Savcılar vardır

Haberin Devamı

Uğur Mumcu, 1993 yılının ocak ayında otomobiline bomba yerleştirilerek öldürüldü. Mumcu’nun siyasi kimliği ve yazdıkları dolayısıyla herkes hemen radikal sağa, İslamcı tarafa baktı.

Hizbullah adı çevresinden üç kişiye ulaşıldı; ikisi yakalandı, ağırlaştırılmış müebbet aldı, biri ise hiç yakalanmadı.

Sanıklara yataklıktan yargılanan bir kişi, “yataklık ettimse, polisime jandarmama ettim” demiş, hemen tahliye olmuş ve beraat etmişti. İlk sorular da bu noktada ortaya çıktı.

***


Cinayet ertesinde, yargı sürecinde ve sonrasında olanları Güldal Mumcu kitabında anlatıyor.

- Yıl 1995, davaya savcı olarak atanan Kemal Ayhan, “kim yaptı” sorusuna şu cevabı veriyor: “Uluslararası istihbarat örgütleri, biraz mafya ve karanlık güçler, diyeyim.”

Savcı Ayhan, bu görüşmeden üç ay kadar sonra evinde ölü bulunuyor, soruşturma ve otopsi yapılmadan toprağa veriliyor. Talimatı veren, Başsavcı Nusret Demiral’dır.

***


- YIL 2000, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, “MİT hiç yardım etmiyor” diyor.

Yine yıl 2000, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı konuşuyor: “Bize bulun diyorlar. Bulun ulan! denmiyor! MİT, emniyet, siyaset arkamızda tam durmuyor.”

- Yıl 1996, Yeşil kod adıyla bilinen Jitem tetikçisi şahıs Mumcular’ın evine geliyor. “Olayın failini bulsak, sonra etrafından da birkaç kişi bulunsa yeter mi?” diye soruyor; Güldal Mumcu’nun “bütün gerçeği istiyorum” demesi üzerine “Siz hepsini istiyorsunuz. O zaman üç tane gül alacağım. Birini Başbakanlığa, birini Çeçenistan’a, birini de Uğur Bey’in öldürüldüğü yere koyacağım” diyor.

Binadan çıkarken, taziye defterine şöyle yazıyor: “Olayların hepsi açığa çıksın! Bütün gerçekler açığa çıksın! Artık yeter! Buraya gerçek adımı da yazıyorum. Gerçek adım Mahmut Yıldırım. Buraya yazıyorum. Gerçekler açığa çıksın.”

Ertesi gün defter yerinde yoktur ve bir daha da bulunamaz.

- Yıl 1997, eski başbakan, daha sonra tekrar başbakan olacak olan Bülent Ecevit konuşuyor:

“Bana yapılan suikastı, ardındakileri araştırırken hep duvarlara çarptım. Eşiniz arı kovanına çomak sokmuştu.”

***


Bu özet bile, insanın ailesinin güvenliği için kaygılanmasını anlamaya yeterlidir.

Güldal Mumcu bunları açıklamak için beklemiştir, şimdi CHP’den Milletvekilidir, Meclis Başkan Vekilidir.

Güldal Mumcu’nun kitabı üzerine harekete geçecek savcılar vardır, olmalıdır.

Bu ülkenin siyasi cinayetler ülkesi olmaktan çıkmasını gerçekten isteyen siyasi iradelerin, o savcılara harekete geçmeleri için destek olmalarını istemek, bunda ısrar etmek zorundayız.

DİĞER YENİ YAZILAR