Şam’daki Esad yönetiminin fazla zamanı kalmadığı anlaşılıyor. Ancak sorun Suriye baharıyla bitmeyecektir.
Suriye’deki Esad ailesinin iktidar ve yönetim sistemi, ülkedeki Şii azınlığa dayanan bir sistemdir. Bu rejimin en yakın müttefiki de İran’dır.
Suriye’deki her gelişmeye İran yönetimi, hem bölgedeki pozisyonlarını ve hem de sıranın kendisine mi gelmekte olduğunu sorgulayan bir bakış açısından bakmaktadır.
Irak’taki Şiiler de Lübnan’daki Şiiler de Şam ve Tahran yönetimlerinin “sıkı dost kuvvetleri” olarak Suriye’deki değişimin ardından kendileri için de tasfiye döneminin başlayacağını düşünmektedir.
Kuzey Afrika’nın Müslüman ülkelerindeki baharların ardından bu ülkelerin her birinde en iyi örgütlenmiş güç olan İslamcı hareketlerin konumlarını daha sağlam hale getirmeleri, değişimlerin sonrası için de beraberinde birçok soru işaretini getiriyor.
Ankara’nın Suriye meselesinde ilk andan itibaren kendisini fazla “angaje” göstermesi çeşitli sorulara yol açmıştı. Bu sorular giderilmiş değildir, üstelik İran’ın daha çok devreye girmesi dolayısıyla daha da artmıştır.
Bölgede Şii ağırlığının tümüyle tasfiye edileceği korkusu hüküm sürer, ayrıca ortada Kaddafi örneği de dururken Esad yönetiminin bütün imkânlarını kullanarak ömrünü uzatmaya çalışması da doğaldır.
Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik “askeri seçenekler”den uzak durulması için çaba göstermesine rağmen bu değişimde taraf olarak ortaya çıkması dolayısıyla Şam, Tahran ve Irak Şiileri açısından konumu farklı olmayacaktır.
Yine de Libya örneği bir dış müdahalenin uzak tutulması konusunda Ankara’nın bütün imkânlarını kullanması en doğru tavırdır.
Şam ve Tahran yönetimleri kendi sonları yaklaştıkça bütün bölgeyi ateşe atabilecek en maceracı ve kanlı planları da masanın üzerine koyabilirler. Üstelik, Türkiye’nin herhangi bir şekilde askeri müdahalenin içinde olması halinde, yangının daha da büyümesi için Anadolu’yu hedef alması da ciddi bir ihtimal olarak ortada duruyor.
Ankara şu ana kadar Suriye politikasında oldukça ince bir hatta yürümeyi başarmış görünüyor. Ama bir füze patlayabilir ve kendimizi, aslında birinci sorunumuz olmayan bir yangının içinde bulabiliriz. Önemli olan o füzenin atılmamasını sağlamaktır. Eğer o füze için bir kez düğmeye basılırsa ardından gelecek yangının boyutunu ve kimlerin yanacağını şu anda görmek zordur.