Güney sınırımızda DEAŞ temizliği ve Suriye’ye yeni bir düzen verme faaliyeti devam ederken biz de yüz yıllık korkumuzla yaşıyoruz.
Kuzey Irak Kürdistan bölgesel yönetimi başkanı Barzani de Kürtlere yüz yıl önce söz verildiğini, ama dörde bölündüklerini söylüyor.
Birinci Dünya Savaşı ertesinde Ortadoğu’da yeni haritaları çizen büyük güçler Kürtleri hiç dikkate almamıştır.
Bugün ise Ortadoğu için birçok değişiklik beklenirken Kürtler de yeni bir pozisyon almaya hazırlanmaktadır.
Bu pozisyon şu anda Irak’taki ve Suriye’deki Kürtlerle ilgilidir. Irak Kürdistanı’nda yapılması öngörülen bağımsızlık oylamasına karşı çıkanlar ise Irak’taki Bağdat yönetimi ve Türk hükümetidir.
Türk hükümetinin bütün sert tepkilerine rağmen Amerika Suriye’deki muhalif kuvvetlerin bir kısmıyla Kürtleri bir araya getirmiş ve büyük silah desteğiyle etkinliklerini katlamıştır.
Açıkçası, Suriye’nin Kürtlerin ağırlıklı olduğu bölgelerinde Kürt örgütlerinin yerleşmesi sağlanmıştır.
Amerikan yönetiminden zaman zaman Ankara’ya doğru “rüşvet-i kelâm” cinsinden mesajlar gelmesine rağmen Amerika’nın Suriye Kürtlerine desteğinin artacağı da anlaşılmaktadır.
Suriye Kürtleriyle ilgili olarak Rus yönetiminin de Amerikalılara bir itirazı bulunmamaktadır. Bundan da, henüz masanın üzerine konmamış olsa da bir “özerklik” dosyasının varlığını çıkartmak zor değildir.
Yüz yıl önce Ortadoğu’da herkesin şöyle ya da böyle bir vatanı olurken, Arap aşiretleri büyük servetlere konarken Kürtlerin büyük bölümü Türklerin misafiri oldu. Bu sıkıntılı misafirlikte bir değişim hala yaşanabilmiş değil.
Ama hem Irak hem Suriye’deki Kürtlerin hayatlarının değişmesi için Ankara’nın yeni politikalar üretmesi gerekiyor. On yıl kadar önce barış süreci bugünkü durumun değişmez olmadığını gösterdi.
Irak ve Suriye Kürtlerinin gözü Ankara’da olmaya devam edecek.