Türkiye’deki barış sürecinin, bütün benzerlerinden çok net bir farkı var, şeffaflığı, her şeyin herkesin gözü önünde cereyan etmesi.
Bu şeffaflık, açıklık dolayısıyla da çok fazla laf üretilmesi, bizim en büyük zaaflarımızdan biri oldu. Genel siyaset yapma alışkanlıklarımızı barış sürecine de aktardık ve sık sık “şüyuu vukuundan beter” durumlarla karşılaşıyoruz.
Barış sürecine karşı olanlar vardır ve bunların çoğu açık tavır almakta, sürece katkıda bulunacak diyalogları engelleme, her olayı abartarak “işte süreç bitti” naraları atmaktadır.
Sürecin askıda kalması
Bir başka kesim daha vardır ki, mantıkları ve vicdanları barış sürecinin başarılı olmasını söylerken, bu sürecin siyasi, tarihi getirisinin Tayyip Erdoğan’a yazılması kaygısıyla kıvranmaktadır.
Buradan yeni türetmeler gelmeye devam etmektedir. Bunlardan biri “Erdoğan’ı desteklemek için barış sürecini ve Kürt meselesini kullanmak, arkasına saklanmak” eleştirisiyle geldi.
Bunlara göre, acil mesele barış süreci değildir, Erdoğan’dan, tam kelimesiyle “kurtulmak”tır ve barış sürecinin askıda kalması veya sekteye uğraması önemli değildir.
Bu, barış sürecinden vazgeçmek için Erdoğan öfkesini kullanarak ikna çabasından başka bir şey değildir.
Aynı vazgeçme hattına “Ey Kürtler Erdoğan sizi kandırıyor, oyalıyor, biz süreci böyle sürdürürseniz sadece onun ekmeğine yağ sürmüş olursunuz” çağrısı da eklendi.
Ve son olarak, “Madem ki özgürlükçü bir hareketsiniz, Erdoğan ile aynı siyasi hatta hareket etmek bir yana, barış sürecinde onunla işbirliği bile yapamazsınız” baskısı ortaya çıktı.
Yüz yıllık bir savaş
Abdullah Öcalan’a akıl verme kuyruğuna girenler, çok şeyi unutuyor unutmuş gibi yapıyor. Neredeyse yüz yıllık bir savaş vardır, bu savaşın son ayağındaki 35 yıllık bir isyanı yöneten Öcalan bir siyasi hat çizmiştir ve bunu uygulamaktadır.
Öcalan’a “Erdoğan ile aynı siyasi hatta durma” diye akıl verenler bütün yüz yılı, son 35 yılı unutarak, kendilerinin bu süreçten vazgeçmelerinin gerekçelerini süslüyor, Öcalan’a da aynı şeyi yapmasını “rica ediyor”lar.
Barış sürecinden vazgeçenlerin ortak noktaları yine ve sadece Tayyip Erdoğan’dır, bu yüzden de “Cemaat-CHP-MHP ittifakının içinde ve yanında olmayız” açıklamasında “yıkılmışlar”dır.
Barış süreci ilerliyor, Öcalan da onun hattındaki bütün Kürtler de bu sürecin içinde ve yanında sağlam durmaya devam ediyorlar. Barış sürecini gündelik itiş kakışlara da feda etmeyecekler, Erdoğan fobisiyle yatıp kalkanlara da kulak asmayacaklar. Süreçten vazgeçmiş değiller ve zihinleri, kendilerine akıl öğretmeye çalışanlardan çok açık.
Süreçten vazgeçenler
Haberin Devamı