadar fazla dizi siparişi var ki, hangisi başladı, hangisi sona erdi bilemez hale geldik. Öncelikle hem sektör, hem de izleyici Kanal D’ye çok kızgın. Kimse kendisini güvende hissetmiyor. Çünkü büyük hayallerle başlayan bir iş bir ayı tamamlamadan sona eriyor. Aylarca hazırlık yapan ekibin emeği bir anda çöp oluyor. İnsanlar işsiz ve itibarsız hale geliyor. Çünkü reytingi olmayan oyuncu, senarist, yönetmen olarak dedikoduları yapılıyor. Şu anda herkes umutsuz ve mutsuz. Peki, Bana Artık Hicran De, Benim Adım Gültepe, Yalan Dünya, Arkadaşım Hoşgeldin ve son olarak Urfalıyam Ezelden bu kadar hızlı bir kıyımı hak ettiler mi? Kesinlikle hayır. Bu sezon Tüm Kişiler ve AB denek grubu arasındaki fark ortada. Bir dizi Tüm Kişiler’de 30’uncu, AB’de 3’üncü olabiliyor. Daha önce böyle bir fark hiç yaşanmamıştı. Ciddi anlamda bir uçurum var. Bu düzende Kanal D yüzünü AB izleyici kitlesine dönmüş gibi görünüyor. Çünkü yayından kaldırdığı dizilerin hepsi AB'de iyi reyting alıyordu.Deneme yanılma tahtası olduFakat kanalı sadece AB reytingi doyurmuyor. Belli ki, kanal her ne kadar birinci olsa da reklam alamıyor. Bir dizinin haftalık masrafı aldığı reklamla eşit değil. O nedenle diziler bitiyor. Bu açıdan baktığımızda kanal haklı gibi görünüyor. Çünkü dizilerin yapılma sebebi reklam almak. Eğer sonuçta kazandırmıyorsa bitirilmeli. Bu kanalın politikası. Zarar ettiği bir işi neden yaşatmak için uğraşsın ki? Fakat o noktada insanın aklına şu soru geliyor. Bu reyting sistemi yeni gelmedi. Bir süredir böyle olacağı da öngörülüyordu. Öyleyse neden bu işler seçilirken tasarımı hem Tüm Kişiler, hem de AB’ye göre yapılmadı? Kanal D gibi bir marka nasıl deneme yanılma tahtasına döndürüldü? O kadar çok iş sipariş edildi ki, neredeyse arkada bekleyeni yayına vermek için iş kaldırılıyor. Bütün bunlar kanal yayıncılığı ve finans alanında doğru hamleler olabilir ama biz izleyici olarak durumdan memnun değiliz.Güven kaybettiÇünkü televizyonla yaşayan bir toplumuz. Diziler bizim hayatımızla bağ kurduğumuz arkadaşımız gibi. Onları izleyerek rahatlıyor, hayal kuruyoruz. Ne yazık ki, Türk toplumu böyle. Sosyalleşme aracımız diziler. Koskoca bir marka Kanal D. İzleyiciye de bu yıla kadar çok güven verdi. O nedenle kredisi yüksekti. Ama bu sezon uyguladığı politika itibarını kaybettirdi. Çevremdeki herkes “Kanal D’de yayınlanan bir idiziyi izlemem. Beklerim eğer tutarsa öyle izlerim” diyor. Yani kanala güven kaybı var. Hal böyleyken yapılacak hamle iş kaldırmak yerine o güveni yeniden sağlamak olmalı. Çünkü reklam kazanç, güven her şeydir. Aksi taktirde koskoca bir kanalın kan kaybedişini hep beraber izleyeceğiz!
