Artı Film’in yapımcılığını üstlendiği Esra Erol’la İzdivaç formatı Almanya’ya satıldı. Şaka değil, bundan sonra Almanya’da evlenmek isteyenler RTL kanalına çıkıp eşleşecekler. Farkındaysanız, RTL kanalı diyorum, yani Almanya’nın en büyük kanallarından biri. Programın İngilizce adı Match me if you can. 25 Ağustos’ta başlayacak. O nedenle Alman ekibi geçtiğimiz ay İstanbul’a gelerek Esra Erol’la görüşmüş. Ondan izdivaç üzerine dersler almışlar. Almanya’da format tutarsa diğer Avrupa ülkelerine satılacakmış. Anlayacağınız, dünyaya dizilerimizden sonra izdivacımızla da yayılıyoruz. Hadi hayırlısı…KÖSTENDİL’E DİKKAT EDİN!PAZARTESİ akşamları Tüm Kişiler’de Kaçak Gelinler, AB’de Ulan İstanbul yarışı sürüyor. İkisi de yaz için ideal ve eğlenceli işler. Ben ikisini de severek izliyorum. Ama ne yalan söyleyeyim, Ulan istanbul’da Erkan Kolçak Köstendil’i izlemekten çok keyif alıyorum. Yani Carlos’u… Daha önce Kurtlar Vadisi’nden Sakarya Fırat’a pek çok dizide rol aldı ama ben onu Merhamet’teki Mehmet karakteriyle fark etmiştim. O kadar gerçek oynuyordu ki, etkilenmemek mümkün değildi. Tiyatro camiasında da adını sıkça duyuyorum. Son olarak Onur Ünlü’nün İtirazım Var filminde izlemiştim. Ulan İstanbul’un ilk bölümünden beri parlıyor. Yeni bölüm tanıtımlarında da Yaren’le şarkı söylerken izleyince bu yazıyı yazmak şart oldu. Bu adama dikkat! Önümüzdeki yıllarda daha da önü açılmalı.Kadim Dostum’da kavga neden çıktı?Dün gazetelerde ve internet sitelerinde Mahsun Kırmızıgül’ün Mardin’de çektiği Kadim Dostum setinde kavga çıktığı yazıyordu. Haberlerde çekilen aksiyon sahnesini halkın gerçek zannettiği ve kavgaya karıştığı iddia ediliyordu. İşin aslını Mardinli haber kaynaklarımdan öğrendim. Kadim Dostum dizisi için prodüksiyon amiri mekân araştırması yaparken çarşıda birkaç dükkanla anlaşır. Sahipler dükkânlarını boşaltarak başka bir yere taşınırlar. Ancak yapım daha sonra mekânı değiştirmeye karar verince dükkân sahipleri mağdur olur. Perşembe günü çarşıdaki hamamda çekim yapılırken kızgın esnaf seti basar ve kavga çıkar. Olay yazıldığı kadar abartılı yaşanmaz. Sadece prodüksiyon amiri burnuna bir darbe alır. Araya giren Mardin’in ileri gelen aileleri ekibin kaldığı otelde esnaf ve prodüksiyon ekibini barıştırır.
