Neyin savaşı?

Bayramlarda gündelik ruh hallerinin dışına çıkmaya çalışırız. “Bayram” kelimesinin hakkını vermek, sükunetini yaşamak isteriz. Bekleriz ki biraz daha sevgi olsun, hoşgörü olsun, hayata dair iyimserlikler olsun.

Öyle isteriz de, bayrama girerken bir yanda polis müdürleri operasyonunun devamını izliyoruz diğer yanda Gazze’deki kıyımı.

Bu topraklara barış gelemiyor. Bu topraklarda sorunları, bugüne kadar bulunmuş en iyi araç olan demokrasi yoluyla çözme alışkanlığı yerleşemiyor.

Sık sık ne kadar önemli mesafeler aldığımızdan, ilerlememizden söz etsek de yüz tane emniyet görevlisi, polis müdürü binlerce insanı gizlice dinlemek ve elde ettikleri bilgileri siyasi amaçlarla kullanmak suçlamasıyla kovuşturuluyorsa övünülecek bir mesafe yok demektir.

Bu emniyet görevlileri, üstelik önemli mevkilere gelmiş, önemli sorumluluklar taşımış polis müdürlerinin hangi saiklerle binlerce insanı dinlemesi, izlemesi açıklanmaya muhtaç bir durumdur.

Amaç Türkiye cumhuriyetinin siyasi iktidarını ele geçirmek ve Türk toplumunu buna göre yönlendirmek ise bunun yolu, aracı “demokratik siyaset”tir.

Haberin Devamı

Mevcut iktidarın topluma kötülük yaptığına inanıyorsanız, bir siyasi partiye girersiniz, bir parti kurarsınız, halka fikirlerinizi anlatır iktidarı talep edersiniz.

Siyasi bir amaçla gizli dinlemeler, şantajlar, fişlemeler, darbe planları, şiddete dayanan eylemler, şiddetin tırmanması insanların birbirini öldürmesi için kumpaslar kuruyorsanız bunun adı bellidir.

Bu icraatların hiç birinin en küçük bir ahlaki ve vicdani gerekçesi olamaz. Bunlara gerekçe üretmeye çalışmak da en başta halkın sağduyusuna hakarettir.

Demokratik kurumların ve geleneklerin zayıflığından kaynaklanan boşluklar hala birileri için uygun ortamları besliyor. Demokrasi eksiklerine güvenerek, kurumlardaki eski zihniyetlerin varlığına dayanarak savaşıyorlar.

“Neyin savaşı” sorusunun cevabı da hiç bir zaman açıklıkla verilemiyor.

Her şeye rağmen iyi bayramlar.

DİĞER YENİ YAZILAR