Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun ikinci görüşmelerinin öncesinde Ankara’dan gelen, kulislere sızan haberlerin çoğunluğu uzlaşma zorluğunu anlatıyor.
Ak Parti ve CHP genel başkanlarının, koalisyon kurmaları durumunda bu hükümete atfettikleri ana fonksiyon birbiriyle uyuşmuyor.
CHP tarafının beklentisi uzun vadeli, “en az dört yıllık” (buradaki “en az” ne demekse) hedefli bir “reform hükümeti” olarak aktarılıyor.
“Reform hükümeti” kavramının içi biraz açıldığında da ortaya “restorasyon” kelimesi, yani “geriye dönüş” çıkıyor. “Geriye dönüş” içinde neler olduğunu da bilmiyoruz, ancak tahmin edebiliyoruz.
Ak Parti’nin, CHP’nin önüne koyduğu koalisyon modeli ise “iki yıllık bir reform hükümeti” olarak tanımlanıyor. Buradaki “reform” kelimesinin içeriği de ancak tahmin edilebilir.
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun bugün el sıkışamamaları halinde ise ne olacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan açık olarak ifade etmiştir.
Ak Parti ile CHP anlaşamazsa, Ak Parti’nin MHP’ye doğru bir hamle ihtimali vardır, ama MHP halen koalisyona mesafeli pozisyonunu değiştirmiş değildir.
Bugün itibariyle, Anayasa’nın öngördüğü 45 günlük sürenin tamamlanmasına sadece 10 gün kalmış olacaktır.
Cumhurbaşkanı da bu kuralı “esnek” yorumlamayacağını, yani 45 günlük süreye tam olarak uyacağını ifade ettiğine göre bir tek kapı açık kalmaktadır.
Erdoğan, halkın oyalanmasına karşı olduğunu 7 Haziran’dan itibaren defalarca ifade etmiştir ve bütün bu ifadelerin yorumu, erken seçimden yana olduğu şeklindedir.
Erken seçim ihtimalinde Erdoğan’ın, 7 Haziran öncesinde olduğu gibi yoğun şekilde “sahada” olması muhtemelden öte bir durumdur.
Erdoğan, 45 günlük sürenin tamamlandığı andan itibaren erken seçim sürecini başlatmak eğiliminde olduğuna göre buna uygun bir hareket planı da bulunmaktadır.
Seçimden yana olan Erdoğan’ın, olası bir Kasım seçiminde öncekine göre stratejisini değiştirip değiştirmeyeceği belli değildir. Ama bu stratejinin odağında yine terör meselesinin çok kuvvetli olarak bulunacağını tahmin etmek de zor değildir.
Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu bugünkü toplantıdan çıktıklarında net bir açıklama yapmazlar ve bir toplantı daha olacağını söylerlerse de bunu herkes erken seçim işareti olarak alacaktır.