Kara Para Aşk dizisinde Ömer’i sinir eden, Fatih’e yardım eden başkomiser Ali Güralp canlandırıyor Alper Türedi. Bugüne kadar onlarca tiyatro oyununda ve dizide rol aldı. Ama onu bu yazıya taşıyan sebep ne rol aldığı diziler, ne de oyunculuğu… Alper Türedi, acılı ama pes etmemiş bir baba. 11 yıl önce üç yaşındaki kızı Ülkü İrem’e lösemi teşhisi konulmuş. Doktorlar yaşama şansının yüzde 78 olduğunu ama acısı çok olduğu için hep uyutulması gerektiğini söylemiş. Çünkü uyumadığında yaşadığı acıya kalbi dayanamazmış. O nedenle uyuması için sürekli ilaç veriliyormuş. Ancak bir gün nöbetçi asistan doktor ilacı vermeyi unutunca Ülkü İrem o acıya dayanamayarak hayatı gözlerini yummuş. Mış’lı, miş’li anlatınca masalmış gibi geliyor ama ne yazık ki gerçek. Ve gerçek maalesef kanımızı donduracak kadar acı. Söyleyecek çok söz var ama ne yazık ki sözün bittiği yerdeyiz. Ne desek Ülkü İrem geri gelmeyecek.Oyuncak istiyorlarAlper Türedi’ye gelince hiç kabullenememiş ve pes etmemiş kızının ölümüyle… Kendisini kızı gibi lösemi hastası çocuklara adamış. Zaten onu bu yazıya taşıyan sebep bu. Geçtiğimiz günlerde Facebook'ta bir grup gördüm. Adı Bir Dileğim Var. Sayfaya girdiğimde beni Alper Türedi’nin videosu karşıladı. Türedi, o videoda “Lösemi hastalığına çocuğunu vermiş birçok babadan biriyim. 27 Mayıs 2014 akşamı ani bir kararla Facebook’ta Bir Dileğim Var isimli bir grup kurdum. Amacım başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde çocuk hematoloji servisinde tedavi gören çocuklarımızı ziyaret edip, onlarla sohbet edip dileklerini öğrenmek ve daha sonra bu dilekleri grupta paylaşmak. İlk dilek listesi 48 saat gibi kısa bir sürede gönüllülerimiz tarafından temin edildi. Grubumuzda nakit para söz konusu değildir. Çocuklarımızın isteği çok naif şeylerdir. Oyuncak bebek, araba, süslü ayakkabılar gibi şeyler istiyorlar. Akıllarda soru işareti kalmaması için teslimat anından fotoğraflar ve videolar paylaşacağım. ‘Yaşama tutunmaya çalışan bir çocuğu en son ne zaman sevindirdiniz’ sloganıyla çıktığım bu yolda daha çok gönüllüye ihtiyacım var” diyordu.50 çocuğun dileği olduHemen Alper Türedi’yle iletişime geçtik. Şu ana kadar yani 5 haftada Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi ve Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 50 çocuğun dileği gerçekleştirilmiş. Şimdi Çapa Tıp Fakültesi’ndeki çocukların dilek listeleri oluşturulmuş. Grup her geçen gün büyüyor. Ama yapacak çok şey var. Bence grubun daha fazla tanıtılması gerekiyor. Haberci arkadaşlarımızın desteğine ihtiyacı var. Hayat herkes için şanslı devam etmiyor. O nedenle hepimiz yaşama tutunmaya çalışan bir çocuğu sevindirelim. www.facebook.com/groups/birdilegimvar/
Sosyal medya iyi, hoş ama farkında mısınız artık hangi ünlü nerede, kiminle, ne yapıyor, ne yiyor, ne içiyor her şeyi bilir hale geldik. Dizilerin sezon finalleri yapmasıyla tüm sezon yoğun çalışan oyuncular soluğu tatil yerlerinde aldı. Haklılar, yorgunluklarını atmak istiyorlar. Ama Çeşme ve Bodrum dışında başka bir yer yokmuş gibi hepsi aynı yere toplanmış haldeler Alaçatı’ya dizi sektörü girse hiç zorlanmaz. En az 20 dizi çıkaracak oyuncu mevcut Alaçatı plajlarında Bodrum’un da farkı yok. Şimdi sanane, bu niye seni geriyor diyeceksiniz. Haklısınız, benim umurumda değil ama hem bu kadar popüler bir yerde olmalarının, hem de instagram’dan hiç durmadan fotoğraf paylaşmalarının bedelini yeni sezonda hep birlikte göreceğiz. Şimdi Kıvanç Tatlıtuğ’un sevgilisi Başak Dizer’le önce Bodrum tatilini, ardından da sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla Amerika tatilini adeta canlı canlı yaşıyoruz. Tabii ki, hepsi magazin eklerinde ve programlarında da gösteriliyor. Peki, Dizer’le tutkulu aşkını bu kadar sıkı takip eden izleyici Şura’ya aşkına inanacak mı zannediyorsunuz. Ya da Burak Özçivit, Engin Öztürk, Kenan İmirzalıoğlu, Çağatay Ulusoy, Merve Boloğur, Serenay Sarıkaya İsimlerin yerini değiştirin. Tek bir ismi kastetmiyorum. Hayatları, aşkları, çapkınları bu kadar ön planda olan kişilerin oynadığı karakterlere inanıyor muyuz artık? Bence hayır. Bunu da uzun zamandır görüyoruz. İzleyici oyuncuların özel hayatı hakkında ne kadar bilgi sahibi olursa oynadıkları aşklara inanmıyor. Düşünün, Güneşi Beklerken’de Kerem Bürsin ve Yağmur Tanrıseven aşkı ne kadar tepki aldı. Çünkü izleyici ZeyKer aşkına inanmak istiyordu. Bu sanal büyüyü gerçeklik bozdu. Oyuncular hayatını yaşamasın demiyorum. Ama geçen sezon hiçbir dizi tutmamış, yeni reyting sisteminde C,D izleyici grubu artmışken ve inandırıcılık sorunu yaşanırken, özel hayatlarını bu kadar göz önüne sermemeliler. Demedi demeyin, bu yaz aşklarıyla çok göz önünde olan isimlerin ekranda inandırıcılıkları da olamayacak.Yılanların Öcü at tanıtımı gibi olmuşFakir Baykurt’un aynı adlı eserinden televizyona aktarılan, Koliba Film’in yapımını üstlendiği, başrollerini Cemal Toktaş, Hande Soral ve Ceyda Ateş’in oynadığı Yılanların Öcü dizisinin ilk tanıtımı yayınlandı. 1 dakika 10 saniye süren tanıtımın 35 saniyesi Kapadokya’da ata binen bir adamı izledik. 25 saniye Fatma demesi sürdü, kalan 10 saniyede de sarıldılar. Yılanların Öcü yakında Show TV’de dış sesiyle sona erdi. Peki, biz bu tanıtımdan ne anladık? Hiçbir şey. Etkili bir müzikle at tanıtımı izler gibiydik. Bu ülkede artık dizinin ilk tanıtımının çok önemli olduğu anlaşılmalı. 70 saniyede bize bu dizinin ne anlatacağını, duygusunu veren tanıtımlar izlemeliyiz.
Uzun süredir Ali Biçim’in bir talk-show programına hazırlandığını biliyorum ve merakla bekliyorum. Çünkü Ali Biçim’i hem ekrandan, hem kamera arkası yaptığı işlerden tanıyorum. Sohbetlerimizde bana sorduğu sorularla nasıl sıkıştırdığına ve mizah çıkardığına da şahidim. O nedenle talk-show yapacağını söylediğinden beri umutluyum. Çünkü yeni bir yüze ihtiyacımız var. O nedenle Ali Biçim’in başarılı olmasını da çok istiyorum. Neyse sonunda cuma akşamı 23.00’te Ali Biçim Show başladı. Yeni biçimler gerek sloganını kullandıkları için yeni bir şey bekledik. Ama olmadı. Ali programın başında söylediği gibi çok heyecanlıydı ve kendi enerjisini bir türlü çıkaramadı. Ne yazık ki, skeçler hiç komik değildi.Ben sorular kısmında umutluydum. Çünkü ilk tanıştığımızda beni öyle ilginç ve zekice sorularla sıkıştırmıştı ki, bunu programa da yansıtmasını bekledim ama heyecandan soru soramaz bir haldeydi, tutuktu. Zaten programın bant yayın olması saçmaydı. Canlı yayın olmayan talk-show olur mu? Madem bant çektiler neden montaj masasında o yavaş giden hali hızlandırmadılar anlamadım. Programın rejisi kötüydü. Ali seyirciye göz kırpıp cilve yaparken, görüntü genelde kalıyordu. Sonuç olarak Ali Biçim Show ilk bölümünde iddia ettiği gibi bize