Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu bugün, parti heyetlerinin yaptığı görüşmeleri değerlendirip bir karara varmak üzere bir araya geliyor.
Siyaseti yakından izleyenler için, bu zirve ülkenin yakın geleceği için oldukça önem taşıyor.
Siyaseti göz ucuyla izleyenler için ne kadar önemli olduğunu bilemeyiz, ama çoğunluğun göz ucuyla izleyeceğini tahmin edebiliriz.
Zirveden sonra Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu kameraların karşısına çıkacaklar ve vardıkları sonucu halka açıklayacaklar.
İhtimal 1: Diyecekler ki, ülkenin hükümetsiz kalmaması ve uzun soluklu bir yönetim için anlaştık. Bakanlık paylaşımlarını önemsemiyoruz, birinci amacımız şu anda yaşadığımız kriz ortamından çıkılması ve yeni çatışma alanları yaratılmamasıdır.
İhtimal 2: Bazı önemli konularda anlaşma sağlamamış olsak da, ülkenin hükümetsiz kalmaması için koalisyon hükümeti kurmaya karar verdik. Sonrasına bakacağız.
İhtimal 3: Temel konularda anlaşma sağlayamadık. En makul çözümün tekrar halka sormak olduğunu düşünüyoruz, erken seçim için harekete geçiyoruz.
Birinci ihtimal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konumuyla ilgili olarak ve eski bakanlarla ilgili yolsuzluk iddiaları konusunda CHP’nin sorun çıkarmayacağını kabul etmiş olması anlamına gelmektedir.
İkinci ihtimal, koalisyon kuramadık diye suçlanmak istemiyoruz, “kervan yürürken düzülür” sözüne uyun bir deneme yapılacağı anlamına gelmektedir.
Üçüncü ihtimal ise, halkın karşısına “samimi” ve açık bir tavırla çıkmaktır. Buradaki samimiyet “Olmayacak dualara amin demeyeceğiz ve tekrar halka soracağız” anlamına gelmektedir.
Zirveye bir gün kala, birinci ihtimal en zayıf ihtimal, üçüncü ihtimal ise en doğru ihtimal olarak görünmektedir.
İkinci ihtimalde, koalisyon müddetince sürekli küçüklü büyüklü krizler yaşamak, halkı da bezdirmek vardır. Hiç bir vatandaş böyle bir durumu istemez ve kendisine yeni krizler yaşatılmasını onaylamaz.
Üçüncü ihtimali, halkın anlayışla karşılamaması için hiç bir neden yoktur ve tekrar kendisine sorulmasını, samimiyetsiz siyasetlere ve yeni krizlere tercih ereceğine de kuşku yoktur.