TMC-Erol Avcı’nın yapımını, M. Çağatay Tosun’un yönetmenliğini, Sema Ali Erol, Gülden Çakır, Figen Şakacı, Ozan Yücel ve Mahir Erol’un senaristliğini üstlendiği Aşkın Kanunu pazartesi akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Mustafa Üstündağ, Ceyda Düvenci, Ayten Uncuoğlu, Recep Yener, Kerem Atabeyoğlu, Ayşenur Yazıcı, Bülent Şakrak, Beste Bereket, Yağmur Kaşifoğlu, Bekir Çiçekdemir ve Tuğçe Kumral’ın rol aldığı Aşkın Kanunu dizisi 15 yıldır evli olan İpek ve Çetin’in kavga sahnesiyle açıldı. Tabii ki kavganın sonu kadının boşanmak istemesiyle bitti. Nedense Türk dizilerinde boşanmayı hep kadın ister. Bu dizide bizi yanıltmadı. Çetin karakterinin kendisi gibi polis olan eşi İpek’i iyi bir anne olamamakla suçlamasıyla 3 ay sonraya yani mahkeme kolidoruna gittik. Çetin’in davaya dolandırıcı bir kaçak bir gelini yakalayarak gelmesi işin komedi unsuruydu. Fakat bu sezon kaçak gelin görmekten gerçekten izleyiciye gına geldi. Kaçak gelin göstermek Türk dizilerinin olmazsa olmaz kuralı haline geldi de biz mi bilmiyoruz!Recep Yener anısınaÇocukların araya girmesi, hakimin boşamamasıyla bir süre daha birbirine katlatmak zorunda kalan Çetin ve İpek’e bir oyunu da patronları oynuyor ve ikisini aynı şubeye koyuyor. Sonuç mu? Çocukların anne ve babaları barışsın diye kaçması, ekip arkadaşlarının barışmaya önayak olmasıyla aynı eve tekrar dönüyorlar. Bundan sonra İpek’in Çetin’den ayrılmasını isteyen annesi ve alt katta oturan Çetin’in annesinin savaşına şahit olacağız. Yine bir Doğu ve Batı çatışması izleyeceğiz. Dizinin konusu bize hiç yabancı değil. Yıllarca Ayrılsak da Beraberiz izlemiş bir kuşağız biz. Dolayısıyla aynı konuyu işliyor. Hatta ilk bölümü fazlasıyla Küçük Ağa’ya benzettiğimi de belirtmeliyim. Dizi Küçük Ağa’nın motivasyonunu kullanıyor. Oyunculuklara gelirsek; bugüne kadar hep karakter oyuncusu olan Mustafa Üstündağ’ı ilk kez başrolde izliyoruz. Çetin karakterindeki performansına bayıldım. İyi oyuncuya başrol şansı verilirse rolü ne kadar lezzetli hale getirdiğini de görüyoruz. Ceyda Düvenci’yi bu tip rollerde daha önce başrolde izledik. Zaten profesyonel olduğu bir alanda yine başarılıydı. Recep Yener dizinin ilk bölümünde tatlı-sert baba olarak karşımızdaydı. Ama onu bir daha izleyemeyeceğiz. Ne yazık ki, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti. Mekânı cennet olsun. Ekip arkadaşları onu unutmadı. Diziyi onun anısına yayınladılar. Ayten Uncuoğlu’nun yarattığı babaanne karakteri çok gerçekti.Dizinin günü yanlışKısacası oyunculukları çok beğendim. Çünkü yönetmen Çağatay Tosun, atmosfer yaratırken oyuncu rejini boş geçmiyor. Oyuncuların oyunuyla ilgilendiği çok belli oluyordu. Dizi, Tüm Kişiler’de 1.40 reytingle 44’üncü, AB’de 1.87’yle 27’nci oldu. Pazartesi malum zor gün. Karadayı, O Ses Türkiye ve Ulan İstanbul yarışı yaşanıyor. Aşkın Kanunu, boşanmaya çalışan ve birbirine hâlâ âşık İpek ve Çetin arasındaki aşkı biraz polisiye, biraz da mahalle ögelerini harmanlayarak kullanıyor. Seyircinin ilgisini çekecek ve döneme uygun bir dizi ama günü çok yanlış.
