Başbakan’ın Almanya dönüşünde gazetecilerle konuşurken “umudum her gün azalıyor” demesi gerçekten moral bozucu oldu. Kastettiği, geniş bir uzlaşmayla anayasa yapılmasıdır.
O kadar çok söylendi ki bıkkınlık getirdi, ama yine söyleyelim; Türkiye’nin 30 yıl önce askeri yönetim tarafından yapılmış ve halka zorla kabul ettirilmiş bir anayasayla yönetilmesi büyük ayıptır, bu ülkede siyaset yapan, iktidar olmuş ya da olabilecek bütün siyasetler için büyük ayıptır.
AKP yeni bir anayasa yapma girişiminde bulunan ilk sivil iktidar.
İlk girişimi, kendi başına bir taslak hazırlayıp, onun çevresinde tartışma yapılmasını sağlamak şeklinde oldu. Ama tartışılmadı, herkes yaka paça birbirine girdi, AKP de o noktada durdu.
İkinci girişim, bilindiği gibi Meclis’te grubu bulunan dört siyasi partinin eşit sayıda üye verdiği bir komisyonun çalıştırılması oldu. Komisyon hâlen çalışıyor, ama anlaşıldığı kadarıyla “renksiz” maddeler dışında bir anlaşma sağlanamıyor. Bu komisyonun çalışma hızıyla gidilirse ortaya elle tutulur bir taslak çıkması da bayağı zaman alacaktır.
Başbakan’ın umudu her gün azalıyorsa, medeni bir anayasa bekleyen vatandaşlarda umudun kırıntısından söz edilemez.
Bu durumda bir tek yol kalıyor, o da ilk yönteme geri dönmek.
AKP yıllardır yapılan tartışma ve kavgaları kuşkusuz dikkate alarak bir metin hazırlar ve bu metin tekrar tartışmaya açılır.
Sağlıklı bir tartışma için de her maddeye açık bir gerekçe yazılır.
Türkiye ilk kez medeni ve vatandaş haklarını koruyan bir anayasa yapma imkânını elde etti. Bu konuda açık bir irade ortaya koyan iktidar partisi halkın yarısının desteğine sahip. Kriz politikalarından başka bir şey üretemeyenlere karşı elinde en büyük kozu tutuyor. Yine medeni bir anayasa yapılamazsa, yarım yüzyıldan fazla bir süre içinde görülmüş en büyük halk desteğine sahip bir hükümetin siyasi başarısı ciddi olarak tartışılır.
Medeni, özgürlükçü bir anayasanın, öncelikle temel meselenin çözümü yolunda en büyük kilidin açılması anlamına geldiğini siyasiler pekâlâ biliyor.
Bunu yapmak istiyorlar mı, istemiyorlar mı; sıkıntı yine geliyor bu soruya dayanıyor.