Başbakan geçen hafta yeni anayasayla ilgili umudunun azaldığını söylemiş, ancak herhangi bir yönde karar işareti vermemişti. Bunun ardından Meclis komisyonunun AKP’li üyelerinden oldukça “radikal” bir teklif geldi.
Açıklandığı kadarıyla AKP’lilerin önerisi tam bir başkanlık sisteminin ana hatlarını içeriyor. Ülkeyi bütün yetkileri elinde toplayan, halkın seçtiği bir başkan, milletvekili olmayan başbakan ve bakanlar yönetecek.
Bakanlar siyasetten gelmedikleri ve milletvekili olmadıkları için ‘başkan’ın partisiyle bağları da zayıf olacak, Amerikan sistemine çok yakın bir yapı kurulacak.
Kanun teklifleri Meclis içinden geleceği için, -tabii ki Başkan ile Meclis çoğunluğunun aynı partiye ait olmaları hâlinde- Meclis’i de fiilen ‘başkan’ yönetecek.
Başkan, veto hakkıyla Meclis’ten istemediği bir karar ya da kanun çıkmasını önleyecek, bütçeyi de başkan yapıp Meclis’in onayına sunacak.
Yapının ana unsurları böyle oluşunca, ilk anda ortaya çıkan görüntü, dengeleyici herhangi bir ağırlığın bulunmadığı, her şeye hâkim bir ‘başkan’ın aklına ve “iyiliği”ne bırakılmış bir sistemdir.
Bu yapıyı formüle edenler, hâlen uygulanmakta olan başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinde, ‘başkan’ın “elini tutan” her unsuru tablodan silmişler.
Ayrıntısına girmeden ve öneri sahiplerinin niyetlerini okumaya kalkmadan da böyle bir sistemin tümüyle kilitlenme ihtimalini görmemek mümkün değil.
Meclis çoğunluğunun ‘başkan’ın partisinden olacağını kimse garanti edemeyeceğine göre bu sistemde bütün yapının kilitlenmesi her zaman geçerli bir olasılıktır ve bu olasılığın ucunda da çok daha büyük krizler vardır.
Diyelim ki AKP, geniş uzlaşmaya dayalı medeni bir anayasa yapılamayacağı kanısı edindi ve böyle bir anayasa teklifiyle, halkın önüne gitme kararı aldı.
Bu gibi durumlarda yakın siyasi tarih çok öğretici örneklerle doludur.
Örneğin 1968’de öğrenci hareketleriyle başlayan büyük toplumsal dalgalanmaların toplumun geniş kesiminde yarattığı tepkiler üzerine zamanın devlet başkanı General De Gaulle kendi yetkilerini artıran bir teklifle halka gitmişti. Yorgun Fransızlar yine de General’e hayır dediler, o da anında evine gitti ve kendisini anlamayan Fransızlara küstü.
AKP’lilerin yeni anayasa için böyle bir sistem teklifiyle gelmeleri, umut bir yana, medeni anayasa niyetinin bile kalmadığının işareti olabilir. Eğer öyleyse başka bir “2023” hayal etmeye şimdiden başlasınlar.