Geçen dört yılda Nevruz ateşleri hep barışa doğru yandı. Her Nevruz’da Türkler de Kürtler de, onların siyasi temsilcileri de barış ateşlerinden kuvvet aldılar.
Bir önceki yılın Nevruz’unda barış ateşi biraz zayıftı, ama yine de barış beklentisi ve umutlarını besledi.
Bahara, baharın habercisi Nevruz’a yaklaşırken, iyimserlik için bir neden görünmüyor. Eski günlerin Nevruz’larındaki gerilimlere, yasaklara geri döndük.
Türkler “askeri çözüm”ü desteklerken, Kürtlerin Türk toplumundaki konumu oldukça kötü bir noktadayken ve manevi mesafeler iyice açılmışken iyimser olmak çok zor.
Her savaş bir yerde sona erer, diyerek iyimserlik havası vermek de zor, çünkü bu son “kalkışma” ve savaşın yol açtığı tahribat, bugüne kadar görülmemiş bir düzeye ulaştı.
Hükümet-devlet, bir süredir, operasyonların Nevruz’a kadar sona ereceğini söylüyordu, ama şu andaki işaretler operasyonların devam edeceği yönünde.
PKK da savaş alanını büyük şehirlere taşıyarak iyimserliğin son kapılarını da kapattı.
Bu sıcakta, siyasetin alanı iyice daralıyor, Kürt siyaseti seçim başarılarına rağmen çok küçük bir alana sıkışmaya devam ediyor.
Dört yıl art arda Nevruz’larda ülkenin havasının değişmesi sağlanmışsa, sivil siyaset için, küçük de olsa bir yol vardır.
Nevruz’da bu ülkenin bütün vatandaşları, Türkler de Kürtler de siyasi iradelerden gelecek işaretleri dört yıl beklediler. Bu yıl beklenen ise kan dökülmesinden başka bir şey değil.
Nevruz, baharla yenilenen, canlanan hayatın ilk günüdür. Bugünün bütün kötü kokularına rağmen hayat yenilenmek zorundadır, başka çaresi yoktur.
Siyaset, hayatın yenilenmesinin önünü açabildiği sürece halkın desteğini alır. Hükümet-devlet de HDP de aslında bu mecburiyetle karşı karşıyadır.
Çocuklar ölmesin, maça gitsinler. Hiç kimse ölmesin, insanlar bütün ülkenin bütün sokaklarında korkmadan dolaşsın, gençler askerden evlerine sağ dönsünler, polisler ölümle burun buruna yaşamasınlar. Kürt gençleri barışçı bir dünya olabileceğine inansınlar.
Her şeye rağmen bu Nevruz’da yeni bir hayat için bir küçük tuğla konulabilir, bu tuğlanın üzerine barış duvarının örülmesi için bir adım atılabilir. Barış umutla yaşar, umutla gerçek olur.