Yeni sürecin ilk adımları

Haberin Devamı

Başbakan, resmen “silahların susması” sürecine Abdullah Öcalan’ın katılacağını açıkladı. Açıklama MİT’in çalışmalarının üzerine kurulu olsa da bu, bir siyasi irade beyanıdır.

Başbakan’ın açıklaması üzerine, “barış korkusu” sürmekte olan çevrelerden gelecek ağır suçlamalara halk itibar etmiyor, siyasi irade de bunlara itibar etmemek, aldırmamak, bunlardan etkilenmemek durumundadır.

***


Dünyada, benzeri çatışmalara, savaşlara son verecek süreçler son dönemde hızlandı.

Kan bulaşmamış İskoçya sorununda Britanya hükümeti ile İskoçlar belirli bir süreç üzerinde anlaştı.

Yine kan bulaşmamış Katalan sorununda Madrid hükümetiyle Barcelona yönetimi arasında bir siyasi tartışma ilerliyor.

Filipinler’de çok kan bulaşmış Müslüman gerillalarla hükümet masaya oturdu, yine çok kan dökülmüş Kolombiya’da solcu gerillalarla hükümet Oslo’da masaya oturuyor...

Bunların hepsinde farklı koşullar, farklı tarihi boyutlar, birikimler var, ama sonuçta hepsi masaya şöyle ya da böyle oturma iradesini gösterdiler.

***


Öcalan’ın devrede olması zaten sadece PKK’ya yakın olanların değil, Kürt siyasetinin farklı unsurlarının da önerisiydi.

Öneriyi kabul etme aşamasına gelinmesi kolay olmadı, bunun da anlaşılabilir birçok nedeni var. Ama sonuçta bu önemli eşiğin de aşıldığı görülüyor.

Önümüzdeki yeni süreçte, başarılı olunabilmesi için “siyasi iradeler”in kararlılık göstermesi kuşkusuz en önemli unsurdur.

Kararlılık beklentisinin bir tarafında tartışmasız Başbakan Erdoğan’ın yürüteceği politika var.

Diğer tarafta siyasi kararlılığı besleyecek olan da Kürtlerin en yüksek temsil yetkisini elinde tutmakta olan BDP’dir.

Cumhurbaşkanı Gül’ün BDP’lilerle yaptığı görüşme bu yöndeki beklentilerin ve BDP’nin sorumluluklarının teyididir.

***


Yeni bir süreç için ilk adımlar atılmıştır. Devamının gelebilmesi için, bundan önceki süreçlerde yapılan yanlışları iyi değerlendirmek gerekir. Ama aynı zamanda bu yeni sürece katılımın genişletilmesinin yolları da aranmalıdır.

“Barıştan korkan” cephenin tavrı değişmeyeceğine göre, “barıştan korkmayan” bütün siyasi ve sivil güçlerin bir barış seferberliği içine girmesiyle muhtemel zorlukları ve kasıtlı engellemeleri aşmak daha kolay olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR