Aylardır Ankara’dan Fransa’ya “düşünce ve ifade özgürlüğü” dersi veriliyor. “İnkâr yasası”nın kabul edilen şeklinin düşünce özgürlüğünü kısıtlayacağını birçok Fransız da belirtiyor. Ama Ankara’dan Fransa’ya ders vermeye devam edenlerin durumu biraz farklı.
Önce bu ders vericiler iki soruya samimiyetle cevap vermelidirler:
- Fransa’da “soykırım olmamıştır” demenin yasaklanmasını düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu için ayıplıyorsunuz, ama Türkiye’de “soykırım olmuştur” demek serbest midir?
- Fransa’nın düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bir kanun çıkarmasını ayıplıyorsunuz, siz Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan kanunları neden değiştirmiyorsunuz?
“İnkâr yasası” dolayısıyla düşünce özgürlüğünün önemini anlamış gibi davrandığınıza göre hemen gereğini yapın. Gereği bellidir, bilmeyenler için tekrar edelim: TCK’nın, 301’inci maddesi başta olmak üzere yaklaşık 40 kadar maddesi düşünce ve ifade özgürlüğünü açıkça kısıtlar niteliktedir. Terörle Mücadele Kanunu’nun iki maddesi fikir beyanını terör suçu olarak nitelemektedir.
Bu kanun maddeleri geniş şekilde uygulanıyor ve şu anda onlarca gazeteci bu nedenle hapiste, terörün her türlüsüyle mücadele edenler hapiste...
Fransa’da demokrasiye, düşünce özgürlüğüne aykırı bir durum ortaya çıktığı için isyan edenlerin, avazı çıktığı kadar bağıranların yapması gereken, “demokrasi ayıbı” dedikleri şeylerin kendi ülkelerinde ortadan kalkmasını sağlamaktır. Paris’e doğru bağırırken, seslerinin fazla uzağa gidememesinin nedeni de başkalarına demokrasi dersi verenlerin kendilerinin demokrasi arızasıyla malul olmalarıdır.
Fransa’da demokrasi ayıbı sınıfına giren bir icraata isyan edenler, eğer samimi iseler yapmaları gereken, bir an önce kendi ülkelerindeki ayıplardan kurtulmalarıdır.
Sen halkını bu ayıplarla yaşamaya devam ettirirken, başkalarına demokrasi dersi veriyorsan, inandırıcı olamazsın. Daha Hrant Dink cinayetinin lekesi üzerinde dururken “ülkemize haksızlık ediliyor” dediğin zaman da ciddiye alınmazsın.
Eğer samimiyseniz, samimiyetinizi gösterme imkânı da elinizdedir, hemen Meclis’te harekete geçip yargıda reform paketine düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bütün maddelerin temizlenmesini ekleyin.