Haberin Devamı
AKP’nin Meclis’e getirdiği anayasa değişikliği önerilerinde hiç beklenmeyen bir hamle yer aldı. Hukuk çevrelerinde bu konular konuşulmuş olabilir, ama kamuoyu öneriyi Meclis’le birlikte öğrendi.
Öneri yüksek yargıyla ilgili büyük bir sistem değişikliği getiriyor. Bir tek “yüksek yargı” olacak ve bu görevi Anayasa Mahkemesiyerine getirecek. Yargıtay ve Danıştay, yüksek yargının bölümleri olarak temyiz ve denetim görevlerini yapacak.
Öneri “askeri yargı”yı da “askeri yüksek yargı”yı da kaldırıyor, asker kişilerle ilgili bütün hukuki konular “doğal yargı” düzeni içine alınıyor. Sadece “disiplin” meseleleri için bir organ bulunacak.
Anayasa Mahkemesi, yasaları anayasaya uygunluk açısından denetleyecek ama anayasa değişikliklerini şekil ve esas yönünden denetleyemeyecek.
Bundan anlaşılan şu: Bir anayasa değişikliğinin şekil açısından uygunluğunun sorumlusu Meclis Başkanlığı olacak, içerik tümüyle Meclis’in iradesiyle belirlenecek. Son aşamada da gerekirse halk onayına gitme seçeneği bulunuyor.
Yüksek yargının tümünün tepesindeki Anayasa Mahkemesi üyelerinin 9’unu Meclis seçecek, 8’ini “başkan” atayacak.
Önerilen sistemin çok benzerlerinin birçok demokratik ülkede işlediğini, hukukçuların ilk yorumlarından öğrendik.
Yüksek yargının tek çatı altında toplanmasının işleyiş açısından da, sistemin tümünün “vatandaş haklarının korunması” esasına dönük olması açısından da önemli bir reform olduğunu söylemek mümkün.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının aynı yapı içinde, sistemin temel bir unsuru olarak yer almasının da yeni yapıyı kuvvetlendirdiğini eklemek gerekiyor.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçiliş biçimine ilişkin “siyasi” itirazlar olacaktır. “Siyasi önyargılar”dan kaynaklananlar dışında, bunların sistemin daha iyi çalışmasını sağlamaya yönelik olanları dinlenmeye, tartışılmaya değer. Ama kısır bir siyasi tartışmanın kimseye faydası olmayacaktır.
Tümüyle “devlet düzeni”ni muhafaza etmek üzerine kurulu bir sistemin “vatandaş hakları”nı koruyan ve geliştiren bir sisteme dönüşmesine karşı eski zihniyetin direnci devam edecektir.
Bunun doğrusunu anlatacak olan hukukçulara çok iş düşecek.