yeni bir biçim sunmadı. Keşke Fox TV yönetimi kendisine teşekkür ettiren vtr’ler çektireceğine Ali’yle demo çekimi yapsaymış ve heyecanını atmasını sağlatsaymış. Bir de Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışmayıp programı canlı yapsalarmış. Alİ Biçim Show canlı yayınlanır, yaratıcı bir reji ve yazar ekibiyle desteklenirse ve kanal arkasında durursa farkını gösterecektir.Binbir Surat Ünal Silver5 yıl önce tanıştık Ünal Silver’la… Almanya’da rol aldığı filmlere baktığımda şaşkınlığımı gizleyememiştim. Her seferinde başka bir kişi, farklı bir tipti. Türkiye’de de aynı formülü uyguladı. Hangi dizide ya da filmde oynadıysa bambaşka biri oldu. Geçtiğimiz gün buluştuk. Çakallarla Dans-Sıfır Sıkıntı filminin çekimlerini yeni bitirmiş ve Mardin’e Kadim Dostum dizisine gidecekti. Rumeli Hisarı’nda onu beklerken bir adam yanıma geldi. Saçlar, bıyıklar simsiyah ve çok gençleşmiş biriydi. “Oya, nasılsın?” dedi. İnanamadım. Ünal Silver bu kez yeni dizisi için gençleşmişti. Ben onu “Binbir Surat Ünal Silver” olarak tanımlamıştım ilk tanıştığımızda… “Seni yalancı çıkardım mı?” diye sordu. Gerçekten çıkarmadı. Her oynadığı role yeni bir öğrenci gibi nasıl çalıştığına şahit olan biri olarak biliyorum ki, Kadim Dostum’da da bambaşka bir karakter olarak karşımıza çıkacak.
İlk defa ben yazmıştın Ruhumun Aynası dizisinin başlayacağını… Ne yalan söyleyeyim, 35 yaşında bir psikiyatristin sekreterinin mahallesine taşınıp hayatını değiştirme hikâyesi fikir olarak çok cazip gelmemişti. Ama müthiş bir oyuncu seçimi yaptılar. Cast direktörü Mine Güler’in eline sağlık. Çünkü dizinin çok renkli bir kadrosu var. Bir Erkek Bir Kadın dizisinin yapım şirketi Bando Yapım’ın üstlendiği dizi, salı akşamı görücüye çıktı. Müge Turalı ve Mehmet Karaca’nın yapımcılığını, Zehra Çelenk’in senaristliğini, Bülent Özer’in görüntü yönetmenliğini ve Bülent İşbilen’in yönetmen koltuğuna oturduğu dizide; Tuba Ünsal Cabas, Filiz Ahmet, Özgürcan Çevik, Engin Alkan, Suzan Aksoy, Murat Akkoyunlu, Barış Yalçın, Bora Akkaş, Rıza Akın, Haktan Pak, Ayşen Gruda ve Aliye Uzunatağan’ın rol alıyor. Ben de ekip ve Fox TV yöneticileriyle birlikte diziyi Yeniköy’de izledim.7 dakika kavga sahnesi fazlaydıRuhumun Aynası, güzel ve korunaklı bir ailede büyümüş Elçin’in 35’inci yaş gününde dünyasının başına yıkılmasını ve sekreteri Gülpare’nin onu kendi mahallesine götürmesiyle tüm hayatını değiştirmesini konu alıyor. Dizi, Gülpare yani Filiz Ahmet’in dış sesiyle bize tüm karakterleri anlatmasıyla başlıyor. Açıkçası bu anlatım dilini sevdim. Çünkü tüm bölüm boyunca kim, kimdir diye anlamak için çaba harcamadık. İlk 10 dakikada herkesi tanıyıp hikâyenin peşine takıldık. Gerçi ilk 7 dakika Engin Alkan’ın canlandırdığı muhtar Muhittin ve Suzan Aksoy’un oynadığı Fikriye’nin kavgası fazla gürültülü geldi. Total izleyiciyi yakalamak için bağırtmak formülünü uygulamışlar. Ama sonradan durumu toparladılar. Konuk oyuncu Halil Sezai’ye ise bayıldım. Sanatçı ruhunun dengesizliğine müthiş göndermelerin olduğu bir sahneydi. Oyunculuklara lafım yok, aralarında müthiş bir uyum olduğu çok net belliydi. Herkes üstüne düşen rolü sırtlanmıştı. Hatta Suzan Aksoy dizinin sonunda “Hayatımda Çemberimde Gül Oya setini unutamam. Müthiş bir uyumla çalışmıştık. Bu sette de aynı hissi duyuyorum” dedi. Bu da zaten ekrana yansımıştı.Yönetmen