Mesele aday değil

CHP ve MHP’nin kesin olmasa da bir cumhurbaşkanı adayı belirlemesiyle meselenin çözüldüğü havasına girenler çok oldu.

Adayı ana muhalefet ve yavru muhalefet ortaklaşa açıklarken beklenirdi ki, adaylarının seçimi kazanacağını da ilan etsinler.

Ülkede yüzde 40’ın üzerinde oy potansiyeline sahip iki siyasi parti ortak bir aday tespit ettiği zaman bunu seçimi kazanmak için yapar.

Oysa adayın ismi ilk telaffuz edildiği andan itibaren seçimi kazanmaya kararlı bir ruh ne adayı belirleyenlerde re de destekleyenlerde görünüyor.

İhsanoğlu Erdoğan’ı zorlar mı? İhsanoğlu ile seçimin denklemi değişebilir mi? Sorular bu minval üçerine dönüp dolaştığı zaman zaten adayın çevresinde “kazanma” rüzgarının esmesi mümkün değildir.

Muhalefetin, ana muhalefetin uzun süren dramı da buradadır. Ana muhalefet adı verilen siyasi partinin er an iktidar adayı olması ve iktidar partisinin bir ayağının sürçmesiyle iktidarın favorisi olması bu sistemin temel mantıklarından biridir.

CHP ise uzun zamandır hiç bir seçime “kazanma” ihtimaliyle katılmıyor.

Haberin Devamı

20 genel seçiminde de mesele CHP’nin iktidar alternatifi olması değildi, AKP’nin yüzde 50’ye ulaşıp ulaşmayacağıydı.

30 Mart yerel seçiminde de mesele “kazanmak” olmadı. İzmir’i Antalya’yı tutmak, İstanbul ve Ankara’yı MHP desteğiyle almaktan ibaretti seçim hedefi. Sadece İzmir’i elinde tutabilen, ülkenin yarısına yakın kesiminde “olmayan” bir siyasi partinin iktidar alternatifi olmaya ne kadar layık olduğu bellidir.

CHP adayını MHP’nin ve Gülen Cemaatinin desteğiyle halkın önüne çıkarırken yine seçimi kazanmak üzerine bir hedefi ortaya koyamıyor.

Hedef Tayyip Erdoğan’ı birinci turda seçtirmemekten ibarettir. Bunun için de HDP’nin de kuvvetli bir aday çıkarması gerekiyor.

Bunlar olacak ve Erdoğan ilk turda yüzde 50’i alamayacak, ikinci tura kalınca da muhalefet amacına ulaşmış olacak.

Seçimi kazanmama üzerine seçim stratejisi kuranların siyaset yapma nedenleri bile tartışılır hale gelir. Nitekim muhalefet “seçimi kazanmama” üzerine o kadar odaklanmıştır ki, ortaya bir de “boykot” lafları atılmaya başlanmıştır.

Haberin Devamı

Seçim kazanmayı hedeflemek bir yana seçime bile katılmamayı konuşabilen bir ana muhalefetin muhalefetliği bile kalamaz.

Kısa bir nefeslenme arası vereceğiz. Haftaya görüşmek üzere.

DİĞER YENİ YAZILAR