Irak savaşının yaklaşmasıyla birlikte, Körfez Savaşı sırasında da olduğu gibi Musul-Kerkük olayı çok konuşulur oldu. Önce tarihin "aşırı bir özetini" yapalım:
1. Musul-Kerkük bölgesinde önemli petrol yataklarının bulunduğunu, 19. yüzyıl sonlarında ilk kez Almanlar keşfetti.
Onların ardından ingiltere ve Fransa da bölgeyle ilgilenmeye başladı.
2. 1916'da, Birinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkacakları belli olan İngiltere ile Fransa Ortadoğu'yu bölüşme anlaşması olan Sykes-Picot ile Musul'un Fransa'ya kalmasında uzlaştılar.
3. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandığında, bölgede Osmanlı'nın Ali İhsan (Sabis) Paşa komutasındaki bir ordusu vardı. Çok yakındaki İngilizler bir emrivaki ile Ali İhsan Paşa'yı Musul'u boşaltmaya zorladılar ve bölgeye girdiler.
4. Son Osmanlı Meclisi'nin Mondros'a göre belirlediği ve Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin kabul ve ilan ettiği Misak-ı Millî sınırları içinde Hatay gibi Musul da yer alıyordu.
5. Lozan'da Musul sorununda anlaşma olmadı. Türkiye ile İngiltere'nin ikili görüşmelerle çözüm bulmaları kabul edildi. Eğer sorun 9 ayda çözülmezse, Milletler Cemiyeti'ne götürülecekti, Milletler Cemiyeti 1925 sonunda Musul'un Irak'ta, Hakkari'nin Türkiye'de kalmasına karar verdi. Irak 1932'ye kadar İngiliz mandası altında kalacaktı. Türkiye karara büyük tepki gösterdi.
6. Bu arada Türkiye'de Şeyh Sait ayaklanması çıktı.
7. 5 Haziran 1926'da Türkiye İngiltere ile bir anlaşma imzalayarak Milletler Cemiyeti kararı uyarınca Musul'un Irak'a kalmasını kabul etti.
8. Türkiye ve İngiltere ile Irak'ın da imzaladığı Ankara Anlaşması'na göre Türkiye Musul petrol gelirlerinden yıllık yüzde 10 pay alacaktı.
9. Bu ödemeler bir süre düzenli, sonra düzensiz olarak yapıldı. Buna göre Türkiye Irak'tan 1954'e kadar 3 milyon 500 bin sterlin aldı. Bütçe hesaplarına göre 1985'e kadar Türkiye'nin
2 milyon sterlin daha alması gerekiyordu. Irak ile ticari ilişkilerin geliştiği dönemde, 1985'te bu alacaktan vazgeçildiği bütçe hesabından çıkartılarak gösterildi.
Önce okuyalım
Dokuz maddede Musul-Kerkük meselesini özetledik. Ancak bu meseleyi tartışabilmek için çok daha fazlasını bilmek gerekiyor. Musul-Kerkük meselesinin gelişiminin farklı siyasi boyutları da bulunmaktadır.
Daha fazla ayrıntı için birkaç kitap önerelim:
Türk Dış Politikası, Editör Baskın Oran, Cilt 1 İletişim Yayınları.
Siyasi Tarih, Fahir Armaoğlu, SBF Yayınları.
İmparatorluktan Cumhuriyete Petropolitik, Hikmet Uluğbay.
Petrolün dünya politikasındaki rolü, onun çevresindeki para ve güç çatışmalarının bütün hikâyesi için de:
Petrol, Daniel Yergin, Türkiye İş Bankası Yayınları.
Eski defterler!..
Musul-Kerkük meselesi çerçevesinde olur olmaz konuşmalar yapılacak, yazılar yazılacak. Bunları izlerken önce temel bilgilere sahip olmalıyız.
Bir de şunu iyi düşünmeliyiz: Geriye dönük defterler açılıp, tarihe bırakılmış olayların peşine düşersek kârlı mı çıkarız, zararlı mı? Biz, birçok "eski defter"in artık tarihe kaldığını, "tarih" olduğunu, açılmaması gerektiğini savunmuyor muyuz?
Musul petrolü ve ötesi
Irak savaşının yaklaşmasıyla birlikte, Körfez Savaşı sırasında da olduğu gibi Musul-Kerkük olayı çok konuşulur oldu.
Haberin Devamı