iyi bir dünya kurmuşDizinin en çok beğendiğim tarafı ise rejisiydi. Yönetmen Bülent İşbilen soyadına yakışır bir iş çıkarmış ortaya… Senarist şanslı, hayalini alıp köpürten ve iyi bir dünya kuran yönetmenle çalışmış. Sonuç olarak Ruhumun Aynası beklentimin üstünde bir iş olmuş. Fakat ilk bölümde bu reyting sonuçlarına yansımadı. Dizi Tüm Kişiler’de 1.97 reytingle 20’nci, AB’de 1.86’yla 18’inci oldu. Bu kadarını hak etmediğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Tabii ki, yanlışları vardı ama işin duygusu kötü değil. İlerleyen bölümlerde oyuncuların birbirine alışmasıyla çok daha iyi işler çıkaracağına da eminim. Fox TV, dizinin bol bol tekrarını yayınlar, dizinin arkasında durur, bağırış çağırış sahneleri azaltılırsa izleyiciyi yakalama şansı çok yüksek.
Salı günü bu yazın en sıcak günlerinden birini yaşadık. Sıcaklık akşam saatlerinde de bir türlü dinmedi. Zaten Ramazan ayındayız ve iftar 20.30’dan sonra açılıyor. Hepimiz sıcaktan perişan olunca ekran karşısında dizi izlemek yerine iftar sonrası kendimizi sokaklara, deniz kenarlarına attık. O nedenle Ruhumun Aynası ve Güllerin Savaşı şanssız bir günde başladı. İkisinin yayınlandığı saatte de bir önceki haftaya göre ekranda 4 reyting eksilmişti. Bir de üzerine Brezilya-Almanya maçının heyecanı gelince ikisi de zirve için yarışamadı. İki dizi hakkında da uzun bir değerlendirme yapmak istediğim için Ruhumun Aynası’nı cumartesi okuyabileceksiniz.Önce Güllerin Savaşı’yla başlayalım. Başrollerini Damla Sönmez, Canan Ergüder ve Barış Kılıç’ın oynadığı, Medyapım’ın yapımını, Fatih Aksoy’un yapımcılığını, Merve Girgin’in yönetmenliğini üstlendiği diziyi Melis Civelek ve Sırma Yanık kaleme alıyor. Yani Adını Feriha Koydum ekibi… Zaten dizide fazlasıyla Adını Feriha Koydum’un köşk hali gibiydi. Evin bahçıvanının kızı Gülru’nun annesinin anlattığı masallardaki periyi evin hanımefendisi Gülfem’e benzetmesi ve onun gibi olmak istemesini konu ediniyor.Ergüder oyunculuk dersi verdiGülru’ya Damla Sönmez, Gülfem’e ise Canan Ergüder hayat veriyor. İkisinin de oyunculuk performansını çok beğendim. Ama Canan Ergüder ekranda adeta oyunculuk dersi verdi. Kendini geliştirmek isteyen her oyuncu açıp Canan Ergüder’in sahnelerini izlemeli. Damla Sönmez son dönemin en yetenekli genç oyuncularından ama Bir Aşk Hikâyesi’nde de Ceylan evin şoförünün kızıydı. Ekranda birbirine benzer roller oynuyor. Oysa skalasında çok renk var. Bu tip roller üzerine yapışabilir. Barış Kılıç yakışıklı kontenjanına girebilmiş ama genç kızları peşinden sürükleyemez. O nedenle Yiğit Kirazcı üzerinde biraz çalışılması gerekirmiş. Keşke mahallenin yakışıklısı yapılsaymış. Bu tip dizilerde yakışıklılık hep zenginlere atfediliyor. Oysa her mahallenin fakir ama yakışıklı bir genci vardır. Unutmayın, Kıvanç Tatlıtuğ Kuzey Güney’de fakir ama yakışıklı ötesiydi.Yiğit Kirazcı’yı beğenmediğimi söylemiyorum. O saçlar, o dişler ve o kılık kıyafetle olmaz. Genç, fakir ama iyi görüntüde biri olabilir. Yani kostüm, kuaför ve bir diş temizliğine bakar her şey. Sercan Badur risk almış ve Cihan karakterinin altından kalmayı başarmış. Dizinin yönetmeni Merve Girgin temiz iş çıkarmış. Sonuç Güllerin Savaşı Tüm Kişiler’de 3.87 reytingle üçüncü, AB’de 3.98’le ikinci oldu. Belli ki, Dünya Kupası sonrası Güllerin Savaşı yeni Adını Feriha Koydum olmak için yarışacak.
