Gülen Cemaati’nin emniyetteki önemli isimlerine yönelik operasyonun ardından beklenti yargıyla ilgili bir operasyon olacağı şeklindeydi.
Bunun gibi çok operasyon görmüş milletimiz bu kez yeni bir durumla daha karşılaştı. MİT Başkanı’nı tutuklama girişimiyle başlayan çeşitli operasyonlarda görev almış, isimleri kamuoyunun da bildiği savcılar operasyonu beklemeden “hodri meydan” diye bağırmaya başladılar.
Bu bağırışları herkes yine durduğu noktaya göre algılayacak, kimileri buradan “bağımsız ve tarafsız yargıya karşı operasyon yapılıyor” sonucu çıkaracak.
Manzara ürkütücü
Sadece 2010 yılından bu yana yargı çerçevesindeki çatışmaları arka arkaya sıralayınca hiç de normal olmayan bir manzara çıkıyor. Bu olayların yanına yargı mensuplarının muhtelif beyanlarını da koyarsanız manzara her normal vatandaş için bayağı ürkütücü olacaktır.
Manzara, bağımsız ve tarafsız olduğuna inanmaya çalıştığımız, böyle olduğuna inandırıldığımız bir yargı manzarası değildir.
Biraz daha geriye gider, tek parti döneminin yargısını, 27 Mayıs’ın yargısını, 12 Mart’ın yargısını, 12 Eylül’ün yargısını, 28 Şubat’ın yargısını da ucundan kenarından olsa hatırlarsak manzara daha da ürkütücü olacaktır.
Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargı hiç olmamıştır, siyasi güç dengelerine göre hareket eden, adalet duygusunun önüne müesses nizamı koruma güdüsünü koymuş, vatandaşına adalet hizmeti veren değil devlet gücünün temel aygıtlarından biri olarak kalmış bir yargı vardır.
Bağımlı, taraflı yargı
Bu yapısıyla, devlet gücünün bir parçası olma güdüsüyle bu yargı iktidar çatışmalarına girmekten de çekinmemekte, kendi iktidarının daralma ihtimallerine karşı bütün gücüyle direnmektedir.
2011 Anayasa referandumu ile yargının bu yapısına ilk kez dokunma yolu açıldığında müesses nizam kendi partisi ve diğer kuvvetleriyle harekete geçmiştir. Sonra yaşananlar düğüm üzerine düğüm getirince de krizler kaçınılmaz hale gelmiştir.
Direncin kuvveti, tarafsız ve bağımsız olmayan, siyasetin göbeğindeki yargının vatandaşa tarafsız ve bağımsız gibi yutturulmasının başarısından kaynaklanmaktadır. Sonuna kadar bağımlı, sonuna kadar taraflı yargıya her dokunmaya kalkana bu efsaneyle karşı konulmaya çalışılmıştır.
Bugünkü sorunların, krizlerin varlık nedeni yargının bağımsız ve tarafsız olmamasıdır, her zaman siyasi olmasıdır, durum bundan ibarettir.