Uzun süredir varlık gösteremeyen Show TV’nin başına 1 Ağustos’ta Melis Civelek geçti. Ondan sonra da kanal elinde çok az program olmasına rağmen reytingleri karıştırdı. Sektörde bir kanalın daha rekabete katılması ve yeni oyuncu olması emin olun daha iyi olacak. Güldür Güldür Show, Bu Tarz Benim, Büyük Risk, Fatih Harbiye ve Yılanların Öcü’yle eylül ve ekim ayında yükseliş gösteren kanalın kapısını çalmak farz oldu. Önceki gün Show TV Genel Müdürü Melis Civelek’le yemek yedik. Show TV’nin bundan sonraki projelerinin de tüyolarını aldım. Öncelikle 4 yıl önce kanal yöneticiliğini bırakmıştı Civelek. Ardından da Adını Feriha Koydum dizisiyle senaristliğe adım attı. Bugünün Saraylısı, Güllerin Savaşı projelerinde de onun imzası var. Fakat 4 yıl sonra sektöre dönmeye karar verince Güllerin Savaşı’yla yollarını ayırmış. İlk hedefinin iyi bir planlama yapmak olduğunu da ekliyor. Zaten sonuçlar bunu ortaya koyuyor. Diğer kanallarla kıyasladığımızda elinde çok az malzeme olmasına rağmen artık hepsini zorluyor. Acil Servis dizisi geliyorSırada yeni projelerin hayata geçmesi var. 17 Kasım’da Seda Sayan’la Yol arkadaşım başlıyor. Ama tabii ki benim asıl merak ettiğim diziler. Öncelikle Fatih Harbiye’nin kaderini soruyorum. Civelek, “Son üç bölümü izleyeceksiniz. Ama diziye bir final hakkı tanıyacağız. İzleyici sevdiği dizinin finalini görebilecek” cevabını veriyor. Şu ana kadar kanalda iki dizinin tanıtımını izledik. Biri Ezra, diğeri Roman Havası. İkisinin de kasım sonu ya da aralık başı başlayacağını söylüyor Civelek ve ekliyor: “Beş tane diziyle anlaştık. İlki Roman Havası. Erler Film’in yapımnı üstlendiği dizide Oya Başar, Levent Ülgen, Günay Karacaoğlu, Petek Dinçöz, Erkan Şahin ve Cezmi Baskın başrolleri paylaşıyor. İkincisi Ezra. Yapımını, senaristliğini ve yönetmenliğini Tayfun Güneyer’in üstlendiği dizide Rüveyda Öksüz, Yusuf Çim, Zeynep Koltuk ve İsmail Filiz başrollerde oynuyor. Dizi hem polisiye, hem de romantik komediyi birleştiriyor. Üçüncü projenin kod adı Acil Servis. ER dizisinden uyarlanıyor. Medyapım yapacak. Şu anda oyuncu seçimleri devam ediyor.” Bu üç dizi aralık ayında ekranda olacak. Ama ocak ayına hazırlanan iki dizi daha var.Sayışman ocakta ekrandaTolgahan Sayışman’ın başrolünü oynayacağı, Gold Film imzalı Sevda Kafesi projesi Melis Civelek’e ait. Ocak ayında yayına girecek dizi, birbirlerine ilk görüşte âşık olan bir çiftin başına gelen inanılmaz bir olayla hayatlarının darmadağın olmasını konu ediniyor. Son projenin kod adı Senden Daha Melek. NTC Medya’nın yapımını üstlendiği dizi “İnsanlar çift yaratılırlarmış” cümlesinden yola çıkıyor ve bir yer değiştirme hikâyesini işliyor. Kanalda Yılanların Öcü devam edecek. Civelek, “Hadi şu isme bir dizi yapalım demek yerine, öyküden ve senaryodan çıkarak seçimler yapıyoruz” diyor. Yıllardır söylerim bu sektörde star senaryodur. Umarım Show TV, yeni dizileriyle sektöre yeni bir soluk getirir.