Yaz sezonuna altı televizyon kanalı 14 diziyle “Merhaba” dedi. Show TV’nin Mihrap Yerinde, Ağlatan Dans dizileri çoktan yayından kaldırıldı. Çılgın Dersane Üniversitede ve Pis Yedili devam ediyor. Ama kış için şansları olduğunu pek sanmıyorum. Yakında Otel Divane başlayacak. Onu da izlemeden yorum yapmak hata olur. TRT 1’in günlük dizisi Hayat Yokuşu önce 17.30’da başladı, daha sonra 21.30’a alındı. Şimdilik Ramazan ayının sonunda bitecek gibi görünüyor ama TRT 1 diziyi devam ettirerek günlük dizi yarışına katılabilir. Zira gelecek sezon en çok her kanalda başlayan günlük dizilerin rekabetini konuşacağız. Atv’nin Diğer Yarım’ı aslında komedi ve dramı iyi harmanlıyor ama sıralamada ilk 5’te yer alsa bile bir türlü yüksek reyting alamıyor. Her bölüm senaryosu ve rejisi topluyor. Umarım reytingleri de yükselir. Fox TV’nin Kiraz Mevsimi ve Kocamın Ailesi dizileri ne yazık ki, ilk bölümden izleyiciyi yakalayamadı. İkisi de yaz için ideal ama kışa devam ederler mi zaman gösterecek. Star TV’nin Kaçak Gelinler dizisi tam yaz projesi. Üç genç kız, üç aşk, üç hayal… Reytinglerde de iyi gidiyorlar ama bu projenin kış rehavetini kaldırması zor. Dimağımızda tatlı bir yaz dizisi olarak kalabilir. Güzel Köylü tartışmasız yazın en sürpriz işi. İlk bölümden itibaren yükselttiği reytingiyle kışa devam etmesi muhtemel dizi. Eğer kanal eylülde çarşamba akşamı yarışa Güzel Köylü’yle başlarsa yazın yaptığı yatırımın ekmeğini yiyecek. Kanal D, Ulan İstanbul projesiyle adından söz ettiriyor. Her bölüm senaryosuna ve oyunculuklarına olan beğenimin arttığı dizinin kışa devam etmesi yüksek ihtimal. Ama pazartesi akşamı Karadayı’yla yarışması çok zor. Mutlaka gün değişikliğine gidilecektir. Fox’ta başlayan Ruhumun Aynası ve Kanal D’nin Güllerin Savaşı dizilerine gelince ben bu yazıyı dün (Salı) yazarken ikisi de daha yayın hayatına başlamamıştı. İkisi hakkındaki değerlendirmeyi de yarın okuyabilirsiniz.TOYGAR IŞIKLI’YA İTALYA’DAN ÖDÜLSekiz sene önceydi. Yaprak Dökümü dizisinin müzikleriyle hayatımıza Toygar Işıklı girdi. Ardından Dudaktan Kalbe, Menekşe ile Halil, Aşk-ı Memnu, Samanyolu, Al Yazmalım, Fatmagül’ün Suçu Ne, Ezel, Kuzey Güney, 20 Dakika, Karadayı, Medcezir, Kurt Seyit ve Şura ve Kara Para Aşk dizileri geldi. Benim için en unutulmaz dizi müziği Ezel’in jeneriğiydi. Toygar Işıklı bir dizinin müziklerini yapıyorsa her zaman konuşuldu. Son yıllarda müziklerini yaptığı filmlerle de konuşulur oldu. Geçtiğimiz günlerde başrollerini Engin Akyürek ve Farah Zeynep Abdullah’ın oynadığı Bi Küçük Eylül Meselesi filmiyle 11. Salento Uluslararası Film Festivali’nde (SIFF Italy) en iyi film müziği ödülünün sahibi oldu. Tebrikler Toygar Işıklı. Toygar bu yetenekle biraz daha film müziklerine odaklanırsa yakında yurtdışındaki her festivalde yarışır hale gelir.
