Seçim araştırmalarının en çok baktığımız, dikkat ettiğimiz kısmı partilerin muhtemel oy oranları. Bu araştırmaların birçoğunun başka kısımları da var ve bunlar dikkatli okunduğu zaman seçmenin tercihini yaparken ana gerekçelerini de gösteriyor.
Futbol taraftarı kararlılığının, kolumu kessen filanca renk akar güdüsünün giderek daha az geçerli olduğunu tespit etmek zor değil.
Yıllar içinde en sağlam seçmeni olduğu düşünülen CHP ve MHP’nin de yakın dönemlerdeki seçimlerde yüzde 10’un altına indikleri hatırlanırsa en kararlı seçmen oranları da ortaya çıkar.
Cumhuriyet kadar eski olan CHP’nin ve başka isimlerle CHP’yi temsil eden partilerin oyları 1960 sonrasında birkaç kez yüzde 30’u aşmıştır. En düşük oyu da 1999’da Deniz Baykal ile yüzde 10’un altına düşüp Meclis dışı kaldığında almıştır.
Seçmen parti tercihi yaparken, öncelikle “yönetebilir-yönetemez” ayırımı yapmaktadır. “Yönetebilir”in içinde de hep ekonomi konuları öne çıkmaktadır.
“Yönetebilir”in ikinci maddesi de “istikrar”dır. Seçmenin Anavatan Partisi’ni ve Doğru Yol Partisi’ni nasıl bir süratle tarihe gömdüğünü hatırlıyoruz.
7 Haziran’da da oy tercihlerinde ana etkenlerin farklı olması için ortada herhangi bir neden yok. Oy hedefini yüzde 35 olarak ilan eden CHP zaten Türkiye’yi yönetmeye aday bile değildir.
MHP şu andaki gücünü ve oy desteğini korumaya yönelik bir profil çizmekte, bir koalisyon ihtimali doğarsa sahneye çıkma hazırlığı yapmaktadır.
HDP ise “fiili ana muhalefet” partisi olma hedefiyle, ana tabanının dışındaki kesimlerin karşısına çıkmıştır. HDP’nin seçmen tabanının da yüzde 7 olduğu bilinmektedir.
Ekonomik gerekçeleri ön plana alan seçmenin Ak Parti’ye yönelmesi en doğal durum olmaktadır. Ekonomik istikrar ile siyasi istikrar bir araya geldiği zaman da Ak Parti’nin taban seçmeninin oranı yüzde 40 olmaktadır.
Geçen iki seçimde olduğu gibi 7 Haziran’da da Tayyip Erdoğan isminin önemli bir ağırlık olacağını bütün kamuoyu araştırmaları da az vurgulu olsa da söylüyorlar. Bir kısım seçmen için Tayyip Erdoğan sevgisi Ak Parti’ye oy vermek için önemli bir gerekçedir. Bir kısım seçmen için de Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla HDP’ye oy vermek ciddi eğilim haline gelmiştir.
Hiç unutmayalım, Türk seçmeni her zaman mantıklı ve bütün unsurları değerlendirerek oy kullanır, “macera” istemez.