Haberin Devamı
Başbakan Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı’nın “kredi” sözüne sert bir cevap vermesi kuşkusuz ki kamuoyundaki beklentilere uymamıştır. CHP Genel Başkanı’nın ilk andan itibaren “olumlu” tepkiler vermiş olması kamuoyundaki beklentileri artıran bir “katılım” olarak görüldüğü için başka sorular da doğurmuştur.
Hızlı polemik merakı, hemen cevap verme telaşı, siyasetimizin tümünün malul olduğu bir hastalıktır. Bu hastalığın temelinde de “siyasi prim” kavramındaki arızalar bulunuyor.
En önemli meselede yeni bir süreç başlatarak ya başka bir deyişle, mevcut bir süreci ilerleterek çok yaygın bir iyimserlik yaratmış olan siyasi iradenin sahibi AKP hükümetidir, Başbakan Erdoğan’dır. Sürecin birinci sorumlu hanesinde Erdoğan’ın adı vardır.
Bu sorumluluğun gereğini yerine getirirken, siyasi yaklaşımları sıfırlamak mümkün değildir, başkalarının küçük siyasi oyunlarla ortaya çıkarak yaratacağı zorluklar kuşkusuz ki endişe konusu olacaktır.
Sürecin kendi mecrası içine oturması için birinci sorumluların “sessizlik” beklemesi, ileriye dönük siyasi hesap kokusu taşıyan her çıkıştan rahatsız olması da doğaldır.
O yüzden kamuoyuna çeşitli sunuşlar yapılırken birçok kavram karışıklığı da ortaya çıkıyor.
Siyasi iktidar ile devlet kavramları şu anda muğlak bir sarmal olarak kullanılıyor.
Şu anda siyasi iktidar, halkın verdiği ehliyetle devlet aygıtını yöneten güç olarak, bir “siyasi irade” gösteriyor.
Devlet aygıtının farklı unsurları, yapıları da bu “siyasi irade”nin verdiği yöne uygun hareket etmekle yükümlüdür.
Ankara’nın alışkanlıkları, siyaset-devlet ilişkisi hakkında yanlış algılar üzerine kurulmuş olabilir, ama zaten demokratik siyaset de yanlış algıları değiştirmek durumundadır.
Beklenti yüksektir ve bunun yaratacağı ek zorluklar olacaktır. Doğacak zorlukları gidermenin yolu da “katılım” ve “katkı” kelimelerinden korkmamak, yanlış yönlendirme ve saptırmalara karşı siyasi alanı genişletmektir.
Siyasi irade kuvvetli oldukça, üslup şaşmalarından herkes kaçınabilir.
Yüz yıllık bir meseleyi çözmeye kalkan siyasi iradenin de beklentilerin yüksekliğinden tedirgin olması en anlamsız duygudur.