Yapımını Süreç Film, yapımcılığını Ali Gündoğdu, yönetmenliğini Filiz Gülmez Pakman’ın üstlendiği Kiraz Mevsimi, cuma akşamı Fox TV’de başladı. Bir yaz gençlik dizisi olma iddiası taşıyan dizinin başrollerinde Özge Gürel, Serkan Çayoğlu, Dağhan Külegeç, Nilperi Şahinkaya, Fatma Topbaş, Ayşegül Ünsal ve Neslihan Yeldan rol alıyor. Senaryoda ise Aslı Zengin imzası var. Daha önce Romantik Komedi, Romantik Komedi: Bekarlığa Veda, Sadece Sen filmlerinin senaryosunu kaleme alan Zengin, Kiraz Mevsimi’nde de aynı klişeler üzerinden gitmeyi denemiş. Çocukluk arkadaşı Mete’ye ilgi duyan Öykü aşkını sessizce yaşamaktadır. Burcu’nun doğum gününde onu etkilemeyi düşünürken en yakın arkadaşı Şeyma Mete’yle ilişkiye başlar. Tesadüfe bakın ki, bir taksi durdurmaya çalışırken çarpıştığı Ayaz’la sürekli karşılaşır. Birlikte düşerler, telefonları karışır, çarpışırlar, kavga ederler, kardeşini polislerden kurtarmak için Ayaz’dan yardım ister. Bir romantik komedi filminde ne kadar klişe varsa yaşanır. Ve yine tesadüfe bakın ki, Ayaz Mete’nin ortağı çıkar. Bir bakışta da Öykü’nün Mete’ye âşık olduğunu anlar.Dublajlı ses olmamıştıHep söylerim klişeye karşı değilim ama bu kadar klişenin bir araya toplanıp hiçbir farklılık koymadan işlenmesi işin gizemini yok etti. Üstelik dizinin başrolündeki Özge Gürel ve Serkan Çayoğlu’nun yeterince hazırlanmadan ekrana çıkması işin inandırıcılığını daha da azaltmıştı. Özellikle Çayoğlu’nun dublajlı sesi ve o sesi hepimizin biliyor olması çok yanlış bir seçimdi. Kostümler konusunda da bir uyarım olacak. Çayoğlu giydirilen kostümlerde rahat edemiyor ve bu rahatsızlığı oyununa fazlasıyla yansıyor. Dağhan Külegeç ve Nilperi Şahinkaya tecrübeleriyle arkadaşlarının açıklarını kapatmak için çok emek harcamış. Dizide en hoşuma giden şey Ayşegül Ünsal’ı görmekti. Bir süredir oyunculuğunu özlediğimi dile getiriyordum. Kiraz Mevsimi’nde görünce mutlu oldum. İzleyici de benim gibi düşünmüş olacak ki, Kiraz Mevsimi Tüm Kişiler’de 2.00 reytingle 20’uncu, AB’de 1.82’yle 21’inci oldu. Dizinin tekrarı Tüm Kişiler’de 2.74’le 10’uncu oldu. Gençlik dizilerini seven bir toplumuz. Senaryoya biraz gizem, başrol oyuncularına da iyi bir oyuncu koçu çalışması eklenirse dizi daha inandırıcı bir hale gelebilir. Çünkü izleyici ekranda izlediği hikâyeye inanmak istiyor.