Taraf Gazetesi’nin kurucularının gazeteden ayrılmasıyla kopan kavga, tartışmasız şunu gösterdi: Taraf, gazetecilik tarzıyla etkili olmuştur, yani işini yapmıştır. Taraf satış rakamlarının çok ötesinde etkiler yaratmış, dar çevrelerin bildiği, konuştuğu konuları geniş kitlelerin bilgisine açmıştır.
Her yayın, her yayıncılık tarzı tartışılabilir; ölçüleri, kaynakların kullanımı açısından da eleştirilebilir. Ama her gazeteye kesilebilecek tek bir ceza vardır, o gazeteyi almamak ve okumamak.
Taraf olayında başka bir şey oldu, birkaç taraflı bir öfke ve düşmanlık patlaması birkaç kanaldan boşaldı.
Gazetecilikle ilgili bir tartışma yapılmadı, sanki bir “düşman mevzisi” düşmüş gibi heyecanlar yaratıldı.
Tersi de yapıldı; gazetecilik savunması yerine, ölçüsüz karşı saldırılarla endazeyi iyice kaçıranlar da oldu.
Bir gazetenin kapanması ihtimaline sevinenlerin, bazı yazarların yazmayacak olması ihtimaliyle bayram edenlerin, başka bazı yazarların köşelerini kaybetmeleri üzerine en büyük tepkiyi gösterenler olması da “bir şey” gösteriyor.
Öyle bir öfke birikmiş ki, bu çifte standardın ne kadar utanç verici bir durum olduğunu kimse umursamıyor.
Bu savaşın taraflarında, basın özgürlüğünün sadece kendi tarafı için geçerli olup, başkalarının bu hakkı olamayacağı inancının bu kadar açık ifade edilmesi de bir açıdan yerinde oldu.
Birikmiş öfkenin boyutunu, savaşın tarafları için bunun ölümüne-öldürmeye bir savaş olduğunu çok açık bir şekilde gördük.
Böyle büyük öfkelerin her şeyin önüne geçtiği bir ortamda gazetecilik de siyaset de medeni mücadele alanı olamaz, sadece savaş alanı olabilir.
Bu ortamın yaratılmasından ötürü kimse kimseyi suçlamasın; bu ortam el birliğiyle yaratıldı, el birliğiyle kökleştirildi. Ama el birliğiyle çıkış mümkün değil; çünkü el birliği, en güçlü şekilde öfkelerin sivriltilmesi, düşmanlıkların her şeyin önüne geçmesi için çalışıyor.
“Saf”ların herkes için ifade özgürlüğünü savunmaya, her gazetenin yaşamasının önemini anlatmaya çabalamasının şu anda bir hükmü yok. Bir süre daha da olmayacağı belli.
Yine de Taraf’ın ve bütün gazetelerin yaşamasını dileyerek, meseleye bir saflık noktası daha koyabiliriz.