Sandığı tanımama kıvranmaları

Haberin Devamı

Son ağır ahkâmlardan biri şöyle: Yüzde 49 alsa da, karşısında yüzde 51 olduğu için çoğunluk AKP’de olmaz. Onlarca siyasi partinin katıldığı bir seçimde, yüzde 50’nin üzerinde oy almadan birinci olmak, seçimi kazanmak, demokratik hak ve yetkilerini kullanma ehliyetini mi azaltacak?

Demokrasinin ne olduğunu anlamamış ve içine sindiremeyen bu devletçi-seçkinci mantığına göre, eğer AKP yüzde 50’nin üzerinde oy alırsa her şeye hakkı mı olacak?

Devletçi, seçkinci, muhafazakâr sınıf çok partili sisteme geçildiğinden beri seçimleri hiç sevmedi, çünkü seçimlerde bir türlü istediği sonucu alamıyor.

Açıklama önceleri şöyleydi: Halk cahil olduğu için kandırılıyor, din iman vesaire kullanılıyor ve halkın bu şekilde oy vermesi sağlanıyor.

Sonra kömür, makarna devri geldi. Bu zevata göre, onların istemediği yönde oy kullanan halk bir tencere makarnaya satılıyordu.

‘Seçimde hile’ söylentileri

İstenen sonucun alınamayacağı her belli olduğunda bu zevatın yaymaya çalıştığı bir kuşku da ‘seçimde hile’ ihtimalleri üzerinedir. Bol yalanlarla kendilerini ve başkalarını buna inandırmaya çalışırlar, son çare olarak.

Evet, bir seçimde sonucu değiştirecek hile yapıldığı kesindir, o seçim 1946 seçimidir, hileyi yapan da CHP’dir.

Halk kandırılıyor, satılıyor ve seçim sonuçları istedikleri gibi çıkmıyorsa yapılacak olan siyasi iktidarı seçim dışı yollarla değiştirmekti. Defalarca böyle yapıldı.

Bu kez yine, daha seçim olmadan bir “meşruiyet” tartışması açılmak isteniyor. “AKP yüzde 49 alsa da yüzde 51 ondan büyüktür” diye şimdiden kıvrananların aslında söylemeye çalıştıkları, seçim sonucunu tanımamaktan başka bir şey değildir.

Sandık sonucuna saygı demokrasinin birinci ve olmazsa olmaz kuralıdır. Sandığı tanımama yollarını erkenden açmaya çalışma girişiminin doğal cevabı da “bunlar mı demokrasi istiyor” sorusundan başka bir şey değildir.

Önümüzdeki seçime doğru da, demokrasi dersinden sürekli kırık notlar alarak ilerliyoruz. Devletçi seçkinci muhafazakârlar kendilerini demokrasiye bağlı hissetmedikleri, oyunu bu ilkelerle oynamadıkları için herkesi aynı düzleme çekmeye de devam ediyorlar.

DİĞER YENİ YAZILAR