19 yıldır cuma gecelerinin vazgeçilmez programı Beyaz Show. Her yıl eylül ayında başlardı ama bu sene bekletti. Sonunda 7 Kasım Cuma akşamı başladı. Ekranda önce biten dizisi Yalan Dünya’yı duyurdu. Sonra da Ulan İstanbul ekibini davet etti. Son yıllarda programa hazırlanmadan çıktığı eleştirisi alan Beyazıt Öztürk, bu kez “Ben çok değiştim. Artık dersime çalışıyorum” diye bir göndermede de bulundu. Ulan İstanbul ekibinden Şebnem Bozoklu, Erkan Kolçak Köstendil, Kaan Yıldırım ve şarkıcı Bengü’yü konuk ettiği programın reytingleri gayet iyi. Beyaz Show, Tüm Kişiler’de 3.62 reytingle 16’ncı, AB’de 4.88’le 4’üncü, ABC1’de 5.02’le 4’üncü oldu. Bu reytingi PT1’de (20.00-22.00) yayınlanan bir sürü dizi alamıyor. Anlaşılan o ki, Beyaz Show’u hepimiz özlemişiz ve Ulan İstanbul ekibini ağırlamak doğru bir seçim olmuş. Ancak keşke hazırlığı da eskisi gibi olsaydı. Eskiden öyle hazırlıklar yapılırdı ki, hem konuğu tanırdık, hem de onlarla ilgili eğlenceli videolar hazırlanırdı. Açıkçası ilk programa hiç özenilmemişti. Öncelikle Kaan Yıldırım neredeyse hiç konuşturulmadı. Erkan Kolçak Köstendil ve Şebnem Bozoklu’nun Yanarım şarkısında playback yapması yanlış karardı. O nedenle tekrar canlı söylendi. Tabii ki detone oldular. Ama onlar oyuncu. Kimse profesyonel söylemelerini beklemiyordu zaten. Fakat keşke Bengü şarkıyı ezbere bilirken, Erkan Kolçak Köstendil’den şarkıyı istemişken onun da eline mikrofon verip beraber söyletseydi. Bengü “Yürümecilik yaptırma bana” demişken pası alıp yürütseydi. Eminim çok eğleneceğimiz bir program olurdu. Benim Beyaz Show’dan beklentim eski günlerdeki gibi iyi bir akış ve hazırlık. Umarım bundan sonraki programlarda o eski tadı bulabiliriz. Her şeye rağmen “Hoşgeldin Beyaz Show, özlemişiz.”
Başrollerini Seçkin Özdemir, Gülcan Arslan, Hazal Filiz Küçükköse, Korel Cezayirli, Alper Kut ve Polat Bilgin'in paylaştığı Günahkâr çarşamba akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Yapımını MF Yapım'ın, senaristliğini Makbule Kosif, Nalan Merter Savaş, Özer Çetinel ve Gülsev Karagöz'ün üstlendiği diziyi Berat Özdoğan yönetiyor. Günahkâr, bir Kore dizisi olan Nice Guy'ın uyarlaması. Öncelikle Kore formatını izlemediğimi ve karşılaştırma yapmayacağımı belirteyim. Dizi tıp öğrencisi Ali Yusuf'un kravatı taksiye sıkışan adamın hayatını kurtarmasıyla başlıyor. Tansiyonu yüksek bir sahneyle Günahkar'a başlıyoruz. Benim için bir dizinin ilk 7 dakikası çok önemli. Günahkâr o süreyi çok avantajlı kullandı. Okulda parlak ve sivri bir öğrenci olan Ali Yusuf akşamları babasının yerine bekçilik yapıyor. Arkadaşıyla parasını paylaşıyor. Anlayacağınız kahramanımızın en büyük özelliği fedakâr olması. Bunu zaten bir sonraki sahnede sevdiği kadın Aslıhan’ın yerine cinayeti üstlenmesiyle anlıyoruz. Onun başına ne geliyorsa fedakârlığından geliyor. Kısacası Günahkâr’ımız aslında fedakâr olarak yeni dünya düzeninin en büyük suçunu işliyor.