Haberin Devamı
Milletvekilleri kendi maaşlarına her zam yaptıklarında aynı tepkilerle karşılaşırlar. Genel kanaat “bizi değil kendilerini düşünüyorlar” şeklinde ortaya çıkar ve böylece siyasetin aşağılanmasına elverişli bir ortam doğar.
Milletvekillerinin maddi sorunu olmamalıdır yaklaşımının gerekçesi, para kazanmak için başka işlerle uğraşmalarının önüne geçmek ve maddi güç sahiplerinden etkilenmemelerini sağlamaktır. En basitinden, ileride “nemalanmak” umuduyla lobi yapmalarına vesile yaratmamaktır.
Siyasetten emekli olanların da hayat gailesi peşine düşmemeleri de emekli vekillerin geçinmelerini sağlayacak düzeyde gelir sahibi olmaları da böyle düzenlemelerin amaçlarından biri olarak belirtilir.
Bunların hepsi haklı gerekçelerdir. Ama siyaset-para ilişkisinde asıl sakatlık vekil maaşlarında değildir. Siyasi partilerin gizli hesapları olmaması için, “büyük bağışlar” peşinde koşmamaları için bizdeki sistem, ihtiyaç duyulan bütün maddi kaynağın devlet tarafından sağlanmasıdır. Bu sistemle siyasi partilerin faaliyetlerinin finansmanı vatandaşın ödediği vergilerden karşılanmış olur.
Düzgün bir bağış sistemi ve üyelerin katkılarıyla sağlanan bütçeler yerine bütün parayı devletin vermesi bir ölçüde yozlaşmaları engelleyebilir. Ama sistemin mantığı, her siyasi partinin aldığı oy oranına göre devletten para alması olunca hem belli bir eşitsizlik ortaya çıkmakta hem de parti üyelerinin aidat vermesine gerek kalmamaktadır. Oysa Avrupa demokratik sisteminde esas olan, parti üyelerinin siyasi katılımlarının ilk aşaması olarak küçük de olsa aidatlarıyla faaliyetin içinde yer almak için ilk adımı atmalarıdır.
Siyasi parti yöneticilerinin asla değiştirmeye kalkışmadıkları Siyasi Partiler Kanunu ile getirilmiş düzende, bir siyasi partiyi bir kez başarıya taşıyan yönetici kadro, devletten aldığı parayla hem sonraki siyasi çalışmalarını hem de yerlerinden kımıldatılmamayı garanti altına alıyor.
Siyasi Partiler Kanunu ve partilerin devletten aldıkları yüksek paralarla ortaya çıkmış olan “kapalı düzen” ile milletvekili maaşlarının miktarından çok daha ciddi olmak üzere bir anti-demokratik yapı güvence altına alınmış durumdadır.
Demokrasi tartışmaları içinde hiçbir siyasi parti bu yapının sakıncalarına değinmez, değinemez. Milletvekili maaşları dolayısıyla aldığı tepkileri de sineye çeker ve bunun ötesinde bir sorgulama olmamasıyla da ortak bir memnuniyet hâli devam edip gider.