Lice’nin arkası

Haberin Devamı

Türkiye, iki ay önce en büyük toplumsal yangınını söndürmekte büyük mesafeler almış bir ülke olarak görünüyordu.

Şimdi ise her tarafı tutuşmaya hazır, gerilimleri en tepe noktada bir ülke görüntüsü veriyor.

Lice olayı da yeni bir öfke dalgasının kabarmasına yol açarken, barış sürecine karşı olan çevrelerin olaya bu kadar heyecanla sarılması bile ciddi bir kuşku yaratmadı.

Taksim’in arkasında ne varsa Lice’nin arkasına da aynı toplumsal huzursuzluk kaynaklarının üzerine döşenen kuşku yığını var.

Bu kuşku yığını da sürekli olarak çatışmacı bir dille besleniyor. Çatışmacı dilleri öne çıkarmak, sadece kendisini taraf hissedenleri değil, aslında taraf olmayanları da gerilimin içine sürüklemekte her zaman en başarılı yöntemdir.

Kazanan var mı?

Türk toplumu esas sorununu uzlaşmacı yöntemlerle, barış diliyle çözmeye yönelmiş ve bunun gerektirdiği hassasiyetleri benimsemişken bugün alabildiğine bir çatışma diliyle bombardıman ediliyor.

Çatışmacı dilin egemenliği devam ettikçe de Hükümet’in, Tayyip Erdoğan’ın barış sürecini bundan sonra nasıl yöneteceğine ilişkin sorular artıyor.

“Komplo”nun amacı Türkiye’nin bir kez daha barış dilinden uzaklaşması, barış sürecini baltalamak ve Hükümet’i en kuvvetli olduğu alanda zayıflatmak ise, bunda epeyce mesafe alındığı ortadadır.

Barış dilinden uzak kaldıkça, barış sürecine olan inanç ve umut da zayıflayacaktır. O zaman da başka Lice’ler gelir, barış karşıtı cephe kendisine yeni oyun alanları bulur.

Hiç de zor değil

Lice’nin arkasındaki siyasi iradenin barış sürecindeki kararlılığına ilişkin soru işaretlerini gidermek sadece siyasi iradeye aittir.

Siyasi iradenin, barış sürecindeki kararlılığının zayıflamadığını göstermesinin yollarını herkes biliyor.

Önce çatışmacı dili yok etmek, suni kuşku ve korku alanlarını silmek siyasi irade için zor değil. Siyasi iradeden medyaya aktarılmış çatışma dilini bertaraf etmek de zor değil.

En fazla saldırı altında oy desteği yüzde 45’in altına düşmeyen Hükümet bu rahatlığını barış diline dönüşle gösterdiği zaman bugünkü genel manzara hızla değişecektir.

DİĞER YENİ YAZILAR