Özdemir’e kocaman alkışAli Yusuf, hırslı ve kısa yoldan zengin olmaya çalışan Aslıhan uğruna, ailesinden ve hayatından vazgeçiyor. Aslıhan sevdiği adamı demir parmaklıklar ardına gönderirken hayallerine kavuşuyor. Saliha, atarlı bir işkadını. Hırsı ve zekâsı takdire şayan. Evde iki kötünün savaşı var. Aslıhan ve Saliha’nın zekâ yarışı bu hikâyenin sürükleyici öğesi olacak. Dizinin ilk bölümüne gelince; 20 dakikada konuya girmeleri, 36’ncı dakikada 8 yıl sonraya dönmeleri ve Ali Yusuf’la Aslıhan’ı hemen buluşturmalarını ben sevdim. Çünkü bu sezon hiçbir şey olmayan ilk bölüm izlemekten çok sıkılmıştım. En azından neydi, ne oldu ve ne olacak artık biliyoruz. O nedenle hem senaryonun, hem de rejinin temposu iyiydi. Ama oyuncu rejisine dair söyleyecek birkaç sözüm var. Öncelikle Seçkin Özdemir beklentimin çok üstünde bir karakter çıkarmış. Ali Yusuf’un öğrenciliği ve merdiven altı doktorluğu arasındaki hem fiziksel hem de ruhsal değişimini çok iyi yansıttı. O nedenle kocaman alkış. Ancak Hazal Filiz Küçükköse ve Gülcan Arslan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İkisi de atarlı olduğu için jest ve mimiklere fazla yüklenmişler. Aslıhan’ın ağlamak için zorlaması, Saliha’nın maskülenlik için zorlaması gözümü tırmaladı. Ayrıca senaryoya öneri… İki kadın karakter de fazla kusurlu. En azından biri diğerinden daha kusursuz olabilirdi. Yani Ali Yusuf’un Saliha’yı seçmesi mi yoksa Aslıhan’a dönmesi mi daha iyi bilemedim. Çünkü al birini, vur ötekine…Diziye merak gerekBizi ilk bölümden anladığımız kadarıyla Ali Yusuf’un Aslıhan’dan alacağı intikam bekliyor. Fakat bunu yaparken Saliha’yı kullanayım derken aşkın kucağına düşecek. Yapacak bir şey yok! Ali Yusuf hırslı kadınları seviyor. İlk bölümün en büyük avantajı temposuyken, dezavantajı sürpriz yaratmaması oldu. Çünkü geleceğe dair ne olacağını izleyen herkes anladı. Dizi, Tüm Kişiler’de 3.33 reytingle 14’üncü, AB’de 3.51’le 8’inci oldu. Bence müzikleri, rejisi, senaryosu ve oyunculuklarıyla temiz bir birinci bölüm izledik. Ama yükselmesi için daha fazla merak unsuru yaratması gerekiyor.
Dün gündeme bomba gibi düştü Yalan Dünya’nın final yapacağı… Sordum, soruşturdum. Evet, şu anda çekimler durmuş. Yayın başlamadan önce 4 bölüm stok çekilmiş. Ancak başladığı hafta Tüm Kişiler’de 2.36 reytingle 31’inci, AB’de 4.84’le 3’üncü oldu. Reklam verenin baktığı 20+ABC1’de ise 4.15’le 9’uncu oldu. Farkındaysanız dizinin üç kategoride de reyting oranlarında büyük fark var. O nedenle kanal çekimleri durdurma kararı almış. Dün akşam yeni sezonun ikinci bölümü yayınlandı. Eğer reytingler yükselirse çekimler başlayacak. Ama yine arada yüksek farklar oluşursa dizinin geleceği için yeni bir karar alınacak. Anlayacağınız, Yalan Dünya’nın gelecek kaderini bugün 10.30’da açıklanacak reytingler belirleyecek. Sonuç kötüyse iki hafta sonra Kanal D’de final yapacak.EZRA’NIN TANITIMI YAYINLANDIShow TV’nin kasım ayında başlayacak yeni dizisi Ezra’nın ilk tanıtımı önceki gün yayınlandı. Yalın’ın “Ki Sen” şarkısıyla giren tanıtımda iki yeni yüz gördük. Yusuf Çim ve Rüveyda Öksüz dizinin başrolünü üstleniyor. Yusuf Çim, 2011 Best Model of Turkey First Runner Up olarak seçildi. Modellikten sonra rotayı müziğe kırdı. 2013 yılında Olsun Bir Kere albümünü çıkardı. Şimdi de oyunculukta şansını deneyecek. Çim, Ezra dizisinde polisi canlandırıyor. Rüveyda Öksüz, 2013 Miss Turkey birincisi. Dizide Ezra’yı canlandıracak. Ezra dizisinin yapımını Leo Production yapıyor. Yapımcılığını, yönetmenliğini ve senaristliğini Tayfun Güneyer’in üstlendiği dizide İsmail Filiz, Zeynep Koltuk ve Asuman Dabak da rol alıyor. Dizi, Gazze'den mülteci olarak kaçak gelen Ezra'nın bir Türk polisine âşık olup hayatının değişmesini konu ediniyor.Beni Böyle Sev artık cumartesiBaşrollerini Alper Saldıran ve Zeynep Çamcı’nın oynadığı Beni Böyle Sev bu yıl üçüncü sezonuyla ekrana geliyor. Diziyi çok sevdiğimi zaten her defasında dile getiriyorum. Ama yeni sezonda yaşanan zaman atlaması seyirciyi fazla içine alamadı. İzleyici öğrenci olan Ayşem ve Ömer’i çok sevmişti. Bu sezon onların gelecekteki hallerini izlemeye sanırım alışamadık. Dizinin reytingleri de düşmeye başladı. TRT 1, diziyi artık cumartesi akşamları yayınlayacak. Pazartesiden sonra 8 Kasım Cumartesi yeni bölümüyle ekrana gelecek. Beni Böyle Sev, sıcak, samimi ve bizden bir hikâye. Umarım, cumartesi asıl kitlesi olan gençleri yakalar.
3 Kasım Pazartesi haberde yeni bir dönem başladı, bir dizi veda etti, yılın en iddialı işi düşüşe geçti. Anlayacağınız olaylar bitmek bilmedi. Kanal D Haber’in başına Cüneyt Özdemir oturdu. Öncelikle hayırlı olsun diyorum. Mehmet Birand’ın ardından görevi Serdar Cebe almıştı. Uzun bir süre sonra Birand’ın öğrencisi Özdemir koltuğunu devraldı. Ben de 32. Gün kökenli bir gazeteciyim. O nedenle Cüneyt Özdemir’in o koltukta olması önemli ve gurur verici. Ama ne yazık ki, onu izlerken hep Birand’la kıyasladım. İlk gün çok heyecanlıydı Özdemir. CNN Türk’teki rahatlığından eser yoktu. Heyecanını gizleyemiyordu. Eminim ilerleyen günlerde rahatlayacaktır. Habere gelince; ilk bültene iyi hazırlanılmıştı. Özel haberler, 4 ayrı noktadan gerçekleştirilen canlı yayın gerçekleştirildi. Ama Soma özel haberi gerçekten aydınlatıcıydı. Sonuç olarak, yeni bir habercilik dönemi başladı. Umarım, Cüneyt Özdemir farkını ortaya koyabilir.Gültepe’nin 4 oyuncusuna dikkat!Yılın en iddialı işi Benim Adım Gültepe, pazartesi akşamı 23.00’te ekrana gelen bölümle sessiz sedasız final yaptı. Üstelik final bölümü “Yeni bölüm” olarak tanıtılmıştı. Bir sürü olay havada kaldı ve bir iş daha reyting canavarının kurbanı oldu. Fakat bize bu diziden kalan şahane oyuncular oldu. Öncelikle Meziyet’i oynayan Selen Öztürk performansıyla akılda kaldı. Burak Dakak Fevzi, Olgun Toker Reşat; Hakan Karsak Basri karakteriyle harikalar yarattı. Yapımcılar özellikle bu dört isme dikkat diyorum. Senenin diğer en iddialı işi Reaksiyon’du. Ancak dizi son iki bölümdür ciddi bir düşüş yaşıyor. Geçen hafta dizide aksiyonun az olduğunu yazmıştım. Bu bölüm yine olaylar dinmek bilmedi ama izleyiciyi tatmin etmedi. Çünkü Reaksiyon her bölüm felsefe yapıyor. Açıkçası az önce haberlerde izlediğimiz olayları dizide oyunculardan dinliyor gibiyiz. Bu misyon diziye zarar veriyor. Sonuçta Reaksiyon bir drama. O nedenle dizide drama, aksiyon ve aşk artarsa yükseleceğini düşünüyorum.